08-02-2012
|
#2
|
Prof. Dr. Sinsi
|
Hz. İbrâhim (A.S.)
Hadisenin devamı şöyle anlatılmıştır Hz İbrahim amcasının kızı olan hanımı Hz Sare ile birlikte Mısır tarafına seyahat ederken "Erdün" kasabasına gelmişler; şehrin kralı ile aralarında ilginç bir hadise geçmiştir Ebu Hureyre, Peygamber (s a s)'den rivayet etmiştir Hz Peygamber şöyle anlatmıştır: "İbrahim (a s) hanımı Sare ile birlikte bir şehre gelmişlerdi O şehirde bir kral veya zalim bir idareci vardı Bu zalime "İbrahim, yanında çok güzel bir kadınla şehre girdi" diye haber gönderdiler Kral "ey İbrahim! yanındaki kadın neyin, kimindir?" diye sordurdu İbrahim (a s) (din) kardeşimdir" dedi Sonra Sâre'ye gelip "sakın beni yalancı çıkarma, ben bunlara seni kız kardeşimdir dedim Allah'a yemin ederim ki, yeryüzünde benden, senden başka iman eden hiç kimse yoktur" buyurdu Sâre kralın yanına gelince kral (ona kötülük yapmaya) teşebbüs etti Hz Sâre kalktı abdest aldı, namaza durdu Sonra şöyle dua etti: "Ya Rab! Ben sana ve senin peygamberine iman ettimse, ben kadınlığımı zevcimden başkasına karşı koruduysam (ki şu ana kadar böyleydim) benim üzerime şu kafiri musallat etme" Kralın nefesi boğuldu; ayağıyla yere vurarak çırpınmaya başladı Bunun üzerine Sâre "Allahım şayet bu adam ölürse bunu bu kadın öldürdü denilir" diye dua etti Bunun üzerine adam rahatladı" Bu hadise üç defa tekrarlandı "Bunun üzerine melik etrafındakilere" siz bana şeytan göndermişsiniz Bu kadını İbrahim (a s)'e gönderiniz Hacer'i de Sare'ye veriniz" dedi Bunun üzerine Sâre Hz İbrahim'in yanına gelerek ona (olayı anlattı) ve "Anladın mı! Allah kafiri zelil etti; bana bir cariyeyi de hizmetçi verdi" dedi (Buharî, Buyû, 100; Hibe, 36)
İbrahim (a s), o ülkeden ayrıldıktan sonra pek çok yer gezdi Sonunda Şam'da karar kıldı Orada kendisine inananlar günden güne arttı İbrahim (a s)'e inanların oluşturduğu kitleye "İbrahim milleti" adı verildi
İbrahim (a s) Babil'den ayrılacağı zaman, babası için Allahu Teala'dan bağışlanma dileyeceğini hatırlamış ve babasının affı için Allah'a şöyle yalvarmıştı: "Babamı da bağışla! Çünkü o sapıklardandır" (eş-Şuara, 26/86) Babası da olsa kafirler için dua edilmeyeceğini bilen İbrahim (a s) bunu, memleketinden ayrılırken verdiği sözden dolayı yapmıştı İbrahim (a s)'ın duası kabul edilmedi ve ayeti kerimede bu durum şöyle ortaya kondu: "Cehennemlik oldukları anlaşıldıktan sonra akraba bile olsalar puta tapanlar için mağfiret dilemek peygamberlere ve
mü'minlere yaraşmaz" (et-Tevbe, 9/113)
İbrahim (a s)'in bundan sonraki yaşantısı Lut (a s), İsmail (a s) ve İshak (a s) ile birlikte geçti Bunlar hakkında Allahu Teala şöyle buyurur: "Onları buyruğumuz altında, insanları doğru yola götüren önderler yaptık; onlara iyi işler yapmayı, namaz kılmayı, zekat vermeyi vahyettik Onlar bize kulluk eden kimselerdi" (el-Enbiya, 21/73)
Allah Teala, İbrahim (a s)'a on sayfalık bir kitap da vermiştir Uzunca bir süre yaşadıktan sonra, ömrünün sonlarına doğru Mısır'a gitti İbrahim (a s) vefat ettiğinde -kuvvetli rivayetlere göre- Kudüs yakınlarında Halilü'r-rahman denilen yerde defnedildi
Hanîflik: İbrahim (a s)'in dinin temeli tevhide (Allah'ın birliğine) dayanıyordu Ancak zamanla bu inanç unutulmuş ve putperestlik Araplar arasında tamamen yayılmıştı Buna rağmen birkaç kişide tevhit akîdesinin izleri görülüyordu Bunlara "Hanif" denirdi
Hanîf, batıldan uzak, Hakk'a yönelen ve tevhit inancı üzere bir Allah'ı tasdik eden kişi demektir Kur'an-ı Kerim de "hanîf" kelimesi birkaç yerde geçer "Hanif" kelimesi daha çok, Hz İbrahim için Allah'a saf ve temiz bir şekilde ibadet eden bir kul anlamında kullanılmıştır
Haniflikle ilgili ayetlerde şu ifadeler bulunur: "Ve hanif olarak yüzünü dine doğrult ve sakın Allah'a ortak koşanlardan olma!" (Yunus 10/105) "Sonra da biz, Hanîf olan, müşriklerden olmayan İbrahim'in dinine uy, diye sana vahyettik" (en-Nahl, 16/123)
İslam'dan önce Arap toplumunda; Varaka b Nevfel, Abdullah b Cahş, Osman b Hüveyris, Zeyd b Amr, Kuss b Saide gibi kişiler hanifler arasında bulunuyordu Bunlar; cansız, dilsiz, hiçbir şeye güçleri yetmeyen putların önünde eğilmeyi, onlara yalvarmayı çirkin sayan kişilerdi KAYNAK: HIZLI, Mefail; Şamil İslam Ansiklopedisi, Akit Gazetesi Yayını, C IV, S 10-12
|
|
|