08-02-2012
|
#1
|
Prof. Dr. Sinsi
|
Beklenen Hüküm
Nihayet, bu üç Sahabînin çektikleri çilenin ellinci günü tamamlanmıştı Cenâb-ı Hak, Resûlüne onlar hakkındaki hükmünü göndererek tevbelerinin kabul edildiğini şöyle müjdeledi:
"Haklarında hüküm bırakılmış olan üç kişiye de Allah tevbe nasip etti Öyle ki, yeryüzü, o kadar genişliğiyle beraber onlara dar gelmiş, kalbleri sıkıştıkta sıkışmış ve Allah'ın azâbından kurtulmak için Ondan başka sığınacak bir yer olmadığını anlamışlardı Sonra Allah onlara pişman olup dönmeleri için tevbe nasip etti Muhakkak ki Allah, tevbeleri çokça kabul edici ve kullarına merhamet edicidir "
Cenâb-ı Hakkın, kendilerini affetmiş olduğunu bildirmesiyle bu üç zatın elli gün süren acı ve ızdıraplı imtihanı bitmiş oluyordu
Resûl-i Ekrem Efendimiz, sabah namazını kıldıktan sonra, Cenâb-ı Hakkın malûm üç kişinin tevbelerini kabul buyurduğunu Ashab-ı Kirama bildirdi
Bunun üzerine, Zübeyr bin Avvam (r a ) atına atlayarak son sürât Kâ'b bin Mâlik'i, Said bin Zeyd ise Hilâl bin Ümeyye'yi müjdelemeye gitti
O sırada Kâ'b bin Mâlik evinde oturuyordu Düşünceliydi Dünya bütün genişliğine rağmen ona dar geliyor ve ruhunu âdeta tutmuş sıkıyordu Tam bu esnada Hz Zübeyr yetişip müjdeyi verince, birden secdeye kapandı Artık üzerindeki bütün sıkıntılar gitmişti O küçücük evi sanki bir dünya gibi genişlemişti Ruhundaki sıkıntı, yerini ferah ve sürûra terk etmişti Sevincinden üzerindeki elbisesini çıkarıp Hz Zübeyr'e giydirdi
Tevbesinin kabul olunduğunu duyan Hilâl bin Ümeyye de derhal secdeye kapandı Uzun bir süre başını secdeden kaldırmadı Müjdeyi veren Sahabî der ki: "Sevincinden can verdiğini sandım "
Mürâre bin Rebi'yi de bir başka Sahabî müjdeledi
Kâ'b bin Mâlik, bizzat gidip tevbesinin kabul olunduğunu bir kere de Peygamber Efendimizden öğrenmek istiyordu Bunun için Mescid-i Nebevînin yolunu tuttu Her gören kendisine, "Allah, tevbeni kabul etti, müjdeler olsun sana, ey Kâ'b!" diyordu
Kâ'b, mescide vardı Selâm verip Hz Resûlüllahın huzurunda diz çöktü Resûl-i Ekrem Efendimizin de yüzü sevinçten gülüyordu Kâ'b'ın selâmını tatlı bir tebessümle birlikte aldı Sonra da, "Müjde, ey Kâ'b! Bugün, annenden doğduğun günden beri yaşadığın günlerin en hayırlısı, en mesûdudur" diye buyurdu
Kâ'b bin Mâlik, "Yâ Resûlallah! Bu müjde senden mi, yoksa Allah'tan mı?" diye sordu
Peygamber Efendimiz, "Benden değil, doğrudan doğruya Allah katından" diye buyurdu
Mânevî sıkıntıdan kurtulan Kâ'b, son derece memnun ve mesrurdu, "Yâ Resûlallah! Tevbem kabul olunduğu için Allah ve Resûlü yolunda sadaka olarak malımı dağıtmak istiyorum" dedi
Peygamber Efendimiz bu teklife, "Malımın bir kısmını kendine alıkoy Böylesi senin için daha hayırlıdır" cevabını verdi
Salih SURUÇ
|
|
|