Prof. Dr. Sinsi
|
Meşhur Üç Kişi
Bir kısım münâfığın sefere katılmayışı yanında, ne yazık ki, samimî Müslümanlardan Kâ'b bin Mâlik, Hilâl bin Ümeyye ve Mürâre bin Rebi' de sırf ihmalkârlıkları yüzünden Medine'de kaldılar
Bu meşhur üç kişi hakkında vaki olacak muameleyi Peygamber Efendimizin Medine'ye dönüşünden sonra anlatacağız
Fahr-i Kâinat kumandasındaki İslâm ordusu güneşin sıcaklığına, çölün kavuruculuğuna aldırmadan yoluna devam ediyordu Bir ara mücahidler, "Yâ Resûlallah! Ebû Zerr, devesi yürümediğinden geride kalmış" dediler
Resûl-i Ekrem Efendimiz, "Eğer, onda bir hayır varsa, Yüce Allah, onu bize kavuşturur" buyurdu
Ebû Zerr (r a ), devesi zâif olduğu için geride kalmıştı Devesinin yürüyemeyeceğini anlayınca da eşyasını sırtına almış, şiddetli sıcaklar altında yaya olarak ordunun arkasına düşmüştü
Ordu, bir konak yerinde istirahata çekilmişken, uzaktan birinin gelmekte olduğu görüldü Yaklaşan Ebû Zerr'di Mücahidler, Peygamber Efendimize haber verdiler Resûlullah şöyle buyurdular:
"Allah, Ebû Zerr'e merhamet etsin O, yalnız yaşar, yalnız başına ölür ve yalnız başına haşrolur!"
Bu ferman-ı Nebevîden seneler sonra Hz Osman'ın hilâfeti sırasındaydı
Şam'da ikâmet etmekte olan Ebû Zerr bir gün, "Altını ve gümüşü biriktirip de onu Allah yolunda harcamayanları ise, acı bir azapla müjdele" meâlindeki âyet-i kerimeyi okudu
Hz Muâviye, "Bu, biz Müslümanlar hakkında değil, ehl-i kitap hakkındadır" deyince, Hz Ebû Zerr, "Hayır, bu hem bizim, hem de ehl-i kitap hakkındadır" cevabını verdi
Bu sebeple aralarında tartışma ve münakaşa çıktı Hz Muâviye, bunun üzerine, "Ebû Zerr, Şam halkını rahatsız ediyor" diye yazıp, onu Hz Osman'a şikâyet etti
Hz Osman da onu Şam'dan Medine'ye çağırdı
Medine'ye gelen Hz Ebû Zerr'e İslâm Halifesi, "Yanımda kal Bütün ihtiyaçlarını ben karşılayayım" diye teklifte bulundu Fakat o, "Dünyanızdaki şeylerin bana gereği yok" diyerek bu teklifi kabul etmedi
Bu sefer Hz Osman, "İstersen, yakın bir yere çekil, orada kal" diye teklif etti
Ebû Zerr, bunu kabul etti ve "Rebeze'ye gitmeme izin ver" diye dilekte bulundu
Hz Osman'ın izin vermesi üzerine de Medine'ye üç konak uzaklıkta bulunan Rebeze'ye gitti
Bir müddet sonra rahatsızlandı Yanında sadece zevcesi ile hizmetçisi vardı Onlara, "Ölünce beni yıkayınız, kefenleyiniz Sonra da cenazemi yolun ortasına koyunuz Yanınıza uğrayacak ilk binitli yolculara, "Bu Resûlullahın (a s m ) Sahabîsi Ebû Zerr'dir Gömülmesi için bize yardım ediniz" deyiniz" diye vasiyet etti
Hanımı ağlamaya başlayınca, "Niye ağlıyorsun?" diye sordu
Hanımı, "Sen, ölüp gidersen ben ne yaparım? Elimde avucumda hiç bir şey bulunmadığı gibi, seni saracak bir kefen bile yok" dedi
Bunun üzerine Ebû Zerr, "Ağlamayı bırak" dedikten sonra şöyle konuştu:
Bir gün bir kaç kişiyle birlikte Resûlullahın huzurunda idik Şöyle buyurdular:
"İçinizden birisi kır bir yerde vefât edecek Cenazesinde mü'minlerden, küçük bir cemaat hazır bulunacaktır "
"O mecliste benimle birlikte bulunanların hepsi, cemaatlar içinde vefât ettiler Sağ kalan bir tek ben varım Şimdi de ben, kır bir yerde ölüyorum Yolu gözetle! Söylediklerimin doğru çıkacağını göreceksin "
Bu sözlerinden bir müddet sonra, Hicretin 32 senesinde yanında sadece hanımı ve hizmetçisi bulunduğu halde vefât ederek, Hz Resûlullahın yirmi sene önce verdiği haberi tasdik etti
Vefât edince, zevcesi ile hizmetçisi onun vasiyetini yerine getirdiler Yıkayıp kefenledikten sonra cenazesini yolun ortasına koydular
Tam o sırada umre yapmak üzere Iraklılardan küçük bir kafile çıka geldi İçlerinde meşhur Sahabî Abdullah bin Mes'ud da vardı
Ebû Zerr'in hizmetçisi ayağa kalktı, "Bu, Resûlullahın Sahabîsi Ebû Zerr'dir Gömülmesi için bize yardım ediniz" deyince, Hz Abdullah bin Mes'ud kendisini tutamayarak hüngür hüngür ağlamaya başladı ve Resûl-i Kibriyânın seneler önceki fermânını tekrarladı:
"Ebu Zerr, yalnız başına yaşar, yalnız başına ölür ve yalnız başına haşrolur "
Sonra da hep beraber bu büyük Sahabînin cenazesini defnettiler
İslâm ordusu Hıcr'da
İslâm ordusu Hıcr mevkiine vardı Burası sekizinci konak yerleri idi
Medine'den yedi merhale mesafede bulunan Şam yolu üzerindeki Hıcr, Hz Salih'in (a s ) kavmi olan Semud'un gece yarısından sonra Cenâb-ı Hak tarafından estirilen bir toz bulutu ile helâk olduğu yerdi
Buraya varınca Peygamber Efendimiz, "Şu azaba uğratılmış olanların evlerine, onların uğradıkları azaba uğrayacağınızdan korkarak ve ağlayarak giriniz" buyurdu
Mücahidler, Hıcr'ın kuyusundan su aldılar Onunla hamurlarını yoğurdular Bunun üzerine Resûl-i Ekrem Efendimiz şu emri verdi:
"O kuyunun suyundan su içmeyiniz Ondan namaz için abdest de almayınız! Onunla yoğurduğunuz hamuru da, develere yem yapınız! Ondan hiç bir şey yemeyiniz "
Salih SURUÇ
|