Yalnız Mesajı Göster

Namazın Kaza Olacağını Kabul Edenlerin Delilleri F

Eski 08-02-2012   #9
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Namazın Kaza Olacağını Kabul Edenlerin Delilleri F




İmam-ı şafii 3Es-Risale” adlı eserinde:
“İçinde ihtilafın olup olmadığını bilmediğimiz konularda icma olmaz” demiştir
İşte bu icma meselesi hakkında, ilim ehlinin önderlerinin söyledikleri sözlerdir gördüğün gibi Dolayısıyla maksada dönecek olursak deriz ki:
“Rasululah’ın (sav) ashabından:
“şüphesizki kim kasten vakti çıkana dek namazı özürsüz terkederse, o kişiye vakitten sonra kılması fayda verir, zimmeti hem kabul edilir ve hemde beri olur?” diyen kimdir acaba? Allah’a yemin olsun ki Allah (cc); Bizlerden ashaptan bir kimsenin bile bunu söylemediğini, açıkça söylediğimizi bilmektedir
Nitekim biz öncede hikayeleri geçtiği gibi sahabe ve tabiin’den (bu konu ile ilgili görüşlerini) nakletmiştik şüphesiz Hasan-ı Basri de söylediklerimizin aynısını açıkça belirtmiştir
Muhammed b Nasr El-Mervezi “Namaz” adlı kitabında şöyle demiştir:
3Bize İshak hadisi anlattı Ona da Nadr hadisi anlattı O da Eşas’den, o da Hasan’dan, şöyle demiştir:
3Kişi kasten tek namazı terkedecek olursa onu kaza edemez” Muhammed dedi ki: “Hasan’ın bir sözü iki manaya gelmesi muhtemeldir:
1- Kasten namazı terkettiği için küfrüne haml etmiştir Bu yüzden de kaza etmesini gerekli görmemiştir Çünkü kafir, küfrü anında farzlarda terkettiklerini kaza yapmakla emrolunmamıştır 5Tevbe hariç hiçbir şeyi kabul edilmez)
2- Namazı terketmesi ile onu tekfir etmediği ihtimali Kendisi yüce Allah’ın sadece belirli bir vakitte namazı kılmasını emrettiğini belirtmiştir Dolayısı ile vakti çıkana dek onu terkederse, yerine getirmekle memur olduğu namazı vaktinde kılmadığı için -farzı terkettiği için- günah kazanmaktadır öyleyse vaktinden sonra bunu kılacak olursa, o zaman emredilmemiş bir vakitte namazı kılmış olur Nitekim emredildiği halde, bu kimsenin emrolunmayan bir vakitte bu namazı yerine getirmesi ona fayda vermez Bu görüşte bakıldığı zaman hiç de karşı çıkılacak bir görüş değildir, şayet alimler bu tersine icma etmemişlerse de” Dedi ki:
“Bu yolda giden kimse; vakti çıkana dek unutanda ve uyuyandada şayet Rasulullah’tan (sav):
3kim namazı unutarak ya da yatarak kılamıyacak olsa uyandığı vakit kılsın
hadisinin haberi gelmemiş olsa (o zaman başka) Fakat bunun gelmesi ile burada öğle namazını kılmayıp uyuyan kişiyi zikretmiştir Nitekim bu namazı -bakışta kaza yapması gerekli olduğu halde- vaktin çıkmasından sonra kaza yapar Rasulullah’tan (sav) böylece bir haber geldiğinden dolayı bu kişinin kaza yapması vaciptir 5Başka), görüş açıları da iptal olmuş olur Muhammed’de bunun hilafını açık olarak nakletmiştir Kendisi bu ümmetin hilafına icma ettiklerini de zannetmektedir Nitekim bu daiki manaya muhtemeldir:
1- İcma’nın ihtilaftan icmayı bozacağını öngörmemektedir Nitekim bu iki mesele hakkında da bilinen ihtilaflar mevcuttur
“şayet haber (hadis) olmasaydı kıyas uyuyan ve unutanın kaza etmemesini gerektirirdi” ile ilgili sözüne gelecek olunursa, işte bu sizin zannettiğiniz gibi değildir Çünkü uyuyanın ve unutanın vakti onların hatırlama ve uyanma vakitleridir Nitekim önce de geçtiği gibi onların başka vakitleri olmaz Allahu Alem
Sizin: “Kaffe” adlı eserde nakledildiğine göre: ümmette; her kim Ramazan orucunu tutmazsa -büyüklenerek ve şerli olarak- o kimsenin kaza etmesinin hakkında icma ettikleri söz konusudur” ile ilgili sözünüze gelecek olursak: “Bunun hakkında gelennakiller de nerede öyleyse Nitekim Rasulullah4ın (sav) ashabından birçok gelen (aksine olarak) rivayetler mevcuttur
Ehli Sünen’in ve Ahmed’in “Müsned”indeki Ebu Hureyre’den rivayete göre Rasulullah (sav) şöyle buyurmuştur:
“Her kim özürsüz Ramazan’da bir orucu bozarsa, oruç tutsa da bütün senenin orucu bozarsa, oruç tutsa da bütün senenin orucu ondan kaza etmez”180
(180) Sayfa: 78’de geçti
Bu rivayet bilinen bir rivayettir öyleyse:
“Kim Ramazanı bozarsa ya da bir bölümünü tutmazsa onun misli gibi tutması ona yeterli olur” kavli ile ilgili Rasulullah’tan (sav) ya da ashaptan gelenrivayet de nerededir?”
Sizin:
“şüphesiz ki namaz da oruç ta ebedi olarak eda edilmesi gereken bir sabit borçtur Dolayısı ile taktirlenmiş vakitten bu iki fariza çıkacak olursa, Rasulullah’ın (sav) şu hadisinden dolayı (kaza edilir)
“Allah’ın borcu ifa edilmeye (yerine getirilmeye) en layık olandır”181
(181) Bak Tahrici sayfa: 84’de geçti
ile ilgili sözünüze gelecek olursak bizler de bu delilin iki mukaddime olarak bina ederiz” deriz
1- şüphesiz ki namaz ve oruç, bunları kasten terkeden kimsenin zimmetinde sabit birer borçtur
2- Bir defa bu borç eda edilmesine mukabil olup, dolayısı ile eda edilmesi vaciptir
İlk maddeye (mukaddime’ye) gelcek olursak; bu daha evla olup bunda bir ihtilaf yoktur Hiçbir ilim ehlinin de, tehir etmesi sonucu kişinin zimmetinden bunun düşeceğini söylediğini bilmemekteyiz
Sizlerde her halde bizim böylece söylediğimiz vehmine kapıldınız Bizlere de çirkin davrandınız ve kötülülükte bulunmaya çalıştınız Bizler bunu böylece söylemediğimiz halde ve hiçbir ilim ehli de bunu böylece kastetmedikleri halde
ancak ikindi mukaddimeye gelecek olursak, işte ihtilaf konusu bunda vakidir Nitekim sizlerde buna birer delil ikame edemediniz Buna getirdiğiniz iddialarda tıpkı aynısı ile tartışma konularına çağrış yollarından olup, bunları delilin mukaddimelerinden (baş maddelerinden) kıldınız Kendisi ile hükmüde ispat ettiniz ancak tartışmış olduklarınız da şunları söylemektedirler:
“Bu kaçan namaz vaktini kişinin bunu tedarik etme yolu mükellef için kalmamıştır Muhakkak ki allahu Teala bu hakkı (farizayı) ancak vaktinde ve kılındığı sıfatı ile eda edildiği zaman kabul eder Muhakkak ki onlar bunun üzerine işittiğiniz delilleri ikame etmektedirler Öyleyse namazın şer’an mahdutlanmış vaktinin dışında bunu eda etmenin ve vaktini çıkışından sonra bunun yine ibadet oluşunun da bulunduğunu (söylemenizle) bu edanın hakka kabil delili de nerededir acaba?” Rasulullah’ın (sav):
“Allah’ın (borcunu) kaza edin Muhakkak ki Allah’ın (borcu) yerine getirilmeye en layık olandır”182
(182) Geçmişti
kavline ve:
“Allah’ın borcu ifa edilmeye en layık olandır”
kavline gelecek olursak; bunu bir defa ifratçının değilde mazeretli olaın hakkınnda buyurmuşlardır Bizlerde deriz ki:
“şüphesiz ki bu borç kaza yapılmaya kabildir Aynı zamanda Rasulullah (sav) bunu iki taraf hakkında da sınırlanmış bir vakti olmayan mutlak adak hakkında söylemişlerdir


Alıntı Yaparak Cevapla