Prof. Dr. Sinsi
|
Asr-İ Saadette Mizah
B- Abdullah B Huzafe
İlk muhacirlerden olan Abdullah, 2 Habeşistan Hicretine de katılmıştır Ebu Said el-Hudri onun, Bedre katıldığını ve şakacı bir kişi olduğunu bildirir Hz Peygamberin İslâm'a davet mektubunu Kisra'ya götürmüştür H 19 da Rumlara esir düşmüş, hristi-yanlığı kabul etmemek için pek çok işkence çekmiş, bu esaretten salimen kurtulmuş ve Hz Osman devrinde Mısır'da vefat etmiştir [97]
Şakalarından tesbit edebildiklerimiz şunlardır:
1- Ebu Said el-Hudrî'nin anlattığına göre, kendisinin de içinde bulunduğu askeri bir seriyye, ihtiyaçları için ateş yaktıklarında, şakacı bir kişi olan seriyye komutanı Abdullah b Huzafe, gayet ciddi bir şekilde;
— Benim emirlerimi dinleme ve itaat göreviniz yok mu? diye sorunca;
— Evet derler Bunu üzerine Abdullah;
— Emrettiğim herşeyi yapacaksınız değil mi? der, onlar yine;
— Evet derler
— Öyleyse, şu ateşe girmenizi emrediyorum, der Bazılarının tereddüt edip bazılarının ateşe atlamaya hazır-landıklarını ve gerçekten ateşe gireceklerini anlayınca;
— Durun, sizinle şakalaşmak istedim, der ve işi tatlıya bağlar Bu durum Medine'de duyulunca Rasûlullah (s a v ) "Herkim size, Allah'a isyan olan bir şey emrederse, asla itaat etmeyiniz" der [98]
Böyle bir şakanın, askerî görev gibi ciddi ve meşakkatli bir iş esnasında yapılmasının ayrı bir değeri vardır Belki de seriyye komutanı Abdullah, emrindeki askerlerde gördüğü yorgunluk, gerginlik veya Bıkkınlığı böyle bir şaka ile gidermek, onları rahatlatmak için bunu yapmıştı Diğer taraftan, olay Medine'de anlatılınca Hz Peygamber, masiyette itaat olmayacağını belirtiyor, —zaten Abdullah'ın maksadı emrindekileri yakmak değildi— fakat bu davranışından dolayı Abdullah'ı kınamıyor Şayet kınamış olsaydı, dikkatli bir gözlemci ve gayretli bir ravi olan Ebu Said'in (ki kendisi muksirûndandır, yani çok hadis rivayet edenlerdendir ) Böyle Önemli bir ayrıntıyı da rivayet etmesi gerekirdi Böyle bir bilgi verilmediğine göre, Hz Peygamber Abdullah'ı kınamamış olmalıdır Mezkûr hadiste de geçtiği gibi Abdullah'ın şakacılığı, Hz Peygamber tarafından da bilindiği gibi, belki de bu nedenle kınanmamış olabilir
2- Bir yolculuk esnasında Abdullah sessizce Hz Peygamberin bineğinin yularını çözmüş, neredeyse Rasûlullah (s a v ) bineğinden düşecekti Hadisin ravilerinden îbn Vehb; "O'nu (s a v ) güldürmek için mi böyle yaptı?" diye Leys'e sorduğunda, evet cevabını almıştır [99]
Leys'in (H 175) açıklamasından da anlaşılacağı gibi, Rasûlullah (s a v ) iyi niyetle yapılan bu şakayı tebessümle karşılamış olsa gerektir Aksi olsaydı, hadisin sonunda belirtilir, Leys gibi bir muhaddis de böyle bir açıklama yapmazdı [100]
C- Zeyd B Sabit
Rasûlullah (s a v ) Medine'ye geldiğinde 11 yaşında olan Zeyd, O'nun (s a v ) tavsiyesiyle Süryanice'yi 17 günde öğrenmiş, Hz Ebu Bekir devrinde Kur'ân'ın toplanması, Hz Osman devrinde ise cem ve teksiri işine başkanlık yapmış, Kur'ân ve Feraizi en iyi bilen alim sahabelerdendir [101]
Tabiilerden Sabit b Ubeyd Zeyd hakkında; "Ailesiyle başbaşa kaldığında insanların en şakacısı, fakat toplum içindeyken en suskunu (en vakarlı, en ağır başlısı) idi" der [102]
D- Büreydetü'l-Eslemî
Hz Peygamber Medine'ye hicret ederken kavminden 80 kadar kişiyle Gamimde Rasûlullah'a (s a v ) gelip müslüman olan Büreyde, daha sonra tekrar Medine'ye gelmiş, Hudeybiye'ye katılmıştır Önceleri Medine'ye yerleşmişken daha sonra Basra'ya gitmiş ve Yezid komutasındaki orduyla gittiği Merv'de ölmüştür [103] Kaynakların bildirdiğine göre Büreyde, mizah ve şakayı seven bir sahabi idi [104]
E- Üseyd B Hudayr
Medine'de ilk müslüman olanlardan ve 2 Akabe'ye katılanlardan biri olan Üseyd,[105] mizah seven şaka yapan bir sahabi idi Bir defasında etrafındakilere birşeyler anlatıp onları güldürüyor-ken Hz Peygamber elindeki deyneği böğrüne dürtmek suretiyle onu ikaz etti Üseyd; "Hakkımı ver, ben de sana vuracağım" deyince Rasûlullah (s a v ); "Buyur al" dedi Üseyd; "Senin sırtında elbise var, benimkinde yoktu" deyince Hz Peygamber gömleğini açtı Bunun üzerine Üseyd O'nu (s a v ) kucakladı ve sağ küreğim öptü ve; "Ya Rasûlallah, ben bunu istemiştim" dedi [106]
F- Hz Ömer
Ömer denilince akla vakar, heybet, ciddiyet, sertlik  gibi hasletler gelir Böyle bir yapıda olan Hz Ömer dahi, yeri gelince şaka yapmaktan geri kalmamıştır Şu şakaları buna örnek verebiliriz:
1- Hz Ömer, Hasan ve Hüseyin'i Rasûlullah'm (s a v ) iki omuzuna oturmuş halde görünce onlara; "Altmızdaki at ne kadar kıymetlidir?" diye şakalaşmıştır [107]
2- Hz Ömer, çok hızlı ve kısa namaz kılan bir arabinin namazdan sonra yaptığı duasında, "Ya Rabbi, beni cennette hurilerle evlendir" dediğini duyunca; "Ey adam, parayı az ödedin, karşılığını çok istiyorsun" diye onunla şakalaşır [108]
Bu iki örneğe bakarak Hz Ömer'in şakacı bir kişi olduğunu söylemek mümkün değildir Fakat şunu rahatlıkla söyleyebiliriz ki, Hz Ömer gibi sert mizaçlı biri dahi yeri gelince şaka yapmıştır, çünkü bu beşer tabiatının bir gereğidir [109]
G- Abdullah B Muhammed B Abdurrahman B Ebi Bekr
Ibnu Ebi Atik diye maruf olan Abdullah, sahabi değil tabiin-dendir Hz Âişe'nin kardeşi Abdurrahman'm torunu olan Abdullah, ondan hadis rivayet etmiştir [110] Son derece neşeli ve şakacı bir karaktere sahip olan îbn Ebi Atik, herkese[111] hatta ölüm döşeğindeki Hz Âişe'ye dahi şaka yapmıştır Hz 'Aişe hastalanmış, yatıyorken, Abdullah onu ziyaret eder ve;
"— Ey anneciğim! Sana kurban olayım, kendini nasıl hissediyorsun?" der
— Hz Âişe "Vallahi bu Ölüm derdidir" deyince
— Abdullah; "Öyleyse önemli birşey değir diye şaka yapar Onun bu durumda dahi şaka yaptığını gören Hz Aişe;
"— Sen hiçbir zaman bunu (şakayı) bırakmıyacaksm" der [112] Ölüm döşeğindeki Hz Aişe'nin yeğeninin kendisine yaptığı şakayı, onun mizaha aşırı düşkünlüğünü bildiği için hoş görmesi, Hz Peygamber'in Nuayman'ın şakalarına gösterdiği müsamahaya ne kadar benzemektedir [113]
|