Yalnız Mesajı Göster

Şefkatle, Yumuşaklıkla İnsanları Davet Etme Hususu

Eski 08-02-2012   #1
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Şefkatle, Yumuşaklıkla İnsanları Davet Etme Hususu




Şefkatle, Yumuşaklıkla İnsanları Davet Etme HususundaDikkatli Olmak:


Ashab-ı Kirâm'dan Hz Enes (ra) anlatıyor: “Rasûlüllah (sav) efendimizle beraber bir yere gidiyorduk Üzerinde kenarları kalınca Necran üstlüğü bulunuyordu Bedevilerden biri arkadan gelip bize yetişti ve Rasûlüllah'ın üstlüğünü şiddetle tutup çekti; öyle ki, üstlüğün kalın kenarının Rasûlüllah'ın boynunda iz bıraktığını gördüm Bedevi bu hırçın davranışından sonra: “Ya Muhammed! Emret de senin yanında bulunan Allah'ın malından bana versinler” diyerek istekte bulundu Rasûlüllah (sav) efendimiz bedeviye iltifatta bulundu ve tebessüm ederek, isteğinin yerine getirilmesini emretti [333]

İşte bu naklettiklerim, toplumun islah ve hidayetiyle meşgul olan Rasûlüllah (sav) efendimizin insanları murakabasıyla ilgili birkaç örnektir Evet, bunlar yaşayan misaller, meydana gelen olaylardır ki hepsi de Rasûlüllah (sav) efendimizin insanları ıslahta ne kadar hırslı ve iştiyakh bulunduğunu gösterir Toplumun dertlerine deva, durumlarını düzeltme, seviyelerini yükseltme hususunda ne kadar titiz ve istekli davrandığına da delalet eder

Terbiyeci kardeşim! Gördüğün gibi, bütün bu dikkatli düşünüp davranmalar ve yönlendirmeler sadece ergenlik çağım aşmış kimselere ve belli bir kesime has olmayıp insan nefsini islahla ilgili bulunuyordur Böylece insanları iman amel, nefs, kişisel ve toplumsal durum, fiziksel ve bedensel yapıları itibarıyla kapsamakta, onların her cephesiyle içice bulunmaktadır

Kadınların seviyesini yükseltemede peygamber (sav) efendimizin köklü düşüncelerinden yönlendirmelerinden birkaç örnek verelim:

Yapılan sahih tesbite göre, genç bir kadın Peygamber (sav) efendimize gelerek derdini şöyle anlattı:

“Doğrusu benim babam, beni istemediğim halde, noksanlığım, hasisliğini örtmek için kardeşinin oğluyla evlendirdi Bu evlilikten hoşlanmıyorum!” Bunun üzerine Rasûlüllah (sav) efendimiz o kadının babasını çağırdı ve kızının durumuna müdahele etmesini, işini ve kararını kendisine burakmasını emretti Kadıncağız böyle bir yetkinin verilmesinden memnun olduğunu belirterek şöyle dedi:

“Babamın benim hakkımda yaptığını uygun kabul ediyorum Böyle bir şikayette bulunmaktan maksadım, kadınların kendidurumları hakkında her türlü yetkinin babalarına verilmediğini bilmelerini ortaya çıkarmaktı”[334]

Yine sahih tesbitlere göre, Sabit bin Kays'ın karısı Rasûlüllah (sav) efendimize gelerek şöyle dedi:

“Doğrusu kocam Sabit bin Kays'ı ahlak ve dindarlığından dolayı kınamıyorum O dindar ve salih bir kimsedir Ne var ki (onu fiziksel olarak çirkin buluyorum Bu bakımdan) İslamî hayatımda küfür (gerektiren bir davranış içine girmekten asla) hoşlanmıyorum (Bu sebeple kocamdan ayrılmak istiyorum)” dedi Peygamberimiz ona: “Kocası Sabit'in mehr olarak verdiği bahçesini kendisine geri verir misin?” diye sordu Kadın:

“Evet” diye cevap verince, Rasûlüllah (sav) Sabit'i çağırttı ve ona:

“Karını bir talakla boşa!” diye buyurdu O da boşadı [335]

Yine ismi Zeyneb olan ve “kadınların sözcüsü” diye tanınan bir kadın, peygamber (sav) efendimize gelerek dedi ki:

“Ya Rasûlallah! Ben, kadınların temsilcisi olarak size geldim Şu kutsal savaşı Allah erkeklere farz kılmıştır Savaşa çıkıp başarıya erişirlerse sevap kazanırlar Öldürülürlerse, Allah katında diridirler ve rızıklanırlar Biz kadınlara gelince, erkeklerin işlerim görüp onlara yardımcı oluyoruz Bizim içinde bir ecir ve sevap yok mudur?” Bunun üzerine Peygamber (sav) efendimiz ona:

“Kadınlardan rastladığına şunu tebliğ et: Kocaya itaat ve onun hakkını itiraf, Allah yolunda cihad edenlerin ecir ve sevabına denk gelir, ama sizden pek azı böyle yapar” [336]

İşte bunlar, toplumu oluşturan fertleri İslah etme hakkında Rasûlüllah (sav) efendimizin dikkatli düşünce ve uygulamalarından onları murakaba edip yönlendirmelerinden bir bölümdür Terbiyecilere çocukları eğitme, büyükleri yönlendirme hususunda ameli yolu çizmekte, İslah konusunda te'sirli şerefli bir yolu belirlemektedir Boynunda terbiye etme hakkı bulunan hemen herkese, yönlendirme sorumluluğu bulunan kişilere, çocukları mutlu yarınlara hazırlamak ve onları ıslah edip yetiştirmekte bütün gayret ve himmetlerini harcamalarını bütün heybet ve anlamlarıyla ilham etmektedir Çocukların aklî, kişisel ve ahlaki seviyelerini yükseltmeleri için ellerinden geleni yapmaları için yol göstermektedir

Dikkatli düşünüp yeterince murakabe etmenin, çocukluk çağını, ergenlik dönemini aşanlar hakkında yararlı olduğu açık bir gerçek kabul edildiğine göre, bu metodun çocuklar üzerinde daha yararlı te'sirli olacağında şüphe yoktur Çünkü küçük çocuk hayır ve iyiliğin kabiliyetini, fıtratın isti'dadım kendinde taşımaktadır Nefsi arı-durudur; yaşı gereği kötülüklerden çok uzaktır Büyüklerde bulunmayan birçok hayır ve fazilet mayası onlarda terutaze durmaktadır Bubakımdan çocuğun bulunduğu yer ve ortam ıslaha çok daha elverişli; iman, ahlak ve şahsiyet bakımından oluşturulmasına pek uygundur Eğer bu yaşlarda çocuğa iyi bir çevre ve ortam kolaylaştırılır, ister aile, ister çevre, ister okul marifetiyle olsun ona faziletli bir terbiye verilirse, istenilen sonuç sağlanır Oysa büyükler ıslah terbiye hususunda eğiticinin ve terbiyecinin ne kadar çok zorluk çektiğini anlatmaya gerek yoktur Çünkü çocuktaki kabiliyet ve yetenek onlarda tazeliğini, ciddiyetini kaybetmiştir Bir de büyükler inatçı ve serkeş olurlarsa, eğitmek daha da zorlaşır

Şair haklı olarak bu konuda şöyle demiştir:

“Fayda verir çocuğa yeni yeni edepler

Fayda vermez bu edep yaşlanan kişilere

Taze fidan ve dallar doğrultursan doğrulur

Kartlaşınca bir ağaç mümkün değil kırılır

Rasûlüllah (sav) efendimiz toplum içindeki ferdi, ümmed içindeki kadını, aile çatısı altındaki çocuğu ıslah etmede koyduğu usulü mantıki yönüyle ele aldığımızda şu sonucu çıkarıyoruz:

Terbiyecilerin hepsine, analara, babalara ve öğretmenlere, müslüman bir kuşak hazırayıp yetiştirme hususunda, hizmetlerini harekete geçirmeleri, azim ve gayretlerini bütünüyle kullanmaları, çabalarını kat kat artırmaları ve böylece murakabe, ciddi ve dikkatli düşünme, çocukla yakından ilgilenme basiretini göstermeleri vacibdir Çünkü ancak bu sayede faziletli bir toplum oluşturulabilir ve sağlam temellere dayalı bir müslüman devlet ortaya çıkabilir!

Terbiyecinin bilmesi gereken çok önemli hususlardan biri de şudur: Dikkat gösterip itina ile terbiye etmede sadece ıslah'ın bir iki yanıyla yetinmemelidir Terbiye bütün yönleriyle, iman akıl, ahlak, beden nefs ve toplumsal olarak bir bütünlük içinde çok kapsamlı şekilde ele alınmalıdır Çünkü ancak böylece müslüman fertleri ortaya çıkarmanın meyveleri oluşur; dengeli, olgun ve düzenli fertler yetişebilir Öyleki yetişen müslüman fertler hayatları boyunca her hak sahibinin hakkını vermesini bilir ve uygular[337]

[url=http://wwwebediyyenbiz/#_ftnref333] Buharî-Müslim

[url=http://wwwebediyyenbiz/#_ftnref334] Nesâî-İbn Mâce

[url=http://wwwebediyyenbiz/#_ftnref335] Buharı

[url=http://wwwebediyyenbiz/#_ftnref336] BezzarTaberânî

[url=http://wwwebediyyenbiz/#_ftnref337] Prof Dr Abdullah Nasıh Ulvan, İslam’da Aile Eğitimi, Evlilik, Evlat Terbiyesi Ve Esasları- 2, Uysal Kitabevi, 10 Baskı, Konya, 1994: 154-156

Alıntı Yaparak Cevapla