Prof. Dr. Sinsi
|
Hulefâ-İ Râşidîn'den Sonra Dîn
Fikir Hürriyetinin Sonu
Dördüncü değişiklik fikir hürriyetinin sona ermesidir Bu dönemde müslümanlann İyiliği emretmek, kötülükten menetmek (emri bil maruf ve nehyi anil münker) hakkı ellerinden alındı Gerçekte, bu müslümanlar için hak değil İslâm şeriatına göre bir görevdir İslâm sosyal hayatın normal işlemesi ve devletin müstakim yolda kalabilmesi halkın vicdanının ve dilinin her yanlış harekette en yüksek otoriteyi bile kontrol edebilecek ve korkmadan doğruyu söyleyebilecek kadar serbest olmasına dayanır
İslâm'ın bu ruhunu destekleyen Hulefai Raşidîn devrinde halk, bu haktan istifade etmek hususunda tam manasıyla serbestti O dönemde doğru sözlü İnsanlar beğenilir ve övülür, tehdit edilmez veya azarlarım azlardı Yapılan tenkitler güç kullanarak bastırılmaz, makul cevaplarla ve delillerle halkın mutmain olmasına çalışılırdı Fakat saltanat devrinde, vicdanlar bastırılmış ve diller bağlanmıştı Artık yeni kurulan sistemde ağızlar ancak idarecileri medhetmekve pohpohlamak için açılabilirdi Eğer vicdanı doğruyu söylemekten alıkoyamayacak kadar kuvvetli ise dayağa, hapse ve hatta Ölüme bile hazır olmalıydı Kendilerini doğru söylemekten alıkoyamayan ve yanlış işlerde itirazlarım yükseltenler bütün milletin kalbine korku salınması için çok şiddetli cezalara maruz bırakılıyordu
Bu yeni siyaset Muavİye devrinin ortalarına doğru görünmeye başladı ve sahabenin önde gelenlerinden ve muttaki bir zât olan Hicr b Adiy'in katli başlangıçtı Muaviye devrinde Hz Ali'ye lanet yağdırılmaya başlandığında, halk çok üzüldü ve incindi, fakat bir tek kelime dahi söyleyemediler Kufe'de bulunan Hicr b Adiy bu duruma sessiz kalamadı, Hz Ali'yi açıkça methetmeğe başladı ve Muaviye'nin fenalıklarını sayıp döktü Hz Mugeyre'nin Küfe valiliği süresince emniyetteydi, fakat Küfe Ziyad'ın valiliği altında Basra ile birleştirilince, hicretin 51 yılında Muaviye'nin emri üzerine, arkadaşları ile beraber katledildi Bu hâdise, ümmetin bütün sâlih mensuplarını derinden sarstı Muaviye, Hz Aişe'yi görmeye geldiğinde, Hz Aişe "Ey Muaviye, Hicr'i öldürürken Allah'tan hiç mi korkmadın?" diye sordu Bu haberler Horasan valisi Rebiy' İbni Ziyâd elHarisî'ye ulaştığında o: "Ey Allah'ım, senin yanında, kalbimde zerre kadar iyilik kalmışsa, beni bu dünyadan, daha fazla geciktirmeden, ötelere al" dedi (Taberi, c IV, sh 208) Hasan Basri der ki: "Muaviye'nin dört işi vardır ki, eğer bunlardan sadece birini bile herhangi biri yapmış olsaydı, bu onun için çok kötü olurdu Birincisi, ümmetin rızasını almadan ve danışmadan kılıcının gücü ile hükmetme sidir Hatta o zamanlar ümmet içinde sahabiler de vardı İkincisi, oğlunu veliaht seçmesİdir ki o içkici ve keyfine düşkün tanbur çalmakla meşgul biriydi Üçüncüsü, Ziyâd'ı nesebine almasıdır Halbuki bu konuda Rasûlullah @'in son derece açık mesajı vardır "Çocuk kimin yatağında doğarsa ona aittir ve zânüerİn hakkı taşlanmaktır " Dördüncüsü, Hicr ve arkadaşlarım katlettirme sidir (İbni'lEsir, c III; elBidâye, c VIII)
Bundan sonra halk, zulüm ve zorbalıklarla susturuldu Medine valisi iken, kendisine ilerigeri lâflar söylendiği için, Mervan b Hakem, Misvar b Mahzeme'yi dövdürmüştür Bir keresinde Abdullah b Ömer'in cuma namazında Haccac b Yusuf'u hutbeyi uzatıp namazı tehlikeye sokmaması ikazı üzerine, Haccac "Şu anda, senin şu iki gözünü bir vuruşta çıkarmayı ne kadar isterdim" diye mukabelede bulunmuştur (İbni Sa'ad, Tabakat, c IV)
Abdülmelik b Mervan, Medine'de Rasûlullah @'in minberine çıkarak halka şöyle hitab etmişti: "Ben bu ümmete arız olan hastalıkların tedavisi için kılıçtan başka çare göremiyorum  Şimdi, içinizden birisi çıkar da bana 'Allah'tan kork!' (itteki'ilahe) derse hemen kellesini uçururum " dedi (İbni'1Esir, c IV; Cas$âs,Ahkâmü'lKur'an, c )
Bir keresinde de Velid b Abdülmelik cuma hutbesini o kadar uzattı ki, neredeyse ikindi namazının vakti geçecekti Cemaatten bir kişi ayağa kalkarak: "Ey emîrülmüminîn, zaman sizi beklemiyor Namazı geciktirmenizden dolayı Allah'ın huzuruna nasıl bir özürle çıkacaksınız?" dedi Velid: "Ey adam, doğru söylüyorsun Fakat burası doğru konuşanların yeri değildir " diye cevapladı Nitekim o sırada bir muhafız tarafından tutulup öldürüldü (İbnil Abdi Rabbihi, eîİkdü'lFerîd, c I)
Bu siyaset Müslümanların maneviyatım zaafa uğrattı ve onları aşağılık kompleksine itti Hayatları pahasına doğruyu konuşan insanların sayısı gittikçe azaldı Hadiseleri oluruna bırakan, bir nevi vurdum duymaz kimselerin yükselirken, doğru sözlü ve dürüstlerin değeri düştü Kabiliyetli, bilgili, dirayetli ve iman sahipleri yönetimden uzaklaştılar Halkın devlet işleriyle alâkası kesildi İslâm toplumunun gayesi, aktivitesi, üretkenliği ve İlim elde etme arzusu yok olduğu için halk sessizce ve gününü gün ederek yaşamaya devam etti
|