Yalnız Mesajı Göster

Asr-İ Saadet Öncesi Medinede Sosyo-Ekonomik Hayat

Eski 08-02-2012   #1
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Asr-İ Saadet Öncesi Medinede Sosyo-Ekonomik Hayat




ASR-I SAADET ÖNCESİ MEDİNEDE SOSYO-EKONOMİK HAYAT


ProfDr Muhammed Hamidullah


MUHAMMED 1908 Yılında Hindistan'ın Haydarabad/Deccan HAMİDULLAH Şehrinde doğdu Aynı şehirde Daru'1-Ulum medre¬sesinde okudu Yüksek tahsilini de buradaki Osmaniye Üniversitesinde tamamladı "İslâm

Devletler Umumî Hukuku" konusunda master tezi hazırladı Daha sonra doktora çalışması için Osmaniye Üniversitesi tarafından Almanya'nın Bonn şehrindeki üniversiteye gönderildi 1933 yı¬lında Devletler Umumi Hukuku dalında doktora¬sını tamamladı Aynı konulardaki araştırmalarını ilerletmek için Paris'e geçti Paris'te kurulu "İlmî Araştırmalar Millî Merkezi" üyesi olarak burada ilmî çalışma, araştırma ve yayınlar yaptı Eserleri birçok batı ve doğu dillerine tercüme edilerek ya¬yınlandı

Türkçeye Tercüme Edilmiş Eserleri:

- islâm'ın Hukuk İlmine Yardımları

- İslâm 'a Giriş

- lmam-ı Azam ve Eseri

- Hz Peygamber'in Savaşları

- İslâm Fıkhı ve Roma Hukuku

- Modern İktisat ve İslâm

- Kur'ân-ı Kerim Tarihi ve Türkçe Tefsirler Bibli-ografyası

- İslâm Peygamberi

- Resulullah Muhammed

- İlk İslâm Devleti

- İslâm Müesseselerine Giriş

- Hz Peygamber'in Altı Orijinal Diplomatik Mek¬tubu [1]


ASRI SAADET ÖNCESİNDE VE HZ PEYGAMBER'İN (SAV) HİCRETİNDEN SONRA (569-632) MEDİNE'NİN SOSYAL VE EKONOMİK YAPISI


Giriş


Hz Muhammed (sav), 609 yılının sonlarına doğru îslâm'ı tebliğe başladığında, Arabistan yarımadası bir çöl hâline gelmişti bile Bir çölün, şurasında burasında birkaç su kaynağı ve insanlar tarafından açılmış birkaç kuyunun bulunması tabiidir Fakat söz konusu ettiğimiz devirde, su yokluğundan dolayı, bu bölgede Tok¬yo ve yew York gibi büyük yerleşim merkezlerine, hattâ Kitabı Mukaddes'te geçen[2] Ninova gibi şehirlere rastlanmaz

Araplar genellikle göçebe olup, mevsimlere ve yağmur yağış dönemlerine göre oradan oraya göçerlerdi Su kaynakları vasıta-siyle, buğday, arpa, arpacık ve darı ziraatından ziyâde, hurmalar dikip vahalar yetiştiren yerleşik bahçıvanlar, çok nâdirdi

En büyük şehirlerin nüfûsu, on bini aşmıyordu Arabistan'ın her tarafından Hacc için Kabe'ye gelen ziyaretçiler sayesinde Ara¬bistan yarımadasının gerçek metropolü olan Mekke'nin durumu da böyleydi

Tipik bir köy olarak incelemek üzere (islâm'ın arefesinde ve başlangıcında olmak üzere), birçok sebepten ötürü Medine'yi (hic¬retten önceki adıyla Yesrib'i) seçtim:

1 Medine'de merkezî bir idare yoktu; bunun tam aksine, her¬kesin başkalarına karşı bağımsız olduğu, kendi aşiret veya kabile reisinden başka bir otorite tanımadığı, başıboş bir insan toplulu¬ğundan ibaretti

2 Yaşam, temel olarak toprağa, hurmalıklara bağlıydı

3 Arabistan'da nâdir bir husus olmak üzere; Medine'de ya¬bancılar, yâni Yahudiler yaşıyordu ki» bunlar yaşamı daha ilginç bir hâle getiriyorlardı

4 Aynı dönemin diğer herhangi bir köyüne nazaran Medine hakkında çok daha fazla dokümana sahibiz Daha sonra Medine, Asya, Afrika kıt1 alarma yayılan bir devletin merkezi olan büyük bir şehir hâline gelecektir Nitekim bunlar, üçüncü Halîfe Hz Os¬man (ra) (637-647) zamanında olmuştur[3] Fakat biz burada Medine'yi, henüz dağınık, tutarlılığı olmayan, orman ve otlak ara¬ziler dışında, müşterek çok az kaynaklara sahip bir köy olduğu za¬manki durumunu araştıracağız [4]


Birinci Bölüm


MEDİNE'NİN SOSYAL YAPISI


I Medine'nin Coğrafî Ve Kronolojik Çerçevesi


Arabistan yarımadasında, Kızıldeniz kıyısında, Yanbû' limanına uzak olmayan bir yer vardır ki, Kur'ân-ı Kerîm'de iki isimle adlandırılmıştır: Medine ve Yesrib; fakat aynı yerin çok iyi bilinen iki adı daha vardı: Tâbat ve Taibah Burası, genişliğine ol¬duğu gibi, uzunluğuna da, deve yürüyüşüyle bir gün süren geniş bir ovadır Serpilmiş volkanik lâv tarlaları arasından Akik vadisi geçer Yağmur mevsiminde burada bir çay oluşur; fakat Taif böl¬gesinin (ki buraya Vacc vadisi denir) yağmur suları akıp çekildik¬ten sonra, birkaç gün içinde vadi tekrar kurur ve içinden insanlar¬la hayvanlar geçer Medine bölgesinin yağmur suları, birçok kol¬lar hâlinde, yakın çevre veya iç bölgelere akarlar Kanat vadisinin suları, Medine'nin kuzeyinden geçmeden önce, Uhud dağının do-ğusundaki bir çukura akarak orada tabii «Akûl» gölünü oluşturur ki, suları bütün sene boyunca kurumadan durur Başka akarsular da, Medine'nin kuzey-doğusunda Gabah ormanının oluşmasını sağlamıştır, iklimi hoş, toprağı verimli, ve fazla derin olmayan ye¬raltı suyu da tatlı ve lezzetlidir

Medine'de yaşayanların menşei açıkça bilinmemektean 1957 de G Rice tararından neşredilen Harran (Urfa bölgesi)'m çivi yazılı kitabesi, Babilonya kralı Nabuna'id (MÖ 556-539)'e âit olup, bu kralın Yesribi ziyaret ettiğini kaydetmektedir Milât'tan sonraki devirde olduğu anlaşılan Yemen kralı Tubba'nm Medine'yi alması da, destanlar oluşturmuştur[5] Medine'nin eski çağda Önemli bir şehir olup, Asurlu ve Yemenli istilâlar sonucu yı-kılarak, İslâm'ın arefesinde bir köy hâline geldiği görüşü de var¬dır (Hâtıra olarak şunu kaydedeyim: 1946 ya kadar, en azından şehrin güneyinde, Urvah kuyusu karşısındaki bir tepenin kaya-lıkları üzerinde musnad yazısıyla yazılı bir Yemen kitabesi vadi ki, bunun transkripsiyonunu Mısır arkeoloji idaresine haber ver¬dim 1964 de bu kitabe kaybolmuştu (Muhtemelen bu kitabe, zik¬redilen tepenin hâkim noktasına, şehrin Necdli kadısının ev inşa¬atına taş temin etmek maksadıyla dinamitlenmiştir)

Medine halkı, Evs ve Hazrec diye iki kardeş kola ayrılmış olan Benû Kailah Arap kabilesi, şu veya bu aşiretin tabiiyetine girmiş olan başka birkaç arap ve umumiyetle Benû Kaynuka, Benû Nâdir ve Benû Kurayza diye gruplandmlan Yahudilerden oluşuyordu, (Bu Yahudi kabileleri, menşe itibariyle hepsi kuyumcu, hurma çiftçisi ve çömlekçi idiler) Aynı şekilde nadiren birkaç köle vardı ki; meselâ bir tranlı köle olan Selmân, bir yahûdinin kölesiydi

Benû Kailah arap kabilesi, şecere itibariyle Yemen'deki Azd-lara dayanıyordu Muhtemelen bu kabile, Abâ'daki Arim Bara-jı'nın yıkılması üzerine memleketini terketmek zorunda kalmış ve Asurlu Nabuna'id kitabesinin bahsettiği gibi, belki de Medi¬ne'de yaşayan diğer insanları da kovarak orada yerleşmiştir

Yahudilere gelince, onların Medine'ye göçlerini izah etmek daha da güçtür Hz Peygamber (sav), 622 yılında, müslüman ve gayr-ı müslim halkları bir araya getirme insiyatifini eline alınca, Yahudilerden sadece «falan veya filân Arap kabilesinin Yahudi¬leri» diye söz eder Bu şekilde isimleri zikredilen sekiz Yahudi aşiretinden altısı, müslüman araplarm bağımlıları durumunda idiler Diğer iki aşiret olan Şutayba ve Sa'laba hakkında ise, hiçbir şey bilinmemektedir Acaba bunlar, Benû Kaila'nın iç savaşları sı¬rasında yok olan Medine Araplarmdan, veya Medine dışındaki Araplardan mıdırlar; yoksa gerçek Yahudi halkından mıdırlar? Bilinmemektedir Medine'de şehir-devletinin teşkili sırasında di¬ğer kabilelerle birleşmeyen ve ileride kendilerinden sözedeceği-miz Benû 'Uraid Yahudilerinin şeceresi hakkında da hiçbir bilgi verilmemektedir Zaten bu aşiret çok küçüktü

Aynı şekilde, sayıları en fazla elli civarında olduğu görünen az sayıda Hıristiyan da vardı ki, bunlar Evs kabilesinin içindeydiler Muhteris ve aklı kıt olan Ebu 'âmir adındaki papaz, bunların reisi durumundaydı Fakat, Yahudilerin Bet Midrâş'mdan kesinlikle bahsedildiği halde, Hıristiyanların bu bölgede bir kiliseleri olup olmadığından sözedilmemektedir

Tarıma elverişli toprağı olmayıp, kuyumcu ve tüccar olan Benû Kaynuka' müstesna, diğer bütün Yahudilerin çiftçi oldukla¬rı anlaşılıyor

Her topluluk, bir diğerinden birkaç kilometre uzaklıkta bir koy oluşturuyordu Her şey, ekime elverişli olup, lavlarla kaplı ol¬mayan toprağa bağlıydı

Sık sık iki katlı olmak üzere, evler volkanik lâv düzlüğü üze¬rinde inşâ edilmiş olup; çoğu kez, her aşiretin «hudutları» dâhilinde iki veya üç katlı muhkem kuleler vardı Tehlike anında, erkekler dövüşmek için dışarı çıkar; kadınlar, çocuklar, hattâ ko¬yunlar, âtârn denen bu kulelere sığınırlardı Tabii ki hayvanlar ze¬min katta, şahıslar da üst katlarda olurlardı Bu, kadınlara bile, fırsat düştüğünde yukarıdan taşlar atarak düşmana saldırma avantajı sağlıyordu [6]

Alıntı Yaparak Cevapla