Yalnız Mesajı Göster

Malazgirt: Bizans’İn Hakk’A Secdesi

Eski 08-02-2012   #1
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Malazgirt: Bizans’İn Hakk’A Secdesi




MALAZGİRT: BİZANS’IN HAKK’A SECDESİ

Muzaffer Taşyürek

Yıl 1071 Anadolu yeni bir uyanışa ve yeni bir dirilişe hazırlanıyordu Horasan erleri, Horasan erenlerinin yumuşatmış olduğu yürekleri, fethetmiş oldukları gönülleri perçinlemeye geliyorlardı
O erenler, yüreklerin, gönüllerin, beyinlerin fethi sağlanmadan toprakların fethinin mümkün olamayacağının, böyle bir hareketin ancak işgal anlamına geleceğinin şuurunda oldukları için topraktan önce insana yönelmişlerdi

Yüzyıllar boyunca, Doğu Roma’nın ve kilisenin baskı ve zulmüyle dünyaları kararmış, ümitleri sönmüş, iman ve ahlakı sükut etmiş Anadolu sakinlerinin, kışları bahara dönüyor ve ümitlerini yeşertecek rahmet bulutları üzerlerini kaplıyordu Teslis’in uyuşturucu havasına, hurafelerle örülü yapısına kafasını ve kalplerini kurban edenler, “Hayya ale’l-felah” nidasını Horasan erenleri sayesinde duyuyor, dünya ile mücadeleden nefs ile mücahadeye, onların ilim, irfan ve aşk dolu soluklarıyla kavuşuyorlardı
Zulmü ve zalimi tarumar eden, gayesi cihanı adaletle şenlendirmek olan Türkler de onların terbiye potasında pişmişlerdi Alparslan’ın amcası Tuğrul Bey, Dandanakan Zaferi’nden sonra Hamedan’a dönerken devrin erenlerinden Baba Tahir ve Baba Cafer ile karşılaşmış, derhal atından inerek ellerini öpmüştü Baba Tahir kendisine “Ey Türk! Allah’ın halkına ne yapmak istiyorsun?” diye sorması üzerine, Tuğrul Bey şeyhe “Ne emredersen onu icra ederim” diye mukabelede bulunmuş, şeyh “Muhakkak Allah adalet ve ihsan yapmayı emreder” ayetini okuyarak “Allah’ın emrini yerine getir” tavsiyesini yapmıştı Tuğrul Bey “Ben de öyle yapacağım” deyince, şeyh sultanın elinden tutup, abdest aldığı kırık ibriğin kapağını parmağından çıkarıp onun parmağına takarak “Bunu parmağına taktığım gibi dünya ülkelerini de senin eline koydum Adalet üzere ol” diye buyurmuştu
Horasan erleri, şimdi Alparslan’ın komutasında, zulmün her çeşidinin yaşandığı, köleliğin olanca şiddetiyle hüküm sürdüğü, hak, hukuk ve hürriyetlerin gasp edildiği, bir avuç Doğu Roma Derebeyi ve müstekbirinin sömürdüğü Anadolu yaylalarının üzerine rahmet bulutları gibi akıyorlardı
Doğu Roma (Bizans) orduları, doğudan Anadolu’ya girmekte olan “Rahmet Ordusu”nun önünü kesmek için, zaten viran olmuş Anadolu’yu kasıp kavurarak harekete geçmişti
Sultan Alparslan, kaçınılmaz olan çarpışma öncesinde Bizans İmparatoru’na elçiler göndererek savaştan vazgeçirmeğe çalıştı Türk elçileri mağrur imparatora, “Ordunla beraber geri dön ve bu savaş olmasın, kan dökülmesin Barış olsun Aksi takdirde biz azimliyiz Sonucu, yürekten bağlı olduğumuz Allah’a havale etmişiz” dediler
İmparator küstah bir eda ile “Barış görüşmelerini Rey şehrinde yaparız” diyerek amacının, Türkleri hezimete uğratarak Selçuklunun başkenti Rey’i almak olduğunu ima edercesine “İsfahan mı daha güzeldir yoksa Hamedan mı?” diye alayla konuşmasını sürdürmeğe devam etti Elçi İbnü’l-Mübelhan “İsfehan” dedi Bunun üzerine İmparator “Hamedan’ın soğuk olduğunu haber aldım B iz İsfahan’da, hayvanlarımız da Hamedan’da kışlayacak” diyerek alayı sürdürmek isteyince, Sav Tekin şu anlamlı mukabelede bulundu “Atlarının Hamedan’da kışlayacakları doğrudur, ama senin nerede kışlayacağını bilmiyorum!”
Savaş mukadder olmuştu Alparslan yapmış olduğu meşverette Buhara imamı Ebu Cafer Muhammed’in şu sözleriyle karşılaştı: “Ey Sultan! Sen, Allah’ın zafer vaad eylediği İslamiyet uğrunda cihad yapıyorsun Bütün Müslümanların, minberlerde sana dua eylediği Cuma günü savaşa giriş; ben Allah’ın, zaferi senin adına yazdığına inanıyorum” diyerek bir keramet müjdesi verdi ve Alparslan’ın maneviyatını yükseltti


Alıntı Yaparak Cevapla