Yalnız Mesajı Göster

Namaz Aşıkları

Eski 08-02-2012   #1
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Namaz Aşıkları




ALLAH RESÛLÜ'NÜN NAMAZI

Namaz sanki imanın ikiz kardeşi Denebilir ki; namaz pratik imandır, iman da nazarî bir namazdır Allah Resûlü'nden önce gelip geçen bütün enbiyadan talep edilen bir ubudiyettir aynı zamanda namaz "Namaz, mü'minin -veya mü'minlerin-mi'racıdır" hadisinde ifade edildiği üzere o, Cennet'ten yeryüzüne gönderilen Âdemoğlu'nu tekrar semaya çıkaran bir miraçtır; dünyevî uğraşlar içinde boğulan insana gökler ötesinden yapılan bir çağrıdır Kul günde en az beş defa sonsuz kudret sahibi ve her şeye hükmünü kabul ettiren Sultan'm huzuruna onunla yükselir ve âmirine tekmil veren bir asker gibi "Ben Senin âciz bir kulun, Sense benim Sultanımsın" itirafında bulunur
Mekke'de iman esaslarının dar daireden başlanarak tebliğ edildiği ilk günlerde imana refakat eden ibadet namazdı İlk müminlerin bir âbide halinde ikâme ettikleri namaz; oruç, zekât ve hac gibi temel ibadetlerin ağabeyi gibiydi baştan beri


Namazın kardeşleri sayılabilecek oruç, zekât ve hac ancak yıllar sonra Medine'de dünyaya gözlerini açmışlar ve nihayet İslâm ailesinin fertleri olarak bir bütünü meydana getirmişlerdi
Mekke'de Allah Resulü, insanları tevhid hakikaderine çağırdığı zamanlar müminler namazla nefesleniyordu Hz Ali bir gün Resûl-i Kibriya'nın o güne kadar hiç görmediği birtakım hareketler yaptığını fark etmiş, bu merakı onun namazla ve nihayetinde İslâm'la tanışmasiyla son bulmuştu Hem Allah Resulü hem ilk Müslümanlar çoğu zaman namazlarını eda etmek için ıssız ve güvenli yerlere çekilirlerdi Metaf alanında namaz kılmak istediklerinde akıbederinden endişe eder, başlarına deve işkembesi atılması gibi ağır hakarederle karşı karşıya kaldıkları da olurdu İmanın verdiği inşirah ve ümide namazın verdiği güç olmasaydı, can güvenliğinin olmadığı ve her türlü zorluğun üst üste yaşandığı o çetin günler nasıl geçerdi Başta Efendimiz olmak üzere az sayıdaki mümin o günleri sabır göstererek, namazı vesile ederek Allah'tan yardım isteyerek adatmışlar ve küffârm zulüm ateşlerini namazın serinliği ve ferahlığıyla söndürmeye çalışmışlardı
Namaz aynı zamanda imanla nifakın arasını ayıran ince bir perdeydi o zamanlar Kalplerinde Allah haşyeti ve huşu taşımayanlar namazın ağırlığına uzun süre dayanamayıp bir süre sonra yalpalamaya başlıyorlardı Sahabe, cemaate düzenli iştirak edenlerle etmeyenleri göz ucuyla takip ediyor ve nifak hastalığına yakalanmış şahısları o şekilde tespit ediyordu Namaz her zaman olduğu gibi asr-ı saadette de imanın İslâm'la temsilini ve zahirin (kılınan namazın) bâtına (kalpteki imana) şehadetini temsil ediyordu
Böylesine ehemmiyetli ve bütün ibadederi cami bir ibadeti en mükemmel şekliyle peygamberlerin ve özellikle de Resûlullah Efendimiz'in yerine getirdiğinde şüphe yok Kur'ân, "Hakikaten, Allah'ın Resûlü'nde aşıklar için, Allah'a ve âhiret gününe kavuşmayı bekleyenler ve Allah'ı çok zikredenler için en mükemmel bir numune vardır" derken O'nun kulluğunun bizim için numune olması gerektiğini hatırlatır ve her şeyde olduğu gibi namazımızda da O'nu taklit etmemiz ve örnek almamızın lüzumuna işaret eder Zira Efendimiz, "Benim nasıl namaz kıldığımı müşahede ediyorsanız o şekilde namaz kılın" buyurmuş ve namazlarımızı O'nun namazlarına benzetmemizi istemiştir
Namaz, Allah Resulü tarafından "göz nuru" olarak tarif ve tavsif edilen sevgili bir ibadettir Efendimiz sıradan insanların birtakım şeylere şehvet ölçüsünde duyduğu iştiyakı namaza karşı hisseder ve ona bir başka ehemmiyet ve itina gösterirdi Miraca çıkarken namazla çıkmış, aramıza geri dönerken de yine namaz hediyesiyle geri dönmüştü Demek ki manen yükselmenin birinci vesilesi namaz olduğu gibi halk arasında Hakla beraber olma idrakini kazandıracak en önemli ibadet de namazdı



Alıntı Yaparak Cevapla