Prof. Dr. Sinsi
|
Cevâmiu's-Sîre (Siyerin Özü)
KAYNAK
[1] Asıl nüshada, "Muhacirlere" yazılıdır
[2] Medîne'ye hicret olayı için bkz İbn Hİşâm, II, 111; İbn Sa'd, I/I, 152; İbn Seyyidİ'n-Nâs, , I, 173; Tâvîhu'z-Zehebî, I, 190; Zâdu'l-Me'âd, II, 136; İbn Kesîr, III, 168; el-İmia , 37; Târîhu l-Hamîs, 322
[3] Adı, tamlamasız olarak "Abd"dır Ebû Ahmed künyeli bu zât, şâirdir El-Merzubânî, Mu'cemu ş-Şuarâ' adlı eserinde onun biyografisini yazmıştır
[4] Bu ad, gerek asıl nüshada gerekse îbn Hişâm, II, 114'de yukarıda yazıldığı gibi geçmekle*dir Bu ad el-Kâmûs, Usdu'l-Ğâbe ve el—lsâbe'de geçtiği gibi el-FâriVdır Hiç kimse bundan başka bir kaydını ispat etmemiştir Fâtıma'ya Fatma; Âişe'ye Ayşe denildiği gibi, el-Fâri'a'ya da el-Fer'a takma ad olarak denilmiş olması muhtemeldir
[5] Asıl nüshada siliktir îbn Seyyidi'n-Nâs I, 173'e göre tamamlandı "Cahş Oğulları'nın tü*mü   hicret ettiler " sözü Ebû Ömer b Abdilberr'den alıntılanmışım
[6] Asıl nüshada, "Zenyer" şeklindedir El-İsâbe (Mübeşşir'in biyografisinde şöyle yazılıdır: "Bu ad Ca'fer vezninde Zenber olarak okunur "
[7] Bu ad konusunda çok ihtilaf vardır îbn Hişâm'da: "Humeyrâ, Cumeyrâ da denilmiştir " ya*zılıdır İbn Sa'd'a göre "Hummeyr'"dir İbn Mâkûla da bu son okuyuşu kesin bir şekilde desteklemiştir Es-Sîre* nin Cotencin baskısı 317 sayfasındaki bir açıklamaya göre, İbn Hi-şâm'ın bu ismi noktalı hı harfi ile Humeyrâ olarak okuduğu belirtilmiştir
[8] Asıl nüshada, "Hişâm" yazılıdır İbn Hişâm, II, 116; Usdu'l-Ğâbe ve el~İ sûbe'yt göre düzeltildi
[9] Müslim b el-Haccâc da, bu adı Cüzâme olarak zikretmiştir Es-Süheyiî der ki: Bu inim Cu-dame olarak bilinir Bazen Cuddâme de denilmiştir Yine es-Süheylf, Cudâme bint Vehb b Mihsan (Ukkâşe b Mihsan'ın kardeşi) olduğunu tercih etmiş: "Cudâme bini Cendel ise, Esed kabilesinin kolu olan Cahş ailesinde bu adla kimse yoktur," demiştir
[10] Hazm, burada onu Umâme diye isimlendirmiştir Birçok kaynakta Umeyne diye geç*mektedir El-Huşenî: "Doğrusu Umeyme'dir " demiştir
[11] Ümmü Habîbe ya da Ümmü Habîb olarak isimlendirilmiştir İbn Hacer, bu adın Ümmü Ha-bîbe olduğunu kesin bir şekilde belirtmiştir Ebû Ömer, her iki şekli de uygun görmüş ve "Çoğu kişi bu adı Ümmü Habîb diye okumuş " demiştir İbn Kesîr, tam bu görüşün aksini savunmuş ve "Ümmü Habîbe şeklinde okuyanlar çoğunluktadır " demiştir Bkz İbn Seyyi-di'n-Nâs'ın tahkiki, I, 180
[12] Tenâdub şeklinde okunmalıdır El-Vakşî, tenâdib şeklinde okumuştur (Bkz el-Huşenî, I,125) Seril' ise, Mekke'den altı mil uzaklıkta Mer yolu üzerinde, Medîne iie Mekke arasın*da bir yerin adıdır
[13] Bu ye ondan Önceki paragrafı, İbn Seyyidİ'n-Nâs, Ebû Ömer İbn Abdilberr'den ahntılamış-tir İbn Hazm da burada biraz değiştirerek nakletmiştir
[14] Asıl nüshada, "Zenyer" şeklinde yazılmıştır
[15] Sunh diye okunmalıdır El-Bekrî, Sunuh diye kaydetmiştir El-Hâris'in iki oğlu Cüşem ve Zeyd'in İki oğluna ait bir kaledir Mescidu'n-Nebevî'den bir mil uzaklıktadır Ebû Bekir es-Sıddîk'ın evi oradaydı
[16] Bu kelimenin okunuşu konusunda ihtilaf vardır Bazıları Usbe, bazıları Asbe diye okumuş*tur Bazıları ise Asabe diye kaydetmişlerdir Buhârî, Nâfi'in İbn Ömer'den şöyle dediğini rivayet etmektedir: "İlk muhacirler, Benî Cehceba'nııı evi Mu'saba geldiklerinde  " Her iki rivayet İle de aynı yer kastedilmiştir
[17] Asıl nüshada, "Ye'âr b Yezîd" yazılıdır İbn Hişâm, II, 123 ve el-İsâbe'ye göre düzeltildi Mûsâ b Ukbe, "Ye'âr" kelimesini "Te'âr" şeklinde okumuştur Bkz el-İstiab ve el-İsâhe
[18] Rasûlullah (s a-S )'ın hicreti ile ilgili olarak bkz İbn Hişâm, II, 123; İbn Sa'd, J/l, 153; et-Taberî, II, 245; Ensâbu''I-Eşrâf, I, 120; İbn Seyyidi'n-Nâs, I, 181; İbn Kesîr, III, 174; Zâdu'l-Me'M, II, 136; Târîhu'z-Zehebî, I, 190; Târîhu'İ-Hamts, I, 322; el-Buhârî, V, 56
[19] İbn Sa'd, I/I, 159 ve eî-İmtâ'fa bu ad Uraykıt; İbn Hişâm, I, 129'da Erkıt şeklinde yazılıdır
[20] Hişâm, bu yer adını Micac; el-Bekrî, Mucac; Yâkût ise, Mucah diye kaydedip oku*muşlardır
[21] Zu'l-Usaveyn diye de okunmuştur Bkz Mıı'cemu Yâkût
[22] Bu yer adını el-Bekrî, Zû Kişd; Yâkût, Zû Kişr diye okuyup kaydetmişlerdir
[23] İbn Hişâm, II, 136, "Ona Aba'îb de denilmiştir " demiştir Yâkût ise, "Ona Usyane de de*nilmiştir " demiştir
[24] Bu yer adına Face de deniliyor Sukya'dan Önce Medine'den üç konak uzaklıktadır Bkz Mıı'cemu Yâkût ve es-Semhudî, II, 357
[25] Medîne'den yetmiş sekiz mil uzaklıktadır
[26] Dârekutnî, bu adı "Hacer" diye okumuştur Bkz es-Süheylî, II, 9-10
[27] Asıl nüshada, "Seniyetu'I-jJlyâ" yazılıdır Doğrusu, İbn Hişâm, II, 136 ve Yakut'un da be*lirttikleri gibi Seniyetu'1-Air ya da Seniyelu'l-Gâir'dir Et-Taberî, II, 236 ve İbn Sa'd, I/I, 157'de ise Seniyetu'î-Gâbir şeklinde yazılıdır
[28] Nüshanın hamişinde, İbn Hişâm, II, 138'den naklen: "Ebû Bekir'in Harice b Zeyd'in evin*de konaklandığı söylenmiştir " diye yazılıdır
[29] Yâkût, İbn İshâk'ın Ranuna'dan bahsettiği metni alıntılamış ve "İbn Hişâm'ın iktibas etti*ği İbn îshâk'ın kitabından başka bir eserde bu rivayete rastlamadım " demiştir Herkes Ra*sûlullah (s a S;)'in, Salim Oğullan'nın bulunduğu vadide Cuma namazı kıldığını söylemiş*tir İbn Zebâle: "Ranuna'da değil Zû Saleb'de kıldı " demiştir Es-Semhûdî: "Bu İki yer, her ne kadar bazı yerlerde birbirinden ayrılırlarsa da bir noktada birleşiyorlar " demektedir Bkz Mu'cemu Yâkût ve es-Semhûdî, II, 214
[30] Ebû Eyyûb'ıın, Cabbâr'a: "Ey Cabbâr! Deveyi dürtüp benim evimden uzaklaştırmak isliyor*sun, öyle mi? Rasûlullah (s a s )'ı hak İle gönderen Allah'a yemin ederim ki İslâm olmasay*dı sana kılıç çekerdim " şeklinde yapmış olduğu tehdidi kastediyor Bkz es-Semhûdî, I, 186
[31] İbn Hazm, Cevâmiu’s-Sire, Çıra Yayınları: 103-111
[32] Rasûlullah (s a s )'ın mescidi inşası ile İlgili olarak bkz İbn Hişâm, II, 140; İbn Sa'd, I/II,I; et-Taberî II, 256; İbn Seyyidi'n-Nâs, I, 195; İbn Kesîr, III, 214; el-İmta , 47; Târî-hu'l-Hamîs, I, 343
[33] İbn Hazm, Cevâmiu’s-Sire, Çıra Yayınları: 111
[34] Rasûlullah (s a s )'ın Yahudilerle yaptığı sözleşme için bkz İbn Hişâm, II, 147; İbn Seyyi-di'n-Nas, I, 197; İbn Kesîr III, 224; el-İmtâ', 49
[35] İbn Hazm, Cevâmiu’s-Sire, Çıra Yayınları: 111
[36] Kardeşlik hadisesi için bkz İbn Hişâm, II, 150; îbn Sa'd, I/II, 1; İbn Seyyidi'n-Nâs, I, 199; İbıı Kesîr, III, 226; el-İmtâ', 49; Târîhu'I-Hamfs, I, 352; el-Buhârî, 69
[37] Bi'r-i Ma'una'da başından geçenlerden dolayı, bu İakabı, Rasûlullah (s a s ) ona vermiştir Zira Bi'r-i Ma'una'da bütün arkadaşları öldürülüp ondan başka geriye kimse kalmadığın*da, müşrikler ona eman verdiler O ise, onların verdiği emanı kabul etmedi Kumandanları Haram b Milhan'ın çarpıştığı yere gitmeye ısrar etti Onlarla ölünceye kadar savaştı Ra*sûlullah onun için, "O ölümle kucaklaştı " buyurdu
[38] İbn Hazm, Cevâmiu’s-Sire, Çıra Yayınları: 112
[39] İbn Kesîr, "el-Fusûlfî İhtiyari Sîreti' r-Rasâl", 26, adlı eserinde, Müslümanlar arasında ku*rulan kardeşlikten bahsettikten sonra: "Yüce Allah, o zaman fakir Muhacirleri korumak amacıyla zekâtı farz kıldı İbn Hazm da, zekâtın farz kılınışını bu tarihle zikretmiştir Ha*dis âlimlerinden bazı hafızlar, onun zekâlın ne zaman farz kılındığı konusundaki görüşünü doğru bulmamışlardır " demiştir Makrızî (el—Imtâ1, 50) de, İbn Hazm'ın zekâtın farz kılı*nış tarihi hakkındaki görüşüne işaret etmiştir
[40] İbn Hazm, Cevâmiu’s-Sire, Çıra Yayınları: 112
[41] Asıl nüshada, Zurey yazılıdır
[42] İbn Hazm, el-Cenıhara, 318'de Hârİs b Suveyd'i ve onun münafıklığını zikretmiştir Son*ra: "Onun ölüm esnasında nifaktan arındığı söylenmiştir " demiştir Sonra bu rivayet üze*rine: "Bundan başka bir şey caiz değildir Zira bu zât, Uhud Savaşı'na katılmıştır Hiçbir münafık Uhud Savaşı'na katılmamıştır " sözleri ile açıklamada bulunmuştur
[43] İbn İshâk, II, 168 ve IV, 174>'de, Nebtel b Hâris'in Levzan Oğullan boyu, Benî Dubey'a b Zeyd Oğulları'n dan olduğu yazılıdır Yine bkz İbn Seyyidi'n-Nâs, I, 209
[44] El-Cemhara, 314'e göre yapılan bir ilavedir İbn Hişâm'da, Hizam b Hâlid olarak geçmek*ledir Bu ibarenin kâtib tarafından eksik bırakıldığı açıktır
[45] Asıl nüshada, "Nâfi"1 yazılsdır El-Cemhara, 315; İbn Hişâm, II, 17; İbn Seyyidİ'n-Nâs, I, 210'a göre düzeltildi
[46] İbn Hişâm, II, 174 ve el-İmtâ', 497'de de, el-Lusayt olarak kaydedilmiştir El-jsâbe'de ise,' el-Lusayb şeklinde yazılmıştır Ei-Lusayn olduğu da söylenmiştir
[47] İbn Hazm, Cevâmiu’s-Sire, Çıra Yayınları: 113-114
[48] Ebvâ Gazvesi ile ilgili olarak bkz İbn Hişâm II, 241; İbn Sa'd, I/n, 3; et-Taberî, II, 259, 261; İbn Seyyidi'n-Nâs, I, 224; İbn Kesîr, TII, 241; Zâdıı'l-Me'âd, II, 212; el-İmlâ', 53; Tâıihu'I-Hamîs, I, 363
[49] İbn Hazm, Cevâmiu’s-Sire, Çıra Yayınları: 114-115
[50] Bu ve ondan sonraki seriyye ile ilgili olarak bkz İbn Hişâm, II, 245; İbn Sa'd, I/II, 2; et-Ta-berî, II, 259, 260; İbn Seyyidi'n-Nâs, I, 224; İbn Kesîr, III, 234; el-İmtâ', 51, 52; Târî-hu'l-Hamîs, I, 356, 357; el-Mevâhibu 1-Ledünnİyye, I, 97
[51] Asıl nüshada, "Ecnâ" yazılıdır İbn Sa'd, eİ-İmtâ' ve Yakut'a göre düzeltildi "Ahyâ" mad*desi ile ilgili olarak, Yakut'un İbn İshâk'tan alıntıladıkları es-Sîre'de mevcut değildir
[52] İbn Hazm, Cevâmiu’s-Sire, Çıra Yayınları: 115
[53] İbn Hazm, Cevâmiu’s-Sire, Çıra Yayınları: 115-116
[54] Buvat Gazvesi ile ilgili olarak bkz, İbn Hişâm, II, 247; İbn Sa'd, I/II, 3; et-Taberî, II, 260, 261; Ensâbu l-Eşrâf, I, 135; İbn Seyyidi'n-Nâs, 1, 226; İbn Kesir, III, 246; Zâdtı'l-Me'âd, II, 212; el-İmtâ', 54; Târîhu'l-Hamh, I, 363; el-Mevâkibu'l-Ledünniyye t I, 98
[55] İbn Hazm, Cevâmiu’s-Sire, Çıra Yayınları: 116
[56] Uşeyre Gazvesi ile ilgili olarak bkz İbn Hişâm, II, 248; İbn Sa'd, I/II, 4; et-Taberî, II, 260, 261; Ensâbıı'l-Eşrâf, I, 135; İbn Seyyidi'n-Nâs, I, 226; İbn Kesîr, III, 246; el-İmtâ', 54; Tâıihtı'l-Hamîs, I, 363; el~Mevâhihu l-Ledünniyye, I, 98
[57] Asıl nüshada ve İbn Hişâm, II, 249'da, "Müşterib" diye yazılıdır Yâkût ise, "Bu yer adının, İbn İshâk'ın Meğâzî'inde Müşterib olarak yazıldığını gördüm " dedikten sonra, onu Mü-şeyrib diye kaydetmiştir Et-Taberî, II, 260'da ise, Müşeyrib olarak kaydedilmiştir
[58] Halâık: Medine tarafında, Abdullah b Ebî Ahmed b Cahş'a ait bir yerdir
[59] Ferşe Melel: Medîne'den yirmi mil uzaklıktadır
[60] Yakut'ta, Suhayratu'l-Yernâm şeklinde yazılıdır İbn Hişâm, II, 249 ve et-Taberî, II, 260'da
noktasız ha harfi ile Suheyretu'l-Yemâm şeklinde yazılıdır Bkz Tâcu l-Arûs (shr madde*si)
[61] İbn Hazm, Cevâmiu’s-Sire, Çıra Yayınları: 116-117
[62] Birinci Bedir Gazvesi ile ilgili olarak bkz İbn Hişâm, II, 251; İbn Sa'd, I/II, 4; İbn Seyyi*di'n-Nâs, I, 227; İbn Kesîr, III, 247; el-İmtâ', 54; el~Mevâhlbu'l-Ledünniyye, I, 98; Târî*hu l~Hamîs, I, 365
[63] El-İmtâ', 54; el-Mevâhibu'l-Ledünniyye, I, 98; Târîhu'l-Hamîs, I, 365'de İbn Hazm'm bu
ifadesi alıntılanmıştır
[64] İbn Hazm, Cevâmiu’s-Sire, Çıra Yayınları: 117
[65] Bu seriyye ile ilgili olarak, bkz îbn Hişâm, II, 251; İbn Sa'd, I/II, 3; et-Taberî, II, 259; îbn Seyyidi'n-Nâs I, 225; el-İmtâ', 53; Târîhu'l~Hamfs, I, 359
[66] Harrar, Medine vadilerindendir Mahacce'nin solunda öadîr-i Hum yakınlarındaki kuyular olduğu söylenmiştir
[67] İbn Hazm, Cevâmiu’s-Sire, Çıra Yayınları: 117
[68] Bu seriyye ile ilgili olarak bkz İbn Hişâm, II, 252; İbn Sa'd, I/II, 5; İbn Seyyidi'n-Nâs, I, 227; İbn Kesir, III, 248; el-İmtâ', 55; Târihu'l-Hamîs, I, 365
[69] İbn Hazm, Cevâmiu’s-Sire, Çıra Yayınları: 117-119
[70] Kıblenin değişmesi haberi ile ilgili olarak bkz îbn Hişâm, II, 257; İbn Sa'd, I/II 3; et-Ta-berî, II, 265; İbn Seyyidi'n-Nâs, I, 230 (Burada çok ayrıntılı bir şekilde anlatılmaktadır ); İbn Kesîr, III, 252; el-İmta , 60; el-Mevâhibu İ-Ledünniyye, 1,99; Târihu'l-Hamîs, I, 367; el-Buhârî, I, 84
[71] İbn Hazm, Cevâmiu’s-Sire, Çıra Yayınları: 120
[72] 346 İkinci Bedir Gazvesi ile ilgili olarak bkz Vaktdî, 11; İbn Hişâm, II, 257; İbn Sa'd'ljl1' 6; et-Taberî, II, 267; Ensabu'l-Eşrâf, I, 135; İbn Seyyidi'n-Nâs, I, 241; İbn Kesîr, III, 256; Zâdu'l-Me'âd, II, 216; eî-İmtâ', 60; el-Mevâhibu''l-Ledünniyye, I, 101; Târîhu'l-Hamîs, I, 368; el-Buhârî, V, 72
[73] Yeyen: es-Sağânî, iki yâ'nın fethasıyla bu şekilde okuyup kaydetmiştir Nasr der ki: Yeyen Medine'ye bağlı ve ondan bir konak uzaklıkta olan, içinde bir çeşme olan bir vadinin adı*dır Huzâ'a kabilesine bağlı EsSemlilerin konaklandığı yerdir Merru'z-Zehrân denildiği gi*bi, bu kelime de merr kelimesine izafe edilerek Merru Yeyen söylenmiştir İleride Benî Lih-yân Gazvesi'nde tamlamasiz olarak Yeyen şeklinde zikredilecektir İbn Hişâm, Sîre (1936 Haleb baskısı)'sini yayınlayanlar, bu kelimenin okunuşunu kaydetmemişlerdir Bedir Gaz-vesi'nden bahsedilirken (Merrey kelimesinin tesnİyesi gibi), Merreyeyn şeklinde geçmek*tedir Benî Lihyân Gazvesi'nden (II, 292) bahsedilirken, Yakut'tan naklen be harfi ile "Bîn" oiarak yazılmıştır Halbuki bahsedilen her iki yer de aynıdır Yeyen İçin bkz et-Tâc ve es-Semhûdî, II, 393
[74] Yâkût ve es-Semhûdî de, yukarıda yazıldığı gibi Zubya olarak okuyup kaydetmişlerdir
[75] Asıl nüshada "Vuhkan" yazılıdır Es-Semhûdî, yukarıda yazıldığı gibi okuyup kaydetmiştir
[76] Es-Sîre, II, 267; el-Lisân ve Mu'cemu Yakut'ta da aynı yukarıda yazıldığı gibi Esâfir ola*rak yazılmıştır Ama es-Semhûdî, bu yer adının Dafîre'nin çoğulu olan Edâfir kelimesi ol*duğunu söylemiştir
[77] Asıl nüshada, ed-Deyye şeklinde yazılıdır Doğrusu Debbe'dir Hadisçiler bazen şeddesiz olarak Debe olarak okumuşlardır El-Kâmûs'da: "Dubbe, (ötre ile) Bedir yakınlarında bir yerin adıdır " yazılıdır Bkz es-Semhûdî ve Mu'cemu Yâkût
[78] Hannân ya da Hanân şeddeli ya da şeddesiz olarak okunmuştur Bkz es-Semhûdî ve Mu'cemu Yâkût
[79] Asıl nüshada, "Keysân" yazılıdır Siyer kitaplarına göre düzeltildi
[80] İbn Hazm, Cevâmiu’s-Sire, Çıra Yayınları: 120-126
[81] Bu konuda bkz Vakidî, 151; İbn Hişâm, II, 333; İbn Seyyidi'n-Nâs, I, 272; Târîhu'l-Ha-mîs I, 396; el-Buhârî, V, 87'de, bazılarını alfabetik sıraya göre iki kez zikretmiştir İb-nu'S-Cevzî, Telkîhu'l-Fuhûm, 212 ve İbn Kesîr, III, 314'de de bu sıraya göre yazılmıştır El-Muhabber'de adları Sa'îd yada Abdullah olanlar (bkz 276-281), azadlı kölelerden sa*vaşa katılanlar şeklinde zikredilmiştir İbn Sa'd, Tabakât adlı eserinin üçüncü cildini Be*dir'e katılanların biyografilerine tahsis etmiştir
[82] Soy kütüğü hakkında ihtilaf vardır Bkz el-Cemhava, 236 ve Üsdu'l-Ğâbe
[83] Vaktdî, İbn Hişâm ve İbn Kesîr, onu Bedir'e katılanlar arasında zikretmemişlerdir Ne var ki müellif onu el-Cemhara, 181'de zikretmiştir
[84] El-Cemhara, 181 ve el-İstialfda da Bukeyr olarak yazılıdır İbn Hİşâm, II, 335; İbn Kesîr, III, 318 ve el-İsâbe'de "Lukeyz" şeklinde yazılıdır
[85] Firûzabâdî, Sakf olarak okuyup kaydetmiştir
[86] Asıl nüshada, "Ubeyde" yazılıdır El-Cemhara, 117; İbn Hişâm, II, 336; Vakidî, 154 ve el-lstiah'u göre düzeltildi
[87] Es-Sîre, 11, 336 ve ei-Istia!/a göre yapılan bir ilavedir
[88] El-Cemhara 4I2'ye göre yapılan bir ilavedir
[89] Cemhara, 412 ve İbn Hişâm, II, 337'ye göre yapılan bir ilavedir
[90] Mikdâd'm soy kütüğünde çokça kısaltmalarda bulunulmuştur Bkz el-Cemhara, 412 Asıl nüshada onun soyu "İbn Sa'd b Zühevr b Snlnf h Ça'i^hf " c^ninn* ^7i
[91] Asıl nüshada, Rabîa yerine Zeyd yazılıdır, El-Cemhara, 179 ve İbn Hişâm, II, 337'ye göre
düzeltildi
[92] Asıl nüshada "İbn Hamnıâle b Suheym b Aize b Subey'" yazılıdır El-Cemhara, 179'da geçtiği gibi düzeltildi Bu ise İbn Hişâm'da yazılan ile biraz farklılık arz etmektedir
[93] "Ğubşan"dan sonra Zu'ş-Şimâleyn'in soy kütüğü, el-Cemhara, 230'daki soy kütüğünden farklıdır
[94] Asıl nüshada "Umeyr" yazılıdır
[95] Siyer kitapjanna göre o, Mahzûm Oğullan'nın azadlı kölesidir Mahzûm, Kureyş'ten, on*lar ise Fihr b Mâlik Oğullan'ndandır
[96] İbn İshale, onu Bedir ehii arasında zikretmiştir Ne var ki Mûsâ b Ukbe, Vakıdî ve İbn Aiz, onu Bedir ehli arasında saymamıştır (Bkz, İbn Kesîr, III, 32i) Kâtib, muhtemelen asıl nüs*haya ilavede bulunduğuna bir işaret olmak üzere bu adı köşeli parantez içerisinde yazmıştır Adiyy Oğullan'nın sayısını on dörde tamamlamak için de bu adı ilave etmek gereklidir
[97] El-Cemhara, 152 ve İbn Hİşâm, III, 341 'ye göre yapilan bir ilavedir
[98] İbn Hişâm, el-Cemhara'&d, Maz'ûn'un Oğulları arasında Osman b Maz'ûn'un kardeşi Sa-ib b Maz'ûn'u da Bedir ehlinden olanlara ilave etmiştir Ne var ki Mûsâ b Ukbe ve İbn Is-hâk, onu Bedir ehli arasında zikretmemişlerdir Bkz İbn Kesîr, III, 319
[99] Mûsâ b Ukbe, onu Bedir Savaşı'na katılanlar arasında zikretmemiştir Hİşâm el-Kelbî: "Bedir savaşma katılan Osman b Maz'ûn'un baba bir kardeşi Saib b Maz'ûn'dur " demiş*tir İbn Sa'd: "Bize göre bu el-Kelbî'nin bir hatasıdır Zira siyer yazarları ve meğâzî bilenIer, Saib b Osman'ın Bedir'e katıldığım isbat etmişlerdir " der
[100] Asıl nüshada "Sa'îd" yazılıdır El-Cemhara, 156'ya göre düzeltildi
[101] Asıl nüshada "Vuheyb" yazılıdır Vakıdî, 156, İbn Sa'd, I/IH, 296 ve el-lstiab's göre düzel-
tildi Mûsâ b Ukbe, onu Bedir ehlinden saymış; fakat İbn İshâk saymamıştır İbn Hişâm, II, 342'deki açıklamaya bakınız
[102] Asıl nüshada, "İyâz b Ebî Züheyr" yazılıdır Es-Süheylî, II, 95; İbn Sa'd, I/III, 304; el-îs-tiab ve el-İsâbe'ye göre düzeltildi El-İsâbe yazarı Halife b Hayyât'tan, bu kişinin Suri*ye fetihlerinde meşhur olan İyaz b Ganm b Züheyr olmasının muhtemel olduğunu nakiet-miştir İbn Asâkir de, bu görüşü benimsemiştir
[103] Asıl nüshada "Zu'be" şeklinde yazılıdır Bu okunuşu hakkında bkz el-Kâmûs, el-hâbe ve e!-!slİab
[104] İbn Sa'd, II/I1I, 18; el-Cemhara, 322; el-İstiab ve el-İsâhe'ye göre yapılan bir ilavedir
[105] İbn İshâk ve Vakıdî de, bu adı yukarıdaki gibi okumuşlardır Mûsâ b Ukbe ve Ebû Ma'şer ise, ona Atîk b et-Teyyihan demişlerdir Bkz İbn Sa'd, II/1II, 23; İbn Hişâm, II, 343
[106] El-Cemhara, 323'de, "Haris b Abdi Rezalı" yazılıdır Yine bkz İbn Sa'd, II/III, 27
[107] Asıl nüshada, "Amcasının oğlu Muattib b Ubeyd" yazılıdır Bu yanlıştır Vakıdî (s 158) ve onun Öğrencisi İbn Sa'd, Muattib b Ubeyd'i, Zafer Oğulları'nın müttefiki olan Beliyy ka*bilesinden saymışlardır İbn İmâre el-Ensârî, onu Zafer Oğullan'na nisbet etmiş ve "O Mu*attib b Ubeyd b Sevâd b Hesim b Zafer'dir " demiştir Ayrıca bu sözünü açıklayarak: "Zafer Oğullan'ndakİ soy kütüğünü bilmeyenler, onu kardeşi Abdullah b Tarik'in konu*mundan dolayı onu Belİyy kabilesinden saymışlardır Gerek Ebû Ömer, gerekse İb-nu'I-Esîr, onun için İki yerde biyografisini tekrarlamışlardır Bir kez Muattib adını zikre*derken diğer bir kez de Muğİs adını zikrederken biyografisini yazmışlardır İbn İshâk'ın ri*vayetinde onun adı Muattib b Abde'dir
[108] Köşeli parantez içindekileri kâtib, İbn Hişâm'dan nakletmîştir Vakidî, 158 ve İbn Sa'd, TT/m, 23'de bu kişileri zikretmişlerdir
[109] Eî-Cetnhara, 313; el-İstiab ve el-fsâbe'de de soy kütüğü yukarıda yazıldığı gibidir İbn Hişâm, II, 344 ve İbn Sa'd, II/III, 33'de onun soy kütüğünde Nu'mân diye bir ad zikredilmemiştir
[110] İbn Hişâm ve İbn Sa'd'da, bu ad Emet olarak geçer El-Cemhara, el-İstiab ve el~İsâbe'de ise yukarıda yazıldığı gibidir
[111] İbn Sa'd, II/III, 34'te, onu Umeyr olarak adlandırdıktan sonra, "Yalnız Muhammed b İshâk onu Amr b Ma'bed oiarak söylemiştir " demiştir Matbu olan es-Sîre'âs ise "Ömer" ola*rak geçmektedir
[112] İbn Hişâm, II, 345 ve İbn Sa'd, II/III, 35'e göre yapılan bir ilavedir
[113] Asıl nüshada "Zenyer" yazılıdır Bkz ei-îsâbe "Mübeşşir b el-Münzir" biyografisi
[114] Asıl nüshada, "Abis" yazılıdır İbn Sa'd, II/III, 30 ve Usdu'l-Ğâhe'ye göre düzeltildi
[115] Bu ad Uncude biçiminde de okunabilir Rafi'İn babasının adı Abdulhâris'tir Ümeyye b Zeyd Oğullan'ndan değildir Beliyy kabilesinden onların müttefiki idi Muhammed b İshâk da öyle söylemektedir Ebû Ma'şcr, onu Âmir diye adlandırmıştır Bkz İbn Sa'd, II/III, 32
[116] Ibn Sa'd, onun biyografisinde: "Kimileri onu ve Rafi' b Ancede'yi, Amr b Avf Oğullan'na nisbet etmiştir Amr b Avf Oğulfarı'nin soy kütükleri arasında, onların doğum ve soyu ile ilgili bilgi edinmek istedim Fakat bir şey bulamadım " demiştir
[117] (9/Tevbe, 75)
[118] Asıl nüshada "Erkam" yazılıdır İbn Sa'd, II/III, 36; el-İstiab ve e!-İsâbe'ye göre düzeltildi
[119] Muhammed b îshâk ve Ebû Ma'şer de, yukarıdaki gibi soyunu yazmışlardır Vakıdî ve İbn İinâre el-Ensârî, onlara muhalefet edip, "İbn İshâk, Ebû Ma'şer ve onlardan rivayette bu*lunanlar, Cebr b Atîk'in soyu konusunda yanılmışlardır Zira onu, amcası el-Hâris'e nis-bet etmişlerdir Halbuki el-Hâris de onunla birlikte Bedir'e katılmıştı İbn İshâk, Bedir'e katılanlar arasında onun amcasını zikretmemiştir Bkz İbn Sa'd, II/III, 38
[120] Hişâm el-Kelbî, yukarıda yazıldığı şekilde Asar diye okumuştur İbn İshâk, Ebû Ma'şer, Mûsâ b Ukbe ve Vakıdî ise Isr şeklinde okumuşlardır
[121] Huşenî, yukarıda yazıldığı gibi Berk şeklinde okuyup kaydettikten sonra, "Burek şeklinde okunduğu da rivayet edilmiştir " der
[122] Asıl nüshada, "Ebû Hayye" yazılıdır İbn Sa'd'ın da belirttiği gibi, gerek İbn İshâk gerekse Ebû Ma'şer, onu Ebû Habbe diye adlandırmışlardır Yayınlanan es-Sîre'dç "Hanne" yazılı*dır Vakıdî: "Bedir'e katılanlar arasında Ebû Habbe künyesi ile anılan hiç kimse yoktur " de*miştir İbn İmâre ise: "Bedir'e katılan Ebû Hanne'dİr " demiştir Bkz ibn Sa'd, II/III, 45 Ebû Ömer der ki: "Doğrusu Ebû Habbe'dir " Bütün hadisçiler de bu görüştedirler
[123] Asıl nüshada, "Teyhan" yazılıdır İbn Sa'd, II/III, 41 'e göre düzeltildi
[124] Burada ve bazı rical kitaplarında, "Abİle" olarak geçmektedir "AbİIe b Kısmîl" hakkında, el-Kâmûs (ayn-be-lam)'ta bilgi bulunmaktadır İbn Hişâm, II, 347'de bu ad, "Amile" diye yazılıdır Biraz ileride Mücezzer b Ziyâd'ın soy kütüğünde, "Amile" adı zikredilecektir 
[125] Mûsâ b Ukbe'nin rivayetine göre, onların sayısı altmış üç kişidir Zira o, Haris b Kurs b Heyşe ve Haris b, Arfece'yi de savaşa katılanlar arasında saymıştır İbn İshâk ise, onları ih*mal etmiştir
[126] İbn Hişâm, II, 348 ve İbn Sa'd, II/III, 79'a göre yapılan bir ilavedir
[127] Asıl nüshada, "Subey' b Kays b Sa'lebe b Ayşe" yazılıdır Onun soy kütüğünden Saİe-be'yi sildik Zira bu ad İbn Hişâm, İbn Sa'd, el-Istiab ve Usdtı'I-Ğâbe'âe geçmemektedir
[128] İbn Sa'd, II/III, 84'te, "Ubâde" şeklindedir Ebû Ömer, her iki şeklini de zikrederek, onun için iki kez biyografisini yazmıştır
[129] İbn Hişâm, II, 349'da: "Füshum, onun annesidir; el-Kayn b Cisr'den bir kadındır" der İbn Sa'd, İI/III, 85'de: "Bu kadına nisbet edilmiştir Ona, Yezîd Füshum denilir " demiştir
[130] El-Huşenî, Dârekutnî'ye uyarak, bu adı yukarıda yazıldığı gibi İtebe diye okuyup kaydet*miş ve onun doğru olduğunu belirtmiştir
[131] Muhammed b Ömer: "Bu Süfyân b Nesr'dir " der Bu adı "Bişr" olarak okumak ise, Mû-sâ b Ukbe, İbn İshâk ve Ebû Ma'şer'in görüşüdür İbn Sa'd, II/III, 86'da: "Belki de onla*rın ravileri onlardan bu ismi alıp kaydetmemişlerdir El-Huşenî de, onu zikredip: "Doğru*su Nesr'dir " der
[132] Asıl nüshada "Ka'în" yazılıdır
[133] İbn Sa'd, II/III, 89'da, onun el-Hâris b el-Hazrec'in müttefiki olduğu belirtilmiştir
[134] Es-Süheylî: "Ebû Bahr, Ebû'l-Velîd'den naklen bu adı "Cez"' diye okuyup kaydetmiştir " der Süheylî, bu adı başkaları tarafından hep ze'nin esresi ile Ceziy diye okunduğunu be*lirtmiştir El-İstiah ve İbn Sa'd, II/III, 91'de, "cİm-ze-ye" harfleri ile yazılmış; ama oku*nuş biçimi kaydedilmemiştir
[135] Künyesi ve soy kütüğünde bulunan isimler hakkında çok İhtilaf var Ebû Hamîsa (Ebû Ha-mîda ya da Ebû Asîma) Ma'bed b Abbâd (İbn Kays ya da İbn Abbâde) b Kaş'ar (Kaşğar ya da Kuşeyr) b Mukaddem (el-Kadam ya da el-Fadem) Bkz İbn Hişâm, II, 350; e!-İs-tiab; İbn Kesîr, III, 324; el-İsâbe ve el-Cemhara, 336
[136] Bir çok kaynakta yukarıda yazıldığı gibi geçmekledir Es-Süheylî: "Bedir ehlinin soy kü*tükleri içerisinde, İbn Kıryûş adında biri bulunmaktadır Kıryûş diye okumak en doğrusu*dur " demiştir
[137] İbn Hişâm, II, 351 'de de aynı yukarıda yazıldığı gibi geçmektedir İbn Sa'd, II/III, 98'de, "Vazaka"; e-lstiab'da ise: "Varaka" şeklinde yazılıdır
[138] Esas aldığımız nüshanın nakledildiği nüshada da bu ad yukarıda yazıldığı gibidir Nüsha*dan nakleden kâtib, metin bölümünde Kays yazmıştır Dipnotta ise bu adın asıl nüshada Kasr olduğunu belirtmiştir
[139] Asıl nüshada, Amile'dİr
[140] Asıl nüshada, "Abbâd" yazılıdır İbn Sa'd, II/III, 99'da belirtilen İbn İshâk'ın rivayetine gö*re düzeltildi Vakıdî ve İbn İmâre el-Ensârî ise, bu ada, "Abede b Heshes" derler
[141] Asıl nüshada, "Rabîa" yazılıdır İbn Hişâm, II, 352 ve İbn Sa'd, II/III, 100'e göre düzeltildi
[142] Asıl nüshada, "Behz b Suleym" yazılıdır İbn Hişâm ve İbn Sa'd'a göre düzeltildi
[143] Asıl nüshada, "el-Bedy" şeklinde yazılıdır İbn Sa'd, II/III, 102'de, "el-Yedy"; et-İstiab ve e!~İsâbe'de İse, "el-Beden" olarak yazılıdır Ebû Ömer: "İbn İshâk'ın bu adı el-Beden şek*linde okuduğu kesinleşmiştir " der Mûsâ b Ukbe de bu şekilde rivayet etmiştir Ama İsmâ-îl b İbrâhîm b Ukbe, amcası Musa'dan, el-Bedy diye yanlış bir imlâ ile rivayet etmiştir
[144] Asıl nüshada, "el-Bedy" yazılıdır Bir önceki dipnota bakınız
[145] İbn Sa'd, II/III, 103'de, "Abdu Rab" yazılıdır İbn Sa'd, İbn İshâk'tan başka hiç kimse, bu kişiyi Abdullah diye adlandırmamıştır
[146] Ona, İbn Cimaz da denilmiştir Bkz İbn Hişâm, II, 353 ve İbn Sa'd, II/III, 104 Vakıdî ve İbn İmâre, onu Gassân'dan saymışlardır İbn İshâk ve Ebû Ma'şer ise, onu Cuheyne'ye nisbet etmişlerdir
[147] Asıl nüshada Hıraş'tan sonra babası es-Sımme de Bedir ehli arasında sayılmıştır Bu kesin*likle makul bir şey değildir Belki Hıraş'ı tanıtmak amacı ile babasının adı belirtilmiş ve da*ha sonra tanıtıcı sözcükler silinmiş ve Sımme adı yalnız kalmıştır Hıraş'm, Mu'âz b Sımme adında bir kardeşi de vardır Bazıları onu Bedir ehli arasında zikretmişlerdir Ne var kî Vakı-dî: "Bu isbat edilmemiş ve bu konuda İttifak yoktur " demiştir Bkz İbn Sa'd, II/III, f 07
[148] Asıl nüshada, "Amr" yazılıdır, İbn Hişâm, II, 354; İbn Sa'd, II/III, 110; el-İstîab ve el-İsâ-be'ye göre düzeltildi
[149] İbn Sa'd, II/III, 116'da "Hamza" yazılıdır İbn İshâk'a göre, "Harice"; Mûsâ b Ukbe'ye gö*re ise "Hârise"dir Huşenî (I, 173): "Ona noktalı hı harfi ile İbn Humeyr de denilmiştir " der
[150] Vakıdî, onu Sevâd b Rezn diye adlandırmıştır İbn İshâk ve Ebû Ma'şer İse, ona, Sevâd b Zurayk demişlerdir İbn Sa'd, Zurayk adınm yazılış hatası ile onlardan rivayet edilmiş of-424 c!uğu görüşünü tercih etmiştir Bkz İbn Sa'd, II/III, 116
[151] Mûsâ b Ukbe, onu Bedir ehli olarak zikretmemiştir
[152] ibn Sa'd, II/III, I17'de, Mûsâ b Ukbe'nin rivayeti olan "Nu'mân b Sinan" yazılıdır İbn 426 ^bdilberr de, b u rivayeti tercih etmiştir
[153] Asıl nüshada,_"İbn Adiyy-b Âmir b Ka'b" yazılıdır Rical ve ensâb kitaplarında, onun soy 417 kütüğünde "Âmir" adı zİkredilmemiştir Biz de burada kaydetmedik
[154] ibn Hişâm, İbn Sa'd ve el-Cemhara'ya göre yapılan bir ilavedir
[155] İbn Hişâm, II, 357; İbn Sa'd, II/III, 128; el-İstiab ve el-İsâbe'de, bu kişinin adı Abbâd b Kays şeklinde kaydedilmiştir
[156] İbn İshâk'tan başka, onu Sa'd b Yezîd diye adlandıran olmamıştır Bkz İbn Sa'd, II/III, 128
[157] Vakıdî'den başka, onu el-Fakih b Nesr diye adlandıran olmamıştır İbn İmâre ona karşı çık*mış ve "Ensâr içerisinde eİ-Hâris b el-Hazrec Oğulları'ndan, Süfyân b Nesr'den başka Nesr adında kimse yoktur " demiştir (İbn Sa'd, II/III, 129) İbn Hişâm ise: "Onun adı Besr b el-Fakih'tir " demiştir
[158] İbn Hişâm, II, 358 ve ibn Sa'd, II/III, 130'a göre yapılan bir ilavedir
[159] Asıl nüshada, Rafi' yerine Mâlik yazılıdır, ibn Hişâm, II, 358; İbn Sa'd ve el-Cemhara, 338'e göre düzeltildi
[160] El-Cemhara, 337'de geçen soy kütüğünde Sa'lebe'den söz edilmiyor
[161] İbn Hişâm'da da "Ruceyle" yazılıdır Bunun yanında "Ruhayie" (hi harfi ile) dendiği de be*lirtilmiştir Dârekutnî, bizzat İbn İshak rivayetinden alarak, onu Ruhayie (hı harfi ile) olarak kaydetmiştir Es-Süheylî, Mûsâ b Ukbe'nin rivayetinde de, Ruhayie olduğunu belirtmiştir Ebû Ömer, îbn Hişâm'ın rivayetine dayanarak (Ruheyle, ha harfi ile) kaydetmiştir, {bkz es-Sîre, II, 358; es-Süheylî, II 100; Huşenî, I, 174) 1
[162] Müellif, el-Cemhara, 337'de, Hâlid ile Sa'Iebe sözcükleri arasına Amir adını ilave etmiştir
[163] İbn Hişâm, II, 359 ve İbn Sa'd, II/III, 50'de de adı bu şekilde geçmektedir İbn Hişâm "Ona Uşeyra da denilmiştir " der El-Cemhara, 328'deki Sabit b Hâlid'in soy kütüğünde, Usey-ra adı zikredilmemiştir
[164] El-Cemhara, 329 ve İbn Sa'd, II/III, 53'e göre yapılan bir ilavedir
[165] Asıl nüshada Esram yerine Usaynm yazılıdır El-Cemhara ve ibn Hişâm a göre düzeltildi
[166] Nu'ayman da denilmiştir (Bkz İbn Hişâm, II, 360) El-Cemhara, 329'da da, ed-Dahık la-
kabı ile birlikte bu şekilde geçmektedir
[167] İbn Hişâm, II, 360 ve İbn Sa'd, II/III, 58'de onun adı Usayme olarak geçmektedir İbn Hacer, ona İsmet de denilebileceğini söylemiştir
[168] Asıl nüshada Rifâ'a yerine Afra yazılıdır Bu hatadır Zira Afra, el-Hâris'in hanımıdır Onun
annesi değildir
[169] Asıl nüshada Hudeyle yerine Cedile yazılıdır İbn Hişâm, İbn Sa'd ve el-Cemhara'ya göre düzeltildi
[170] İbn îshâk'ın, onun soy kütüğü hakkında söylediklerine uygun olarak, el-İstiab ve ei-lsa-be'ys göre yapılan bir ilavedir Vakıdî ve İbnu'l-Kelbî: "O, Künyesi Ebû Şeyh olan Ubeyy b Sâbit'tir " demişlerdir İbn İshâk'ın görüşüne göre, Şâir Hassan b Sâbit'in kardeşinin oğ*lu; ikinci görüşe göre ise onun kardeşidir
[171] - Asıl nüshada, Mâlik'ten sonra onun soy kütüğünde: "îbn Adiyy b Mâlik b Ganm b Adiyy"
yazılıdır El-Cemhara, 327; İbn Sa'd, II/III,"64; İbn Hişâm, e!-İstiab ve diğer eserlere mulalif olduğundan biz sildik
[172] El-Cemhara, 331 'e göre yapılan bir ilavedir
[173] Asıl nüshada Avf yerine Zeyd yazılıdır Rical ve neseb kitaplarında da belirtildiği gibi, onun
soy kütüğünde Zeyd diye bir isim yoktur
[174] El-Cemhara, 330; İbn Sa’d, II/III, 76 ve el-İstiab’a göre yapılan bir ilavedir
[175] İbn Sa'd, II/III, 76; el-İsâbe ve el-fstiab'a göre yapiian bir ilavedir
[176] İbn Hişâm, İbn Sa'd ve el-İstiab'a göre yapılan bir ilavedir Onun soyu hakkında ihtilaf
vardır
[177] İbn Hazm, Cevâmiu’s-Sire, Çıra Yayınları: 126-148
[178] Bedir şehidleri ile ilgili olarak bkz Vakidî, 141; İbn Hişâm, II, 364; Telkîhu l-Fuhûm, 224;
İbn Seyyidi'n-Nâs,"İ, 284; İbn Kesîr, III, 327; Târîhu'l-Hamh, 402
[179] İbn Hazm, Cevâmiu’s-Sire, Çıra Yayınları: 149
[180] Bu konuda bkz Vakidî, 143; İbn Hişâm, II, 365; İbn Seyyidi'n-Nâs, I, 285; Târîhu'l~Hamîs, 403
[181] Asıl nüshada Ömer yerine Amr yazılıdır
[182] İbn Hazm, Cevâmiu’s-Sire, Çıra Yayınları: 149-151
[183] Asıl nüshada Vecze yerine Vecre yazılıdır İbn İshâk, ona Vecze demiştir İbn Hişâm ise, ona
Vehre demiştir (el-Huşenî, I, 175)
[184] Köşeli parantez içindekiler, gerekli birer ilavedirler Zira bu kişilerin hepsi Abdu Şems Oğulları'ndan değildirler Değişik kabilelerdendirler Parantez içindekiler onları açıklamaktadır
[185] İbn Hişâm, III, 5; Vakıdî, 137 ve İbn Seyyidi'n-Nâs, I, 286'da da bu mısra bu kişiye nisbet edilmiştir Ebû Temâm'ın Hamâse (Şerhu't-Tebrizî, I, iO2)sinde bu mısralar Husayn b el-Hamam eP-Murrî'ye nisbet edilmiştir Yukarıda adı geçen Hâlİd'in, onu taklit ettiği muh*temeldir
[186] Asıl nüshada Âbid yerine Âiz yazılıdır
[187] Asıl nüshada Umeyr yerine Osman yazılıdır Nesebu Kureyş, 386 ve el-Cemhara, 153'e göre düzeltildi
[188] Esed b Abdiluzzâ Oğullan ve Abdullah b Humeyd'den daha önce söz edilmişti îbn Hi-Şâm, İbn tshâk rivayetlerine ilave etmişti Bkz İbn Hişâm, III, 7
[189] İbn Hazm, Cevâmiu’s-Sire, Çıra Yayınları: 151-153
[190] Bu ibarenin İbn Hazm'dan nakledildiğine dair bkz el-!mtâ', 107
[191] Bu gazve ile ilgili olarak bkz İbn Hişâm, III, 46; İbn Sa'd, I/II, 20; İbn Seyyidi'n-Nâs, I, 294; Zâdu'1-Me'âd, II, 229; İbn Kesîr, III, 344; el-İmta , 107; Târihu'l-Hamîs, I, 407
[192] İbn Hazm, Cevâmiu’s-Sire, Çıra Yayınları: 153
[193] Bu gazve için bkz Vakıdî, 182; İbn Hişâm, III, 47; îbn Sa'd, I/II, 20; et-Taberî, II, 299; En-sâbu'l-Eşrâf, I, 147; İbn Seyyidi'n-Nâs, I, 344; İbn Kesîr, III, 344; ei-İmtâ', 106; Târî-hu t-Hamis, 1, 410
[194] İbn Hazm, Cevâmiu’s-Sire, Çıra Yayınları: 153-154
[195] Bu gazve için bkz Vakıdî, 192; İbn Hişâm, III, 49; İbn Sa'd, I/II, 23; İbn Seyyidi'n-Nâs, I, 303; İbn Kesir, IV, 2; el-İmıâ', 110; Tâıîhu'l-Hamîs, I, 414
[196] İbn Hazm, Cevâmiu’s-Sire, Çıra Yayınları: 154
[197] Bu gazve için bkz Vakıdî, 195; İbn Hişâm, III, 50; İbn Sa'd, I/II, 24; İbn Seyyidi'n-Nâs, I, 304; İbn Kesîr, IV, 3; el-İmtâ', 111; Târîhu'l-Hamîs, I, 416
[198] İbn Hazm, Cevâmiu’s-Sire, Çıra Yayınları: 154
[199] Bu gazve için bkz Vakıdî, 177; İbn Hişâm, III, 50; İbn Sa'd, I/II, 19; İbn Seyyidi'n-Nâs, I, 294; İbn Kesîr, IV, 3; el-İmtâ', 103; Târihıı l-Hamîs, I, 408
[200] İbn Hazm, Cevâmiu’s-Sire, Çıra Yayınları: 154-155
[201] Ka'b b Eşrefin öldürülmesi ile ilgili olarak bkz Vakıdî, 184; İbn Hişâm, III, 54; İbn Sa'd, I/II, 21; et-Taberî, III, 2; İbn Seyyidi'n-Nâs, I, 298; İbn Kesîr, IV, 5; el-İmtâ', 107; Târî*hu'l-Hamîs, I, 412 Onun öldürülmesine katılanların adlan için bkz el~Muhabber, 282
[202] İbn Hazm, Cevâmiu’s-Sire, Çıra Yayınları: 155-156
|