Prof. Dr. Sinsi
|
Vakitlerle İlgisi Olmayan Nafile Namazlar
Vakitlerle İlgisi Olmayıp Ârızî Sebeplerle Alâkalı Olan Nafile Namazlardır
Bunlar dokuz kısma ayrılır:
1 Husuf (güneş tutulması) namazı,
2- Küsuf (ay tutulması) namazı,
3- İstiska (yağmur isteme) namazı,
4- Tahiyyet'ül-Mescid namazı,
5- Abdestten sonra kılınan iki rek'at namaz,
6- Ezan ile kâmet arasında kılınan iki rek'at namaz,
7- Evden çıkmadan önce kılınan iki rek'at namaz,
8- Eve girildiğinde kılınan iki rek'at namaz ve
9- Benzerleri
Biz şu anda aklımızda bulunanları zikredelim
1 Husuf ve Küsuf Namazı
Hz Peygamber şöyle buyuruyor:
Güneş ve ay, Allah'ın (varlığına delâlet eden) ayetlerden iki ayettir ve hiç kimsenin ölümü ya da hayatı (doğumu) için tutulmazlar Binanenaleyh güneş ve ayın tutulduğunu gördüğünüzde, derhal Allah Teâlâ'nın zikrine ve namaz kılmaya koşup, O'na ilticâ ediniz 257
Hz Peygamber'in oğlu İbrahim vefat ettiği zaman güneş tutulmuştu Hz Peygamber yukarıdaki sözleri halkın 'Güneş, İbrahim'in ölümü için tutuldu' şeklindeki iddiâlarını yalanlamak için söylemişti 258
Kılınış Şekli ve Vakti
Bu namazın kılmış şekli şöyledir: İster kerahet vaktinde, isterse de dışında olsun, güneş tutulduğu zaman, 'es-Salâtu câmiatun' diye bağırılır Bunun üzerine halk camiye toplanıp imamla birlikte iki rek'at namaz kılar Bu iki rek'atın her birinde iki rükû vardır Birinci rükû ikincisinden daha uzundur Güneş tutulduğu için kılındığından kıraati (okuyuşu) gizlidir Birincisinde Fâtiha ile Bakara sûreleri, ikincisinde Fâtiha ile Âlu İmrân sûreleri, üçüncüsünde Fâtiha ile Nisâ ve dördüncüsünde de Fâtiha ile Mâide sûreleri okunur Her kıyamda sadece Fâtiha okumak kâfi olduğu gibi kısa sûrelerin okunmasında da beis yoktur Namazı uzatmaktaki gâye; güneş açılıncaya kadar devam etmesidir Birinci rükûda yüz ayet kadar, ikincide seksen, üçüncüde yetmiş ve dördüncüde elli ayet kadar tesbih okunmalı, secdeler de her rek'atın rükûu kadar olmalıdır Namazdan sonra, aralarında oturulan iki hutbe okunur İmam efendi, hutbelerinde cemaati sadakaya, köle âzâd etmeye ve tevbeye teşvik etmelidir Ay tutulduğu zaman da böyle yapmalıdır Ancak ay tutulması geceleyin vâki olduğu için küsuf namazının kıraati seslidir
Husuf namazının vakti, güneşin tutulmasından açılmasına kadardır Güneş, tutulu olarak batarsa, bu namazın vakti de çıkmış olur Ay tutulması namazının vakti de güneşin doğuşuyla
sona erer; çünkü güneş çıkınca gecenin saltanatı son bulur Fakat ay, tutulu olarak batarsa namazının vakti geçmiş sayılmaz; çünkü gece ayın saltanat zamanıdır Eğer namaz esnasında güneş ve ay açılırsa, namazı hafifleterek çabucak tamamlamalıdır
İmama ikinci rükuda yetişen kimse o rek'ata yetişmemiş sayılır; çünkü esas olan birinci rükûdur
2 Yağmur Namazı
Nehirler kuruyup yağmurlar kesildiğinde veya kuyulardaki sular çekildiğinde, imama (devlet başkanına) düşen, önce herkese üç gün oruç tutmayı emretmesidir Bununla birlikte halk güçleri yettiğince sadaka vermeli, zulümle alınan malları sahiplerine iâde edip günahlarına tevbe etmelidir Bunlar yapıldıktan sonra dördüncü günde imam (devlet başkanı) ve halk, yanlarında ihtiyarlar, kadın ve çocuklar olduğu halde süslü ve en güzel elbiselerin giyildiği bayram namazının aksine yırtık pırtık elbiseler içinde, tevazuyla sahraya çıkmalıdırlar
'Hayvanlar da insanlar gibi yağmura muhtaç oldukları için, onların da insanlarla birlikte sahraya çıkarılması müstehabdır' denilmiştir
Hz Peygamber şöyle buyurmuştur:
Eğer emzikli çocuklar, kamburlaşmış ihtiyarlar ve yayılan hayvanlar olmasaydı, üzerinize oluk gibi azap dökülecekti 259
Eğer zımmîler (gayr-i müslim vatandaşlar) alâmet-i fârikalarını takınarak toplantıya iştirâk ederlerse menolunmazlar
İnsanlar sahranın geniş musallasında toplandıkları zaman, birisi es-Salâtu câmiatun (Namaz, cemaatla kılınacaktır!) diye bağırır Bundan sonra imam, tıpkı bayram namazı gibi ancak tekbirsiz olarak iki rek'at namaz kıldırır Namazdan sonra iki hutbe irâd edip hutbeler arasında da hafif bir oturuş yapar Hutbelerin ağırlık noktasını af talebi teşkil etmelidir İmam, ikinci hutbenin ortasında, sırtını cemaata çevirip kıbleye yönelmeli ve bu sırada abasını halin değiştirilmesine tefâulen değiştirmelidir
Nitekim aşağıya, sağ tarafını sola, sol tarafını da sağ tarafına getirir; cemaat de onun gibi yapar Bütün bunlar yapılırken gizlice duaya devam etmelidirler Daha sonra imam tekrar cemaata dönerek hutbesini tamamlar Halk, ters giydikleri elbiselerini yatacakları zamana kadar çıkarmamalıdır İmam şöyle dua eder:
Ey Allahım! Sen bize duâ etmemizi emretmiş ve yaptığımız duayı da kabul etmeyi va'detmiştin İşte biz senin emrine uyarak dua ettik Sen de va'dettiğin gibi kabul eyle Yâ rabb! İşlediğimiz günahları affeyle Sulanmak ve rızkımızın genişlemesi hususundaki dualarımızı kabul eyle!
Sahraya çıkmazdan evvelki üç günlük hazırlık devresinde kılınan namazlardan sonra dua etmekte de hiçbir beis yoktur Yağmur için yapılan bu duanın tevbe etmek, zulümle alman nesneleri iâde etmek ve benzerleri gibi birtakım edepleri ve bâtınî şartları vardır Bütün bunlar inşaallah Kitab'udDa'avât'ta anlatılacaktır
3 Cenaze Namazı
Cenaze namazının keyfiyeti, meşhur ve mâlûmdur Cenaze hususundaki en kapsayıcı dua, sahih bir hadîste Avf b Mâlik'ten rivayet edilen duadır Avf b Malik şöyle demiştir: Hz Peygamber bir cenaze namazında şu duayı yapmışlardır:
Ey Allahım! Ona mağfiret ve rahmet eyle Onu âfiyete kavuşturup affeyle Onun yerini güzel kıl (onu iyi bir şekilde misafir et) ve genişlet Onu su, kar ve dolu ile yıka Beyaz elbisenin kirden temizlenmesi gibi, onu günahlarından temizle Ona evinden daha hayırlı bir ev, eşinden daha hayırlı bir eş ihsân eyle Onu cennete dâhil et; kabir ve ateş azabından koru 260
Hatta (bu hararetli duadan ötürü) Avf b Mâlik 'O ölünün yerinde olmayı temenni ettim' demiştir
Cenaze namazının ikinci tekbirine yetişen kişi, kendi nefsinde namazın tertibini gözetmelidir Böyle bir kişi, imamın tekbiriyle birlikte tekbir getirmelidir İmam selâm verdiğinde tıpkı namaza geç kalan kimsenin yaptığı gibi, yetişemediği tekbiri getirip öyle selâm vermelidir Eğer imam selâm vermeden evvel, yetişemediği tekbirleri çarçabuk getirip tamamlarsa bu namazda imama uymanın mânâsı kalmamaktadır Bu bakımdan bu namazın tekbirleri zâhirî hükümler olup bunların diğer namazların rek'atları yerine kâim ve kabul olunması gerekir İşte her ne kadar nezdimde aksi muhtemel ise de, kuvvetlisi budur Cenaze namazının fazileti ve cenazeyi teşyî' hususunda vârid olan hadîsler meşhur ve mâlum oldukları için onları zikrederek sözü uzatmak istemiyoruz
Cenaze namazının fazileti nasıl büyük olmaz? Çünkü o farz-ı kifâyelerdendir Nafile olması ise, ancak başkasının edâ etmesiyle, kendisine vazife olarak tevcih edilmeyen kimse içindir Başkası tarafından kılındığı için kendisine farz olmadığı halde cenaze namazını kılan kimse farz-ı kifâyenin faziletini elde eder Çünkü namaza iştirak edenler bu farz-ı kifâyeyi edâ edip diğer müslümanları bunun günahından kurtarmışlardır Bu bakımdan bu namaz, herhangi bir kimseden bir farzı kaldırmayan bir nafile namaz gibi değildir
Dua ve himmetlerin çokluğuyla bereketlenmesi için, cenaze namazında cemaatin çok olmasını istemek müstehabdır Çünkü kalabalık bir cemaatte, duası Allah nezdinde kabul olunan kimselerin bulunması ihtimâli daha büyüktür Kureyb şöyle anlatıyor: Oğlu öldüğünde İbn Abbas bana 'Ey Kureyb! Çık bak bakalım, cemaat toplanmış mı?' dedi Bu emir üzerine çıkıp baktığımda ce-maatin toplanmış olduğunu gördüm Dönüp kendisine cemaatin toplandığım haber verdiğim zaman bana 'Acaba kırk kişi kadar var mı?' diye sordu Ben de 'evet' dedim Bunun üzerine yakınlarına 'O halde cenazeyi çıkarınız' diyerek sözlerine şöyle devam etti:
'Ben Hz Peygamber'in şöyle buyurduğunu işittim:
Ölen bir müslümanın cenaze namazına Allah'a ortak koşmayan kırk kişi iştirâk ederse, Allah Teâlâ onların o kişi hakkındaki şefaatlarını kabul eder 261
Cenazeyi teşyî' eden kimse, kabristana vardığı zaman (veya kabristana ilk girdiği zaman) şöyle demelidir:
Ey bu memleketin müslüman ve mü'min ahalisi! Allah'ın selâmı sizin üzerinize olsun Allah, buraya daha önce gelenlerimizi ve sonradan gelecek olanlarımızı rahmetine nâil eylesin Allah Teâlâ dilediğinde biz de size yetişeceğiz
Mezarlıktan, ölü defnedilmezden önce ayrılmaması evlâdır Ölü mezara konulduğu zaman, birisi kalkıp şöyle der:
Ey Allahım! Senin kulun nihayet sana vardı Ona şefkat ve rahmet eyle Ey Allahım! Onun yerini genişlet Onun ruhuna gök kapılarını aç ve kendisini nezdinde güzel bir şekilde kabul eyle Ey Allahım! Eğer o iyiyse, iyiliklerini artır; kötüyse de kusurlarını affeyle!
|