08-02-2012
|
#1
|
Prof. Dr. Sinsi
|
Yalova Müftülüğü Hutbeleri
إِلاَّ تَنصُرُوهُ فَقَدْ نَصَرَهُ اللّهُ إِذْ أَخْرَجَهُ الَّذِينَ كَفَرُواْ ثَانِيَ اثْنَيْنِ إِذْ هُمَا فِي الْغَارِ إِذْ يَقُولُ لِصَاحِبِهِ لاَ تَحْزَنْ إِنَّ اللّهَ مَعَنَا فَأَنزَلَ اللّهُ سَكِينَتَهُ عَلَيْهِ وَأَيَّدَهُ بِجُنُودٍ لَّمْ تَرَوْهَا وَجَعَلَ كَلِمَةَ الَّذِينَ كَفَرُواْ السُّفْلَى وَكَلِمَةُ اللّهِ هِيَ الْعُلْيَا وَاللّهُ عَزِيزٌ حَكِيمٌ
(Tevbe, 40)
HİCRET
Muhterem Müslümanlar!
Müslümanlarca takvim başlangıcı olarak kabul edilen Hz Peygamber (sav)'in Mekke'den Medine'ye hicretinin 1431 yılını hep birlikte idrak ettik
Değerli Müminler!
Bundan 15 asır önce İslam’a gönül veren Müslümanlar, en sıkıntılı ve karanlık günlerini yaşıyorlardı Hz Muhammed (AS), Allah (CC)’ın emirlerini tebliğ etmeye başlamıştı Tebliğin özünü, putlara tapınmayı terk etmek ve bir olan, eşi ve benzeri bulunmayan yüce Allah'a ve O'nun emirlerine inanmak teşkil ediyordu İslâm'a gönül verenlerin sayısı çoğaldıkça, İslâm düşmanlarının müslümanlara karşı kini, zulmü ve şiddetleri de o nisbette artıyordu Bu durum karşısında Peygamber (sav) müslümanların bir kısmının Habeşistan'a hicret etmelerine izin verdi Bu durumu gören Kureyş'in ileri gelen inkarcıları, İslâm'ın yayılmasını önlemek için, müslümanları Mekke'de hapsetmek ve başka yerlere göndermemek planları hazırlamaya başladılar Bu olaylar devam ederken, nihayet Cenabı Hakk'tan Allah Rasülu Hz Muhammed'e en sadık arkadaşı Hz Ebubekir ile birlikte Medine'ye hicret izni gelmiş, bu izinle aynı zamanda Allah (CC), en sevgili kulunu korkunç bir suikastten de kurtarmıştı Kur’an-ı Kerim’de bu olay şöyle anlatılmaktadır:
“Eğer siz O'na (Rasulüme) yardım etmezseniz şunu bilin ki; inkârcılar O'nu (Mekke'den) çıkardıklarında mağarada bulunan iki kişiden biri olarak Allah O'na yardım etmişti Arkadaşı Ebubekir'e "Üzülme, Allah'ın yardımı bizimledir" diyordu Allah ona güven vermiş, görmediğiniz askerlerle onu desteklemiş, inkar edenlerin, sözünü alçaltmıştı Ancak Allah'ın sözü yücedir Allah güçlüdür, hakimdir”(1)
Muhterem Müslümanlar!
Hicret, müslümanların geçmişi hatırlamalarına ve geleceğe hazırlanmalarına sebep olan büyük bir hadisedir Hicret; imanın, küfre; hakkın ve adaletin, zulme; ilim ve irfanın, cehâlete karşı üstün gelmesinin başlangıç tarihidir Hicret, bir reaksiyon değil, “aksiyon” dur Hicret, bir mananın kabuğunun çatlaması ve gün yüzüne çıkmasıdır Hicret, asırların biriktirmiş olduğu küfrü söndürecek, büyük bir gerçeğin hareket noktasıdır Mucizeler meydana getiren dönüşüm, tarihin seyrini değiştiren harekettir Çaresizliğin çöküntüsünü sineye çeken insanlığın kurtuluşudur Yeryüzündeki zararlı mikropları yakıp kurutan ilahi bir güneş; hak dinin yayılmasını sağlayan, büyük olaydır
Hutbemi, Sevgili Peygamberimizin konu ile ilgili bir hadis-i şerifi ile bitiriyorum: “Mü’min insanların canları ve malları konusunda kendisinden güvende olduğu kimsedir Muhacir ise kötülüklerden ve günahlardan uzaklaşan kimsedir ”(2)O halde bizler de, Allah’ın yasakladığı şeylerden kaçınıp, nefsimizin kötü isteklerini frenleyerek, her an hicret halinde olabilir ve hicret sevabına nail olabiliriz
Hazırlayan :
Mehmet Emin GÖKTEPE
Merkez Cami İmam-Hatibi-Çınarcık
*Diyanet Aylık Dergisinde Yayınlanmamıştır *
Kaynaklar :1 Tevbe/402 İbni Mace, Fitne,2(3924)
|
|
|