08-02-2012
|
#1
|
Prof. Dr. Sinsi
|
Tebük'ten Ayrılış
Peygamber Efendimiz yirmi gün kaldıktan sonra Ashabıyla Tebük'ten Medine'ye doğru harekete geçti
Resûl-i Ekrem Efendimizin devesinin yuları Ammar bir Yasir'in elindeydi Arkadan ise deveyi Huzeyfe bin Yemân sürüyordu
Bu arada bir grup münâfığın gece karanlığında kendisine suikastte bulunacağı Resûl-i Kibriyâ Efendimize (a s m ) Cenâb-ı Hak tarafından haber verildi Bu sebeple Resûl-i Ekrem (a s m ) devamlı etrafını gözetliyor, her an dikkatli bulunuyordu
Bir ara karanlıkta bir grubun kendisine doğru gelmekte olduğunu gördü Bunlar, suikastı plânlayan münâfıklardı Yoldaki dar boğazda Peygamber Efendimizi pusuya düşürmeyi planlamışlardı
Peygamberimiz, hemen Hz Huzeyfe'ye onları dağıtma emri verdi Hz Huzeyfe üzerlerine yürüyerek "Ey Allah'ın düşmanları" diye bağırdı Birden korkuya kapılarak ordunun içine karıştılar
Resûl-i Ekrem Efendimize münafıkların, bu tarz bir suikasta teşebbüs ettiklerini öğrenen Hz Üseyyid bin Hudayr fenâ halde hiddete geldi Ordudaki münâfıkların boyunlarını vurmak için izin istediyse de Resûl-i Ekrem Efendimiz şöyle buyurdu:
"Halkın "müşriklerle arasındaki savaş sona erince, Muhammed, Ashabını öldürmeye başladı" diye yaygara yapmalarını hoş görmem "
Üseyyid bin Hudayr, "Yâ Resûlallah! Bunlar, senin Ashabın değiller ki?" dedi
Resûl-i Ekrem Efendimiz (a s m ), "Mademki, dilleriyle, kelime-i şehâdet getirerek Müslüman olduklarını izhar etmişlerdir, şu halde onlara dokunamayız" buyurdu
Salih SURUÇ
|
|
|