Yalnız Mesajı Göster

Namaz Aşıkları

Eski 08-02-2012   #5
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Namaz Aşıkları




Namazla Yaşadı, Namaz İhtarıyla Hakk'a Yürüdü

Ömrü boyunca namazın üzerine titreyen Resûlullah Efendimiz Nasr sûresinin inzal edilmesinden sonra Refık-i A'lâ'ya kavuşma zamanının yaklaştığını anlamış ve âhir ömründe teşbih ve istiğfara daha fazla ehemmiyet vermiştir "Sübhanellâhi ve bi hamdihi estağfirullah ve etûbü ileyh" (Allahım! Hamdini sözüme sertaç ederek Seni her türlü noksan sıfatlardan tenzih ederim Sana istiğfar eder ve evbede bulunurum) dua cümlesini her vesileyle tekrar etmiştir "Rukûa eğildiniz zaman Rabbinizi tazim edin, secdelerinizi de dua ile zenginleştirin Zira duaların kabul olmaya en liyakatli olduğu an secde anıdır" buyuran Resûlullah Efendimiz namazda da istiğfar ve dua etmiştir
Mübarek hayatını Allah'a kullukla geçiren Efendimiz gece gündüz hep namaz kıldı ve âdeta namazlaştı Nasıl yaşarsanız öyle ölürsünüz diyen ve namazla yaşayan biri olarak O, namazla yaşamış ve dudağında namaz ihtarıyla Hakk'a yürümüştü
Allah Resûlü'nün son günlerini Fethullah Gülen Hocaefendi şöyle tasvir ediyor: "Son günleriydi Gözlerini açacak dermanı dahi kalmamıştı Başından aşağıya bir miktar su dökülünce gözlerini açıyor, şayet bir tek kelime söyleyecek kadar dermanı varsa, 'Cemaat namazı kıldı mı?' diye soruyordu Ancak bu kadarcık bir enerji sarfı dahi O'nun dermanını tüketiyor ve yine bayılıyordu Dökülen soğuk suyla kendine gelince sorduğu soru yine aynı soruydu: 'Cemaat namazı kıldı mı?'
Hayır, cemaati saatlerden beri O'nu bekliyordu Gözler hep kapısındaydı Ne zaman perde aralanacak ve mescide yine güneş doğacaktı İşte bunu gözlüyorlardı Çoğu, O Güneşin batmak üzere olduğunun farkındaydılar; ancak buna bir türlü inanmak istemiyorlardı Bu arada, Allah Resulü, artık namaz kıldıracak takatinin olmadığını anlayınca 'Ebû Bekr'e söyleyin namazı kıldırsın!' buyurdu Biraz kendinde iyileşme hissedince de mescide doğru yürüdü Bir kolundan amcası Abbas (radıyallahu anh), diğerinden de amcasının oğlu ve aynı zamanda damadı, Hazreti Ali (radıyallahu anh) tutmuş, zorlukla mescide götürülmüştü Kendisinden sonra imam olacak zatın arkasına durdu ve namazını oturarak kıldı
O, bu şekilde mescide sadece iki defa gelebildi Birinde namazı Allah Resulü kıldırdı, Hazreti Ebû Bekir (radıyallahu anh) da arkadakilere onun sesini duyurdu Diğerinde ise, namazını Hazreti Ebû Bekir'in (radıyallahu anh) arkasında kıldı Cemaatine kendisinden sonra gelecek imamı âdeta işaret buyurdu
Bir kere daha, evet O, namazla ve cemaatle bu derece bütünleşmişti Son ânına kadar da cemaati terk etmemişti Hatta ayaklarını sürüye sürüye mescide gelmiş ve namazını cemaatle kılmıştı" Dünya ve dünyadakilere veda etmeden önce ashabına son tavsiyeleriydi bunlar Müminleri cemaat halinde namaz için saf saf gördüğünde tebessüm etmiş ve gördüğü manzaradan memnuniyetini izhar etmişti Müminler Resûlullah'ı son kez böyle tebessüm ederken görmüşlerdi

Mevzuyu burada sona erdirirken muhtevaya muvafık bir dua ile bitirelim "Allahım! Resûl-ü Ekrem (sallallahu aleyhi ve sellem) Efendimiz namazı hangi enginlikte ikâme ediyor idiyse, bize de o idraki lütfeyle; namazın manasını ruhlarımıza da duyur Ey Rabbimiz! Biz de Peygamber Efendimiz'in eda ettiği gibi namaz kılmak ve onu benliğimizin bütün zerrelerinde duymak istiyoruz Namaz esnasında Sen'den başka bütün mülahazalara karşı kapanmayı ve tamamen namazlaşmayı arzu ediyoruz Ne olur Allahım! Bu lütfunu bizlere de nasip eyle!"



Alıntı Yaparak Cevapla