Prof. Dr. Sinsi
|
Hayal ..

BİR ZAMANLAR bir tepenin üzerindeki genişçe bir evde bir oğlan çocuğu yaşarmış
İyi de yaşarmış
Köpekleri ve atları, otomobilleri ve müziği severmiş
Yüzmeye gider, futbol oynar, güzel kızlara düşkünmüş
Bir gün:
"Büyüdüğümde neler istediğimi buldum" demiş kendi kendine
"Çok büyük bir evde yaşamak isterim
Uçsuz bucaksız bir bahçesi olmalı
Bahçede iki St Bernard köpeğim olsun isterim
Uzun boylu, siyah saçlı, mavi gözlü, gitar çalan ve tatlı tatlı şarkılar söyleyen çok güzel ve çok şefkatli bir kadınla evlenmek isterim
Üç güçlü oğlum olsun isterim; tâ ki, onlarla futbol oynayabileyim
Büyüdüklerinde birisi buluşlar yapan bir bilim adamı olsun, öteki senatör, üçüncüsü de dünya çapında ünlü bir sporcu  
Ben de dünyanın her tarafını göreyim
Okyanuslara yelken açayım, dağların zirvelerine tırmanayım, dağda kalmış insanları kurtarayım
Arabam da Ferrari olsun isterim "
Delikanlı, bu hayallerin gerçekleşmesi için, başlamış dua etmeye
Günler günleri, aylar ayları bu şekilde kovalamış
Ancak, günün birinde, umulmadık birşey olmuş
Bir gün arkadaşlarıyla futbol oynarken ayağı kırılmış
Ondan sonra, değil dağlara, ağaçlara bile tırmanamaz olmuş
Okyanuslara yelken açmak da artık hayal olmuş bu arada 
Aksayan bir bacakla, çalışmayı sürdürmüş yine de
İyi bir işletme eğitimi görüp, tıbbî malzemeler dağıtan bir şirket kurmuş
Şirketi kurduğu günlerde, üniversitede tanıştığı bir kızla da evlenmiş
Kız güzel ve şefkat-liymiş gerçekten
Fakat uzun boylu değil, kısaymış
Saçları kestane rengi, gözleri badem rengiymiş
Gitar çalamaz, güzel şarkılar söyleyemezmiş
Ama harika yemek pişirir, olağanüstü güzel kuş resimleri yaparmış
Adam, işinden dolayı, şehir dışında geniş ve güzel bir villada değil, şehir içindeki bir apartmanın teras katında oturmak zorunda kalmış
Ama evinin deniz manzarası gene de harikaymış
İki St Bernard köpeği besleyecek bahçesi yokmuş, ama güzel mi güzel bir kedisi varmış
Bu arada, üç çocukları olmuş Ama üçü de kızmış
En küçük kız, tekerlekli sandalyede yaşamak zorundaymış, ama içlerinde en güzelleri oymuş
Üç kız da babalarını çok seviyorlarmış
Onunla futbol oynayamı-yorlarmış ama, birlikte parklara, ormanlara gidiyorlarmış
Adam iyi para kazanmış, ama öyle kırmızı bir Ferrari'si filan olmamış
Bir sabah tâ çocukluk yıllarında yaptığı duaları hatırlamış
Üzüntü içinde, en iyi arkadaşına koşmuş:
"Ben" demiş, "hiç mutlu değilim "
"Neden?" demiş arkadaşı 
"Çocukken siyah saçlı, uzun boylu, mavi gözlü, gitar çalıp şarkı söyleyen bir kızla evlenmek isterdim
Oysa karım kısa boylu, saçları kestane rengi, badem gözlü; gitar da çalamıyor "
Arkadaşı:
"Ama çok iyi bir insan, değil mi?" demiş
Adam dinlememiş bile onu 
Sonra, bir gün karısına içini dökmüş:
"Hiç mutlu değilim" demiş
"Neden?" diye sormuş karısı 
"Çünkü büyük bir bahçe içinde lüks bir villada yaşamayı düşlerdim, oysa 47 katta bir apartman dairesine tıkıldım
İki St Bernard köpeğinin yaşayacağı geniş bir bahçem olsun isterdim, hani nerde?"
"Ama güzel bir dairede yaşıyoruz" demiş karısı
"Oturduğumuz yerden okyanus görünüyor
Huzurluyuz, neşeliyiz, birbirimizi seviyoruz
Üç de harika çocuğumuz var "
Adam dinlemiyormuş bile  
Daha sonra bir g?n bir psikiyatriste koşmuş bu kez:
"Ben mutlu değilim" demiş
"Neden?" diye sormuş psikiyatrist
"Çünkü ben bir gezgin olmak, okyanuslara açılmak, dağlara tırmanmak, insanları kurtarmak isterdim
Oysa masabaşı işim ve sakat bir bacağım var "
"Ama sattığın tıbbî malzemeler yığınla hayat kurtarıyor" demiş doktor 
Adam dinlememiş
Doktor da, yüz dolarlık bir vizite ücreti yazıp yollamış
Bu kez, malî müşavirine dert yanmış adam:
"Ben çok mutsuzum" demiş Malî müşavir sormuş:
"Neden?"
"Bir kırmızı Ferrarim olsun isterdim
Oysa işe metroyla gidip geliyorum
Bir yığın da sorunum var "
"Ama halin vaktin yerinde" demiş malî müşavir
"İyi bir gelirin var, aile huzurun var, istediğini alıp istediğin yere gidebilir durumdasın
" Ama adam dinlemiyormuş bile
Malî müşavir adama yüz dolarlık bir danışma ücreti fatura edip yollamış
Onun da hayalinde bir kırmızı Ferrari varmış çünkü
Adam, çocukluk hayaline takılıp kalmış
Gün geçtikçe, mutsuzluğu daha da artıyormuş
En sonunda, hasta olup yataklara düşmüş
Hastane odasında serumlarla beslendiği günlerin birinde, bitkin bedeni uykuya daldığında, bir rüya görmüş adam
Rüyasında, bir melekle karşılaşmış
Uyanıkken aklı fikri çocukluk hayaline takılıp kalmış adam, bu kez rüyasında meleğe anlatmış çocukluk hayalini
"Allah'a günlerce, haftalarca yalvarmıştım" demiş
"Ama hayallerim gerçek olmadı
Dualarım kabul edilmedi "
"Allah dualarını geri çevirmedi" demiş melek
"Sana onları verebilirdi; ama onlardan daha güzelini vermeyi tercih etti
Güzel, sadakatli, sevecen bir eş, iyi bir iş, şehir şartlarında herkesin hayalini kurduğu geniş ve güzel bir ev ve üç tatlı kız çocuğu  "
"Evet" demiş adam "Ama ben Allah'ın bana benim gerçekten istediklerimi vermesini istiyordum "
Melek:
"Biliyor musun?" demiş "Allah da, onun senin için gerçekten istediğini vermeni senden bekliyor?"
"Allah benden ne istiyor ki?" demiş adam
"Onun sana verdiklerinin kıymetini bilerek mutlu olmanı ve şükretmeni!" demiş melek
Adam o gün boyu bu rüyayı düşünmüş
Sonunda yeni bir hayal kurmaya karar vermiş
Bu defaki hayalinde, zaten sahip olduğu şeyler varmış hep
Adam, o günden itibaren, ailesiyle birlikte mutlu bir hayat yaşamış
Ve her fırsatta, "Hayal gücünüzü kullanmaktan çekinmeyin" demiş insanlara
"Ama size verilenlerin kıymetini bilmek şartıyla  "
Aile Öyküleri kitabı
Selim Gündüzalp
|