Prof. Dr. Sinsi
|
'''İslam Tarihi'''
Peygamberimiz (a s )ı Korumak Üzere Hâşim ve Muttalib Oğullarının Ebu Talib'in Çevresinde Toplanmaları
Kureyş müşrikleri birbirlerini Peygamberimiz (a s )in ashabına işkence yapmaya kışkırttık*ları zaman, her kabile kendi aralarında bulunan Müslümanlara işkence etmeye ve onları dinlerinden döndürmek için zorlamaya başladılar
Ebu Talib Kureyş müşriklerinin yaptıklarını görünce, Hâşim ve Muttalib oğullarını toplayıp, onları, kendisinin yaptığı gibi, Peygamberimiz (a s )ı korumaya davet etti
Bu iki kabile Ebu Talib'in teklifini hemen kabul ettiler ve onunla birlikte oldular
Ancak, Allah düşmanı Ebu Leheb, Ebu Talib'in teklifini, davetini kabul etmedi [362]
Ebu Talib, bu münasebetle söylediği yedi beyitlik bir manzumesinde:
Kureyşîler içinde Abdi Menaf oğullarının,
Abdi Menaf oğulları içinde Hâşim oğullarının,
Hâşim oğulları içinde de Muhammed (a s )ın üstünlüğünü dile getirdi [363]
Müşriklerin Tavaf Sırasında Peygamberimiz (a s )a Laf Atmaları ve Saldırmaları
1- Bir gün Kureyş eşrafı Kâbe'nin Hicr diye anılan yerinde toplanarak Peygamberimiz (a s )ı konuşmaya başladılar:
"Bizim, bu adamın işinde sabrettiğimiz kadar, hiçbir şeye sabrettiğimizi görmedik!
O, akıllarımızı akılsızlık saydı Baba ve atalarımıza dil uzattı Dinimizi yerdi Topluluğumuzu bölüp dağıttı İlahlarımıza hakaret etti
Biz onun yapmış olduğu bu kadar ağır şeylere hep katlandık durduk" dediler
Onlar böyle konuştukları sırada idi ki, Peygamberimiz (a s ) göründü, yürüyerek geldi
Hacerü'l-Esved'i istilam ettikten sonra, Kabe'yi tavaf ederken, yanlarından geçti
Yanlarından geçerken, Peygamberimiz (a s )a laf attılar
Müşriklerin bu hareketine Peygamberimiz (a s )ın kızdığı, yüzünden belli olmakta idi
Peygamberimiz (a s ) Kabe'yi tavafa devam etti
İkinci kere, yanlarından geçtiği sırada, onlar yine aynı şekilde laf attılar
Onların bu hareketine Peygamberimiz (a s )ın kızdığı, yüzünden belli olmakta idi
Peygamberimiz (a s )ın üçüncü geçişinde, onlar yine önceki gibi laf attılar
Bunun üzerine Peygamberimiz (a s ) durdu, sonra da:
"Ey Kureyş cemaatı! İşitiyor musunuz? Varlığım Kudret Elinde bulunan (Allah)'a yemin ederim ki, hakkınızda telakki eylediğim helak haberiyle geldim!" buyurunca, onlar tutulakaldılar, başlarına kuş kon*muş gibi başlarını önlerine eğip, kımıldamadılar
Hatta, bundan önce Peygamberimiz (a s )a karşı onların en şiddetli davrananı (Ebu Cehil) bile, bulabildiği en güzel, en yumuşak sözleri kullandı da:
"Ey Kasım'ın babası! Geç git, doğru yolda olduğun halde git! Vallahi, sen cahil bir kişi değilsin!" dedi
Bunun üzerine, Peygamberimiz (a s ) onların yanından ayrıldı
Ertesi günü, Kureyş müşrikleri yine Hicr'de toplandılar Birbirlerine:
"Onun size yaptıklarını ve hakkında size anlatılanları anıp duruyorsunuz Fakat, o karşınıza dikil*erek hoşlanmadığınız şeyleri size tekrarladığı zaman kendisini serbest bırakıyorsunuz!" dediler
Onların böyle konuştukları sırada, Peygamberimiz (a s ) çıkageldi
Hemen, oldukları yerden sıçrayıp Peygamberimiz (a s )ın çevresi sardılar İlahları ve dinleri hakkındaki sözlerini anarak, Peygamberimiz (a s ) a:
"Şöyle şöyle söyleyen sen misin?" dediler
Peygamberimiz (a s ):
"Evet! Bunları söyleyen benim" buyurunca, içlerinden birisi Peygamberimiz (a s )ın yakası*na yapıştı
Hz Ebu Bekir hemen kalkıp Peygamberimiz (a s )ın önünde durdu ve ağlayarak,[364] "Yazıklar olsun size![365] Siz bir adamı 'Rabbim Allah1 diyor diye öldürecek misiniz?" deyince, Peygamberimizin üzerinden ayrıldılar [366]
Müşrikler, Hz Ebu Bekir'i de, o gün başının sık ve uzun saçından ve sakalından çekerek yaraladılar [367]
Peygamberimiz (a s )ın İki Kötü Komşusundan Çektikleri
2- Peygamberimiz (a s )ın evi; iki kötü komşusu Ebu Leheb ile Ukbe b Ebi Muayt'ın evleri arasında idi
Bunlar; hayvan işkembesini[368] getirip Peygamberimiz (a s )ın kapısının önüne atarlardı
Peygamberimiz (a s ) bu iki komşusunun yaptıklarına üzülür:
"Ey Abdi Menaf oğulları! Bu ne biçim komşuluk?!" diye sitemlenerek pislikleri kapısının önünden yayı ile ilerilere doğru iterdi [369]
Ebu Leheb bir gün getirdiği pisliği Peygamberimiz (a s )ın kapısının önüne dökmek isterken, Hz Hamza gördü Pisliği onun elinden alıp onun başına döktü!
Ebu Leheb pislikleri başından yere silkerken, Hz Hamza'ya:
"Ahmak!" diyerek hakaret etti [370]
Ebu Leheb, yaptığı bu kötülükle de kalmaz, kendi evinden ve komşusu Adiyy b Hamrau's-SakafT'nin evinden, Peygamberimiz (a s ) a taş atar dururdu [371]
Ebu Leheb'in Karısı Ümmü Cemil'in Peygamberimiz (a s )a Düşmanlığı ve İşkenceleri
Ebu Leheb'in karısı Ümmü Cemil[372]ki, Ebu Süfyan'ın kızkardeşi ve Muaviye b Ebi Süfyan'ın da halası idi-Peygamberimiz (a s )a düşmanlıkta aşırı gider;[373] küfründe, inkârında ve inadında kocasına yardımcı olurdu [374]
Ümmü Cemil her gece[375] pıtrakları,[376] dikenleri,[377] dikenli ağaç dallarını[378] toplayıp[379] büyük demet yapar, boynuna bağlar,[380] geceleyin[381] ayağına batsın [382] yaralar açsın diye Peygamberimiz (a s )ın geçeceği yollara atar, saçardı [383]
Peygamberimiz (a s ) ise, onlara kum yığınına,[384] ipeküzerine[385] basar gibi basar, geçer*di [386]
Yüce Allah, gerek Ebu Leheb, gerek karısı Ümmü Cemil hakkında indirdiği sûrede:
"Yuh oldu iki eli Ebu Leheb'in, kendisi de yuh oldu!
Ona ne malı yarar verdi, ne de kazandığı!
O da, boğazında kıskıvrak bükülmüş bir urgan bulunduğu halde odun hammalı olarak karısı da, yaslanacak bir alevli ateşe!"[387] buyurdu; onların âhiretteki durumlarını duyurdu [388]
Ümmü Cemil kendisi ve kocası hakkında Tebbet sûresinin indiğini işitince [389] Peygamberimiz (a s )ın Hz Ebu Bekir ile birlikte[390] Kabe Mescidinde[391] oturduğu sırada oraya vardı Kendisinin elinde bir taş bulunuyordu [392]
Hz Ebu Bekir, onu görünce,[393] Peygamberimiz (a s )a:
"Yâ Rasûlallah! Bu Ümmü Cemil'dir [394] Eziyet edici bir kadındır [395] Sana doğru[396] geliyor! Onun seni görmesinden korkuyorum![397] Keşke bu kadın sana bir zarar vermeden,[398] eziyet etmeden[399] kalkıp gitmiş olsaydın,[400] bir köşeye çekilseydin!" dedi [401]
Peygamberimiz (a s ):
"O beni göremez!" buyurdu [402]
Gerçekten de, Ümmü Cemil Peygamberimiz (a s )ı göremedi! Yüce Allah ona göstermedi
O ancak Hz Ebu Bekir'i görebildi Gelip, Hz Ebu Bekir'in başına dikildi [403] Ona:
"Ey Ebu Bekir! Arkadaşın nerede?" diye sordu [404]
Hz Ebu Bekir:
"Ne yapacaksın onu?[405] Sen benim yanımda hiç kimse görmüyor musun?" dedi
Ümmü Cemil:
"Benimle alay etme! Ben senin yanında senden başkasını göremiyorum[406] Bana haber verildi ki, arkadaşın beni hicvetmiş [407]
O şairse,[408] vallahi, ben de şair bir kadınım [409] Kocam da şairdir [410]
İşte, ben de onu hicvediyorum:[411]
'Biz o verilmişe isyan ediyoruz
Onun peygamberlik işinden yüz çeviriyoruz
Onun dininden hiç hoşlanmıyoruz '[412]
Vallahi, onu bulsaydım, sutaşı kendisinin ağzına vuracaktım!" dedi [413]
Hz Ebu Bekir:
"Hayır![414] Vallahi, arkadaşım şair değildir [415] O şiir söylemez de [416]
Şu Beyt'in (Kabe'nin) Rabbine andolsun ki, o seni hicvetmiş değildir" dedi [417] Ümmü Cemil:
"Muhakkak ki, sen benim katımda doğru sözlüsündür
Kureyşîler iyi bilir ki, ben onların ulu kişilerinin[418] kızıyımdır!" diyerek dönüp gidince, [419] Hz Ebu Bekir:
"Yâ Rasûlallah! O seni görmedi mi?" diye sordu
Peygamberimiz (a s ):
"Beni görmedi! Allah onun gözünü alıp beni göremez hale getirdi!" buyurdu [420]
Peygamberimiz (a s ) dan hoşlanmayan Kureyş müşrikleri, Peygamberimiz (a s )ın 'Övülmüş' mânâsına gelen Muhammed ismini zıddına çevirerek, Müzemmem (Yerilmiş) derlerdi [421]
Peygamberimiz (a s ), bunu şu hadis-i şerifleriyle açıklamışlardır:
"Yüce Allah'ın Kureyş müşriklerinin sövmelerini, lanetlemelerini benden nasıl uzaklaştırdığına şaş*maz mısınız?
Onlar 'Müzeminem =Yerilmiş' diye söver ve 'Müzemmem1 diye lanetlerlerdi
Halbuki ben Muhammed'im ('Övülmüş'üm) "[422]
Ebu Leheb ile Karısının, Oğullarını Peygamberimiz (a s )ın Kızlarından Ayırmaları
Peygamberimiz (a s )a peygamberlik gelmeden önce, Peygamberimiz (a s )ın kızı Hz Ümmü Külsûm Ebu Leheb'in oğlu Uteybe ile, Hz Rukayye de Ebu Leheb'in diğer oğlu Utbe ile nişanlanmış olup, henüz evlenmemiş bulunuyorlardı
Tebbet sûresi nazil olunca, Ebu Leheb'in kansı Ümmü Cemil oğullarına:
"Rukayye ve Ümmü Külsûm dinden çıkmışlardır Onları boşayın, ayrılın onlardan!" dedi [423]
Ebu Leheb de, oğullarının her ikisine:
"Muhammed'in kızını boşamazsan, başım başına haram olsun!" diyerek yemin etti [424]
Bunun üzerine, Uteybe Peygamberimiz (a s )ın yanına gelerek:
"Ben senin dinini tanımıyorum Kızından da ayrı İdi m [425] Artık ne sen beni sev, ne de ben seni sev*erim [426] Ne sen bana gel, ne de ben sana gelirim !"[427] dedikten sonra, Peygamberimiz (a s )ın gömleğini yırttı![428]
Uteybe o sırada ticaret maksadıyla[429] Şam tarafına[430] gitmek üzere idi [431]
Ebu Leheb, Uteybe'nin satması için, Şam'a elbise yüklem işti [432]
Peygamberimiz (a s ) Uteybe'nin yapmış olduğu çılgınlığa karşı:
"Dilerim ki,[433] Allah köpeklerinden birköpeği[434] senin üzerine salar!"[435]
"Allah köpeklerinden bir köpeği senin üzerine salsın!"[436]
"Allah'ım! Köpeklerinden bir köpeği[437] onun üzerine sal!" diyerek aleyhinde dua etti [438]
Buna binaen, Ebu Leheb:
"Muhammed'in oğlum aleyhindeki duasından korkuyorum!" dedi [439]
Uteybe'nin Bir Arslan Tarafından Isırılıp Öldürülüşü
Uteybe Kureyşîlerden bir ticaret kafilesiyle yola çıktı
Zerka'[440] diye anılan bir yerde geceleyin konakladılar
O gece bir arslan gelip çevrelerinde dolaşmaya başlayınca, Uteybe:
"Vay anam! Vallahi, Muhammed'in dediği gibi, bu beni yiyecek! Benim katilim İbn Ebi Kebşe'dir Kendisi Mekke'de, ben Şam'da olsam da!" dedi
Arslan o gece çevrelerinde dolaştıktan sonra dönüp gitti!
Arkadaşları Uteybeyi ortalarına alıp uyudular [441]
Arslan geri geldi Aralarından geçti [442] Yavaş yavaş ve koklaya koklaya, Uteybe'nin yanına kadar vardı,[443] başını yakalayıp öyle bir ısırışla ısırdı ki, işini bitiriverdi![444]
Uteybe, can çekişirken:
"Ben size 'Muhammed insanların en doğru sözlüsüdür1 demedim mi?" diyerek ölüp gitti [445]
Oğlunun arslan tarafından öldürüldüğünü işitince, Ebu Leheb de:
"Ben size 'Muhammed'in oğlum hakkındaki duasından korkuyorum1 dememiş miydim?" demiştir [446]
4- Ukbeb Ebi Muaytda, Peygamberimiz (a s )a düşmanlıkta ve işkence yapmakta müşrik*lerin en aşırılarındandı
Peygamberimiz (a s ), ona:
"Ey Eban'ın babası! Senden gördüğümüz şeyleri sen daha kısmayacak, azaltmayacak mısın?"diye sorduğu zaman, Ukbe:
"Hayır! Sen üzerinde durduğun şeyi [peygamberliği] bırakıncaya kadar, kısmayacağım!" dedi
Peygamberimiz (a s ):
"Vallahi, sen ya bu davranışlarından vazgeçersin, ya da başına ansızın bir belâ gelip çatar!" buyur*du
Ukbe b Ebi Muayt bir gün bir zenbile doldurduğu insan pisliğini Peygamberimiz (a s ) m kapısının önüne dökmek isterken, Peygamberimiz (a s )ın halası Ervâ Hatunun oğlu Tuleyb b Umeyr gördü Hemen zenbilini elinden alarak, Ukbe'nin başına döktü!
Ukbe, Tuleyb'e yapışıp, onu çeke çeke annesi Ervâ Hatunun yanına götürdü Ona:
"Oğlunun Muhammed yüzünden bana şu yaptığını görmüyor musun?" dedi
Ervâ Hatun:
"Sen, ondan, bundan daha lâyık bir davranış mı beklerdin? O, onun dayısının oğlu olur Mallarımız ve canlarımız Muhammed'in uğruna feda olsun!" dedi [447]
|