Prof. Dr. Sinsi
|
Cemaatle Namaz Kılmanın Hükmü Hakkında Fasıla
(357) Buhari: 2/250, Namazın sıfatında: Kendisi secdeden indiği sıra tekbir alması ve rüküda tekbiri tamam söylemesi babında; Müslim: 393, Namaz’da: Her inişte tekbiri getirme babında rivayet etmişlerdir
(358) Buhari: 2/162, 164, Cemaatle namaz’da: İmam uzattığı zaman   ve imam uzattığı zaman şikayet etme babında; Müslim: 465, Namaz’da: Yatsının kıraati babında rivayet ettiler
(359) ebu Davud: 816, Namaz’da: Kişi iki rekatta da aynı sureyi tekrar edip (okursa) babında rivayet etmiştir İsnadı da sahihtir
(360) Sahihi Müslim’de amr b Haris’den “Velleyli iza yağsa “ ibaresi yoktur Bilakis onda hadisin kendisi mevcuttur Lakin “Velleyli iza asase” vardır Rakamı ise: 457, Namaz’da: Sabah namazının kıraati babında; ebu Davud: 817, Namaz’da: Sabah namazının kıraati babında rivayet ettiler
(361) Ebu Davud: 1462, Namaz’da: Muavizeteyn hakkındaki babda; Nesai: 8/252, 253, İstiaze’de başlangıcında rivayet ettiler
(362) ahmed: 4/144, 150; Ebu Davud: 1462’de rivayet ettiler
(363) Ey Allahım! Gab senin ilmindedir Mahlukatına da kadirsin şayet yaşamam hakkımda hayırlı ise beni yaşat Ölüm benim için hayırlı ise beni öldür Hem gayb ve hem de şahitde (açıklıkta) senin haşyetini istiyorum Hakk kelimesini de kızgınlık ve rıza da diliyorum Fakirlik ve zenginlikte de maksadı  Yüzüne de nazırı lezzeti    Seninle de karşılaşmayı şevkle istiyorum Zarar veren bir darlıktan ve sapıtan bir fitneden de sana sığınırım ey Allahım! Bizleri iman süsü ile süsle Hidayete ermiş olanlara da hidayetçiler (önderler) kıl ” Ahmed: 4/264; Nesai: 3/54, Sehu bölümünde: Zikirden sonra dua babında rivayet ettiler Bunu ibni Hibban 509’da iyi bir senedle sahihlemiştir
(264) Sayfa: 159’da geçmişti
(265) Buhari: 4/86, Kur’an’ın faziletleri hakkında: Kur’an-ı okuması ile riya yapanın günahı babında   , ve 361’de Menakıb bölümünde: islam’da nübüvvet alametleri babında; Müslim: 1064, 148, Zekat’da: Hariciler ve sıfatları babında rivayet ettiler
(266) Buhari: 1/77, 88, 11/254, 255; Nesai: 8/121, 122’de rivayet ettiler
(267) Ahmed: 3/199
(268) Sayfa: 162’de geçti
(269) Bunun tahrici sayfa: 159’da geçti
(270) Sayfa: 162’de geçti
(271) Sayfa: 155’de geçti
(272) Sayfa: 163’de geçti
(273) İbni Mace: 833, Namazın ikametin’de: akşam kıraati babında rivayet etti “Feth” adlı eserde Hafız şöyle dedi: Bu (illetli) olması ile beraber isnadı sahihtir Darekutni dedi ki: Bazı ravileri hata yapmıştır
(274) Sayfa: 159’da geçti
(275) Sayfa: 154’de geçti
(276) Bu geçti: Sahihi Müslim: 454, Namaz’da: öğle ve ikindi namazlarındaki kıraat hakkındaki babda rivayet etti
(277) Sayfa: 148’de geçti
(278) Sayfa: 148’de geçti
(279) enes besmelenin terkini Buhari4de rivayet etmiştir: 2/118, Namazın sıfatında: Tekbirden sonra ne denilir babında; Müslim: 399, Namaz’da: Bismillahirrahmanirrahim sesli söylenmez, diyenin delili babında; Muvatta: 1/81; ebu Davud: 282, Namaz’da: Bismillahirrahmanirrahim demeyi sesli yapılmaz diyenler babında; Tirmizi: 246, Namaz’da: Namazdaki kıraati “Elhamdülillahi Rabbil alemin” demekle başlamak babında; Nesai: 2/133, 135, İftitah bölümünnde rivayet ettiler
(280) Sayfa: 149’da Berra’nın hadisi geçmiş idi
(281) Sayfa: 162’de tahrici geçti
(282) Nesai: 2/95, imamet kitabında: uzatma hakkında imama ruhsat babında; Ahmed: 2/26, 40’da isnadı da sahihtir
Bismillahirrahmanirrahim
2 Namaz ve Terk Edenin Hükmü
“Bizler Rasulullah’ın (s a v ) yanına gittik Bizler yakın arkadaşlar olan bazı gençler idik Onun yanında kırk gece kadar ikame ettik Resulullah (s a v ) hiç şüphesiz çok merhametli ve dostça idi Kendisi (bu uzun zamandan sonra) ailelerimizi özlediğimizi zann etti Bizlere ehlimizi (ne zamandan beri ve nasıl) terk ettiğimizden sordu Bizler de O’na (s a v ) haber verdik Kendileri ise:“Ailenize dönün!Onlarda ikame edin Onlara ilim öğretin Onları ziyaret edin Şu zamanda da şu namazı, şu vakitte de şu namazı kılın Namaz vakti girdimi de sizden biriniz ezan okusun Büyük olanınızda imamınız olsun Beni de nasıl namaz kılar görmüş iseniz öylece namaz kılınız” diye buyurmuştur 283 Hadisin siyakı Buhari’dedir
(283) Buhari: 2/92 ve 93 Ezan bölümünde:Misafirler cemaat iseler ezan okumaları ile ilgili babda; Müslim: (674) Mesacid bölümünde:İmamete en hak sahibi olan babında:Tirmizi: (205); Nesei: 2/77’de rivayet ettiler
İşte bu hitap kesinlikle imamlaradır Her ne kadar sadece onlara özgü olarak gelmemişse de
Nebi (s a v ) onlara namazı gibi namaz kılmalarını emredince ve onlara hafif tutmayı da emredince işte bundan da yapmış olduğunu mutlaka emrettiği de zaruretle anlaşılmaktadır İşte bunu şu açıklamalar daha da açıklığa kavuşturur: “Çoğunlukla olan bir fiil, şüphesiz bazen kendisinden uzun olana nisbetle hafif olarak isimlendirilir Kendisinden hafif olması nisbetiyle de uzun diye isim alır Bunun da dinde kendisine dönen bir sınırı da yoktur Bu, örfe, tutmaya, kabz etmeye ve ölüleri diriltmeye dönen bilinen fiillerden de değildir Tıpkı aslında ona döndüğü gibi Şayet bunda, insanların örflerine, geleneklerine rucu etmek caiz olsa -hafifletmeye ve vecizin isimlendirilmesi hakkında- o zaman namazın zailiği ve ölçüsü zabt edilmeyecek bir açıklıkla ihtilaf edecektir Bu yüzden de yüce Allah’ın (c c ) kendilerinin kalplerini -hafif tutmakla emr olunan bu konuyu, tahfiften mümkün olanlarla -ki namazın hepsinde hafif tutmak ve veciz kılmak olayına inanarak, bunun daha faziletli olduğunu da sanmakla- süpürecektir Böylelikle de onların çoğu burada okun fırlaması gibi (hızlıca) fırlayıp (acelece kılacaklardır )Ondan sonra da ruku ve secdede “Allahu Ekber” demeden hızlıca geçecek bir şeyi ziyade edemeyecektir Öyle ki, daha nerdeyse secdesi rukusunu geçecek, rukusu da kıraatini geçecek hale gelmektedir Bazen de bir defa tesbih etmekten daha faziletli görecektir
Nitekim bazılarından şunlar hikaye edilmiştir: “Namazında mutmain olan kendi kölesini görünce onu dövüverdi ve: “Şayet sultan seni çalışmak için gönderse, sen bu yavaşca hareket etmen gibi işinde de yavaş olur musun?” dedi
İşte bunların hepsi namaz ile oyun oynamak, onu yok saymak ve şeytanın tuzağına, aldatmasına kanmak demektir Aynı zamanda Allah (c c ) ve Resul’ünün (s a v ): “Namaz kılınız” (Bakara: 2/43) diye buyurdukları ayete de terstir Böylece de namazı ikame etmekle emrolunduk Bu da ruku, kıyam, secde ve zikirlerini tam olarak yerine getirmek demektir
Muhakkak ki Allah (c c ) felaha ulaşmayı namaz kılan kimsenin huşulu olmasına bağlamıştır Her kimin namazının huşusu gidecek olursa o felaha uğrayan kimselerden değildir Dolayısı ile namazı acelece ve eksik olarak kılan kimsede kesinlikle huşunun meydana gelmesi imkansızdır Bilakis huşunun oluşması sadece mutmainlik ile olur Ne zaman mutmainlik artacak olsa huşu da artar Huşu ne zaman azalacak olsa, o zaman o kişinin acele ettiği o el hareketlerinin (hızlılıktan dolayı) şiddetlenmesiyle boş bir işmiş gibi olur ve huşu da bulunmamış olur Burada ubudiyyete (kulluğa) da yönelme (tamamıyla) gerçekleşmemiş olur Kulluğun hakikatini de o kimse bilmemiş olur
Allah’u Azze ve Celle: “Namazı kılınız”, “Onlar ki namaz kılarlar”, “Namaz kıl” (Ankebut: 29/45), “Mutmain olduğunuzda namaz kılınız” (Nisa: 4/103), “Namazı kılarlar” (Nisa: 4/162) diye buyurmuştur
Aynı zamanda İbrahim (a s ):“Ya Rabbim!Beni namaz kılanlardan kıl” (İbrahim: 14/40) diye buyurmuştur Musa’ya (r a ) da: “Bana kulluk et Beni hatırlamak için namaz kıl” (Taha: 20/14) diye buyurmuştur
Şüphesiz ki Kuran’ı Kerim’in hiçbir yerinde namazın, tam kılınması ile yakın olarak zikredilmediğini bulamazsın Muhakkak ki insanlar arasında namaz kılanlar azdır Dosdoğru, tam olarak kılanlar ise bu azın da azıdırlar Ömer (r a )’in dediği gibi: “Haccılar azdır Kafileler ise çoktur “Dolayısıyla amel edenler emrolunan amelleri yeminin kefareti olarak revaç bulması için amel edenler: “İsim vaki olsun yeter az da olsa olur Keşke öbürlerini de kılsak” derler Şayet onlar, meleklerin kendilerinin namazlarını (semaya) yükselttiklerini bilseler, insanların, melik ve büyüklerine hediyeleri yaklaştırıp verdikleri hediyeler gibi Rabb Teala’ya bunu (namazı istenildiği gibi) arz ederler Kendisine takdir edilenin en faziletlisini yapmaya kast eden, gücü nisbetince namazı süsleyip güzel yapmayarak sonra da istediği ve korktuğuna yaklaşan kimse, namazı daha aza indiren ve düşüren ve bunda birşey görmeyen ve katında hiçbir kimsenin mevkisi olmayanın mevkisine gönderdiği kimse gibi değildir Aynı zamanda namazı kendisinin kalbine bir esinti, hayal, rahatlık, gözüne bir nur, hüznüne bir refah, kederine, gammına bir zihab, konum ve seviyelerine de bir güzellik olan da, kalbinde cimrilik, organlarda bir kelepçe, bir külfet, bir ağırlık bulunan kimse gibi olmaz İşte bu gerçekten çok büyük bir konudur Bu yüzden de namaz bir göz aydınlığı ve rahatlıktır
Yüce Allah (c c ) şöyle buyurmuştur: “Sabır ve namazla yardım isteyin Çünkü bu sadece huşulu olanlar için büyük bir konudur Onlar ki Rabbleriyle kavuşmayı zann ederler (arzularlar) Onlar hiç şüphesiz O’na (c c ) dönücüdürler ” (Bakara: 2/45, 46)
İşte yüce Allah’a (c c) kalpleri muhabbet beslemediğinden onu tekbirlemediğinden, tazim etmediğinden, ona huşulu olmadığından ve namaza çok az rağbet ettiğinden namaz onların dışındakilere sadece büyük bir konu olarak gözükmektedir Çünkü kulun namazda huzurlu ve huşulu olması, namazı tam yapması, ikamet edişi ve tamamlamasındaki genişliğinin güzelliği Allah (c c ) için (bunda) o kulun rağbeti kadardır
|