08-02-2012
|
#8
|
Prof. Dr. Sinsi
|
Soru 1: Elestü: Kâlû–Belâ Ne Demektir?
Soru 8: İrade-i külliye ve irade-i cüz’iyye ne demektir?
Cevap: İrade-i Külliye, avam halk arasında, Cenab-ı Hakk’ın iradesine verilen bir isimdir Fakat, sahabe, tabiîn ve tebei tabiîn döneminde bu ıstılah söz konusu değildir Yani, onları Cenab-ı Hakk’ın iradesine Külli İrade; beşerin iradesine Cüz’î İrade dememişlerdir Ne var ki, halkın meseleyi anlayabilmesi için böyle bir ıstılah vaz’etmede çok fazla zarar olmasa gerek Tabiî, benim bu sözüm de yine tenkide açıktır
Esasen böyle bir ıstılah, vak’aların neticelerinden çıkarılmış tabiî bir değerlendirme ifadesidir Dolayısıyla da bu değerlendirmenin haklı bir dayanak noktası var sayılabilir
Aslında, Cenab-ı Hakk’ın iradesine Külli İrade denmekle, şu ma’nâlar kasdolunmuştur: Bütün irade Allah’a aittir İrade, O’nun iradesine verilen bir isimdir O murad buyurduğu zaman, başkasının iradesine bakmaksızın, murad buyurduğu şeyi yaratır Burada, daha önce dikkatinizi çektiğimiz bir hususu yeniden hatırlatmak istiyoruz Bazıları yanlış olarak, “O dilediğini yaratır, dilemediğini yaratmaz” der Bu söz yanlıştır Doğrusu şu şekilde olmalıdır: “Allah (cc)’ın olmasını murad ettiği şey olur Olmamasını murad ettiği şey de olmaz ”’
Kâinatta cebir hâkimdir Allah (cc), kâinatı yaratırken hiç kimseye sormamış ve hiçbir iradeyi esas almamıştır O, “Dilediğini yaratır ”(Bürûç, 85/16) Fakat, insanlara da bir irade vermiştir Bu irade, insan için bir terakkî veya tedennî vasıtasıdır İradenin verilişi Cenab-ı Hakk’ın, Rahmân ve Rahîm isimleriyle alâkalıdır Yani, doğrudan doğruya Cenab-ı Hakk’ın bu isimlerin tecellisiyle insana bir lütfudur Yoksa, İsm-i Azam ve “Allah” lafzı hesabıyla eşyaya bakacak olursak tüm kâinat ciddi bir cebir içinde çalkalanıp, durmaktadır Evet, “Mülk sahibi mülkünde istediği gibi tasarruf eder”, kaidesi bütün varlıklar için geçerlidir Sadece insandır ki, ona mahiyeti meçhul bir irade verilmiştir O, bu iradesini hayra sarfettiği zaman, Allah (cc) hayrı yaratacak, şerre sarfettiği zaman da, eğer murad buyurursa, şerri yaratacaktır Burada bizi böyle bir hüküm verme cüretine sevkeden de yine Cenab-ı Hakk’ın Rahmâniyyet ve Rahîmiyyetine olan itimadımızdır
Yani, biz hayrı istediğimiz zaman kat’iyen inanıyoruz ki, Cenab-ı Hak o hayrı yaratacaktır Fakat, bazen insanın istediği şerri Allah (cc) lütfu olarak yaratmaz Mesela, birisi insanın kafasına girer, onu yoldan çıkarmak ister, o da ona meyleder Fakat Cenab-ı Hak o insanın ya mazide işlediği güzel bir ameli sebebiyle ya da istikbalde yapacağı iyi amelleri vesilesiyle onun dalâletini murad etmez ve onun için o kötülüğü yaratmaz Hatta bir engel çıkarır ve onu öyle bir kötülükten alıkor, kötü yere gitmesine meydan vermez Bu, Cenab-ı Hakk’ın atâsıdır Ancak, Cennet dahi bir bakıma insanın iradesini kullanmasına bağlı olduğundan, Cenab-ı Hak hayır adına istenen şeyleri yaratır Elverir ki insan bütün hayırları silip süpüren büyük bir günahla Cenab-ı Hak’tan gelecek atâ ve ihsana liyakatını ortadan kaldırmış olmasın
|
|
|