Yalnız Mesajı Göster

'''İslam Tarihi'''

Eski 08-02-2012   #15
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

'''İslam Tarihi'''






Kâbe'nin Üzerinde Güneşleyen Korkunç Yılan ve Âkıbeti






Kabe'nin içinde bulunan ve Kabe'ye yapılan bağışlar içine konulagelen kuyuya, bir müddetten beri, bir yılan gelip yerleşmişti [125]


Çok kara, kamı ak,[126] başı oğlak başı gibi olan[127] bu büyük ve korkunç[128] yılan, her gün çıkıp Kabe duvarının üzerinde güneşler; Kabe'ye hiç kimseyi yaklaştırın az di


Bir kimse ona yaklaşacağı zaman hemen kuyruğunun yanından başını kaldırır, ağzını açar, korkunç sesler çıkarmaya başlardı


Bunun için, Kureyşîler ona yaklaşmaktan ürperirler, korkarlardı


Bu yılan, yine, her gün yaptığı gibi, Kabe'nin duvarları üzerinde güneşleniyordu[129]


Kureyşîler, Makam-ı İbrahim'in yanında toplanarak:


"Ey Allah! Eğer Beyt'inin yıkılıp yeniden yapılmasına razı isen, onu tamamlattır ve şu yılan uğraşısını da üzerimizden kaldır![130]


Ey Rabbimiz! Biz, Senin Beyt'ini şereflendirmek ve süslemek istiyoruz


Sen, razı isen, bunu yaptır


Razı değilsen, Sen, istediğini yap!" diyerek dua ettiler


O sırada, gökten, bir çığlık işittiler [131]


Yüce Allah tarafından; [132] sırtı kara, karnı ak, ayakları sarı, kartaldan daha büyük [133] bir kuşun salındığı görüldü[134]


Bu kuş, birden, yılanın üzerine inerek, başına batırdığı tırnaklarıyla onu hemen kapıp havalandı!


Yılanı, kuyruğu sallana sallana Küçük Ecyad'a,[135] Hacun'a doğru[136] götürdü[137] Hacun'a bırak*tı


Yer, onu yuttu [138]


Bunun üzerine, Kureyşliler:


"Yapmak istediğimiz işten Allah'ın razı olduğunu ümit ediyoruz


Yanımızda, yardımından yararlanacağımız bir iş adamı da var, elimizde kereste de var!


Yüce Allah, yılan belâsını da başımızdan def etti!" dediler


Kureyşliler; Kabe'nin kendilerine düşen taraflarını yıkıp yeniden yapmaya karar verdikleri zaman, Ebu Vehb b Amr, b Âiz, b İmran, b Mahzum kalktı, Kabe duvarının üzerindeki taşlardan birine elini uzatip almasıyla taşın elinden sıçrayıp duvardaki eski yerine dönmesi bir oldu!


Ebu Vehb:


"Ey Kureyş cemaatı! Kabe'nin yapısına, kazancınızın temiz ve helal olmayanını sokmayınız!


Ona, ne fahişe başlığı, ne faiz parası, ne de herhangi bir kimseden haksız olarak alınmış olan para sokulmasın!" dedi[139]


Kureyşliler, Kabe'yi yıkmaktan çok korkmakta ve çekinmekte idiler[140]


Velid b Mugîre, Kureyşlilere:


"Sizin Kabe'yi yıkmaktaki gayeniz nedir? İyilik mi, yoksa kötülük müdür?" diye sordu


"Elbette, iyiliktir!" dediler[141]


Velid b Mugîre:


"Ey kavmim! Siz, Kabe'yi yıkmakla onu ıslah etmek istiyor değil misiniz?" diye sordu


"Evet! Islah etmek istiyoruz!" dediler[142]


Bunun üzerine, Velid b Mugîre:


"Yüce Allah, ıslah edicileri helak etmez![143]


Fakat, siz, Rabbinizin Beyt'inin onarımına, mallarınızın temiz ve helal olanından başkasını sok*mayınız!


Ona, faizden, kumardan, fahişe başlığından elde edilen parayı sokmayınız!


Beytullah'ı, mallarınızın kötü olanından uzak tutunuz!


Çünkü, Allah, malın temiz ve helal olanından başkasını kabul etmez!" dedi[144]


Kureyşliler, yapılan tavsiyenin gereğini yerine getirdiler[145]


"O halde, yıkmak için onun üzerine kim çıkacak?[146] Onu yıkmaya, ilk önce kim başlayacak?" dediler[147]


Velid b Mugîre:


"Onun üzerine ben çıkacak, onu ben yıkacağım![148]


Sizin, onu yıkmaya ilk başlayanınız ben olacağım![149]


Ben, çok yaşlanmış bir kimseyim Eğer başıma bir iş gelirse, varsın gelsin Zaten ecelim yaklaşmış bulunuyor!" dedi[150]


Eline bir külünk alarak [151] Beytullah'ın üzerine çıktı, ve bir taşı yıkarken ayağının altındaki taş şid*detle deprenince, [152] Velid b Mugîre:


"Ey Allah! Biz, Senin dininden çıkmış, sapmış değiliz! [153] Bizim ıslah etmekten, [154] hayırdan [155] başka gayemiz yoktur!" diyerek, [156] Kabe'nin iki rüknü arasındaki kısmından[157] elindeki külünkle taş taş kaldırıp akşama kadar yıkma işine devam etti[158]


Halk, o gece, yıkma işine girişmeyip beklediler[159]


"Akşam olunca, azap inmesinden korkarız!" dediler


Akşamleyin, Velid b Mugîre'ye bir azap gelmediğini gürdüler [160]


O geceyi de beklediler ve:


"Bakalım, Velid'in başına birfelâket gelirse biz Kabe'den hiçbirtaş yıkmayız ve yıktıklarımızı da iade eder, eski haline getiririz


Eğer onun başına birfelâket gelmezse, yaptığımız işten Allah'ın razı olduğunu anlarız ve hemen yıkmaya girişiriz!" dediler [161]


Kureyş halkı, ertesi günü, sabahleyin Velid b Mugîre'nin sapasağlam kalkıp işine başladığını gördükleri zaman, kendileri de, kendilerine ayrılmış olan duvarları, onunla birlikte, yıkmaya koyuldular


İbrahim (as)ın, İsmail (as)la birlikte Kabe'yi yaparken attığı temele ulaşıncaya kadar, duvarları yıktılar


Temelde, yeşil, birbirleriyle kaynaşmış, deve sırtı gibi taşlarla karşılaştılar; [162] ki, her biri, otuz kişinin bile kaldıramayacağı kadar ağır ve iri idi[163]


Yıkım işine katılan Kureyşlilerden birisi* elindeki külünkün ucunu iki taştan birisini ayırmak için aralarına sokup zorladığı zaman, taş kımıldamış, Mekke sarsılmaya başlamıştı!


Bunun üzerine, yıkım işine orada son verdiler[164]


Taş kımıldatılınca, altından, gözleri kamaştıracak derecede bir şimşeğin çaktığı da rivayet edilir [165]


Kureyşîler


"Sakın, bu taşı kımıldatmayınız ve hizasını da bozmayınız!" dediler[166]


Kımıldatılan taşın, Âdem (as) zamanında Kabe'nin melekler tarafından at İmiş bulunan temelinin taşı olduğu ve İbrahim (as)ın da Kabe'nin temel ve duvarlarını bunun üzerinden yük*selttiği rivayet edilir[167]



Kâbe Yıkılırken Bulunan Taşlar ve Üzerindeki Yazılar






Kureyşliler Kabe'yi yapmak üzene yıktıkları zaman, üzerleri yazılı bazı taşlar bulmuşlardı [168]


İbn İshak'ın rivayetine göre, taşlardan, Rükün'de bulunanın üzerindeki Süryanice yazıda ne denildiğini, Yahudilerden birisi gelip onu okuyuncaya kadar, anlayamadılar [169]


Yemen'den gelen Yahudi âlimine, doğru okuyup kendilerine doğrusunu söylemesi için, yemin ettirdiler


Yahudî âliminin bildirdiğine göre[170] yazıda şöyle deniliyordu:


"Ben, Bekke (Mekke)'nin Sahibi olan Allah'ım!


Onu, göklerle yeri yarattığım, Güneş'e ve Ay'a şekil verdiğim gün yarattım!


Onu, masum yedi melek ile de, kuşattım


Mekke'nin iki dağı* ortadan kalkmadıkça, o da ortadan kalkmayacaktır!


Bekke (Mekke) ahalisine, su ve süt bereketli kılınmıştır" [171]


Rivayete göre, Hicr'e gömülmüş bulunan bir taşın üzerinde de:


"Bu belde ahalisi için, suya ve süte bereket ihsan edilmiştir Mekke'nin iki dağı ortadan kalkmadıkça, bu bereket de kalkmayacaktır!" diye yazılı idi[172]


Ezrakî'nin rivayetine göre, Beytullah olan Kabe yıkıldığı ve İbrahim (as)ın temeline ulaşıldığı zaman bulunan taşın üzerindeki yazı, çağırılan Yemenli bir adamla bir rahibe okutturuldu


Yazıda şöyle deniliyordu:


"Ben, Bekke (Mekke)'nin Sahibi olan Allah'ım!


Göklerle yeri, Güneş'le Ay'ı yarattığım gün, ve şu iki dağı meydana getirdiğim gün, onu Harem ve dokunulmaz kıldım ve masum yedi melek ile de, kuşattım"[173]


İbn İshak'ın rivayetine göre, Makam-ı İbrahim'de bulunan taşın üzerindeki yazıda da, şöyle deniliy*ordu:


"Mekke! Haram ve dokunulmaz şehir!


Ona, rızık üç yoldan gelir


Mekke'nin haram ve dokunulmazlığı, oralının ilkinden başkasına hıll ve helal kılınmamıştır!"[174]


Ma'merb Raşid'in (vefatı: 153 Hicrî) el-Câmi'inde İmam Zührî'den (vefatı: 124 Hicrî) rivayetine göre de:


Kureyşliler, Kabe'yi yıkıp yeniden yaptıkları sırada, Makam-ı İbrahim'de, üç yüzü olan ve her yüzünde yazı bulunan bir taş buldular


Taşın birinci yüzündeki yazıda:


"Ben, Bekke (Mekke)'nin Sahibi Allah'ım! Güneş'le Ay'ı yapıp çattığım gün, onu da yapıp çattım ve masum yedi melekle de, kuşattım Onun ahalisi için, eti ve sütü bereketli kıldım"


Taşın ikinci yüzündeki yazıda:


"Ben, Bekke (Mekke)'nin Sahibi olan Allah'ım!


Rahm'i yarattım


O, Benim ismimden ayrılmıştır


Kim onu birleştirirse, ben de onu birleştiririm!


Kim onu koparırsa, ben de onu koparırım!"


Taşın, üçüncü yüzündeki yazıda da:


"Ben Bekke (Mekke)'nin Sahibi olan Allah'ım!


Hayrı ve şerri yarattım


İki eli hayırda olana ne mutlu!


Vay iki eli serde olan kimseye!" deniliyordu[175]




Kâbe'nin Kuyusunda Bulunan Madenî Levhalardaki Yazılar






Kureyşliler; Kabe'yi yıkıp yeniden yaptıkları sırada, Kabe'nin içindeki kuyuda da, deve kuşu yumur*tası büyüklüğünde iki adet sarı maden bulmuşlardı


Onlardan birisinin üzerinde:


"Bu, Allah'ın, Haram ve dokunulmaz Beyt'idir!


Allah, onun ahalisini ibadetle rızıklandırmıştırOrası, oralının ilkinden başkasına hıll ve helal kılın*mamıştır!"


İkinci madenin üzerinde de:


"Arap kabilesinden filan oğullarının Allah için hac yaptıklarının beratıdır!" diye yazılı idi[176]




Peygamberimiz (as)ın Mekke'nin Haramiyet ve Dokunulmazlığı Hakkındaki Açıklaması






Peygamberimiz (as); Mekke'yi fethinin ikinci gününde irad ettiği hutbesinde şöyle buyur*muştur:


"Ey insanlar! Şüphe yok ki, Allah, göklerle yeri, Güneş'le Ay'ı yarattığı gün, Mekke'yi de haram ve dokunulmaz kılmıştır [177]


Burası, Allah'ın haram ve dokunulmaz kıldığı bir bölgedir[178]


Kıyamet gününe kadar da, haram ve dokunulmaz olarak kalacaktır[179]


Mekke'yi haram ve dokunulmaz kılan Allah'tır


Onu, insanlar haram ve dokunulmaz ki İmamı şiardır [180]


Allah'a ve âhiret gününe inanan kimseye, Mekke Hareminde kan dökmek, ağaç kesmek, helal olmaz! [181]


Mekke'de kan dökmek benden önce hiçbir kimse için helal olmadığı gibi, benden sonra da hiçbir kimse için helal olmayacaktır!


Bana da, ancak gündüzün belli bir saatinde helal kılınmıştır; [182] ki, bu da, Mekkelilerin ilahî gazabı hak etmiş olmalarından ileri gelmiştir [183]


Şüphe yok ki, Fil'i Mekke'ye girmekten alıkoyan, tutan Allah'tır


Mekkeliler üzerine, Resûlullah ile mü'minler de, ancak bir kez salınmışlardır[184]


İyi biliniz ki: Şu saatte Mekke benim için bile haramdır[185]


Mekke'nin bugünkü haramlığı, dünkü haramlığı haline dönmüştür"[186]




Kâbe'nin Planında Kısaltma ve Daraltma Yapılışının Sebebi






Kureyşîler, Beytullah'ı yıkıp yeniden yapacaklan zaman; toplanan bağışlarla sağlanan yapı malzemesinin yetersizliği yüzünden, Beytullah'ın Hicr tarafındaki eski temelini dışarıda bırakıp duvarı biraz içeriden çekmek suretiyle, kısaltmak ve daraltmak zorunda kaldılar[187]


Kabe'nin eski temeline göre: Şam tarafından dışarıda bırakılan ve Kabe'ye dahil bulunan Hicr kıs-mının[188] eni altı arşın, [189] veya altı arşın bir karış,[190] ya da yedi arşın[191] veya yedi arşına yakın olup; [192] Kureyşliler inşaattan artacak malzemelerle eski temel üzerinden çektirecekleri yanm daire duvarla, hem burasının Kabe'ye dahil bulunduğunu belirlemek, hem de, tavanın bu duvarın dışından yapılmasını sağlamak istediler[193]


Kabe'nin kapısı, İbrahim (as)la Cürhüm ve Amalikalar devrinden beri, yer seviyesinde idi[194]


Kureyşliler; Beytullah'ı yeniden yapmaya kalktıkları zaman,[195] Ebu Huzeyfe b Mugîre:


"Ey kavmim! [196] Kabe'nin kapısını yerden yüksek yapınız [197] Zeminini de toprakla doldurunuz[198] İçine, ne sel suları girebilsin,[199] ne de merdivensiz çıkılabilsin!


Ona, ancak sizin istediğiniz kimse girsin! İstemediğiniz kimse girmek isterse, aşağı itiveriniz!" dedi, öyle yaptılar[200]


Bunun için, Kureyşliler, Kabe'nin kapısını dört arşın bir karış yüksekten koydular


Kabe'nin içinden zeminini de, bu yüksekliğe kadar, toprakla doldurdular[201]


Hz Âişe der ki:


"Ben, Beytullah'ın içine girip orada namaz kılmayı arzu ederdim


Resûlullah (as), elimden tutup beni Hicr'e koydu ve:


'Beytullah'a girmek istediğin zaman, Hicr'de namaz kıl!


Muhakkak ki, orası Beytullahtan bir parçadır


Fakat, senin kavmin Kabe'yi yaptıkları zaman, kısalttılar da, orayı Beytullahtan çıkardılar' buyur-du[202]


'Yâ Rasûlallah! Sen onu İbrahim'in temelleri üzerine çevirsen ya?' dedim [203]


Resûlullah (as):


'Eğer kavmin Cahiliye devrinden ve küfürden yeni kurtulmuş olmasaydı, Kabe'nin birikmiş malını Allah için harcarda, kapısını yerden yapar, Hicr'de bırakılmış olan kısmını ona katardım[204]


Kabe'ye, doğu ve batı tarafından da, yer seviyesinde iki kapı koyardım[205]


Oradan girerler, şuradan çıkarlardı' buyurdu[206]


'Kavminin, Kabe kapısını ne için yükseğe kaldırdığını da bilir misin?' diye sordu[207] 'Hayır! Bilmiyorum!1 dedim[208]


'Bunu, kavmin, istediklerini içeri almak, istemediklerine engel olmak için yaptılar[209]


Güya, Kabe'nin şerefini gözetmek üzere, dilediklerinden başka kimse oraya girmesin diye, merdi*venini yükselttiler


Kabe'ye girmesini istemedikleri bir kimseyi, merdivenden çıkmakta serbest bırakırlar, kapıya kadar çıkıp tam içeri gireceği sırada ise merdivenden aşağı itiveririerdi de, adamcağız düşer giderdi!' buyur-du"[210]


Amr b Hüzelî de, bu husustaki müşahedelerini şöyle anlatır


"Ben, Kureyşlilerin Cahiliye devrinde Beytullah'ı, Pazartesi ve Perşembe günleri açtığını gördüm


Kabe'nin kapıcıları, kapısının önüne otururlardı


Kabe'ye girmesini istemedikleri bir kimse merdivenden yukarı doğru çıkınca, onu hemen itip aşağı düşürürlerdi


Bazan, düşürülen adamın sakatlandığı, öldüğü de olurdu"[211]




Alıntı Yaparak Cevapla