Prof. Dr. Sinsi
|
Asr-İ Saadette Kadın Ve Aile Hayatı
Yedinci Bölüm
DÜŞÜNCE HAYATINDA KADIN
Kur'ân'ın kadına verdiği en önemli hakların başında, ona tam bir kişilik sağlamış olması gelmektedir [662] Kadın, hür iradesini kulanarak istediğini yapar ve yaptıklarının iyiliği de kötülüğü de kendisine aittir Hz Peygamber devrindeki uygulamalarda da bunun Örnekleri bulunmaktadır
Kadın, istemediği bir erkekle evlendirilemez Dul bir kadın olan Subey'a el-Eslemiyye'ye iki kişi evlenme teklif eder O, genç olanı tercih edince, yaşlı olanla evlenmesi için kendisine baskı yapılır Bunun üzerine Subey'a Hz Peygamberce gelir ve olayı ona anlatır Hz Peygamber, onun istediği ile evlenme hakkına sahip olduğunu ifade eder [663] Hz Peygamber, dul veya bekâr olsun, kadının istemediği bir erkekle evlendirilmesini yasaklamıştır [664] Nitekim, babası, dul kalan kızı Hansa bint Hizamı evlendirir Bu evliliği istemeyen Hansa, Hz Peygamber'e başvurunca, o, bu nikahı bozar [665] Yine babası olmadığı için amcası tarafından istemediği bir erkekle evlendirilen Zeyneb bint Maz'un'un bu evliliği bozma isteğini Hz Peygamber haklı görür [666] Bekâr bir kız, babasının emri ile istemediği bir erkekle evlendirilir Hz Peygamber'in bu evliliği de geçersiz saydığı rivayet edilmektedir [667]
Ibn Hacer, çocuklarının bakımı sebebiyle Şevde el-Kureşiyye isimli bir kadının, Hz Peygamberin evlilik teklifim kabul etmediğini kaydeder [668]
istemediği bir köle ile evlendirilen Habeşli Berîre isimli cariye, Hz Âişe tarafından hürriyete kavuşturulunca, kocasından ayrılmak istediğini söyler Hz Peygamber bu evliliğin bozulmaması taraftarı olduğunu ifade eder Fakat Berire kocasını istemez ve ondan ayrılır [669] Hz Peygamber, bu evliliğin sürmesini istediği halde, Berire'yi buna zorlamaz Halbuki, Hz Peygamber'in, Zey-neb bint Cahş'ı ve Ummu Kulsum bint Ukbe'yi, istemedikleri halde azat ettiği kölesi Zeyd b Harise ile evlendirdiği ve "Allah ve Peygamberi bir şeye hükmettiği zaman, inanan erkek ve kadına, artık işlerinde başka yolu seçmek yaraşmaz  "[670] ayetinin, Hz Peygamberi desteklemek için nazil olduğu rivayet edilmektedir [671] Bu rivayetlerde Ummu Kulsum'ün "Kendisini Hz Peygam-ber'e bağışladığı" ve Zeyneb'in evlenmesi konusunda, kız kardeşini Hz Peygambere gönderdiği ifade edilmektedir [672] Buna göre onların, Hz Peygamber'in bu konuda karar vermesini istedikleri ve sonra da bu karara karşı çıktıkları için, adı geçen ayetin nazil olduğu söylenebilir Burada zorlama olmadığı, daha önceden kabul edilen bir düşünceden vazgeçen kadınların bu davranışlarının kınandığı anlaşılmaktadır
Kadınların siyasî konularda da görüş beyan ettikleri ve yönetime yardımcı oldukları anlaşılmaktadır Hudeybiye'de Mekkeli-lerle antlaşma imzalayan Hz Peygamber, bu sefere katılanlara kalkıp kurban kesmelerini ve tıraş olmalarını söyler Fakat o, bu emri üç defa tekrarlamasına rağmen, hiç kimse bu emre uymaz Hz Peygamber, olanları, eşi Ummu Seleme'ye anlatır Ummu Seleme, Hz Peygamber'e, çıkıp hiç kimse ile konuşmadan kurban kesmesini ve tıraş olmasını söyleyince Hz Peygamber, onun görüşüne göre hareket eder Ashap da Hz Peygamber'den sonra kurbanlarım keser ve tıraş olur [673] Esasen İbn Kuteybe, Hz Peygamber'in kadınlarla da istişare ettiğini kaydetmektedir [674]
Hz Peygamber devrinde, ailede kadımn da şahsiyet sahibi olduğunu ve kocasının yanlış gördüğü fikirlerine karşı çıktığını söyleyebiliriz Nitekim Amre bint Revaha'nm kocası, oğluna bir mal(atiyye) bağışlamak ister Amre'nin, kocasına, Hz Peygamberi buna şahit yapmazsa razı olmayacağını açıklaması üzerine, Hz Peygamber gelir ve babanın bütün çocuklarına adil davranmasını ister [675] Havle bint Salebe'nin kocası, cahiliye devrinde olduğu gibi "zihar" yoluyla Havle'yi boşar Sonra pişman olan erkek Havle'ye: "Sen bana haram oldun" der, Havle: "Hayır sen talak kastetmedin" diyerek itiraz eder ve Hz Peygamber'e gelir Hz Peygamber de olaya bir çözüm getiremeyince Havle onunla da tartışmaya (mücadele) başlar Kadının bu yalvarmasını duyan evdeki herkes-üzülür ve ağlar Hz Peygamber'e "Allah, kocası hakkında seninle tartışan ve Allah'a şikayette bulunan kadının sözünü işitmiştir  " ayetinin [676]nazil olduğu ve kadının boşanmaktan kurtulduğu rivayet edilmektedir [677]
el-Isbehanî, Abdullah b Ebibekir'le evli olan Atike bint Zeyd b Amr'ın görüş yönünden kocasından üstün olduğunun ifade edildiğini kaydeder [678]
Hz Peygamber devri kadınlarının serbestçe fikirlerini açıklamalarında Hz Peygamberden gördükleri desteğin Önemli katkısı olduğu söylenebilir Hz Ömer, kızı Hafsa'nm evinde Habeşistan'a hicret edip Hayber savaşı sırasında Medine'ye gelen Esma bint Umeys ile karşılaşır Sohbet sırasında Hz Ömer, Esma'ya, onlardan önce Medine'ye hicret ettiklerim söyleyerek övünmek ister Esma buna kızar ve Hz Ömer'in bu düşüncesinin yanlış olduğunu ifade eder Olayı öğrenen Hz Peygamber, "Sizin iki hicretiniz var" diyerek Esma'yı destekler [679] Yine Hz Peygamber'in, kendisinden ed-Dehnâ'yı isteyen bir erkeğin bu isteğinin, doğru ve adil olmadığını söyleyen Kayle bint Mahreme isimli bir kadının görüşüne uyarak, burayı ikta etmekten vazgeçtiği rivayet edilmektedir [680]
Hz Peygamber devrinde bazı siyasî tutukluların affı için kadınlardan aracı olanlar bulunduğu anlaşılmaktadır Kurayza yahudilerinden olan Rifaa b Samuel'in bağışlanması için Selma bint Kays, Hz Peygamber'e başvurur Bunun üzerine tutuklu, serbest bırakılır [681]
Mekke fethinde Ummu Hanı bint Ebi Talib, kocası tarafından akrabası olan iki erkeğe [682]eman verdiği halde Hz Ali, onları Öldürmek ister Ummu Ham bu durumu Hz Peygamber'e bildirince o, Ummu Hanî'nin emamnı geçerli sayar ve tutukluları serbest bırakır [683] Kaynaklarda müslüman bir kadının inanmayan bir erkek için de eman tanıyabileceğini ifade eden rivayetler bulunmaktadır Hz Peygamber'in kızı Zeyneb, esir edilen ve henüz müslü-man olmamış eski kocası Ebu'1-As'a eman verdiğini bir sabah namazında, Hz Peygamber namaz kıldırırken mescitte açıklar Bu eman isteğini oya sunan Hz Peygamber kabul edildiğini görünce Ebul-As'm serbest bırakılmasını emreder Bunun üzerine serbest bırakılan bu Mekkeliye, ele geçirilen malları da geri verilir [684]
Hz Peygamber devrinde, kadın gerektiği zaman kendini savunacak ve erkeklerin görüşlerinin yanlışlıklarını söyleyebilecek seviyeye gelmiştir diyebiliriz Hz Peygamber'in eşi Ummu Seleme'yi buna örnek verebiliriz Hz Peygamber ile eşleri arasında çıkan anlaşmazlığa Hz Ebubekir ve Hz Ömer karışarak, bu kadınlara tavsiyelerde bulunmaya başlayınca Ümmü Seleme "  Sizinle eşlerinizin arasına kimse girer mi? " der Bunun üzerine onlar da susarlar [685]
Hz Peygamber devri toplumunda kadının da sözünün dinlendiğini ve görüşüne saygı gösterildiğini ifade eden rivayetlere sahip bulunmaktayız Hz Peygamber'e, mescidine bir minber yaptırma fikrini, bir kadın teklif eder ve bu kabul edilir Bunun üzerine kadının isteği ile kölesi mescide bir minber yapar [686]
Malının, 33 000 dirhem olan üçte birini, yahudi olan yeğenine (kız kardeşinin oğlu) vasiyet eden Hz Peygamber'in eşi Safiy-ye'nin bu vasiyeti müslümanlar tarafından yerine getirilmek istenmez Bunu duyan Hz Âişe, olaya müdahele eder ve vasiyet yerine getirilir [687] Tebük seferine katılmayanlara boykot uygulanırken, eşlerinin de onlardan geçici bir süre ayrılmaları istenir Hilal b Umeyye'nin hanımı, kocası yaşlı olduğu için yanında kalmak istediğini Hz Peygamber'e söyler O da ona, kocasıyla kalma izni verir [688]
Bir kişiyi yaralayan Ummu Harise hakkında, şikayet edilince Hz Peygamber, kısas yapılmasını söyler Ummu Harise'nin annesi, bu karara itiraz eder sonunda karşı taraf diyete razı olunca problem çözülmüş olur [689]
Bazı konularda, özellikle kadınların ilgilerinin az olduğu sahalarda, iki kadının bir erkek yerine şahit olarak kabul edilmesine bakarak, kadının aklının azlığına veya onun değerinin, erkeğin yarısı kadar olduğuna hükmedilemez Bazan bir kadının şahitliği tek başına kabul edilebilir [690] Nitekim Ukbe b efflaris, Ebu îhab b Aziz'in kızıyla evlenir Bir kadın gelip, bu çiftlerden her ikisini de emzirdiğini ve onların süt kardeş olduklarını açıklayınca, Hz Peygamber'de bu evli çifti ayırır [691]
Emzirme, nifas (lohusalık) ve doğum gibi konularda tek kadının şahitliğinin de kabul edildiği kaydedilmektedir [692] Lehte ve aleyhte Huzeyme b Sabit'in şahitliğinin, iki erkek gibi kabul edildiğini Hz Peygamberin ifade ettiği rivayet edilmektedir [693]
Kur'ân'da, borç alıp verme konusunda bir belge düzenlenmesi istenirken, şahit olarak iki erkek veya bir erkek iki kadının şahitlik yapmaları istenmektedir Hz Peygamber devrinde, kadının ilgilenmediği bir konu olan borç alıp verme muamelesinde, tek kadının yanılabileceği ifade edilmektedir Bu ayete dayanarak, kadının aklının noksanlığının ileri sürülüp kitap ve sünnette olmadığı halde bazı konularda kadının şahitlik yapamayacağını söyleyebiliriz
îbn Kayyım, bu konudaki ayet ve hadisleri inceledikten sonra kadının da her konuda şahitlik yapabileceği kanaatine varmıştır [694]
Kadının aklının noksanlığım ifade ettiği düşünülen hadislerin, sıhhat yönünden incelenmesini hadisçilere bırakarak şu kadarını söyleyebiliriz Hz Peygamberin, kadınların görüşlerine ne kadar değer verdiğini yukarıda ifadeye çalıştık el-Buharî'nin kaydettiği bir hadisin,[695] asıl amacının, kadınları daha dikkatli olmaya ve onları kötülüklerden uzaklaştırmaya yönelik olduğunu söyleyebiliriz Kur'ân'da kadının aklının noksanlığını ifade eden bir ayet bulunmamaktadır Binaenaleyh Hz Peygamberin bu hadisinin sebeb-i vürudunu bilmeden konuşmanın yanlışlıkları sebep olacağı açıktır Çünkü Hz, Peygamber'in bu hadisi, ne zaman hangi şartlarda ve niçin söylediğini tam olarak bilmiyoruz [696] Belki de Hz, Peygamber'in bu şekilde konuşmasını gerektiren bir durum vardır veya hitap ettiği kadınlar ancak bu şekilde bir konuşmayı anlayabilecek, seviyededir [697]
|