Yalnız Mesajı Göster

Hz. Adem İle Havva

Eski 08-02-2012   #2
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Hz. Adem İle Havva




Onlara verilen bu nimetler üzerine ilâhî huzurdan kovulan ve insanoğluna ebedî düşmanlığını ilân eden Şeytan, ilk olarak kendilerinde örtülüp gizlenen kötü yerlerini meydana çıkarmak; avret mahallerini açmak için ikisine de vesvese vermeye başladı Hz Adem ve Havva bu âna kadar yaratılışlarında kendilerini utandıracak ve tiksindirecek çirkin pis şeylere mahal olacak kötü yerlerini ne kendilerinde ve ne de birbirlerinde görmüyorlar ve hattâ bilmiyorlardı Settârul' uyub olan Halik Teâlâ evvel emirde onu örtmüş ve kendilerinden gizlemişti
Şeytan nihayet bir fırsatını bulup onlara yaklaştı ve:
— Ey Adem! Sana, seni burada ebedî kılacak bir devleti haber vereyim mi? Diyerek, Allahü Teâlânın yaklaşmamalarını emrettiği ağacı gösterdi
Hz Adem, Şeytanın bu sözlerine aldırış etmedi, ancak şeytan da vesvesesinde yılgınlık göstermedi ve:
— Rabbimiz sizi bu ağaçtan başka bir sebeple değil, ancak iki Melek olacağınız veya bu Cennette ebedî kalacağınızdan dolayı nehyetti Yani bundan yerseniz ya Melekler gibi yemek, içmek ihtiyacından müstağni olursunuz, yahut ölüm yüzü görmez burada ebedî kalırsınız, dedi Kendisine inanmaları için de yemîn ederek, «ben sizin nasihatçınız ve hayrınızı isteyicinizim» diye emîn olmalarını istedi
Hz Adem ve Havva hiç bir kimsenin yalan yere Allaha yemin etmeyeceğini düşünerek yanıldılar ve bu ağaca meylettiler Hz Adem burada içtihadında isabet edemeyerek, o nehyedilen ağacın cinsinden olan başka bir ağacın meyvesinden yemekte bir mahzur olmayacağına hükmetti ve beraberce Allahü Teâlâ'nın yasak kıldığı ağacın meyvesinden tattıkları vakit örtülü ve gizli olan avret mahalleri açılıverdi Bunun üzerine hayalarından derhal üzerlerine Cennetin incir yaprağından yamalar yamamağa başladılar Allahü Teâlâ da kendilerine şöyle nida etti:
— Ben sizi o ağaçtan nehyetmedim mi idi? Şeytan size açık bir düşmandır demedim mi îdi?
Hz Adem ile Havva cevaben:
— Ey Bizim rabbimiz! Biz kendimize zulmettik, eğer sen bize rahmet ve mağfiret etmezsen, en büyük zarar ve felâketin içinde kalanlardan olacağız, diye tevbe ve niyazda bulundular
Allahü Teâlâ, Hz Adem, Havva ve Şeytan'a hitap etti:
—— Haydi, bâzınız bâzınıza düşman olarak yer yüzüne ininiz Size orada bir müddet için karar edip nasiplenmek ve geçinmek vardır Orada yaşayıp orada ölecek ve yine ondan çıkarılacaksınız
Hz Adem ve zevcesi, dolayısıyla insan nevi yer yüzünde böylece mekân tuttu ve Şeytanla mücadele ederek Rabbından telâkki ettiği kelimelerle tevbe ve istiğfarda bulundu Allahü Teâlâ'nın emirleri ile amel etti ve tevbeleri de kabul olundu Çünkü Allahü Teâlâ esirgeyici ve bağışlayıcıdır
Hz Adem beş şeyi ile bahtiyar olmuştur:
Hatâsını itiraf, pişmanlık, nefsini kötülemek, tevbeye devam ve rahmetten ümidi kesmemek
iblis de beş şey ile bedbaht olmuştur:
Günahını ikrar etmemek, pişmanlık duymamak, kendini kötülemeyip azgınlığını Allahü Teâlâ'ya nisbet etmek ve rahmetten ümidini kesmek
Ahnef ibni Kays, Medine'de Müminlerin Emiri Hz Ömer'i görmek ister, bir de bakar ki büyük bir kalabalık halka halinde toplanmış, Kâ'bül'ahbar onlara vaaz veriyor ve şunları anlatıyor:
— Âdem aleyhisselâma vefat emri geldiği zaman; «Ya Rab, düşmanım iblis, beni meyyit halinde görünce kendisi kıyamet gününe kadar mühlete kavuşmakla sevinecek, bana şamata edecek,» dedi Cevap verildi ki:
— «Ya Adem, sen Cennete iade olunacaksın, o mel'un ise evvelkilerin ve sonrakilerin adedi kadar ölüm acısını tatmak için tehir olunacak»
Sonra Hz Adem, Melekül'mevt Azraile: «— Ona ölümü nasıl tattıracaksın? Vasfını bana anlat,» dedi
Onun ölümünün vasıfları anlatıldığı zaman, Hz Adem: «— Ya Rabbi! Kâfi» dedi
Bunun üzerine orada vaazı dinleyen insanlar, heyecana gelerek; «— Ya Ebâ İshak! O nasıldır? bize anlat» dediler
Kâ'b'ın anlatmak istememesi üzerine çok İsrar ettiler, bunun üzerine dedi ki:
— Allahü Teâlâ, birinci sûr'un ufürülmesi akabinde Azrail'e diyecek ki:
— «Sana yedi Sema ve yedi Arz ahalisinin kuvvetini verdim ve bugün sana bütün gadap kisvelerini giydirdim Şiddetli gadabımla in, o tard olunmuş İblis'e artık ölüm acısını tattır, sakaleynden evvel ve ahirlerin acılarını hep birden ihtiva etmek üzerine bütün illet ve hastalıkları yüklet Beraberinde gayz ve gadapla dolu yetmiş bin zebani, her biriyle de Cehennem zincirlerinden zincirler, tomruklarından tomruklar bulunsun Cehennem kancalarından yetmiş bin kanca ile o mel'unun kokmuş canını çıkarın Malik'i de çağırın Cehennem kapılarını açsın» Bunun üzerine Azrail öyle bir suret ile inecek ki ona Semâ'ların ve Arz'ların ahalisi baksa korku ve dehşetlerinden derhal ölürlerdi, inecek, Iblis'e varıp «dur, ya habis! Artık sana ölümü tattıracağım, çok ömür sürdün Nice nesilleri azdırdın, yoldan çıkardın Ancak işte malûm vakit geldi» diyecek Mel'un Şeytan Doğuya kaçacak, bakacak Melekül'mevt gözleri önünde, Batıya kaçacak bakacak yine gözlerinin önünde, denizlere dalacak denizler kabul etmeyecek, hâsılı yer yüzünün her tarafına kaçacak, sığınacak kurtulacak hiç bir yer bulamayacak, sonra Dünyanın ortasında, Hz Adem'in kabri yanında duracak veya Doğudan Batıya Batıdan Doğuya topraklarda sürünecek, nihayet Adem aleyhisselam'ın yer yüzüne indiği mevzîye varınca Arz, bir kor gibi olacak Zebaniler kancaları takıp didikleyecekler de didikleyecekler Allahü Teâlâ'nın dilediği zamana kadar can çekişip azap içinde kalacak O böyle can çekişirken Hz Adem ve Havva'ya'da:
— «Kalkınız düşmanınız ölümü nasıl tadıyor, bakınız» denecek Kalkacaklar, onun çektiği azabın şiddetine bakacaklar da:
— «Ya Rab, bize nimetini tamamladın» diyecekler

Alıntı Yaparak Cevapla