Prof. Dr. Sinsi
|
En Güzel Ahlâk Timsali (Hutbe)
En güzel ahlâk timsali
Aziz ve muhterem Müslümanlar!
Hutbemiz, iki cihan güneşi, kâinatın efendisi, Allah'ın habibi Hz Muhammed (sav) Efendimiz'in örnek hayatına ve üstün ahlâkına dairdir
Fahr-i Kâinat Efendimiz (sav) her bakımdan insanların en güzeli olduğu gibi ahlâk ve edep yönünden de en üstünüydü
"Ben ancak güzel ahlâkı tamamlamak için gönderildim Sizin en hayırlınız, ahlaken en üstün olanınızdır" buyurmuşlardır
Kur'ân'ın tercümanı, insanlığın ebedî rehberi, sonsuz hayatın ve ebedî saadetin habercisi ve müjdecisi olan Sevgili Peygamberimiz'i Cenâb-ı Hak ve Cemîl-i Mutlak Kur'ân-ı Hakîm'inde şöyle tarif ediyor
"Ve inneke lealâ hulukin azmi " (Kalem, 4)
Yâni: Yâ Muhammed! Şüphesiz sen en üstün bir ahlâk üzeresin!
"Andolsun ki, Allah Resulü sizin için, Allah'a ve âhiret gününe kavuşmayı umanlar ve Allah'ı çok zikredenler için güzel bir örnektir " (Ahzab, 21)
Kâinat kitabının en büyük âyeti ve Hâtemü'l-Enbiyâ olan Fahr-i Cihan Efendimiz güzel huylu, güler yüzlü, tatlı sözlü, nâzik tabiatlı, ince ve hassas ruhlu idi
Mübarek ağzından sert ve kaba hiçbir söz çıkmazdı
Bütün ahlâk-ı hamîdenin en yüksekleri, huy ve hasletlerin en güzeli, o rehber-i ekmelde, o muallim-i ekberde, o dellâl-ı a'zamda mevcuttu  
Buna Kur'ân-ı Azîmüşşan şahittir O'nun hayatı Kur'ân ahlâk ve terbiyesinin canlı bir tablosu idi
Hz Aişe (ra) validemizden Resûl-i Zîşan (sav) Efendimiz'in ahlâkı sorulunca, "Siz Kur'ân okumuyor musunuz? O'nun ahlâkı Kur'ân'dan ibaretti" diye cevap vermişti
Âyetin ifadesiyle, "Allah'ın rahmet eseri olarak sen onlara yumuşak davrandın, eğer kaba ve katı yürekli olsaydın şüphesiz etrafından dağılıp giderlerdi" Duyurulmuştur
Aziz mü'minler!
Alemlere rahmet, insanlığa ebedî rehber ve üstâd-ı mutlak olarak gönderilen Fahr-i Âlem Efendimiz kimseyi tenkit etmez, ayıbını yüzüne vurmazdı
Yanlış bir davranış görse, "İçinizden bâzı kimseler şöyle yapıyorlar"
Kimsenin sözünü kesmez, konuşması bitinceye kadar dinlerdi
Tartışmayı sevmez, sözü lüzumundan çok uzatmazdı Faydalı olmayan şeylerle uğraşmaz, en güzel şekilde tebliğ vazifesini yapar, Allah'ın işine karışmazdı
Zira insanlara hidayet etmek, hakikatlan kabul ettirmek Cenâb-ı Hakk'ın takdiridir şeklinde hatalı hareket edenleri belli etmeden, kırmadan yanlışlarını düzeltirdi "Vemâ 'ale'r-Resûli ille'l-belâğ" âyeti bunu ifade eder
O, Kur'an'ı okur, ona göre amel ederdi
Kâinat ağacının en nurlu ve en mükemmel meyvesi, rahmet-i İlâhiyenin timsali, muhabbet-i rahmaniyenin misali, Hakk'ın en münevver burhanı, delili, saltanat-ı İlahiyenin dellâlı olan sevgili Peygamberimiz (sav) kimsenin gizli hallerini araştırmazdı
Allah'a hürmetsizlik olmadıkça şahsına yapılan kötülükleri bağışlar, eline fırsat geçince intikam almayı düşünmezdi
Ancak Allah'ın yasaklarım çiğneyenlere hak ettikleri cezayı vermekte tereddüt etmezdi
Çünkü Allah'ın merhametinden fazla merhamet, şefkatinden fazla şefkat, merhamet ve şefkat değildir
Aç canavara acımak, bîçâre koyunlara zulümdür Allah'ın cezalandırılmasını istediği bir suçluyu Allah'tan başka kimse affedemez
Allah Resulü hukuk bakımından bütün insanları eşit tutar, zengin fakir, efendi köle, büyük küçük ayırımı yapmazdı
Fâtıma adında bir kadın bir suç işlemişti Asil bir aileden olduğu için ceza verilmemesi istenmişti
Alâkalı hutbesinde, "Sizden önceki ümmetlerin helaki şu sebepledir Onlar içlerinden zengin ve soylu bir kimse hırsızlık yaptığı zaman onu bırakırlar, fakir ve zayıf bir kimse aynı suçu işlese ona ceza verirlerdi Allah'a yemin ederim ki; Muhammed'in kızı Fâtıma da olsa muhakkak cezasız bırakmazdım!" buyurdular
Bütün resullerin seyyidi, bütün enbiyanın imamı, bütün mürşitlerin sultam fahr-i Âlem ve şeref-i benî Âdem Efendimiz'e her bakımdan güvenilirdi
Verdiği sözü mutlaka zamanında yerine getirmiş, kat'iyyen yalana tenezzül etmemiştir
Dost ve düşman herkes O'na "Muhammedü'l-Emîn" demişlerdir
Mü'min kardeşlerim!
Bütün insanlık kâinatın manevî güneşi olan o Resûl-i Zîşan'a borçludur
Allah kâinatı O'nun hürmetine yaratmıştır O batmayan manevî bir güneştir İki cihanın güneşi  
Bugün O'nun yolunda ve izinde 2 milyar civarında Müslüman bir cemaat vardır
Şu dünya mescid-i kebirinde gayr-i müslimler de O'nun getirdiği nur sayesinde terakkî etmişlerdir
O, âlemlere rahmettir z
İki dünya saadetine vesiledir
Yerin yansı O'nun saltanatı ve sancağı altındadır
Dünyanın dört bucağında, yedi latasında ezân-ı Muhammedi sesleri yükselmektedir
Bu ses insî ve cinnî şeytanları rahatsız etmektedir
O'nun sünnetine uygun yaşayan, iki cihanın saadetini kazanır Çünkü O'nun elinde bu kâinat sahibinin fermam var
Başta Kur'ân olmak üzere bin kadar mucize göstermiştir
"Öyle bir şeriat, bir İslâmiyet, bir ubudiyet, bir duâ, bir davet, bir îman ile meydana çıkmış ki; onların ne misli var ve ne de olur Onlardan daha mükemmel ne bulunmuş ve ne de bulunur "
İnsanlık boşuna başını taştan taşa vuruyor
O'nun getirdiği hayat nizamı bütün nizamların ilham kaynağı ve en mükemmelidir
Hiçbir beşerî sistem, İlahî kanunların temin ettiği huzur ve saadeti, emniyet ve asayişi temin edemez, onun yerini tutamaz
Evet, insanlığın en büyük kumandam ve ebedî rehberi, akılca en parlağı, ahlâk ve faziletçe en yüksek timsali, Hz Muhammed'dir (sav)
Ne mutlu O'na lâyık ümmet olanlara!
|