08-02-2012
|
#2
|
Prof. Dr. Sinsi
|
Farzet Ki Öldün
KABİR
Kabir ve Sorgusu
Gönlünün sevinç ve neşeden uçar gibi olduğu
veya hüzün ve ibretle dolduğu o anda kendini bir
düşün! Kabri ve onun dehşetli manzarasını,
oradaki iki meleği ve Rabbine olan imana ilişkin
sorularını bir tasavvur et! Ya Rabbinden gelen
kesin söz (Kelime-i Sehadet) ile
desteklendiğinden sebatlı ve kararlı veya
yardımsız, şaşkın ve ürkeksin O iki meleğin
sorgulamak üzere tutup seni oturtmak için çağırdıkları
anki seslerini düşün! O daracık mezar
çukurunda oturuşunu göz önüne getir Kefenlerin
iki yanına düşmüş, gözünün üzerine konulmuş
pamuklar yerlerinden ayrılıp ayağının yanına
kaymıştır Bunları düşün, sonra da onların şekline
ve vücutlarının büyüklüğüne gözünü dikişini bir
tahayyül et! Eğer onları güzel şekilleriyle
görürsen, kalbin başarı ve kurtuluşa erdiğini kesin
olarak anlar Eğer kötü manzaralarıyla görürsen,
gönlün mahv ve helakine kanaat getirir Düşün
onların nağme ve sorularıyla ses ve sözlerini;
sonra da eğer sebat lütfetmişse Allah'ın desteğini
veya seni yalnız başına yardımsız terketmişse
şaşırtmasın!
Kabrin Cennet ve Cehenneme
Açılması
Ya kesin veya şaşkın ve şüpheli cevabını
düşün! Şanı yüce Allah sana sebat ihsan etmişse
o iki meleğin sevinçle sana yöneldiklerini,
Cehenneme kapı açmak için ayaklarıyla kabrin
yanlarına vurduklarını bir düşün! Sonra
Cehennemin, ateşiyle kızışıp kaynayışını, o anda
meleklerin seninle olan konuşmalarını göz önüne
getir Cenab-ı Hakk'ın seni koruduğu bu
manzaraya bakıp duruyorsun Bundan dolayı
gönlünün neşe ve sevinci bir kat daha artar Acz
ve zaafına rağmen nasıl bir ateşten kurtulduğunu
gözlerinle görüp inanırsın
Sonra o iki meleğin, ayaklarıyla kabrinin
yanlarına yeniden vurduklarını, mezarının, ziynet
ve nimetleriyle Cennete açılışını ve meleklerin şu
sözlerini bir tahayyül et! "Ey Allah'ın kulu!
Cenab-ı Hakk'ın senin için hazırladıklarına bak!
Bu senin makamın ve kavuşacak yerindir!" Bu
Cennet nimetlerini ve saltanatının göz alıcılığını
ve bu müşahede ettiğin nimetlerle parlak
güzelliklere bir gün kavuşacağını görmekten
gönlünün sevinç ve neşesini düşün!
Eğer böyle değilsen, bütün bunların tersini;
azarlanışını, Cenneti görüp de meleklerin sana
söyleyecekleri, "Aziz ve Celil olan Allahın seni
mahrum bıraktığına bak!"; Cehhenemi görüp de
sana yöneltecekleri, "Allah'ın senin için
hazırladıklarına bak! Bu senin yurdun ve varacak
yerindir'" şeklindeki sözlerini düşün! Bu ne
büyük tehlike!
Bu iki halden hangisinin kabirde senin halin
olacağını öğreninceye kadar, dünyada sana ne
büyük gam ve üzüntü vardır! Sonra yokluk ve
peşinden de imtihan! Nihayet eklemlerin
parçalanacak, kemiklerin mahvolacak, vücudun
da çürüyüp dağılacak Fakat, ölüm meleğinin
verdiği müjdenin hüzün veya sevinci ruhundan
hiç geçmeyecek Canın, sürekli olarak yeniden
diriliş anında karşılaşacağı Allah'ın gazab ve
azabının veya O'nun rıza ve mükâfatının
bekleyişi içinde bulunacaktır
Sen bunu bekleyip dururken ruhun Cennetteki
makamına veya Cehennemdeki yerine arz
edilecektir Ruhunun hasret ve üzüntüleri ya da
neşe ve sevinci ne büyük olacak! Nihayet
ölülerin bekleme süresi tamamlanacak Yer ve
gök, sakinlerinden boş kalacak Hepsi bir
zamanlar canlı ve hareketliyken sönüp
kalacaklar Artık ne duyulan bir ses, ne de
görülen bir karartı vardır Sadece O En Yüce
Cebbar olan Allah Teala kalmıstır Tıpkı azamet
ve yüceliğiyle tek ve yalnız olarak ezelde olduğu
gibi!
|
|
|