Yalnız Mesajı Göster

Kısa Sohbetler

Eski 08-02-2012   #20
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Kısa Sohbetler




Günahlardan Yüz Çevirmek

Cenâb-ı Hak buyuruyor:

“Allah katında (makbul) tövbe, ancak bilmeyerek günah işleyip sonra çok geçmeden tövbe edenlerin tövbesidir İşte Allah bunların tövbelerini kabul buyurur Allah hakkıyla bilendir, hüküm ve hikmet sahibidir” (Nisâ, 17)


Rasûlullah (sav) buyuruyor:

“Kimin gözü bir kadının güzelliğine takılır da hemen gözünü ondan çevirirse, Allah ona, kalbinde halâvetini hissedeceği bir ibadet sevâbı ihsân eder” (Ahmed, V, 264; Heysemî, VIII, 63)


İmanın tadını alabilmenin en mühim şartlarından biri de, günahlardan yüz çevirmektir Görünüşte tatlı ve hoş görünen, lâkin hakikatte zehir ve pislikten başka bir şey olmayan günahlardan korunmasını bilen mü’minlere Cenâb-ı Hak öyle bir iman lûtfeder ki, onun doyumsuz tadını daha bu dünyada iken kalplerinde hissederler Böylece hem iblisin zehirli okundan korunmuş, hem sevap kazanmış, hem de imanlarını kuvvetlendirip güzelleştirmiş olurlarBir müslüman, günahlardan kaçıp ibadetlere sarılmak ve takvâ sahibi olmak sûretiyle imanın tadını aldıktan sonra artık onu muhâfaza etmeye ve geliştirmeye gayret sarfetmelidir (Murat Kaya, Efendimizden Hayat Ölçüleri)

------------------------------------
Çağırın Bakalım 2009’u Geri Gelecek mi?

Cenâb-ı Hak buyuruyor:

“Dünya ve ahiret hakkında (lehinize olan davranışları düşünün ve ona göre hareket edin) Sana yetimler hakkında soruyorlar De ki: Onları iyi yetiştirmek (yüz üstü bırakmaktan) daha hayırlıdır Eğer onlarla birlikte yaşarsanız, (unutmayın ki) onlar sizin kardeşlerinizdir Allah, işleri bozanla düzelteni bilir Eğer Allah dileseydi, sizi de zahmet ve meşakkate sokardı Çünkü Allah güçlüdür, hakîmdir” (Bakara, 220)


Rasûlullah (sav) buyuruyor:

“Sevininiz ve sizi sevindirecek şeyler ümid ediniz Allah’a yemin ederim ki, sizler için fakirlikten korkmuyorum Fakat ben, sizden öncekilerin önüne serildiği gibi dünyanın sizin önünüze serilmesinden, onların dünya için yarıştıkları gibi sizin de yarışa girmenizden, dünyanın onları helâk ettiği gibi sizi de helâk etmesinden korkuyorum” (Buhârî, Rikak 7; Müslim, Zühd 6)


İnsan ömrü, güneş altındaki buza benziyor İnsan farkında ise, ömür de, bir kum saatindeki kumların sürekli akması gibi, ya da buzun erimesi gibi eriyor Tutamıyorsunuz, durduramıyorsunuz Elinizde değil İşte bir yıl daha gitti Çağırın bakalım, bir gün, bir saat, bir saniye geri gelecek mi? Gelmez Geçmiş bir yılda her güne, her saate, her saniyeye sığan şeyler var

-Hadi onların iyilerini ve kötülerini ayıkla dense ne yapardık?

-Kime göre iyi, kime göre kötü? Önce bu soruyu sorardık değil mi?

Tevbe var İslam’da… Geçmişte yapılanların kirlerinden arınma fırsatı… Niyet var İslam’da… Gelecekte yapılanları Allah için kılma fırsatı… Hepsi yaşanan zamanın içinde… Zaman büyük bir mesele… İnsan farkında olsa, avucunun içinden kayıp giden “hayati” bir nesneye sahip olabilmek için çırpındığı gibi çırpınır eriyen ömrün anlamlı kılınması için… Hayati bir nesne zaman… Hatta hayatın taa kendisi… Geride ne kadar nefes kaldı? Bilemezsiniz ki… Ya bugüne kadar verilenlerin içi gerçekten dolu değilse? Dolu şeyler yapmak lâzım Ve o nefesleri bize ikram eden Kudret’in huzurunda “dolu” diye kabul edilecek şeyler yapmak lâzım Dileriz rızasına uygun bir hayat olur önümüzdeki ömür süresi…

Alıntı Yaparak Cevapla