Yalnız Mesajı Göster

Asr-İ Saadette Hz. Peygamberin Ve Ailesinin Geçimi

Eski 08-02-2012   #2
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Asr-İ Saadette Hz. Peygamberin Ve Ailesinin Geçimi




B- MEDİNE DEVRİ

1- İbâdet-İdâre Merkezi Mescid-İ Nebevî'nin Ve Peygamber Ailesi İçin Hanelerin Yapılması Ve Resûluüah'ın Kiler Hazinesi

a) îbâdet-îdâre Merkezi Mescid-i Nebevî'nin ve Hz Peygamber Ailesi îçin Hanenin Yapılması
Hz Muhammed (sav), milâdî 622 tarihinde Medine'de kurduğu devletin başına geçtiğinde hiçbir mal varlığı yoktu Kendisine gerek babasından ve gerek rahmetli eşi Hatice (ra)'den intikal etmiş olan evler Mekke'de düşman elinde kalmış ve amcasıoğlu 'Akıl tararından da satılıp elden çıkarılmıştı yani 'Âkil bunlara el koymuş bulunuyordu Rasûlullah, devletinin temelini hicretten 1,5 yıl kadar önce Mekke'nin 'Akabe mevkiinde, 12 Medineli ile 2 'Akabe görüşmesi sırasında, gizlece yaptığı bir mukavele ile atmış bulunuyordu Devlet, o zaman eksik unsurlarıyla beraber kurulmuş bulunuyordu Devleti kuran anlaşma metninde şöyle deniliyordu
«Refahta olduğu kadar sıkıntıda da, sevinçte olduğu kadar üzüntüde de dinlemek (emir almak) ve itaat etmek (emri yerine getirmek) esastır Seni kendimizden üstün tutacağız»[37]
Orada söz verenler bu sözlerini eksiksiz yerine getirdiler Dünyada hiçbir mukavele bu kadar içtenlikle ve kusursuz yerine getirilmiş olamaz, işte bu, Rasûîullah'ın en büyük imkânı olmuştur
Hz Peygamber Medine'de ilk yedi ay akrabalarından Ebu Ey-yüb (ra)'un evinde misafir kaldı Bu süre içerisinde meşhur Suffa (zulle) ile beraber Mescid-i Nebevi ve bitişiğinde de başlangıçta sayıları iki-üç olup daha sonraları dokuza kadar varan oda (hane) yapıldı Hz Peygamber bu külliyenin yerini inşaat başlamadan önce iki yetim olan sahiplerinden satın alma yoluna gitti ve bedelinin kendisine bildirilmesini istedi Sahipleri Allah adına bağışlamayı tercih ettiler ise de bu kabul edilmedi ve onlara 10 dinar vererek yeri satın aldı Diğer bir rivayete göre de Ebu Bekir (ra)'e bu parayı vermesini emretti Yerin, sahiplerince bağışlandığını bildiren kaynaklar da vardır Yer meselesinin hallinden hemen sonra Peygamber Mescidi külliyesinin inşaatına başlandı Hz Peygamber hem usta-mühendis ve hem de bir işçi olarak bu işte çalıştı ve halkla beraber taş taşıdı Bu çalışması sırasında O: «Rabbim! Yoktur dünyada yaşamak, Yaşamak öteki dünyadadır ancak»[38]
diyor ve bunu şiir tarzında dile getiriyordu Bu şiiriyle Rasûlullah dünyanın sıkıntılarına dikkat çekiyor ve güzel bir hayatın kendilerini beklediğini anlatıyor ve çalışanları coşturuyordu
Hz Peygamber, yeni ve dünya durdukça değişmeyecek olan yuvasına taşındığında Şevde (ra) ile evliydi ve Âişe (ra) ile de fiilî evlilik (zifaf) olmamakla beraber nikâhlı bulunuyordu Kızları Ümmü Gülsüm ve Fatıma (ra) da yanmdaydılar Hz Fatıma hicrî 4 yılda ikinci oğlu Huseyn'i dünyaya getirene kadar burada kaldı ve bundan sonra Hz Ali (ra) ailesi yahudi kabulesi Kaynu-kalılar'm Medine'den çıkarıİmalarıyla onlardan boş kalan bir eve taşındı Yeri gelmişken şunu da ilave edelim: Hz Peygamber'in Medine döneminde 9 hanımı ve iki de cariyesi vardı Cariyeler Küba tarafında ayrı evlerde oturuyorlardı Hanımlarından Safiyye (ra) de Mescid-i Nebevî'deki odalarda değil, başka bir evde kalıyordu Ümmü Gülsüm ve Fâtıma'dan boşalan oda ise, Rasûlul-lah'ınmisafîr ve ziyaretçi kabul odası (Zevr) haline getirildi Odalar, ağaç, dal ve yapraklanyla Örtülü ve deri kaplı bir duvarla çevrili küçük bir avluya bakıyordu ki burada Hz, Peygamber'in birkaç ttoyun-keçisi bulunuyordu[39]
Daha sonra Rasûlullah'un bu mütevazi haneleri Kur'ân'da aynı ismi taşıyan sûrede «Hucurât: odalar» diye anıldı Bunlar tarihte ve zam'anımızdaki devlet başkanlarının köşk ve sarayları gibi şeyler olmayıp çok basit odalardan ibaretti Şu kadar var ki MeşcicUi Nebevi ile beraber bu külliye, peygamberlik vazifesinin yanı sıra devletin de idare edildiği bir nevi Peygamberlik -Başkanlık sarayı idi Burada köşk ve saray kelimeleri mecazi manada olup idarî kademede zirveyi temsil etmektedir Tarihte olduğu gibi günümüzde de bir devletin idaresi onun kötşk ve sarayı ile dile getirilmektedir Gerçekten de Hucurât Sûresi'nde kişilerin, boyların ve devletlerin birbirleriyle olan ilişkileri tanzim edilmekte ve kavgaya yer olmayan ve herkesin hep birden mutlu olacağı bir dünyanın meydana getirilmesi için gerekli hareket tarzı ortaya konulmaktadır
b- Hz Peygamber'in Kiler Hazinesi
Buharı, Müslim ve diğer bir kısım kaynaklardan öğrendiğimize göre, Hz Peygamber'in 9 odasına ilâve ikinci katta "Meşru-be" veya "Ulliyye" diye anılan ve indirilip kaldırılan, oymalı ağaç kütüğü bir merdivenle çıkılan bir odası daha vardı Burasının ne zaman inşa edildiğini bilemiyoruz Kaynaklardaki bilgileri değer-lendirdiğimizde bu yerin devlet hazinesi olarak kullanıldığı hükmüne varıyoruz ki bu husuta elimizde pek çok delil bulunmaktadır Biz islâm'da Devlet Bütçesi adlı kitabımızda bu yerin devlet hazinesi yönünü ele aldığımızdan burada ayrıca ondan söz etmi-yeceğiz[40] Burada esasen bizim için önemli olan bu yerin ayrıca peygamber ailesinin kileri olarak da kullanılma ihtimalinin bulunmasıdır, ileride sebeplerim açıklayacağımız gibi, Hz Peygamber hicri 9 yılda hammlarıyla arası açıldığında, bir ay meşrûbe veya diğer bir deyişle "ulliyye"de kalmıştı
Hz Ömer, kızı Hafsa validemiz ve diğer validelerimiz ile Rasûlullah'm arasının açılmasından endişelenip olayın sebeplerini ve Hz Peygamber'in maksadını öğrenmek için O'nu ziyarete gittiğinde kendisini üst kattaki odada bulmuştu Biz, Ömer'in burada gördüklerini kısmen de olsa, O'nun ağzından Müslim ve mü-fessir Kurtubî kanalıyla size aktaracağız:
«Hz Ömer (anlatıyor): «Ey Hafsa! Sen, Rasûlullah'a eziyet edecek bir duruma mı geldin?Vallahi şunu iyi bil ki Hz Peygamber seni sevmiyor Ben olmasam O seni şüphesiz ki boşardi», dedim de bunun üzerine Hafsa çok ağladı, O'na « Rasûlullah nerededir?» diye sordum îşte «şu hazinesinde, meşrûbe denilen yerdedir,» dedi Oraya vardım ve bir de baktım ki, Rasûlullah'm Rebah adındaki hizmetçisi, meşrûbenin eşiğinde oturmuş, ayaklarını oyma bir kütük üzerinde salıvermiş vaziyetteydi Bu, Hz Peygamber'in çıkıp indiği bir ağaç kütüğü idi
îzin istedim, Rebah bana yukarı çık diye işaret etti Rasûlullah'm huzuruna vardığımda O, hasır üzerinde yan yatıyordu Oturdum, üzerine izarını çekti Üstünde başka bir şey yoktu Hasır, yanında iz yapmıştı Rasûlullah'm hazinesine şöyle bir göz gezdirdim: Bir sa' (2,917 kilo) kadar bir tutam arpa, odanın bir tarafında o miktarda (deri tabaklamada kullanılan) karaz ağacı yaprağı ve baş ucunda da henüz tam tabaklanmamış asılı bir deri duruyordu Bu durum karşısında gözlerim doldu O bana: «Hatta-boğlu neden ağlıyorsun?» dedi ve ben de şöyle söyledim:
— Ey Allah'ın Peygamberi, niye ağlamıyayım! Şu hasır, yanında iz yapmış, işte şu da hazinen; orada şu gördüğüm şeylerden başka bir şey görmüyorum Halbuki Kayser ile Kisrâ meyveler ve (nimet) nehirleri içinde yüzmektedirler Sen ise Allah'ın elçisi ve seçilmiş kulu olduğun halde şu hazinene bak»[41]
Buhari'de bu hâdise kısa olarak anlatılmakta ve orada da meşrûbe ve ulliyye terimlerine yer verilmektedir[42] Meşrûbe ve meşrebe, kelime manası olarak, insanların toplanıp meşrubat içtikleri oda manasına gelirken ulliyye, bir evin yerden yüksek ikinci katı manasına geliyor Arâblarda o zamanlar böyle bir yer yapma âdeti vardı Mesela; Hz Hatice Mekke'de ticaret ortağı Muhammed (sav)'i Suriye seferinden dönerken evinin böyle bir katındaki sundurmadan gözlemişti[43] Meşrûbe (meşrebe)'nin, kısa süre de olsa Hz Peygamber ve hanımlarının, orası daha henüz hazine haline getirilmeden, toplanıp birşeyler yeyip içtikleri bir mekan olup-olmadığı hususunda kaynaklarda bir malumata rast-layamadık Bizi burada bu yerin, devlet hazinesi olmasının yanı sıra Peygamber ailesi'nin kileri olup olmadığı ilgilendirmektedir Hz Peygamber'in hanımı aynı zamanda halasının kızı Zey-neb (ra) elinden iş gelir ve iyilik sever bir hanımdı; O, deri tabaklamasını ve deriden mamul eşya yapmasını bilen bir kimsedir ve bu yoldan kazandığı bütün parasını iyilik ve hayır işlerinde harcamaktadır[44] Az Önce yer verdiğimiz hadiste Hz Peygamberin hazine olan meşrubesinde, biz tabaklanmaya hazır bir deri ile bu işte kullanılan bir madde görüyoruz Bunlar muhtemelen O'nun işinde kullandığı şeylerdi Orada çok az miktardaki arpaya gelince bunun da azlığına binaen vergi geliri olduğunu söylemek biraz güçtür, îşte bu durum bizi bu yerin kiler olarak da kullanılmış olabileceği düşüncesine götürmektedir [45]

Alıntı Yaparak Cevapla