Yalnız Mesajı Göster

Yûsâ B. Nûn Ve Kâlib B. Yufennâ A.S.

Eski 08-02-2012   #1
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Yûsâ B. Nûn Ve Kâlib B. Yufennâ A.S.




Yûsâ b Nûn ve Kâlib b Yufennâ as
Kendilerine en çok peygamber gönderilen kavimlerden biri, belki birincisi Israilogullari'dir Fakat onlar kadar peygamberlerini sikintiya sokan, ilk ilâhi imtihanda yüz çeviren kavim de pek görülmemistir Bu yazimizda Israilogullari'na gönderilen ve Kur'an -i Kerim'de ismi anilmayan üç mübarek peygamberi ve onlarin ibretli kissasini dikkatinize sunuyoruz

Firavun; asil adi Kâbus b Mus'ab Musa ve Harun as zamaninda yasamis, kendini rab ilan eden, ihtisamli ordulariyla kibirlenen, uykularinda bile insanlara kâbus olan zalim Misir hükümdari

Hz Musa as, kendisiyle ayni yil dogan bütün erkek çocuklarin öldürülmesine ragmen, Allah'in bir mucizesi ile Firavun'un sarayinda, annesinin kucaginda büyümüstü Büyüyüp olgunlastigi zaman Allah onu peygamberlikle görevlendirmisti Zamanla insanlar ona inanmaya, onun anlattigi üzere Allah'a iman etmeye baslamislardi Firavun ise kendisinden baskasini ilâh edinenleri kizgin bakir dösenmis firinlarda yakmakla tehdit ediyor, israr edenlere de hiç acimadan söyledigini yapiyordu

Firavun artik, kâhinlerin de bildirdigi gibi, saltanatini yikip yok edecek kisinin Musa as oldugunu anlamisti Onu ve müminleri öldürmek için Kizildeniz'e kadar peslerinden gitti Fakat daha önce sahit oldugu mucizelere inanmadigi gibi, Kizildeniz'in iki yana açilarak Hz Musa as'a ve ona tabi olanlara yol vermesi mucizesine de inanmamis, kendisi de geçmek isterken askerleriyle birlikte bogulmustu

Firavun'un zulmünden uzaklasmak isteyen Musa as ve ashabi için artik zorbalarin sehri Eriha'ya (Kudüs'e) varmak için bir engel kalmamisti Musa as'in yanindaki bazi kimseler Firavun'un öldügüne bir türlü inanamiyorlar, cesedini görmeden yolculuga devam etmek istemediklerini söylüyorlardi Bunun üzerine Musa as Cenab-i Mevlâ'ya niyazda bulunmus, O da Firavun'un is isten geçtikten sonra kapandigi secde halindeki cesedini onlara göstermisti


Musa as Firavun'un ölümünden sonra, ashabinin en salihlerinden olan Yûsa b Nûn'u ve Kâlib b Yufennâ'yi Misir sehirlerinin kontrolü ve denetimi için geri gönderdi Bu iki salih insan, Misir'da asayis saglandiktan sonra tekrar Musa as'a katildilar

Zorbalarin sehrine yapilan yolculuk uzun, yorucu ve imtihanlarla dolu bir seferdi Yolculuk sirasinda Musa as'in kavmi oradan gelen korkutucu haberleri isitmisler ve Hz Musa'ya:

- Ey Musa! Orada zorba bir kavim var Onlar oradan çikmadikça biz kesinlikle sehre girmeyiz, demislerdi

“(Bu arada Musa'nin ashabi içinde bulunan ve Allah'tan) korkanlardan ve kendilerine nimet bahsedilen iki zat (Yûsâ ve Kâlib):

- Onlarin üzerine kapidan girin, oraya girdiniz mi artik siz zaferi kazanmisiniz demektir Eger müminler iseniz ancak Allah'a güvenin, dediler” (Mâide, 22-23)

Fakat durum degismedi Cenab-i Allah da peygamberi ile yolculuga devam etmek istemeyen bu insanlara kirk yil Tih çölünde kalma cezasi verdi Musa as ve kendisiyle beraber yolculuga devam etmek isteyen bazi arkadaslari da Tih çölünde uzun süre kaldi Bu süre içerisinde dört büyük ilâhi kitaptan biri olan Tevrat tamamlandi

Tih çölünden ayrildiklarinda, Musa as bir grup askerle birlikte Yûsâ'yi ve Kâlib b Yufennâ'yi öncü kuvvet olarak gönderdi Nihayet zorbalarin sehrine geldiler Durumu gören Eriha halki, içlerinden duasi çok kabul olunan Bel'am'a gittiler

- Musa ve beraberinde gelen Israilogullari bizi öldürmeye geldiler Ne olur, onlarin aleyhlerinde beddua et, diye israrla rica bulundular

Bel'am, Allah'in en büyük ismi olarak bilinen Ism-i Azam'i biliyor, bu isim hürmetine yaptigi her dua kabul olunuyordu Bel'am dedi ki:

- Yanlarinda melekler bulunan bir peygambere ve ona inanan müminlere nasil beddua edebilirim?

Fakat, israrla bunu isteyenlerin çabalari sonunda netice verdi Karisina onu kandirmasi için birçok hediyeler verdiler O da bir yolunu bulup, Bel'am'i beddua etmesi gerektigine inandirdi

Bel'am bu bedduayi yapabilmek için Israilogullari'ni görebilecegi yüksek bir tepeye çikti Onlara dogru yöneldi Her yaptigi beddua kendi aleyhine dönüyor, bunu kendi agziyla söylüyor; fakat bir türlü düzeltemiyordu Nihayet o beddua eden dili uzadikça uzamis, agzina sigmaz olmus, köpek gibi solumaya baslamisti Artik Ism-i Azam duasini da edemiyordu, çünkü kendisine unutturulmustu

Bel'am'dan sonra bu duayi bilen kimselerin çok az oldugu söylenir Bel'am'in bu durumu ayet-i kerimede söyle anlatilir:

Onun durumu, tipki köpegin durumuna benzer: Üstüne varsan da dilini çikarip solur, biraksan da dilini çikarip solur Iste ayetlerimizi yalanlayanlarin durumu budur Bu kissayi anlat, belki düsünürler” (A'raf, 176)



Alıntı Yaparak Cevapla