Yalnız Mesajı Göster

Asr-İ Saadette Mizah

Eski 08-02-2012   #3
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Asr-İ Saadette Mizah




İkinci Bölüm

HZ PEYGAMBERİN VE SAHABESİNİN MİZAHLARI

I Hz Peygamber'in Şakaları

Peygamberlerin görevi ilahî emirleri insanlara tebliğ etmek, açıklamak, öğretmek, örnek olmak, kabul ettirmek için her türlü gayreti göstermektir Risalet görevini başarıyla ifa edebilmeleri için insanlar tarafından sevilmeleri, sevimli olmaları gereklidir, îlahi bir rahmet olarak verilen bu yumuşaklıkla Hz Peygamber [37]etrafındakilere gayet sıcak ve sevgiyle davranmış, hatta, başta çocuklar olmak üzere onlara zaman zaman şaka dahi yapmıştır[38] Esasen şaka bir zeka işidir Ancak zeki insanlar latîf şakalar yapabilir Hiç şüphesiz insanların en zekisi olan Hz Peygamberin, şaka yapmaması veya şakayı hoş görmemesi zaten düşünülemez O'nun (sav) bu yakınlığından cesaret almış olmalı ki bazı saha-biler de Hz Peygamber'e şaka yapabilmiştir Bunun pek çok örneği vardı Hz Peygamber'in onlara sıcak davranması ve zaman zaman şaka yapması, kendisine yapılan şakalara gülmesi veya mukabele etmesi sahabenin, imanın bir gereği olan Peygamber sevgisini, dine bağlılıklarım artırmış, böylece risalet görevinin ifasında, —az da olsa— böyle davranışların etkisi olmuştur
Rasûlullah'ın (sav) bu vasıflarını iyice tanımayan bazı kişiler, mizah, espri, şaka vb lerinin mürûeti (kişiliği) zedeleyen bir nakisa olduğu kanaatine varmışlardı, işte bu kanaatte olanlardan biri Süfyan b Uyeyne'ye (H 198) "mizah bir ayıp mıdır?" diye sorunca cevaben, "Ne ayıbı bilakis sünnettir Çünkü Hz Peygamber; "Ben mizah yaparım, ama daima doğruyu söylerim" buyurur" demiştir[39] Hz Peygamber'in siretiyle ilgili eserinde Ibnu'1-Kay-yım (H 751); "Allah Rasulü (sav) şakalaşır ve şakalarında sadece doğruyu söylerdi Tevriyeli konuşur, tevriyesinde de yine yalnız hakikati söylerdi" [40] demektedir
Hz Peygamberin mizahlarını iki grupta toplayabiliriz: [41]

A- Hz Peygamberin Çocuklarla Şakalaşması

On yıl hizmetinde bulunduğu için Hz Peygamber'i çok iyi tanıyan Knes b Malik O'nun (sav) çocuklarla en çok şakalaşanbir kimse olduğunu bildirir Bu şakalara şu örnekleri verebiliriz: [42]

1) Hz Hasan Ve Hüseyin'le Şakalaşması

Hz Peygamberin en çok şakalaştığı çocuklar şüphesiz ki torunları Hasan ve Hüseyin idi Hasan ve Hüseyin'in ellerinden tutar, ayaklarını ayaklarına koyar, göğsüne çıkarır ve göğsündey-ken onları öperdi[43] Bazan onları omuzuna bindirirdi[44] Hz Peygamber ashabla birlikte bir yemeğe giderken yolda oynamakta olan Hüseyin'e rastladı, topluluğun önüne geçerek kollarını açtı ve onu çağırdı Gelmek istemeyen Hüseyin sağa sola kaçtı, HzPeygamber de gülerek onu yakalayıncaya kadar arkasından koştu, yakalayınca, bir elini çenesinin altır-a, diğerini ensesine koyarak onu öptü ve ona dua etti[45] Cabir'in anlattığına göre Hz Peygamber Hasan ve Hüseyin'i sırtına bindirmiş, dört el üzerinde yürümekte ve, «Deveniz ne güzel deve, siz de ne iyi binicilersiniz» diyerek onları taşımaktadır[46] Hz Peygamber genellikle torunu Hasanı «luka: yaramaz, haylaz" diye çağırırdı[47] Bu misallerden de anlaşılacağı gibi Rasûlullah (sav) torunlarıyla hem fiilen, hem de sözle şakalaşmıştır [48]

2) Hz Enes'le Şakaları

Hz Peygamber zaman zaman Enes'in ailesini ziyaret ederdi Birgün kardeşini çok üzgün görünce sebebini sordu, onlar da çok sevdiği ve devamlı oynadığı kuşunun öldüğünü söylediler Hz Peygamber, küçük bir çocuk olmasına rağmen ona taktığı lakapla: «Ya Ebâ Umeyr! Mâ faale'n-nugayr: Ey Ebu Umeyr! Ne oldu Nu-gayr?» diyerek şakalaştı, üzüntüsünü hafifletti Daha sonraları her gördüğünde böyle diyerek onunla şakalaşırdı[49]
2- On yaşından itibaren Hz Peygamber'in hizmetinde bulunan Enes'e bazan, "Ya zelüzüneyn: Ey iki kulaklı" diye şaka yapar,[50] bazan da kakülünü çekerek şakalaşırdı[51]
3- Birgün Rasûlullah (sav) kovadan ağzına su almış ve beş yaşındaki Mahmud İbnu'r-Rebi'in yüzüne püskürtmüştü[52] Ömrü boyunca Mahmud bu hadiseyi aziz bir hatıra olarak nakletmiştir [53]

B- Sahabilerle (Yetişkinlerle) Şakalaşması

Ashabını çok seven Rasûlullah (sav), bu sevgisinin bir izharı olarak bazan onlara şaka yapardı Mesela:
1- Bir defasında Ebu Hüreyre, Hz Peygamber'in hareketini tam anlayamamış, O'ndan böyle birşey beklemiyor olmalı ki, yaptığı karşısında; "Bize şaka mı ediyorsun ya Rasûlallah?" diye sormuş, Rasûlullah (sav) da; "Evet, ben şaka yaparım, fakat sadece doğruyu söylerim" cevabım vermiştir[54]
2- Hz Peygamber'in kendisini bir deveye bindirmesini isteyen bir sahabiye cevabı, "Evet seni bir deve yavrusuna bindireyim" olunca adam taaccüb eder ve, "Ben yavru deveyi ne yapayım" der Adamın şaşırdığını gören Hz Peygamber, —zaten maksadı budur— tebessüm ederek; "Bütün develer, bir ana devenin yavrusu değil midir?" demek suretiyle şaka yaptığım ihsas eder[55]
3- Enceşe, Veda Haccı dönüşünde Rasûlullah'm (sav) hanımlarını taşıyan develeri sürmektedir Yanık sesi ve hızlı ritmiyle söylediği şarkılar develeri koşturunca Rasûlullah (sav); "Ey Enceşe! yavaş sür billurları (kırmayasm)" diyerek hanımların nazik olduklarım, bu süratten incinebileceklerini ima suretiyle şaka yapar[56] Bu hadisi Enes'ten rivayet eden Ebu Kılabe der ki; "Hz Peygamber öyle bir söz söyledi ki, sizden biri bunu söyleseydi, bundan dolayı onu alaya alırdınız" Ebu Kılabe'nin bu açıklamaya ihtiyaç duyması, o devirde Hz Peygamberin bu tür şakalarından tam haberdar bulunulmadığı veya normal karşılanmadığını göstermesi yönünden önemlidir
4- Cennete girmek için dua etmesini isteyen ihtiyar ensârî kadına Rasûlullah (sav); "Sen bilmiyor musun, ihtiyarlar cennete girmez" deyince, kadın üzüntüsünden ağlamaklı hale geldi Hz Peygamber gülerek: "Sen hiç, 'Onları (kadınları) bakire, eşlerine düşkün ve hepsini bir yaşta kılmışızdır" [57]ayetini okumadın mı?"[58] dedi Onun Cennete bu haliyle değil de, genç bir kız olarak gireceğini Hz Peygamber böyle bir şakayla bildirmiştir
5- Hz Peygamber ensardan birini çağırttı, adam saçlarından sular damlayarak gelince "Herhalde işini aceleye soktuk" dedi[59]
6- Rasûlullah (sav) bir kadına, kocasının gözünde ak olduğunu söyler Kadın üzgün bir halde kocasına gelir ve Hz Peygamberin kendisi hakkında söylediklerini aktarınca adam bunun bir hastalık değil, herkesin gözünde bulunan beyaz kısım olduğunu belirtir[60] Zaten Hz Peygamber'in kasdettiği de budur [61]

II Sahabenin Hz Peygamber'e Yaptığı Şakalar

Saygı ve sevginin değişik tezahür yollarından biri olan mizah ve şaka, sahabe tarafından kendisine yapıldığında Hz Peygamber, tebessümle veya mukabil bir şakayla cevap verirdi Hatta bu konuda biraz ağır şakalar da yapsalar yine tebessümle karşılardı, ileride daha genişçe ele alacağımız gibi, Nuayman'ın şakaları genellikle böyle idi Bu tür şakalara şu Örnekleri verebiliriz:
1- Hz Peygamber'in odasına girmek için izin isteyen Hz Ebu Bekir, kızı Âişe'nin yüksek sesle bağırdığını işitir, içeri girince te'dib için üstüne yürür, fakat Rasûlullah (sav) önüne durarak onu korur Ebu Bekir; "Rasûlullah'a karşı niçin bağırıyorsun?" diye kızını azarlar ve öfkeli bir şekilde dışarı çıkar O çıkınca Hz Peygamber, "Gördün mü, seni bu öfkeli adamın elinden kurtardım" diye takılır, aradan zaman geçer bir gün Ebu Bekir yine eve gelir, ortalığı sakin görünce; "Ha şöyle, beni kavganıza soktuğunuz gibi sulhünüze de ortak ediniz" der, Rasûlullah (sav) da ona; "Biz de öyle yaptık, öyle yaptık" diye cevap verir[62]
2- Hz Peygamber zaman zaman hammlanyla şakalaşır, aynı şekilde hanımları da O'na (sav) şaka yaparlardı Hanımları içinde en çok ilgi duyduğu da Hz Âişe idi
Gerek gençlik ve güzelliği, gerekse bilgi ve zekası yönüyle ez-vac-ı tâhirât arasında temayüz eden Hz Âişe'nin, Hz, Peygamber'e karşı bazı muamele ve şakalarında ileri gittiği olurdu Bir defasında, annesinin de bulunduğu bir sırada, Hz Peygamber'in huzurunda yaptığı bir şakada biraz ileri gitmiş olmalı ki annesi: "Ya Rasûlallah! Bu mahalle insanlarının bazı şakaları ok torbasındandır (ok gibi kesindir)" dedi; Buna cevaben Hz Peygamber de; "Bilakis bizim şakalarımız, bu mahalle insanlarıdır" dedi [63]Hadisedende anlaşılacağı gibi, Hz Âişe'nin yaptığı mizah biraz sertçe olmuş, fakat Rasûlullah (sav) buna pek alınmamış, kendisinin de onlara böyle şakalar yaptığını dile getirmiştir
3- Tebuk gazasında Avf b Malik, küçük deri bir çadırda bulunan Hz Peygamber'in yanma gelir, selam verir, selamını aldıktan sonra Rasûlullah (sav); "içeri gir" der "Bütün vücudumla mı yoksa yansıyla mı Ya Rasûlallah?" deyince; "Evet, bütün vücudunla" der[64]
4- Hz Ömer, Hasan ve Hüseyin'i Hz Peygamber'in iki omuzu-na oturmuş halde görünce onlara; "Altınızdaki at ne kadar kıymetlidir?" diye şaka yapar Her ne kadar Hz Ömer, Hasan ve Hüseyin'e hitap etmişse de Rasûlallah (sav) Hz Ömer'e; "Onlar da ne iyi binicidirler" diye karşılık verir[65]
5- Buna benzer bir şakayı da Ibn Abbas nakleder Hüseyin'i Hz Peygamber'in omuzunda gören birisi ona: "Ne iyi bir bineğe binmişsin" deyince Rasûlullah (sav) "O da ne iyi binicidir" diye cevap vermiştir[66]
6- Birgün Hasan ve Hüseyin kaybolur, uzun aramalardan sonra onları Hz Peygamber, çok korkmuş bir halde bulur, öper okşar ve her ikisini birer omuzuna oturtarak getirmektedir Bu durumu gören Selman, belki de onları bulmanın sevinciyle; "Ne mutlu size, bineğiniz ne de güzelmiş" diye şakalaşır Rasûlullah (sav) da ona; "Onlar da ne iyi binicidirler! Babaları ise onlardan da hayırlıdır"[67] diye cevap verir
Son üç misalde de görüldüğü gibi Hz Peygamber, ata benzetilerek kendisine şaka yapılmasına kızmamış hatta onlara, ilgili bir benzetme ile cevap vermiştir
Şakaları kendi kültürü içinde değerlendirmek lazımdır Me-sala bir müslümanm hoşlanıp güldüğü bir şaka başka bir din mensubunun hoşuna gitmeyebilir veya bunun zıddı da olabilir Aynı dine mensub farklı milletleri, hatta aynı milletin değişik bölgelerindeki insanları aynı şaka güldürmeyebilir Dahası, bir milletin güldüğüne diğeri kızabilir Bir de, şakada dil unsuru dikkate alınmalıdır Mesela Arap Dili ve Kültüründeki bir şaka, başka bir dili çevrildiği zaman aynı espri kalmıyabilir veya tamamen yanlış an laşılabilir Bu nedenle, bilhassa Hz Peygambere bazı sahabilerb yaptığı şakaları değerlendirirken bu unsurlara dikkat etmek ge rektiği kanaatindeyiz Mesela bazı sahabilerin, omuzlarında Ha san ve Hüseyin'i görünce Hz Peygamber'i ata, deveye, bineğe,, benzetmeleri böyledir Türk Kültüründe deve benzetmesi, hoş karşılanmaz, hatta hakaretâmiz bir ifade olarak değerlendirilir Fakat Arap kültüründe at ve deve benzetmesi gayet normaldir Böyle bir anlayıştan dolayı bir sahabi latife yapmak için Rasûlullah'ı (sav), ata veya deveye benzetebilmekte, bunda herhangi bir sakınca görmemektedir Hz Peygamber'in de tebessümle karşıladığı bu şakayı müslüman bir Türk de böyle değerlendir-meli ve O'na (sav) hürmetsizlik gibi görünmemelidir Allah ve Rasûlünü herşeyden daha çok seven sahabenin, hürmetsizlik ifade edecek bir şekilde şaka yapması düşünülemez Diğer taraftan, hakaret, istihza, alay geçmek gibi maksatlarla Rasûlullah? (sav) yapılan şakajar, velevki arkasından olsun, haramdır[68]


Alıntı Yaparak Cevapla