Prof. Dr. Sinsi
|
Cevâmiu's-Sîre (Siyerin Özü)
Kıblenin Değişmesi
Kible'nin, Beytü'l-Makdis (Kudüs)'den Ka'be'ye çevrilişi, Rasûlullah (s a s )'ın Medine'ye gelişinin on yedinci ayında oldu Bunun on sekizinci ayında ya da on altıncı ayında olduğunu söyleyenler de var Bu tarihlerin dışında hiç bir kimse ne fazla ne de eksik bir tarih söylemiştir Rasûlullah (s a s )'m kıblenin değiştirilmesi ile ilgili emrini duyup Ka'be'ye doğru namaz kılan ilk kişi, Ebû Sa'îd b el-Mualla el-Ensârî'dir
İkinci Bedir Gazvesi
İkinci Bedir Gazvesi en asîl savaştır Ona Bedir Çarpışması ve Bedir Savaşı da denilmektedir
Rasûlullah (s a s ), ikinci yılın Ramazan ayına kadar Medine'de kaldı Sonra Ebû Süfyân b Harb'ın idaresinde, içlerinde Mahreme b Nevfel b Uheyb b Abdi Menâf b Zuhre ve Amr b el-Asî'nin de bulunduğu, otuz ya da kırk Kureyşlinin çok sayıda mal yüklü büyük ticâret kervanının Şam'dan Mekke'ye doğru hareket ettiğinin haberini aldı Bu kervanı takip etmek üzere, bineği hazır olanları sefere çıkmaya davet etti Ordunun toplanması ve sevk edilmesi için özel bir merasim yapmadı Zira savaş ve çarpışma niyetinde değildi Sadece kervanı takip etmek istiyordu Rasûlullah (s a s )'ın kendilerini takip etmek üzere şehrin dışına çıktığı haberi Ebû Süfyân'a ulaştığında, Damdam b Amr el-Gıfârî'yi ücretle kiralayıp, kervana yardım için savaşa çağırmak üzere Mekke'ye gönderdi O da Mekke'ye gitti, halkı savaşa çağırdı Çok az bir kesimi hariç, hepsi savaşmak üzere yola çıktılar Savaş çağrısına uymayıp geri kalanlar arasında Ebû Leheb de vardı Diğer ileri gelenler ise savaşmak için yola çıktılar
Rasûlullah (s a s ), 8 Ramazan'da, Medîne'de yerine Müslümanlara namaz kıldırmak üzere Âmir b Lüeyy Oğullarından Amr b Ümmi Mektûm'u bırakarak, yola çıktı Sonra Ebû Lubâbe'yi Medine'ye kendi yerine vekil olmak üzere geri gönderdi Sancağı Mus'âb b, Umeyr'e verdi Siyah olduğu rivayet edilen iki sancaktan birini Ali b Ebî Tâlib (k v )'e, diğerini ise Ensâr'dan birine verdi Rasûlullah (s a s )'m ashabının yanında, o sırada sadece nöbetleşe olarak bindikleri yetmiş develeri vardı Rasûlullah (s a s ), Ali b Ebî Tâlib ve Mersed b Ebî Mersed ile bir deveye; Hz Hamza, Rasûlullah (s a s )'m azadlı köleleri Zeyd b Harise, Ebû Kebşe ve Ene-se ile bir deveye; Hz Ebû Bekir, Hz Ömer ve Abdurrahman b Avf ile bir deveye nöbetleşe biniyorlardı, Rasûlullah (s a s ), Neccâr Oğulları'ndan Kays b Ebî Sa'sa'yı yayalar üzerine emir tayin etti Ensâr'ın sancağını Sa'd b Mu'âz taşıyordu
Rasûlullah (s a s ), Medine'nin dağ yolundan Akik'e, sonra Zu'l-Hu-leyfe'ye, sonra sırasıyla şu yolu takip etti: Zâtü'1-Ceyş, Turban, Melel, Merrü Yeyen yakınındaki GamısuT-Hamâm, Suheyratu'l-Yemâm, Seyyâle, Revha boğazı, Şenûka ve Irku'z-Zubya
Sonra Revha'da bir kuyu olan Secsec'e indi Sonra Mekke yolunu solunda bırakarak, sağ tarafta Bedir istikametindeki Naziye'ye ve onunla Safra boğazı arasında bulunan Ruhkan vadisine ulaştı Sonra Safra boğazından geçip Safra yakınlarına vardığında, Saide Oğulları'nın müttefiki Besbes b Amr el-Cühenî ile en-Neccâr Oğulları'nın müttefiki Adiyy b Ebî'z-Zağbâ'yı, Ebû Süfyân ve kervanı ile ilgili bilgileri kendisine getirmek üzere gözcü olarak Bedir'e gönderdi
Sonra yola çıktı; kendisine Safra dağının iki tarafında bulunan iki dağdan birine Muslih, diğerine de Muhri denildiği haberi yerildi Buralarda oturanların, Gıfâr kabilesine mensub olan Hurak Oğulları ile Nar Oğulları olduğunu bildirdiler Rasûlullah (s a s ), bu isimlerden hoşlanmadığından orayı terk etti Safra dağını sola alarak, sağdaki Zefiran denilen yere indi Vadiden çıktıktan sonra konakladı
Burada kervana yardım etmek üzere, Kureyş'in yola çıktığı haberi Rasûlullah (s a s )'a geldi O da ashabını bundan haberdar etti Ne yapacakları konusunda onlarla istişare etti Bir çok muhacir kalkıp konuştular Güzel sözler söylediler Rasûlullah (s a s ), Ensâr'm görüşünü öğrenmek amacıyla istişareyi uzattı Bunun farkına varan Sa'd b Mu'âz kalktı ve değişik konularda güzel sözler söyledi Söyledikleri arasında şu sözler de vardı: "Bize şu denizi gösterip dalarsan, biz de seninle birlikte dalarız Ey Allah'ın Rasûlü! Allah'ın bereketi ile (bize öncülük ederek) bizi yürüt!" Sa'd b Mu'âz'm bu sözleri Rasûlullah (s a s )'ı çok sevindirdi ve neşelendirdi Bunun üzerine Müslümanlara: "Haydi yürüyünüz! Size müjdelerim ki Yüce Allah iki topluluktan birini bana va'd etti " buyurdu
RasûJullah (s a s ) sonra uğradığı Zefiran'dan ayrılıp Esâfir tepesine doğru ilerledi Oradan Debbe'ye vardı Sonra büyük bir dağ gibi kum yığını olan Hannan'i sağda bırakarak yola devam etti Sonra Bedir'e yakın bir yere indiler Haber toplamak üzere, ashabından bir kişi ile birlikte develerine binip biraz ilerledi, sonra döndü Akşam olduğunda Rasûlullah (s a s ), Hz Ali, Zübeyr ve Sa'd b Ebî Vakkâs'ı bir grup ile birlikte Ku-reyş hakkında bilgi toplamak amacıyla Bedir'e gönderdi O sırada Kureyş'in sucuları ile karşılaştılar Sehm kabilesinden Haccâc Oğullan'nm kölesi Eşlem ve Emevî kabilesinden el-Asî b Saîd Oğulları’nın kölesi Ebû Yesâr Arîz'ı yakalayıp getirdiler O sırada Rasûlullah (s a s ), namaza durmuştu Onlara kim olduklarını sordular Onlar, "Biz Kureyş'in sucularıyız " dediler Rasûlullah (s a s )'ın ashabı, onların verdikleri bu haberden hoşlanmadılar Kureyş askerî birliklerinin gücü çetin olduğundan ve onların Ebû Süfyân'ın kervanından birileri olması durumunda az zahmet ile çok ganimet elde edeceklerini umarak dövmeye başladılar Dayak onları incitince: "Biz Ebû Süfyân'ın adamlarıyız, onun kervanındanız " dediler Rasûlullah (s a s ), namazını bitirip selam verdi ve onlara hitaben: "Kureyş'in nerede olduğunu bana bildirin " dedi Her iki köle: "Onlar su gördüğün kum tepesinin arkasındadırlar " dediler Onlar, Kureyş'in bir gün on; bir gün dokuz deve kestiklerini Rasûlullah (s a s )'a bildirdiler Bunun üzerine Rasûlullah (s a s ): "Onlar 950 ile 1 000 kişi arasındadır "buyurdu
Rasûlullah (s a s )'ın kendisine haber toplamak için gönderdiği Besbes b Amr ile Adiyy b Ebî'z-Zağbâ, Bedir'e kadar gittiler; orada develerinden indiler Develerini suya yakın bir yerde çöktürdükten sonra kırbalarını alıp suyun başına gittiler O sırada Mecdiy b Amr, suyun başında bulunuyordu Adiyy ve Besbes, o civarda oturan kabileye mensub iki cariyeden birinin diğerine, "Borcumu ver!" dediğini; diğerinin ise, "Yarın kervan gelecek Ben onlara çalışır, sana olan borcumu öderim!" dediğini işittiler Mecdiy de onları doğruladı Adiyy ve Besbes duyduklarını gelip Rasûlullah (s a s )'a anlattılar
Ebû Süfyân, Bedir'e yaklaştığında, kervandan önce yalnız başına Be-dir'deki suyun başına geldi Orada bulunan Mecdiy b Amr'a: "Hiç kimseyi gördün mü?" diye sordu Mecdiy: "Hayır hiç kimseyi görmedim Ancak, deveye binmiş iki kişinin, develerini şu tepecikten çöktürdükten sonra dönüp gittiklerini gördüm " dedi Ebû Süfyân, acele develerin çöktükleri yere gitti Pisliklerinden bir parça alıp ezdi; içinde yem çekirdeği vardı Ebû Süfyân: ''Allah'a yemin ederim ki bunlar Yesrib yemleridir!" dedi Hemen kaygılanarak arkadaşlarının yanına döndü Kervanın yolunu deniz sahili istikametine çevirdi Böylece kurtuldu Kureyşlilere de kurtulduğuna dair haber yolladı ve onların geri dönmelerini söyledi Fakat Ebû Cehil: "Allah'a yemin ederim ki Bedir suyuna varıp orada üç gün kalmadıkça dönmeyeceğiz Böylece Araplar ebedî olarak bizden çekinirler " dedi Ahnes b Şerik es-Sakafî, Zühre Oğullan'nm tamamı ile birlikte geri döndü Zühre Oğullarından hiç bir kimse Bedir'de bulunmadı Zira Ahnes b Şerik onların hem müttefiki, hem de onların arasında sözü dinlenir bir kimse idi Ahnes b Şerik onlara: "Siz malınızı korumak için çıktınız O da kurtuldu " demişti
Adiyy b Ka'b Oğulları hariç, Kureyş'in bütün boylarından savaş için toplanıp gelen birer grup vardı Adiyy Oğulları'ndan hiç bir kimse savaşmak için gelmedi Dolayısıyla Bedir Savaşı'nda ne Adiyy b Ka'b Oğulları'ndan ne de Zühre Oğulları'ndan kimse vardı Abdullah el-Asğar b Şi-hâb b Abdillah b el-Hâris b Zühre b Kilâb'ın iki oğlunun Bedir Sava-şı'na katılıp kâfir olarak öldürüldükleri de söylenmiştir Bu iki kişi, Fakih Muhammed b Müslim ez-Zührî'nin babası Müslim'in amcalarıydılar
Rasûlullah (s a s ), Kureyşlilerden Önce Bedir suyuna yetişti Yüce Allah gökten indirdiği bir yağmuru Kureyş'in peşine yağdırdığından dolayı, onlar, Rasûlullah (s a s )'dan önce Bedir suyuna yetişemediler Müslümanlara ise yeri presleyen bir yağmur isabet etti Yani vadideki engebesiz yerleri ıslatıp yürümeyi kolaylaştırdı Rasûlullah (s a s ), Medine'ye en yakın Bedir suyu üzerinde konakladı Hubab b Münzir b Amr b Cemûh, o yerin dışında başka bir yere işaret etti ve: "Ey Allah'ın Rasûlü! Burası, sana, Allah'in inmeni emrettiği, bizim için ileri gidilmesi veya geri çekilmesi caiz olmayan bir yer midir? Yoksa, şahsî bir görüş neticesi, bir savaş ve savaş taktiği olarak mı seçildi?" diye sordu Rasûluîlah (s a s ): "Hayır şahsî bir görüş neticesi, bir savaş taktiği olarak seçildi '' dedi Hubab: "Ey Allah'ın Rasûlü! Burası, inilecek bir yer değildir Sen halkı buradan hemen kaldır Kureyş kavminin konacağı yerin yakınındaki su başına gidip konalım Onun gerisindeki bütün kuyuları kapatalım Sonra bir havuz yapıp, onu su ile dolduralım Böylece biz susadıkça havuzumuzdan su içeriz Onlar ise su bulup içemezler " dedi Rasûlullah (s a s ), Hubab'ın işaret ettiği görüşü beğendi ve onun dediğini yaptı Rasûlullah (s a s ) için, içinde kalacağı bir çardak/gölgelik yapıldı Sonra Rasûlullah (s a s ), savaşın yapılacağı yere doğru yürüyüp gitti Kureyş ileri gelenlerinin vurulup düşeceği yerleri birer birer ashabına gösterdi "Falanın düşeceği yer şurasıdır! Falanın düşeceği yer şurasıdır!" diyordu Onlardan, her biri Rasûlullah (s a s )'ın tarif ettiği yerlerde vurulup düştüler
Kureyş müşrikleri Bedir'e gelip kondukları zaman, Cumâh kabilesinden Umeyr b Vehb'i, Rasûlullah (s a s ) ashabının sayısını ve ağırlıklarını tahmin ve takdir etmek üzere İslâm karargâhına doğru gönderdiler Müslümanların sayısı sadece üç yüz on küsur idi Aralarında iki atlı vardı: Zübeyr ve Mikdâd b el-Esved Umeyr, İslâm karargâhının çevresini dolaştıktan sonra müşriklerin yanına döndü Hekim b Hizam ve Utbe b Rabîa, Müslümanlarla savaşmadan geri dönmeyi önerdiler Ebû Cehil kabul etmedi Diğer müşrikler de onu bu konuda desteklediler
Savaşın başlaması: Utbe b Rabîa, Şeybe b Rabîa ve Utbe b Ra-bîa'nm oğlu Velîd meydana çıkıp çarpışacak er istediler Ubeyde b el-Hâris, Hamza b Abdümuttalib ve Ali b Ebî Tâlib onlarla çarpışmak üzere derhal meydana çıktılar Yüce Allah'ın yardımıyla Utbe, Şeybe ve Velîd öldürüldü Hz Hamza ve Hz Ali hiç yara almadılar Utbe, Ubeyde'ye bir kılıç vurup ayağını kesti Ubeyde daha sonra Safra denilen yerde vefat etti Ensâr gençlerinden Afra adlı hanımın iki oğlu Avf b el-Hâris, Muavviz b el-Hâris ve Abdullah b Revâha da meydana çıkıp onlarla çarpışmak istemişlerdi Fakat müşrikler, kavimlerinden başka kimselerle çarpışmak istememişlerdi
Bedir Savaşı, 17 Ramazan Cuma günü meydana geldi Rasûlullah (s a s ), safları düzeltip kendisi için yapılan çardağa döndüğünde yanında sadece Ebû Bekir vardı Ömer b Hattâb'm azadh kölesi Mihca', düşman tarafından atılan bir okla, Müslümanlardan ilk şehid edilen kişi oldu Umeyr b Humâm, eline hurma alıp yediği bir sırada, Rasûlullah (s a s )'ın cihada teşvik ettiğini, cenneti sevdirdiğini duydu Bunun üzerine: "Ne iyi! Ne iyi! Demek cennete girebilmem için, bunların beni öldürmelerinden başka bir şey yapmak gerekli değilmiş!" dedi Elindeki hurmaları yere attı Şehid düşünceye kadar çarpıştı Allah ondan razı olsun Sonra müşrikler yenildi Allah Müslümanlara zafer bahşetti Sa'd b Mu'âz ve Ensâr'dan bir topluluk, çardağın kapısının önünde Rasûlullah (s a s )'ı korumak üzere bekliyorlardı O sırada Ukkâşe b Mihsan'm kılıcı kırıldı Rasûlullah (s a s ) ona bir sopa verdi: "Buna dikkat et!" dedi Ukkâşe, onu eline alıp salladığında, sopa uzun boylu, kuvvetli ve parlak bir kılıca dönüştü Ebû Bekir dönemindeki Ridde olaylarında şehid edilinceye kadar, bu kılıç sürekli onun yanında idi ve bu kılıçla çarpışıyordu
Sonra Rasûlullah (s a s )'ın emri ile müşriklerin ölüleri çekilip kör bir kuyuya atıldılar Üzerleri toprakla örtüldü Rasûlullah (s a s ), ganimetlerin teslim alınması ve yüklenmesi işi ile Abdullah b Ka'b b Amr b Avf b Mebzul b Amr b Ğanm b Mazin b en-Neccâr'ı görevlendirdi
RasûluIIah (s a s ) daha sonra döndü Safra denilen yere indiğinde, Yüce Allah'ın emrettiği şekilde ganimetleri taksim etti Abduddâr Oğulla-n'ndan Nadr b el-Hâris b Kelde'nin boynunu vurdu Sonra Irku'z-Zub-ye'ye indiğinde ise, Ukbe b Ebî Mu'ayt b Amr b Ümeyye b Abdi Şems'in boynunu vurdu
|