Yalnız Mesajı Göster

(Secdeetmekvebukonudakilatifeler Hakkında) Fasıla

Eski 08-02-2012   #2
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

(Secdeetmekvebukonudakilatifeler Hakkında) Fasıla




Onların, yüce Allah’ın (cc) yüceliğine ve üstünlüğüne imanlarını, O’na tazim ve yüceltme göstererek boyun eğmelerini de Allah’u Teala şöyle haber vermiştir: “Görmedin mi göklerde ve yerde olan herkes, güneş, ay, yıldızlar, dağlar, ağaçlar, hayvanlar ve insanlardan bir çoğu Allah’a secde ederler? Bir çoğuna da azab hak olmuştur Allah’ın (cc) hor kıldığını yüceltebilecek yoktur Muhakkak Allah (cc) dilediğini yapar” (Hacc: 22/18) Nitekim kendisine azab hak olan secde etmeyendir Nitekim o Allah’a (cc) secde etmemesiyle ihanette, horda bulunmuş oluyor Onu da kimsenin ikram edemeyeceğini haber veriyor Dolayısı ile bu kişi, Allah’u Teala’ya secde etmemesi ile Allah’a (cc) ihanet etmektedir Allah’u Teala şöyle buyurmuştur:
“Göklerde ve yerde bulunanların kendileri de gökleri de ister istemez, sabah akşam Allah’a secde ederler
(Rad: 11/15)
Kulluk, kişinin ubudiyyetinden aldığı nasibe göre Allah’a (cc) yakınlaşmasının kemal olma gayesi olduğundan namazda ubudiyyetin çeşitlerini toplayan, kısımlarını içeren, kulun en faziletli ameli olan bir ameldir Namazın İslam’daki konumu, tıpkı bir çadırın (evin) direğinin konumu gibidir Secdesi de fiili rükunlerinin en faziletlisidir Bunun sırrı da kendisi için meşru olunandır Namazda secdenin tekrarı ise diğer rukünlerden daha çok olmaktadır Aynı zamanda bu rekatın sonu ve gayesi durumundadır Bu rükudan sonra yerine getirilmesi meşru olan bir fiildir Çünkü rüku O’nun önünde bir başlangıç ve açılıştır Secdede münasib olarak Allah’a (cc) sena yapılması meşru kılınmıştır Kul da burada; “Subhane Rabbiyel Ala” der İşte bu zikir kulun burada söylediği en faziletlisidir Nebi (sav)’nin secdede bundan başkasını söylemeyi emrettiği varid olmamıştır Nitekim kendisi: “Bunu secdelerinizde kılınız”291 diye de buyurmuştur Her kim bunu kasten terk ederse onun namazı alimlerin çoğuna göre batıldır İmamı Ahmed ve başları bunlardan olup kendileri: “Çünkü o kişi emmrolunan şeyi yapmamış olur” demektedirler İşte bu halde Rabb Teala’nın yücelik ile vasf edilmesi, yüzünü yere sürtüp boyun eğen ve inleyip secde edenin hali için son derece uygunluk gayesindedir Rekattan yere indiği heyeti ile de Rabb Teala’yı yüceltip zikr etmektedir Kendisi rükusunda boyun eğmiş haliyle O’nun azametini de zikr etmekte ve Rabbinin yüceliğini ve büyüklüğünü zedeleyecek, kendisine layık olmayacak şeylerden de Allah’ı (cc) tenzih de etmektedir
(291) Ebu Davud: 869; ibni Mace: 887; Darimi: 1/299 Hadis hasendir
Sonra secde tekrar vasfı ile meşru olunca; iki secde arasını ayırmak gerekir Her ikisinin arasını da ayırmak maksatlı bir rükundur Nitekim burada kendisine layık olan bir duanın bulunuşu da söz konusudur Aynı zamanda münasib gelecek İşte bu da kulun mağfiret, rahmet, hidayet, afiyet ve rızık297 istemesidir Çünkü bu dünya ve ahiretinin hayırlı şeylerini celb etmeyi, dünya ve ahiretin şerrini de def etmeyi, içermektedir Aynı zamanda rahmet, hayıra hasıl olur, mağfiret şerrden korunur Hidayet de şuraya şuraya ulaşır Rızık da hem kişinin bedeninin yemek ve içecekten kuvetlenmesini sağlamak için verilir Hem de ilimden ve imandan ruh ve kalbin kuvvetlenmesini sağlamak için verilir Oturma faslı da işte bu duaya bir mahal (yer) olarak kılınmış, öyleki orada kendisine bir tekaddüm verilmiş kendisi Allah’dan rahmet diler, O’nu över, O’na boyun eğer İşte bu da dua eden kimse için birer vesile, ve ihtiyacı önünde birer önerimdir
(292) Bu Ebu Davud’un: 850’de Namaz bölümünde: İki secde arasında dua etme babındaki rivayete işaret etmektedir Tirmizi: 284 Namazda: İki secde arasında ne der babında; ibni Mace: 898 namazın ikamesinde: Kişi iki secde arasında ne der babında rivayet etmişlerdir Bunu imamı Nevevi “El-Ezkar” adlı eserinde isnadını hasen kılmıştır
İşte bu rükun, kendisinde dua maksadının bulunduğu bir rukundür İşte bu rükun; rağbet etmesi af dilemesi, mağfiret istemesi ve rahmet dilemesi için koyulmuştur Çünkü kul, Allah’a (cc) kıyamda dursa, O’na hamd etse sena etse ve yüceltse sonra da boyun eğerek rabbini tenzih etse ve tazim etse, sonra yine hamd ve senaya dönse sonra başını indirmiş, boyun eğmiş Rabbinin huzurunda alçalmış olarak bu gayede bulunmuş, olur Onun ihtiyaçları, istekleri, özürleri vs’de baki kalır Böylece de hizmet etmesi hususunda O’na bağlanması meşru kılınmıştır Sonra da kul nefsi emmaresini kötülükle, ondan korkarak, özürlü olarak ve ondan yalvararak efendisinin önünde, kendi nefsini telakki eder bir durum ile iki dizi üzerine çökmüş olarak boyun eğmiş bir şekilde oturur Sonra da dört rekatı tamamlamak için her defasından sonra başka defasında bu ubudiyyeti tekrar etmesi meşru kılınmıştır Tıpkı zikirden sonra diğer zikri tekrar etmesi meşru kılındığı gibi Çünkü bu maksadın hasıl olmasından da beliğdir Aynı zamanda boyun eğmeye ve teslimiyet göstermeye daha çağrışımlıdır


Alıntı Yaparak Cevapla