08-02-2012
|
#4
|
Prof. Dr. Sinsi
|
Namazın Kaza Olacağını Kabul Edenlerin Delilleri F
İşte bu; hatırlamada ve hatırlamadan sora namaz için ifratçının eda etmesi hususunda en geniş ve en açık kavildir şüphesiz ebu Katade’nin hadisinin isnadı sahihtir ancak manasına, İmran b Husayn’nın seferde Rasulullah’ın (s a v ) uyuyup sabah namazına kalkamayışı hakkında rivayet ettiği hadisi muarız olmaktadır Bunun üzerine ashab:
için namazı kılmayalım mı? Ya Rasulallah!” deyince, Rasulullah (s a v ):
3Hayır Muhakkak ki Allah (c ) size riba’den (farzdan) alıkoymayıp sonra da onu sizden kabul etmez ”169
(169) ahmed: 4/441; Hadiste Hasan el-Basri4nin ananesi bulunup, bu Mecma ez-Zevaid: 1/322’de, Taberani’nin “Evsat3 adlı eserindeki rivayettendir
Nitekim bunun benzeri, Rasulullah’tan (s a v ) Ebu Hureyre hadisinden de rivayet edilmiştir 170 Bunların hepsinin isnatlarını biz “Tevhid” adlı eserde zikrettik
(170) Müslim: Rakam 680; mesacid bölümünde: Kaçan namazın kazasının müstehipliği ve kazanın acele edilmesinin müstehaplığı babında; Nesai: 1/298, Mevakid: Namazı kaçıran nasıl kaza eder babında; ahmed, müsnedinde: 2/428, 429
Abdurrahman b Alkame Es-Sekafi -kendisi ashabtan zikrolunmuştur- rivayet edip dedi ki:
“Sekif topluluğu Rasulullah’ın (s a v ) yanına geldiler Ona sorular sormaya başladılar O zamanda öğleyi ikindi ile beraber olmadan kılmamıştır ”171 İşte bundaki en az olan 5miktar), içinde meşguliyeti, işi vs olduğundan dolayı, kıldığı namazın vaktinden tehir edilişidir abdurrahman b Alkame’de tabiin’in sikalarından ve büyüklerindendir
(171) Nesai: 6/279; umri bölümünde: Kocasının izni olmadan kadının bir atiyye vermesi babında; ishak b Rahaveyh, Yahya El-Hamaniy, ebu Davud et-Tayalisi, 3Müsnetlerinde” Ebu Huzeyfe, o da abdulmelik b Nesir, o da abdurrahman b Alkameden gelen yollarla rivayet etmişlerdir ebu Huzeyfe ve abdulmelik mechul kimselerdirler
“şüphesiz alimler; namazı kasten vaktinden çıkarıp da kılmayanın Allah4a bir asi kul olduğunda icma etmişlerdir Bazıları da bunun büyük güahlardan biri olduğunu söylemiş, asi olanın günahından dolayı pişman olması ve tevbe etmesi, ve daha dönmemeye itikad etmesinin gerekli olduğu hususunda icma da etmişlerdir Yüce Allah şöyle buyurmuştur:
3topluca yüce Allah4a tevbe edin ki felaha ulaşasınız ” (Nur: 24/31)
Her kim Allah4a ya da kullarına hakkı gerekli kılıyorsa, ondan çıkması o kişiye gerekli olur Nitekim Rasulullah (s a v ) Allah’ın hakkını insanların haklarına benzetmiştir ve:
“Allah’ın hakkı ifa edilmeye en layık olandır ” diye buyurmuştur ”172
(172) Sayfa: 84’de geçti
Ne acayiptir ki: Bu zahiri olan kişin nakz ettiği bu (yanlışının) aslı onun cealetinden ve şazlara olan sevgisinden kaynaklanmaktadır Gerçek ashabı, icma ile farizalardan vacip olan konu hakkında: “Ancak bu misli gibi bir icma ile düşer ya da kabul edilmesinde ihtilaf bulunmayan sabit sünnet ile düşer Nitekim beş vakit namaz icma ile vaciptir (farzdır) Sonra dadeğerli alimlerin görüşlerinin dışında bazı şaz olan ihtilaflar türedi Bunu da, bu konuda sünnetten rivayet edilmeyen (asılsız sözler) takip etti Bu da, vücubiyetinde icma edilen bir farizayı ortadan kaldırma, aslını nakz etme yoluna giriverdi ve kişi de nefsini unutu verdi ”
Sonra da şunu zikretmiştir:
“şüphesiz Davud ve arkadaşlarının mezhebinde: Kişi kasten namazı kaçıracak olursa o namazın kazasını yapması vaciptir ” Sonra da:
“İşte bu Davud’un görüşüdür işte bu zahirilerde bir yöndür Ben o zahiriyi halef ve selefin mezhebinin cemaatından çıkmış olarak görüyorum aynı zamanda bu kişi fakihlerin topluluklarına da (bu görüşleri ile) ihtilaf etmektedir, onlara şaz düşmektedir Nitekim kişi ilimden şaz olanları almakla ilimde önder olamaz Kendisi kitabında, sahabe ve tabiin’den bir selefin olduğunu vehm etmiştir ki bu da ondan kayaklanan bir cehaletten başkası değildir Nitekim İbni Mes’ud’dan da, Mesruk’dan ve ömer b Abdulaziz’den, Yüce Allah’ın:
“Namazı zai ettiler ” (Meryem: 19/59)
ayeti hakkında bunun namazı vaktinden tehir etmek manasında olduğunu, aksi taktirde namazı terkederlerse kafir olacaklarını173 onlardan da zikretmiştir Nitekim kendisi, kasten namazı terkedenin tekfirine dair bir söz söylememiştir Eğer namazın ikametini yapmadığı zaman aynı zamanda namazı o ikrar ediyorsa onu öldürmeyi de gerekli kılmamıştır şüphesiz onlara muhalefet etmiştir öyleyse onlara nasıl delil getirileek? Bilinen şu ki: Namazı kaza yapan kimse namazın zai olmasıdan datevbe de bulunmuş olmaktadır Yüce Allah şöyle buyurmuştur:
“şüphesiz ki Ben, tevbe edip, iman edecek ve salih amel işleyecek sonra da hidayet üzere olacak kimse için çokça bağışlayayım ” 5Taha: 20/82)
|
|
|