Prof. Dr. Sinsi
|
Asr-İ Saadette Kadın Ve Aile Hayatı
Prof Dr Rıza SAVAŞ
Özgeçmişi:
Erzurum, 1953, Atatürk Ü İlahiyat Fak , Bildiği Yabancı diller: Arapça ve İngilizce
Tezleri:
1-Yüksek Lisans tezi: Emeviler'de İkta
2-Doktora tezi: Hz Muhammed Devrinde Kadın
Kitapları:
Telif kitapları:
1 Hz Muhammed (sav) Devrinde Kadın, İstanbul 1991
2 Raşid Halifeler Devrinde Kadın, İstanbul 1996
3 Emeviler Devrinde Kadın, İstanbul 2001
4 Siyer ve Kaynakları, İzmir 1995
5 99 Soruda İslamın Kadına Bakışı, İstanbul 1997
6 Bütün Yönleriyle Asr-ı Saadet'te İslam, I-V, İstanbul 1994, (I, 297-305 sayfaları ile IV, 229-369 sayfaları arası)
7 Kur’an Atlası, Ankara 2007 (Ömer Dumlu ile beraber)
Tercüme kitapları:
Seyyide İsmail Kaşif, İslam Tarihinin Kaynakları ve Araştırma Metotları, (Mehmet Şeker ve Ramazan Şimşek'le birlikte), İzmir 1997
Makaleleri:
Telif makaleler:
1 "İslam'dan Önce Hicaz Bölgesindeki Araplar'da Tarih", D E Ü İ F D , sayı: VII, İzmir 1992
2 "Hz Aişe'nin Evlenme Yaşı İle İlgili Farklı Bir Yaklaşım", D E Ü İ F D , sayı: IX, İzmir 1995, s 139-144
3 " 'Tahrirü'l Merr'e' İsimli Kitabın Tanıtımı", D E Ü İ F D , sayı: IX, İzmir 1995, s 503-518
4 "İslam Dünyasında Kadınlarla İlgili Olarak Yazılmış Önemli Eserler", sayı: XI, İzmir 1998, s 101-111
5 "Hz Peygamber'in Bir Kadın Konuğu: Kayle bint Mahrama", D E Ü İ F D , sayı: XII, İzmir 1999, s 39-46
6 "Oluşmuş Müslüman Kadın İmajının Kur'an'da Bulunmayan Yanları İle İlgili Bazı Örnekler", Fidan (Dini-İlmi-Edebi ve Aktüel Dergi), İzmir 1995
7 “Mekke’de İslamiyet’in Yayılmasına Akrabalık Açısından Bir Bakış”, İSTEM, Yıl: 2, Sayı: 4, 2004, sayfa: 35-52, Konya 2004
8 “Râşid Halifeler Arasındaki Akrabalık Bağları” İSTEM, Yıl: 3, Sayı: 6, 2005, sayfa: 121-133, Konya 2005
9 “Emeviler Devri Eğlence Hayatından Kesitler ve Dönemin Bazı Kadın Şarkıcıları”, İSTEM, Yıl: 4, Sayı: 8, 2006, sayfa: 51-61, Konya 2006
Tercüme makaleleri
1- "eş-Şemarih fi İlmi't-Tarih Tercümesi ve Notlar (es-Suyuti'den)", D E Ü İ F D , sayı: XI, İzmir 1998, s 183-199
Diğer Çalışmaları:
1 "el-Mesudi'ye Göre Fırat Nehri", Fırat Üniversitesi Türk-İslam Tarih Medeniyet ve Kültüründe Fırat Havzası I Sempozyumu, 23-26 Mart 1987, Fırat Üniversitesi, Elazığ
2 "Ömer Nasuhi Bilmen'in 'Ashab'ı Kiram Hakkında Müslümanların Nezih İtikatları' Kitabının Kaynakları Üzerine", Atatürk Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Ömer Nasuhi Bilmen Sempozyumu Erzurum
3 "İslam Dünyasının Çağdaşlaşması Bağlamında Kasım Emin'in 'Tahrirü'l Mer'e', Türkiye'nin Çağdaşlaşma Problemi ve İslam" (Sempozyum 3-4 Mayıs 1997, İzmir), Ankara 2000 s 61-81
4 "İslam'a Göre Kadının Toplumdaki Yeri", İslam'ın Işığında Kadın, Ankara 1998, T D V Kadın Kolları Konferans ve Panelleri: 1996-1997), s 95-112
5 "Tarihi Seyri İçinde Kadının Sosyal ve Siyasi Konumu", İslam'ın Işığında Kadın, Ankara 1998, T D V Kadın Kolları Konferans ve Panelleri: 1996-1997), s 129-138
6 "Emeviler Devrinde Saife Seferleri ve Kayseri", III Kayseri ve Yöresi Tarih Sempozyumu 6-7 Nisan 2000, Kayseri 2000 s 445-458
7 "Mama Hatun (Selçukluya Bağlı Saltuklu Beyliğinde Bir Kadın Yönetici)", I Uluslar Arası Selçuklu Kültür ve Medeniyeti Kongresi, 11-13 Ekim 2000 Konya, Selçuk Üniversitesi
8 "Cüveyriyye bint Ebu Süfyan", T D V İ A , İstanbul 1993, (VIII Cilt)
9 "Cüveyriyye bint Haris", T D V İ A , İstanbul 1993, (VIII Cilt)
10 "Kabiha", T D V İ A
11 "Kuaybe bint Sa'd el-Eslemiyye", T D V İ A
12 "Kuteyle bint Kays", T D V İ A
13 "Leyla bint Ebi Hasme", T D V İ A
14 "Leyla bint el-Hatim", T D V İ A
15 "Leyla el-Ğifariyye", T D V İ A
16 "Meymune bint el-Haris", T D V İ A
17 "Meysun bint Bahdel", T D V İ A
Birinci Bölüm
SOSYAL HAYATTA KADIN
I İslâm'ın Kadınlar Arasında Yayılması
A- Mekke Devri
1 İlk Müslüman Kadınlar
Hz Peygamberin ilk hanımı olan Hz Hatice'nin islâm'ı kabul eden ilk kişi olduğu kesindir [37] Kur'ân'da, kocasına inanmayan kadınların zikredilmesi[38] ve ekonomik yönden Hz Hatice'nin kocasına bağımlı olmaması, O'nun, îslâm'ı sadece Hz Peygamberin hanımı olduğu için kabul etmiş olabileceği ihtimalini ortadan kaldırır
Hz Hatice'nin Hz Peygamberi yakinen tanıması, yalan söylemeyeceğine inanması, semavî dinler hakkında bilgisine güvendiği amcasının oğul Varaka b Nevfel'in,[39] O'nun peygamber olduğunu söylemesi[40] ve Mekkeli inanmayanların peygamberlik dışında ona isnat ettikleri sihirbazlık,[41] şairlik,[42] delilik[43] gibi özelikleri taşımadığım bilmesi, O'nun islâm'ı kabul etmesinin en önemli sebepleri olarak kabul edilebilir
ilk vahiy geldiği sırada Hz Peygamber, eşine: "Ey Hatice bana ne oluyor? Gerçekten ben canımdan korktum " der ve başından geçenleri anlatır Hz Hatice, ona: "Öyle deme, sevin, Allah'a yemin ederim ki, Allah seni hiçbir zaman utandırmaz Yine Allah'a yemin olsun, sen akrabam gözetir, doğru söyler, güçsüzlerin yükünü yüklenir, kazandırır, misafiri ağırlar ve doğruların yardımcısı olursun " diyerek kocasına güvenini, daha işin başında ortaya koyar [44]
Hz Hatice islâm'a girdikten sonra, onun Hz Peygamberden olan kızları Rukıyye, Zeyneb, Ummu Kulsum ve Fatıma da müslüman olur [45] Diğer taraftan, Hz Hatice'nin önceki kocası Atik b Aiz b Abdillah'tan olan kızı Hind de, islâm'a girer [46] Yine Hz Hatice'nin yeğeni Umeyme'nin ve kızının müslüman oldukları rivayet edilmektedir [47]
islâm'ın kadınlar arasında yayılmasının sebepleri arasında, Hz Peygamberle akrabalığın Önemli bir yeri olduğu anlaşılmaktadır Hz Peygamber, Kur'ân'ı tebliğ etmekle görevlendirildiği zaman,bu işe akrabalarından başlaması yolundaki ilahî emri [48]yerine getirirken Safiyye bint Abdil Muttalib ve kendi kızı Fatı-ma'ya tebliğde bulunması dikkat çekicidir [49]
Abdullah b Abdilmuttalib'i evliliğinin baharında kaybeden kız kardeşleri, yeğenleri Muhammed'i onun yerine koyarak seviyorlardı denilebilir Safiyye bint Abdilmuttalib'in, hem Hz Pey-gamber'in halası hem de Hz Hatice'nin akrabası olmasının,[50] O'nun islâm'ı kabul etmesinde önemli etkisi olduğu söylenebilir Hz Peygamberin halalarından Abdulmuttalib'in kızları Ervâ, Atike ve Umeyme'nin islâm'ın geldiği devre yetiştikleri ve müslüman oldukları rivayet edilmektedir [51] Hz Peygamberin, islâm gelmeden önce ölen halası el-Beyzâ (Ummu Hakim) bint Abdilmuttalib'in kızları Sa'da bint Küreyz ve Erva bint Küreyz'in de islâm'a girdikleri anlaşılmaktadır [52] Yukarıda ismini kaydettiğimiz Umeyme bint Abdilmuttalib'in kızları Hamne bint Cahş ve Zeyneb bint Cahş anneleri gibi müslümanlarm yanında yer alırlar [53]
Hz Peygamberin dedesi Ab dul muttalib den daha yaşlı olduğu rivayet edilen[54] Rukayka bint Ebi Sayfî'nin Mekke'de, müslüman Haşimi kadınlar arasında özel bir yeri olduğu söylenebilir Müslümanların, onun yaşından ve tecrübesinden faydalandıkları düşünülebilir, ibn Sa'd, ayrıca eserinde diğer inanan Haşimî kadınlar listesini de vermektedir [55]
Yukarıda sıraladığımız kadınların, islâm'a girdikleri tarihler genelde zikredilmez Kaynaklardaki çeşitli ifadeleri dikkate alarak, Hz Peygamberin yakın akrabalarından olan bu kadınların, islâm'ın ilk yıllarında müslüman olduklarını söyleyebiliriz
Kadınların islâm'a girmelerinin sebeplerinden bir diğeri de onların psikolojik yapılarıdır, denebilir Mekke devrinde evinin yanında yaptığı mescidde [56]Kur'ân okuyan Hz Ebi Bekir'i dinlemeye gelen Mekkeli inanmayanlar arasında kadınların da bulunduğu ve onların erkeklere göre Kur'ân'dan daha çok etkilendikleri anlaşılmaktadır Nitekim Hz Ebu Bekir'in bu faaliyetini duyan Mekkeli inanmayanların: "  Ebu Bekir'in, kadınlarımızı ve çocuklarımızı fitneye düşüreceğinden korkuyoruz  " dedikleri rivayet edilmektedir [57]
Buna benzer bir ifadeyi, Ebu Sufyan b Harb, Bizans kiralı Herakleios (610-641 m )'e [58]islâm'a girenler hakkında bilgi verirken: "Muhammed'e uyanlar zayıflar, miskinler, gençler ve kadınlardır  " diyerek kullanır [59]
Ayrıca ilk müslüman erkeklerden olan Hz Ebu Bekir, Hz Osman, Tahla, ez-Zubeyr, Abdurrahnıan b Avf ve Ammar b Yasir'in annelerinin müslüman oldukları rivayet edildiği halde aynı insanların babaları hakkında böyle bir genelleme yapılamamaktadır [60]
Mekke döneminin ilk yıllarında, toplumda güçsüz insanların islâm'ı seçmeleri ve bundan dolayı zulüm ve işkencelere maruz kalmaları, acıma duygusu taşıyan bazı kimseleri, özellikle erkeklere göre bu duyguları daha güçlü olan kadınları etkilediği söylenebilir [61]
Hz Peygamberin amcaları Ebu Leheb ve Ebu Talib'in müslüman olmadıkları; Abbas'ın ise sonraki yıllarda islâm'a girdiği rivayet edilir [62] Halbuki Ebu Talib'in eşi Fatıma bint Esed'in kocasının ölümünden sonra islâm'a girdiği [63]ve Abbas'm hanımı Lubane bint el-Haris'in ise Hz Hatice'den sonra müslüman olan ilk kadın olduğu [64] rivayet edilmektedir
Cahiliye toplumunun kadına olumsuz bakışının da, onların islâm'a girmelerinde etkili olduğu söylenebilir
Yukarıda kaydettiğimiz rivayetlerden, islâm'ın ilk yıllarında müslüman olan kadınların sayısının erkeklere göre daha çok olduğu sonucu çıkar Halbuki Hz Ömer islâm'a girdiği zaman müs-lümanların sayısının, kırk erkek, on kadın veya kırk beş erkek, on bir kadın olduğu rivayet edilmektedir [65] Hz Ömer'in müslüman olmasından önce islâm'a giren kadınların listesini tam olarak ortaya koymak şimdilik mümkün değilse de bu rakamın, on bir sayı-sının üzerinde olduğu anlaşılmaktadır
Hz Ömer'in Habeşistan'a ilk hicret eden kafileden sonra Daru'l-Erkam'da müslümanhğı en son kabul eden kişi olduğu kaydedilmektedir [66] Buna göre Hz Ömer'den Önce müslüman olan kadınları şöyle sıralayabiliriz:
l Hz Hatice;[67]
2 Lubane bint el-Haris [68]
3-4-5-6 Hz Peygamberin Kızları [69]
7 Ummu Seleme bint Ebî Umeyye
8 Leylâ bint Ebî Hasme
9 Sehle bint Süheyl
10 Ummu Kulsüm bint Süheyl b Amr [70]
11 Fatıma bint el-Hattab [71]
12 Cariye bint Amr [72]
13 Esma bint Umeys
14 Remle bint Ebî Avf[73]
15 Selmâ bint Umeys [74]
16 Selmâ bint Sahr [75]
17 Sumeyye[76]
18 Ummu Eymen [77]
19 Safıyye bint Abdilmuttalib [78]
20 Zinnîre [79]
21 Esma bint Ebî Bekir [80]
Bu sayıyı daha da yükseltme ihtimalinin bulunduğunu ifade edebiliriz
Verilen bu listeye göre, Ibn îshak'm eserinde yer alan rivayetin, Hz Ömer müslüman olmaya karar verip Daru'l-Erkam'a geldiği zaman, orada bulunanların sayısını ifade ettiğini söyleyebiliriz Çünkü tekbir sesinin evin arkasından duyulduğunu söyledikten sonra ravî, bunu desteklemek üzere orada bulunanların sayısını vermiş olabilir [81] Bu rivayeti iki şekilde anlamak mümkün olduğu için bu yanlışlık ortaya çıkmıştır denebilir [82]
2 İşkence Gören Kadınlar
Kur'ân'm ifadesiyle "mustad'af (güçsüz)" durumda olan Mekke müslümanlarının, "halkı zalim olan şehir (Mekke)"de her türlü işkence ve baskılara uğradıkları anlaşılmaktadır [83]
Mekkeli Mahzum oğullarının azatlı kölesi olan Sumeyye bint Hubbat, ailesiyle beraber Mekke devrinin ilk yıllarında islâm'a girer Mahzumîlerin, İslâm'a girdiklerini açıklayan bu aileyi, dinlerinden vazgeçirmek için öğle sıcağında Mekke'nin kızgın kumlarına çıkarıp işkence ve eziyet ettikleri rivayet edilmektedir Bir gün yine aynı işkence yapılırken, Ebu Cehil, ailenin yaşlı hanımı Sumeyye'yi sapladığı harbesiyle şehit eder Dininden dönmediği için hayatını kaybeden bu kadın, Ammar b Yasir'in annesi ve islâm'ın ilk şehididir [84]
Müslüman oldukları için işkence ve eziyetlere maruz kalan esir statüsündeki insanlardan bazılarım, Hz Ebu Bekir'in satın alıp hürriyete kavuşturduğu rivayet edilir Bunlar arasında Lubeyne[85] en-Nahdiye, Zinnîre, Ummu Ubeys[86] ve Bilal'in annesi Hamame[87] isimli kadınların da bulunduğu anlaşılmaktadır Yapılan bu işkenceler yüzünden Zinnîre'nin bir süre gözleri kör olur Kureyş'in: "el-Lât ve el-Uzza, onun gözlerini kör etti " dediklerini duyan Zinnîre: "Allah'ın evine yemin ederim ki onlar yalan söylemişlerdir; el-Lât ve el-Uzza hiç kimseye fayda ve zarar veremezler " der Daha sonra gözleri iyileşir [88]
Mekkeli müşriklerin, islâm'a giren bu güçsüzleri dinlerinden vazgeçirmek için dövdükleri ve bu işkencelerin, dayak atan kişinin yorulmasına kadar sürdüğü rivayet edilmektedir Nitekim Ibn Hişam, müslüman olmadan önce Hz Ömer'in Adî oğullarının bir kolu olan Muemmil oğullarının cariyesini islâm'dan vazgeçirmek için yoruluncaya kadar dövdüğünü kaydeder [89] Hz Ebu Bekir, onu satın alıp hürriyete kavuşturarak bu işkenceden kurtarır
işkence ve eziyetler Mekke'deki köle ve cariyelerde sınırlı kalmaz; hür insanların da zaman zaman aynı sıkıntılara katlanmak mecburiyetinde kaldıkları anlaşılmaktadır Ibn Hazm, Hz Ömer'in müslüman olmadan önce, kendisinden evvel islâm'a giren kız kardeşi Ununu Cemil'e işkence yaptığını kaydeder [90] Ayrıca Kureyşli bir gencin, Hz Peygamber'in kızı Fatıma'nm başını yardığı rivayet edilmektedir [91]
3 Habeşistan'a Hicret Eden Kadınlar
Hz Peygamber, Mekke'de baskı ve işkenceye uğrayan müslü-manlarm Habeşistan'a sığınmalarını söyler [92] Bunun üzerine müslümanl ardan bazıları, inançları uğrunda vatanlarını terk etmeye karar verir
Bunlar arasında inanmış kadınlar da bulunmaktadır Müslümanların, Habeşistan'a hicretlerinin ve burayı tercihlerinin elbette çeşitli sebeplerinden söz edilebilir [93] Bu sebepler arasında, Hz Peygamberin dadısı Ummu Eymen'in Habeşistanlı olması [94] ve islâm'dan önce aynı ülkeden biriyle evlenmesi de düşünülebilir Asıl adı Bereke olan bu kadın, Habeşistanlı Ubeyd isimli biriyle evlenir ve Eymen b Ubeyd'i dünyaya getirir Bu sebeple Bereke, Ummu Eymen künyesini alır Ummu Eymen, Hz Peygamber'in hürriyete kavuşturduğu kölesi Zeyd b Harise ile Ubeyd'den sonra evlenir [95]
Ummu Eymen'in Habeşistan'a hicret ettiği rivayet edildiği [96]halde, bu konuda onunla ilgili başka bilgilere şimdilik sahip değiliz Ummu Eymen gibi köle statüsündeki bir kadının ve kocasının Habeşistan'da herhangi bir itibara sahip olmayacakları düşünülmemelidir Çünkü bu çağlarda esir dümüş bazı insanların, kendi vatanlarının ileri gelen ailelerinden olabilecekleri anlaşılmaktadır [97]
Habeşistan'a göç etmeye mecbur oîan müslüman kadınların, gidiş, dönüş ve orada kaldıkları sırada, Mekke'de gibi olmasa da, yine sıkıntılara ugradıklan ifade edilmektedir Hz Peygamberin kızı Rukıyye ile evli olan Utbe b Ebî Leheb, Tebbet sûresi nazil olduktan sonra O'ndan ayrılır Hz Osman'la evlenen Rukıyye'nin, kocasıyla beraber ilk kafile ile Habeşistan'a hicret ettiği, yolculuk esnasında düşük yaptığı[98] ve güzelliğinden dolayı orada rahatsız edildiği [99]rivayet edilmektedir Yine Reyta bint el-Haris, Habeşistan'dan dönerken yolculuk esnasında hayatını kaydeder [100]
Habeşistan'daki müslümanlann başkanı olduğu söyleyebileceğimiz Cafer b Ebi Talib'in [101]hanımı Esma bint Umeys, orada dünyaya getirdiği Abdullah'la beraber Habeş kiralının oğlunu da emzirir [102] Bu sebeple müslümanlann, Habeş krallığı ile ilişkilerinin daha iyiye gitmesine Esmanın katkısının olduğu anlaşılmaktadır Esma'nın, bu iyi ilişkileri daha sonra da sürdürdüğü ve islâm'a giren Habeşlilcrin, ona gelip "ülkelerinin haberlerini" verdikleri kaydedilmektedir [103]
O halde islâm'ın Habeşistan'da yayılmasında kadınların,da katkılarının olduğu söylenebilir
Ubeydullah b Cahş, hanımı Ummu Habibe bint Ebi Sufyan ile hicret ettiği Habeşistan'da islâm'ı bırakıp Hıristiyanlığa girer Ummu Habibe ise, kocasına yanlış hareket ettiğini söyleyerek, dininde sebat eder ve kocasına uymaz Bu sebatını kocasının ölümünden sonra da devam ettiren Ummu Habibe, Hz Peygamberle" evlenir [104]
Habeşistan muhacirleri arasında yer alan Şevde bint Zem'â da, kocası es-Sekrân b Amr'ın islâm'ı bırakıp Hıristiyanlığa girmesine rağmen, dininden ayrılmaz [105] Hz Hatice'nin ölümünden sonra Hz Peygamber, Şevde ile evlenerek O'nu onurlandırır [106]
4 Medine'ye Hicret Eden Kadınlar
Medine'ye hicrete karar verilince, evli-bekâr bütün inanan Mekkeli kadınlar da gönüllü olarak yurtlarını ve yakınlarını bırakıp inançları uğruna bu göçe katılırlar Fakat onları bazı sıkıntılar ve engellemeler beklemektedir
Ebu'l-As, eşi Hz Peygamber'in kızı Zeyneb'in Medine'ye hicret etmesine müsaade etmez Ancak daha sonra Bedir savaşında müslümanlara esir olan Ebu'l-As, hanımının Medine'ye göç etmesine izin vermesi karşılığında serbest bırakılınca Zeyneb'in hicret etmesine müsaade eder [107] Fakat Habbar b el-Esved, attığı okla yola çıkan Zeyneb'i sırtından vurup yere düşürür [108] Bu sebeple Zeyneb'in düşük yaptığı,[109] aldığı bu darbe yüzünden bir türlü hastalıktan kurtulamadığı ve sekizinci hicri yılda genç yaşta Öldüğü rivayet edilmektedir [110] Yine Mekkeli inanmayanlardan el-Huveyris b Nukayz'ın, Hz Peygamberin bekâr kızları Fatıma ve Ummu Kulsum'e, Medine'ye hicret ettikleri zaman eziyet ettiği ve hicret etmelerine engel olmaya çalıştığı kaydedilmektedir [111]
Daha önce Habeşistan'a hicret edip orada bir kaç yıl kaldıktan sonra Mekke'ye dönen [112]Ummu Seleme Ailesi, bu defa da Medine'ye hicrete karar verir Bu kararı duyan Ummu Seleme'nin akrabaları onun Medine'ye hicret etmesine müsaade etmezler Diğer taraftan kocasının akrabaları oğlu Seleme'yi elinden alırlar Ailenin erkeği tek başına Medine'ye hicret etmeye mecbur olur Medine'ye gitmesi engellenen, oğlundan ve kocasından ayrılan Ummu Seleme'nin Mekke'de hemen hemen her gün ağladığı ve bu durumun bir yıl kadar sürdüğü rivayet edilmektedir- Nihayet kararlı tutumu ile Ummu Seleme çocuğunu alarak Medine'ye hicret için yola çıkar, kendisine bu yolculuk esnasında, hakkında "Arap erkekleri içinde ondan daha nazik ve efendisini görmedim" dediği Osman b Ebi Talha yardımcı olur [113]
Hz Peygamber'in ve babası Hz Ebu Bekir'in hicret etmeleri sırasında onlara yardımcı olan Esmanın, Medine'ye hicret ederken Küba'da Abdullah b ez-Zubeyr'i doğurduğu rivayet edilmektedir [114]
Medine'ye hicret için inanan kadınların, büyük gayret gösterdikleri ve hürriyetleri uğruna tehlikeleri göze aldıkları anlaşılmaktadır Nitekim Hz Peygamber'in dadısı Ummu Eymen'in Mekke'den Medine'ye yürüyerek hicret ettiği ve yolculuk sırasında büyük sıkıntılara katlandığı rivayet edilir [115]Yine Yemen tarafında yaşayan Devs kabilesinden olduğu kaydedilen Ummu Şerîk, Medine'yi hicret ederken bir Yahudiye rastlar ve ona Hz Peygamber'i sorar, Yahudi, onu islâm dininden vazgeçirmek için uğraşır, fakat başarılı olamaz [116]
Maz'ûn ailesi gibi bazı ailelerin, Medine'ye hicret için kadınıyla erkeği ile Mekke'yi terk ettikleri [117]ve evlerini kilitledikleri rivayet edilirken, bu imkanı bulamayan bazı müslüman kadınların, Mekke'de kaldıkları anlaşılmaktadır [118] Fakat onların, hicret için bir fırsat doğduğu zaman bunu değerlendirdiklerini söyleyebiliriz
İnanan bir kadın olan Ummu Ishak'm mülüman olmayan kocası, hanımının Medine'ye hicret etmesine engel olur Kocasından habersiz olarak kardeşi ile yola çıkan Ummu Ishak, unuttuğu bazı eşyalarım almak için kardeşini Mekke'ye gönderir Yolda günlerce kardeşini bekleyen Ummu Ishak, sonunda kocasının onu öldürdüğünü haber alır ve Medine'ye bu üzüntü içinde gelerek Hz Peygamber'in huzuruna çıkar Başından geçenleri O'na arzederken göz yaşlarını tutamayan bu imanlı kadını Hz Peygamber teselli eder [119]
Hz Hatice'den sonra islâm'a giren ilk kadın olduğu rivayet edilen[120] ve Hz Peygamber'in amcası Abbas'ın eşi olan Ummu Fadl'm, Bedir savaşı sırasında Mekke'de bulunduğu ve kalbinin Medine'deki müslümanlarla olduğu anlaşılmaktadır Aynı heyecanı, Ummu Fadl'm etkisiyle müslüman olduğunu söyleyebileceğimiz Abbas ailesinin kölesi Ebu Rafi'nin de taşıdığını ifade etmeliyiz Ummu Fadl, müslümanlarm, Bedirde kazandıkları zafere sevinen Ebu Rafİ'i döven Ebu Leheb'i kafasını değenekle yarar ve Ebu Rafi'i O'nun elinden kurtarır [121] Ummu Fadl'm, ne zaman Medine'ye hicret ettiği konusunda açık ifadeler bulunmamakla birlikte, O'nun hicri dördüncü yılın şevval ayından önce Medine'de olduğu anlaşılmaktadır [122]
Hz Peygamber'in halalarından olan Âtıke bint Abdilmutta-lib'in de Medine'ye hicret etme imkanını geç elde eden kadınlardan biri olduğunu görüyoruz Henüz Medine'ye hicret etmemiş olan Atike, Bedir savaşından önce Mekke müşriklerinin üzüleceği bir olayın meydana geleceği şeklinde yorumlanan bir rüya görür Bu rüyadan dolayı Ebu Cehille Abbas b Abdilmuttalib'in tartıştığı ve Ebu Leheb'in aynı sebeple Bedir savaşına katılmadığı şeklindeki rivayetlere [123]bakılırsa, Âtike'nin, Mekke'de müslümanlarm lehine karışıklıklar çıkardığı anlaşılmaktadır Nihayet Âtike, Mekke'deki müşrik olan Haşimîlerin engellemesine rağmen, Medine'ye hicret etmeyi başarır [124]
Hudeybiye antlaşmasına kadar Medine'ye hicret imkanı bulamayan veya hicretten sonra islâm'ı kabul edip müslümanlara katılmak isteyen Mekkeli inanan kadınlardan bazılarının, bu antlaşmadan sonra Medine'ye hicret ettikleri anlaşılmaktadır Buna Ummu Kulsum bint Ukbe örnek verilebilir [125]
Kız kardeşlerinin Medine'ye kaçtığını duyan el-Velid ve Umara, Hudeybiye antlaşmasında yer alan, Medine'ye sığınacak Mekkelilerin geri verilmesi ile ilgili maddeye dayanarak Hz Pey-gamber'e başvurup Ummu Kulsum'u geri vermesini isterler Bunun üzerine Ummu Kulsum, Hz Peygamber'e din özgürlüğüne kavuşmak için hicret ettiğini, ailesinin kendisini Allah'ın haram kıldığı şeyleri yapmaya zorladıklarını ve artık onların baskılarına sabrının kalmadığını söyler Hz Peygamber, Ummu Kulsum'u geri vermez [126] Hudeybiye antlaşmasında yer alan iade maddesi genel olduğu için hem kadınları hem de erkekleri içine alır Halbuki her iki tarafın da kabul ettiği üzere, kadının toplumdaki durumu, erkeğe göre farklıdır Bunun için antlaşmanın iade maddesini yoruma kavuşturacak yeni açıklamalara ihtiyaç olduğu anlaşılır Daha önce bu maddenin, erkekler hakkıda uygulanarak müslü-man olduğu halde Medine'ye sığman müslümanlarm Mekkeliler'e iade edildiği anlaşılmaktadır [127] Her iki tarafı ilgilendiren ve yeni açıklamalar getiren bir ayetin, bu konuda nazil olması, antlaşmanın bu maddesini yoruma kavuşturur Mekkelilerin bu açıklamalara itirazlarım ifade eden rivayetlere şimdilik sahip değiliz Bilakis onlar hakkında "Buna herkes razı oldu " ifadesi kullanılmıştır [128] Fakat Mekkelilerin, kaçacağından korktukları kadınlarım hapsettikleri rivayet edilmektedir [129] Antlaşmanın bu maddesinin, sadece erkekler hakkında olduğu görüşünde olanlar bulunmakla birlikte, [130]kadınların durumu erkekler gibi olmadığı için, değişik açıklamalara yer veren ayetler nazil olur: "Ey inananlar, mümin kadınlar, size hicret ederek gelirlerse, onları imtihan ediniz Allah, onların imanlarını daha iyi bilir Onların mümin olduklarını anlarsanız, onları kafirlere geri vermeyiniz, mümin kadınlar, kafirlere, kafirler de onlara helal olmaz "[131] Bu imtihan yoluyla, kadınların, dinlerinin emirlerini rahatça yerine getirmek için mi, yoksa kocalarına kızmaları, seyahati sevmeleri veya başka bir sebeple mi hicret ettikleri araştırılacaktır [132]
Ayette, müslümanlarm dinden dönüp Mekkelilere katılan hanımlarının ve nikahları altında olan ve bırakılmaları istenen kafir kadınların mihirlerini Mekkelilerden istemeleri ve Mekkelilerin eşlerinden mülümanlara katılanların mihirlerinin de müşriklere ödenmesi emredildiği ifade edilmektedir [133] Bu ayet nazil olmadan önce Hz Peygamberin, Medine'ye hicret eden müslü-man kadınların mihirlerini Mekkelilere vermediği rivayet edil-mektedir [134] Bu ayetler, Hudeybiye antlaşmasından sonra nazil olduğu için Hz Peygamberin, bundan sonra daha önceki uygulamasını değiştirerek ayetlere uygun olarak hareket ettiği ifade edilmektedir Bu ayetlerin nüzul sebebi olarak Ummu Kulsum'un hicretinden başka Subey'a bint el-Hâris ve Umeyme bint Busr'un hicret etmeleri de zikredilmektedir
Hudeybiye antlaşmasının iade maddesine getirilen yeni açıklamalar, her iki tarafı da ilgilendirmekle beraber müslüman olmuş hiçbir kadının, kocasından ayrılıp inanmayanlara sığındığı rivayet edilmezken, müslümanlarm nikâhları altında olan ve İslâm'a girmeyen kadınların bulunduğu nakledilmektedir [135]
Hicretten önce kocası ölen eş-Şifa bint Abdillah'm oğlu Süleyman b Ebi Hasme ile Medine'ye hicret ettiği ve Remle bint Şey-be'nin hicret edenler arasında olduğu rivayet edilmektedir [136]
Kadınların Medine'ye hicret etmek için bu kadar zahmete katlanıp zorlukları göğüsledikleri için bunun dile getirilmesini istedikleri ve hakları olan övgüye belki de erkeklerden daha çok layık olduklarını düşündükleri anlaşılmaktadır Bu sıkıntıların en büyüğünü çeken Ummu Seleme, Kur'ân'da kadınların hicreti ile ilgili bir ifade görmeyince Hz Peygamber'e bunu sorar Bunun üzerine göç edenlerin ecirlerini belirten Ali tmran 3/195 ayetinin nazil olduğu rivayet edilir [137]
|