08-02-2012
|
#1
|
Prof. Dr. Sinsi
|
Büyük Taşlar, Küçük Taşlar ‘Akıl Öyküsü’
Zamanın verimli kullanımı hakkında düzenlenen kurslardan biriydi Her biri bir iş sahibi olan öğrencilerine pratik bir ders vermeyi düşünen öğretmen, masanın üzerine kocaman bir kavanoz koydu Sonra, bir torbadan irice kaya parçaları çıkardı, dikkatlice üst üste koyarak kavanozun içine yerleştirdi Kavanozda taş parçaları için yer kalmayınca, sınıfa sordu:
“Kavanoz doldu mu?”
Sınıftaki herkes : “Evet, doldu ” cevabını verdi
“Demek doldu ” dedi öğretmen Hemen eğilip bir kova küçük çakıl taşı çıkarıp kavanozun tepesine boşalttı Sonra kavanozu eline alıp salladı Böylece, küçük parçalar büyük taşların sağına soluna yerleştiler
Öğretmen, yeniden sordu:
“Şimdi kavanoz doldu mu?”
İşin sanıldığı kadar basit olmadığını sezmiş öğrenciler, bu kez:
“Hayır, tam da dolmuş sayılmaz ”
Öğretmen : ”Doğru” diyerek masanın altından çıkardığı kum torbasını kavanozun üzerine boşaltmış Kum tanecikleri taşların arasındaki boşlukları doldurmuş
Ve yeniden sınıfa sormuş:
“Kavanoz doldu mu?”
Yine : “Hayır, dolmadı “cevabını almış
Yeniden: “Doğru” demiş öğretmen ve bir sürahi su çıkarıp kavanozun içine dökmeye başlamış Kavanoz artık dolmuş ve iş ‘kıssadan hisseye ‘ kalmış
Öğretmenin: ”Bu gördüklerinizden nasıl bir ders çıkardınız?” sorusuna , öğrenciler şu karşılığı vermiş: ”Günlük iş programımız ne kadar yoğun olursa olsun, her zaman yeni işler için zaman bulabiliriz ”
Bu yabana atılır bir ders değildi ama öğretmenin vermek istediği ‘asıl ders’ bu değildi
Öğretmen çıkarılması gereken asıl dersi şöyle açıkladı:
Eğer büyük taş parçalarını baştan kavanoza koymazsanız, daha sonra asla koyamazsınız ”
“Düşünün bakalım: Hayatınızdaki büyük taş parçaları hangileridir? İlk iş olarak kavanoza onları koyuyor musunuz? Yoksa kavanozu kumlarla ve suyla doldurup büyük parçaları dışarı da mı bırakıyorsunuz?”
|
|
|