Prof. Dr. Sinsi
|
Zorluk Ve İmtihan Seferi: Tebük
ZORLUK VE İMTİHAN SEFERİ: TEBÜK
Muzaffer Taşyürek
Tebük  Allah’a teslimiyetten başka hiçbir üstünlükleri olmayan otuzbin müminin, gücüyle mağrur Bizans’ın üzerine yürüyüşü Bir büyük iman imtihanı Gerçek müminlerle hakkı-hakikati içine sindiremeyenlerin ayrıldığı kavşak Ve Allah’ın hoşnutluğuna giden yola rehberlik eden nice olay Tebük Gazası’nda yaşananları bir kez daha düşünmemiz gerekiyor
Hicretin dokuzuncu senesi Recep ayı O yıl havalar aşırı sıcak gitmiş, kuraklık sebebiyle kıtlık baş göstermişti İslâm’ın bütün ihtişamıyla yayıldığı dönemlerdi
Hiç şüphesiz bu yayılmayı durdurmak isteyenler de vardı Bunların başında devrin süper gücü Roma İmparatorluğu geliyordu
Roma’nın doğu kanadı Bizans’ın başında Kayser Heraklius, çevresindeki İslâm’dan rahatsız olan küçük grup ve kabilelerin tahrikiyle son hak dini ortadan kaldırmak için hazırlıklara girişmişti
Haber Medine’ye ulaşınca, Peygamber A S Efendimiz umumi seferberlik ilan etti Hz Peygamber, bu seferberliği diğer seferlerinin aksine, hedef göstererek açıklamıştı
O, herhangi bir gazaya çıkacağı zaman hedefini gizli tutardı Ama bu sefer öyle yapmamış “hedef Bizans!” demişti
Maskeler ve Gerçek Yüzler
Hz Peygamber A S karargâhını Medine dışında Seniyyetü’l Veda’da kurmuştu Gönüllüler orada toplanırken, diğer tarafta münafıklar bozgunculuğa başlamışlardı
Sefer ilanı, müminlerle münafıkları belli eden bir damga gibiydi Münafıklar bozgunculuk yapıyor, müminleri bu seferden vaz geçirmeye çalışıyorlardı
Rahatlarını bozmak, kurulu düzenlerini sarsmak, mallarından-mülklerinden uzaklaşmak istemeyen, hatta kadınlara düşkünlüklerini ileri sürerek, “Romalı kadınları görürsem kendime hakim olamaz ve günaha girerim” diyecek kadar yüzsüzleşip Peygamber’den izin koparmaya çalışan münafıklar, Allah yolunda gayret içerisinde olanları vazgeçirmeye çalışıyorlardı:
“Bizans gibi koca bir devletle uğraşılıp, kafa tutulur muydu?” “Haddimizi bilelim, şimdi zamanı mı?” “Havalar sıcak, kıtlık ve darlık içerisindeyiz, bu ekonomik buhranda böyle bir harekete ne lüzum var? ”
Kalpler teslim olmayınca öne sürecek bahane her zaman çoktur O devrin münafıkları da bu tip sözlerle kendi gündemlerini oluşturarak nifak çıkarıyorlar, müminlerin kalplerini Allah yolundan çözmeye çalışıyorlardı
Ama, kısa zamanda ilâhî ikazlar gelmeye başladı İman davası karşısında çeşitli gerekçelerin arkasına sığınanlar, bizzat Alemlerin Rabbi tarafından birer birer teşhis ediliyordu:
“Onlar, sıcakta sefere çıkmayın, dediler De ki, Cehennem ateşi daha sıcaktır ” (Tevbe/81)
“Ey inananlar! Size ne oldu ki ‘Allah yolunda topluca savaşa çıkın’ dendiği zaman yere çakılıp kaldınız? Yoksa ahireti bırakıp dünya hayatına mı razı oldunuz?” (Tevbe/38)
“(Ey Muhammed) de ki: Eğer babalarınız, oğullarınız, kardeşleriniz, hanımlarınız, kabileleriniz ve kazanmış olduğunuz mallar, durgunluğa uğramasından korktuğunuz ticaretiniz ve hoşnut olduğunuz ikametgâhlarınız sizin için Allah yolunda cihaddan daha sevgili ise, artık Allah’ın emri gelinceye kadar bekleyiniz Allah fasıkları hidayete erdirmez ” (Tevbe/81)
Bir Kap Hurma, Pırlanta Kalp
Fitnecilerin propagandaları inananları sarsmak yerine daha da kenetlenmelerine, biat ettikleri Allah Rasulü A S ’ın çevresinde birleşmelerine sebep oluyordu Biatlarına sonuna kadar sadık kalan müslümanların en fakirleri bile, iman davasının yürümesi ve yükselmesi için bir avuç hurma ile de olsa, bu sefere koşuyordu
Hz Ebubekir R A tüm malvarlığını, Hz Ömer R A malının yarısını, Hz Osman R A üçyüz deve yükü mal ve techizat, elli at ve bin altınla bu sefere koşarken, Ebu Akil R A isimli sahabi elinde bir kap hurma ile Hz Peygamber’in huzuruna çıkmış şöyle diyordu:
“Ey Allah’ın Rasulü! İki kap hurma karşılığında bütün gece sırtımda su çektim Bu iki kapdan birini ev halkım için bıraktım Diğerini de Rabbim’in rızasını kazanmak için size getirdim ”
Hz Peygamber A S bu tavır karşısında son derece duygulanarak, bu hurmaların sadakalar kısmına dökülmesini emrediyor, bu maddi bakımdan fakir ama gönlü zenginler zengini mümin için dua ediyordu
Müslüman kadınlar da erkeklerden geri kalmıyordu Kollarında boyunlarında ne kadar ziynet eşyası varsa, Allah yolunda cihada çıkacak orduya katkı için çıkarıp veriyorlardı
İmtihan Zamanları
Askeri bir harekât için elverişsiz bir iklim olmasına rağmen, Hz Peygamber A S otuzbin kişilik ordusuyla Seniyyetü’l Veda’dan hareket etti Kur’an’da “zorluk zamanı” diye ifade edilen bu sefere “zor gaza” adı verilmişti
Safvan b Ümeyye R A der ki: “Rasulullah ile birlikte Tebük Gazası’na katıldım O güne kadar katıldığım en zorlu gaza idi ”
Bu seferle ilgili olarak şunu da kaydetmek gerekir: Yüzyıllarca Asya, Avrupa ve Afrika’da etkili olmuş bu büyük güce karşı çıkmak ve hatta üzerine yürümek, Arap topraklarında büyük yankı buldu Bu bakımdan, Gassaniler gibi İslâm aleyhine çalışan bazı kabileler için de gözdağı oldu
Uzun ve zorlu bir yolculuktan sonra, İslâm ordusu Medine ve Şam arasındaki Tebük mevkiine ulaştı Bizans ordusundan hiçbir iz yoktu Gerçekte Bizans kendi iç işleriyle uğraşıyordu
|