Prof. Dr. Sinsi
|
'''İslam Tarihi'''
Peygamberimiz (a s )ın İzinin Makam'dakine En Çok Benzediği
Güvenilir ravilerin Abdullah b Abbastan rivayetlerine göre,[552] Peygamberimiz (a s )in yirmi yaşlarında bulunduğu sırada idi ki, Kureyşliler kıyafet ve izlerden anlayan kâhin bir kadının yanına varıp:
"Şu Makam sahibine[553] iz bakımından[554] hangimizin daha çok benzediğini bize haber ver?" dediler [555]
İbrahim (a s ); İsmail (a s )la birlikte Kabe'nin duvarlarını yükseltirlerken,[556] İbrahim (a s )ın uzanıp yerden taş alması ve duvara kaldırması zorlaşınca,[557] İsmail (a s ), bir taş getirip İbrahim (a s )ın ayağının altına koymuş, o da onun üzerinde dikil*erek duvar örme işine devam etmişti [558]
Kabe'nin yapısı sona erinceye kadar bu iskele taş, köşelerde dolaştırılmış durmuştu
İşte, İbrahim (a s )ın üzerinde durduğu bu Taş'a "Makam-ı İbrahim" adı verilmiştir [559]
Kur'ân-ı Kerîm'de de:
"Şüphesiz ki, âlimler için feyizli ve aynı hidayet olmak üzere konulan İlk Beyt (Mâbed), elbette ki Mekke'de olandır Orada, apaçık alâmetler, Makam-ı İbrahim vardır  "[560] buyurularak, bu mübarek taş anılmıştır
İbrahim (a s )ın gerek iskele gibi kullandığı ve gerek üzerine dikilip insanları hacca davet ettiği bu mübarek taşın[561] üzerinde İbrahim (a s )ın iki ayağının izi de bulunmaktadır [562]
Kâhin kadın, Kureyşîlerin isteklerine karşı:
"Eğer, siz şu ince milli yerin üzerine bir yaygı serer, sonra da onun üzerinde yürür geçerseniz, ben size istediğinizi haber veririm" dedi Kureyşîler; ince, yumuşak milli yerin üzerine hemen bir yaygı serdil*er, sonra da üzerinden yürüyüp geçtiler
Kâhin kadın; Peygamberimiz (a s )ın izini görünce:
"Bu iz; Makam'dakine, benzerlikte en yakınınızdır!" dedi
Bundan, yirmi yıl[563] veya yirmi yıla yakın[564], ya da Allah'ın dilediği kadar[565] bir müddet geçtikten sonra, Yüce Allah, Muhammed (a s )ı, peygamber olarak gönderdi [566]
Peygamberimiz (a s )ın Ticaret Hayatına Atılışı
Kureyşliler; öteden beri ticaretle uğraşırlardı [567]
Ticaretle uğraşmayanların ise, ellerinde hiçbir şeyleri bulunmazdı [568]
Peygamberimiz Muhammed (a s ); onaltı yaşında bulunduğu sırada, amcası Zübeyr b Abdulmuttalib'le birlikte, Kureyşlilerin ticaret kervanına katılarak Yemen'e gitti [569]
Giderken, önlerine gerilen puğur deveyi uysallaştırmak, gelirken de kafilenin önüne düşerek onları sel sularıyla dolup taşan geçitsiz vadiden selametle geçirmek gibi halleri görüldü [570]
Bu hadiseler, ayrıntılı olarak şöyle anlatılır
Ticaret kafilesi giderken bir vadiye uğramışlardı ki, erkek, puğur bir deve oradan kimseyi geçirmemekte idi
Kafile, geri dönmek istedikleri zaman, Peygamberimiz (a s );
"Ben onun hakkından gelirim!" diyerek kafilenin önüne düştü
Puğur deve Peygamberimiz (a s )ı görünce uysallaştı
Peygamberimiz (a s ) kendi devesinden inip onun üzerine bindi Vadiyi geçtikten sonra, onu salıverdi
Seferlerinden dönüşlerinde de, su ile dolup taşan bir vadiye rastlamışlar ve duraklamışlardı
Peygamberimiz (a s ) "Siz, beni takip ediniz!" dedi Kafile onu takip ederek selametle geçtil*er Sanki, Yüce Allah, oradaki suları kurutmuş, geçit verir hale getirmişti
Mekke'ye gelip bunları anlattıkları zaman, halk "Bu gencin hal ve şanı, büyük olacak!" demeye başladılar [571]
Peygamberimiz (a s ); zengin Kureyş kadınlarından Hz Hatice hesabına, Cüreş pazarına iki kere ticaret seferi yapmış ve her sefer için, kendisine ücret olarak genç ve erkek birer deve ver-ilmiştir [572]
Cüreş, Yemen'in Mekke tarafına düşen birinci iklimde 65 boylam 17 enlem derecesinde bulunan sancaklarından, büyük ve geniş şehirlerinden idi [573]
Hz Hatice; kendisine ait malları Tihâme'deki Hubaşe pazarında da sattırmak üzere Peygamberimiz (a s )ı ücretle tuttu ve Kureyşîl erden tuttuğu başka bir zâtı da Peygamberimiz (a s ) m yanına kattı
Hubaşe, Arapların pazar yerlerinden bir yer olup,[574] Yemen'de idi ve Mekke'ye altı günlük bir mesafede idi
Orada, her yıl Recep ayında,[575] üç gün[576] veya sekiz gün pazar kurulur,[577] alışveriş yapılırdı [578]
Bu sefer; Peygamberimiz (a s )ın, Hz Hatice hesabına Hubaşeye Meysere ile birlikte yap*tığı ilk seferi idi
Oradan, Tihâme kumaşı satın alıp Mekke'ye getirmişler, Hakîm b Hizam'a satarak çok güzel bir kazanç sağlamışlardı [579]
Peygamberimiz (a s ):
"Ben, Hatice'den daha hayırlı patron görmedim Ben ve arkadaşım, seferden dönüp de, onun yanın*da, bizim için biriktirilmiş buğday ekmeği, nefis ve turfanda türlü yemişleri hazır bulmadığımız olmamıştır!" diyerek Hz Hatice'yi övmüştür [580]
Ebu Talib Amca, bir gün Peygamberimiz (a s )a:
"Ey kardeşimin oğlu! Ben, malsız bir adamım
Zamanın, üzerimize çöken sıkıntısı, son dereceyi buldu
Kıtlık ve mücadele yıllan, bizde ne sermaye bıraktı, ne de ticaret!
İşte, kavminin ticaret kervanı Şam'a gitmeye hazırlanmış bulunuyor Hatice binti Huveylid de, bu kervana, yükleyeceği mallarla katılacak, mallarının üzerinde de, kavminden bazı adamlar gönderecek-tir [581]
Kendisinin, senin gibi güvenilir, temiz ve vefakâr bir insana çok ihtiyacı vardır İşlerinden ve ticaretinden bir kısmına seni vekil yapması için yanına varıp kendisiyle konuşmuş olsaydık, iyi olurdu [582]
Yine de, gidip dileğini ona arzedecek olursan, herhalde, hemen kabul eder [583]
Temizliğin sebebiyle, seni başkasına üstün tutar, sanırım
Gerçi, ben senin Şam taraflarına gitmeni istemiyor ve sana Yahudilerden bir zarar gelmesinden korkuyorum, ama bundan başka bir fikir, bir çare de bulamıyorum" dedi [584]
Peygamberimiz (a s ):
"Belki de, o (Hz Hatice), bu hususta bana bir haber salar" dedi
Ebu Talib Amca:
"Ben, onun, senden başkasını vazifelendireceğinden de endişe ediyorum Sen, işi tedbirli olarak talep ve takip et!" dedi [585]
Peygamberimiz (a s ):
"Amcacığım! Sen, nasıl istiyorsan, öyle yap!" dedi [586]
Hz Hatice; şerefli ve çok zengin bir kadındı, ticaretle uğraşırdı Güvendiği kimselere sermaye verip-aralarında belirleyecekleri şarta göre, zarar ve ziyan sermayeye ait olmak üzere-onlaria ortak olur, elde edilen kazançtan bir kısmını onlara verirdi [587]
Hz Hatice; Ebu Talib ile Peygamberimiz (a s ) arasında geçen konuşmayı işittiği zaman;[588] Peygamberimiz (a s )ın son derecede doğruluğunu, eminliğini ve iyi huyluluğunu çok iyi bildiği için [589] "Ben onun bunu isteyeceğini bilmiyordum!" dedi[590] ve hemen, Peygamberimiz (a s )a haber salıp ticaret kervanını götürenlere veregeldiğinden daha fazla ücret vermek şartıy*la ticaret malını Şam'a götürmesini teklif etti [591]
Peygamberimiz (a s ) Hz Hatice'nin yanına gelince, Hz Hatice:
"Ben, seni, Şam'a göndereceğim ticaret mallan üzerinde göndermek için çağırdım
Senin doğru sözlü, son derecede gücenilir, güzel huylu olduğunu biliyorum
Sana, kavminden hiçbir kimseye vermediğim ücretin birkaç katını vereceğim!" dedi [592]
Peygamberimiz (a s ), Hz Hatice'nin bu teklifini kabul etti [593]
Hemen, amcası Ebu Talib'le buluşup, durumu ona anlattı [594]
Ebu Talib:
"Bu, Allah'ın sana gönderdiği bir nzıktır [595]
Ey kardeşimin oğlu! Bana erişen habere göre, Hatice filan adamı iki erkek genç deve vermek üzere tutmuş Biz sana da bu kadar ücret vermesine razı değiliz Senin için, bu hususta onunla bir konuşsak olmaz mı?" dedi
Peygamberimiz (a s ):
"Sen nasıl istersen öyle olsun!" dedi
Bunun üzerine, Ebu Talib, hemen Hz Hatice'nin yanına gitti:
"Ey Hatice! Sen, Muhammed'i tuttun mu? Haber aldığıma göre, filan zât, iki erkek genç deve ver*mek üzere tutmuşsun
Biz, Muhammed için, dört erkek ve genç deveden başkasına razı değiliz!" dedi
Hz Hatice:
"Sen bunu bize uzak ve düşman olan bir kimse için bile dilemiş olsaydın, yine kabul ederdik Kaldı ki, bize akraba ve dost olan birisi için dilemiş bulunuyorsun ki, bu nasıl kabul edilmez?" dedi [596]
|