Prof. Dr. Sinsi
|
Hazreti Yusuf'un Güzel Kıssası
Yusuf Aleyhisselâm buyurdu:
— Ben, nefsimi temize çıkarmıyorum Çünkü nefis cidden kötülüğü emreden bir kumandandır Ancak Rabbimin rahmetiyle muamele ettiği müstesna Çünkü Rabbimin mağfiret ve rahmeti çok büyüktür! dedi
Hak böyle açığa iyice çıktıktan sonra hükümdar da:
— Getirin onu bana ki, kendime hass kılayım, kendim için tahsis edeyim! dedi
Bunun üzerine vaktâ ki Yusuf aleyhisselâm ile konuştu ve:
— Sen bu gün, nezdimizde cidden bir mevki sahibisin, eminsin! dedi
Hazreti Yusuf da:
— Beni arz hazineleri üzerine memur tâyin et Çünkü ben iyi korur, iyi bilirim, dedi
İşte bu şekilde Hazreti Yusuf Allahü Teâlâ'nın lütfuyla Mısır'da makam tutup, şanlı bir emniyetle hazinelerin başına geçmiş oluyordu
Bir de Yusuf aleyhisselâmın kardeşleri çıkageldiler ve yanına girdiler Hazreti Yusuf derhal onları tanıdı Onlar ise kendisini tanımıyorlardı Hazreti Yusuf'un kardeşleri de onun daha önce hükümdara haber verdiği kıtlık seneleri zuhur ettiği zaman zahire için her taraftan gelip müracaat edenler gibi ona müracaat etmişlerdi, işte görüşme bu esnada olmuştu Hazreti Yusuf kardeşlerini bütün hazırlıklarıyla teçhiz etti ve tam uğurlayacağı sırada:
— Bana, sizin babanızdan olan bir kardeşi getirin Görüyorsunuz ya ben, ölçeği tam ölçüyorum ve ben misafirperverlerin en faydalısıyım Eğer onu bana getirmezseniz, artık benim yanımda size bir kile zahire yok ve bana yaklaşmayın, dedi
Hazreti Yusuf'un istediği Bünyamin idi ve onlar da bundan söz edildiğini anlamışlardı
Onlar da cevaben dediler ki:
— Her halde onun için babasından izin almaya çalışacağız, babası bırakmak istemez ama her hâlde biz onu yanından almaya muvaffak oluruz
Hazreti Yusuf kendi uşaklarına da:
— Onların sermayelerini de yüklerinin içine koyuverin Belki ailelerine döndükleri zaman bu ayrıca yapılan ihsanı anlarlar da yine gelirler, dedi -
Bu şekilde Hazreti Yusuf'un kardeşleri babaları Yakub aleyhisselâm'a döndüler ve:
— Ey pederimiz! Bizden ölçek menedildi Bu defa kardeşimiz Bünyamin'i bizimle beraber gönder ki ölçüp alalım Her halde biz onu muhafaza ederiz, dediler
Hazreti Yakub:
— Hiç ben onu size inanır, güvenir miyim? Bundan önce onun kardeşi Yusuf'u emânet ettiğim gibi artık size güvenir miyim? O zaman «koruruz» demiştiniz, hani ne oldu? Ancak en hayırlı muhafız Allah'-dır ve en büyük rahmet sahibidir, dedi
Derken Hazreti Yakub'un oğulları yüklerini açtılar, baktılar ki sermayeleri de kendilerine iade edilmiş! Bunun üzerine:
— Ey pederimiz! Daha ne isteriz? İşte sermayemiz de bize geri verilmiş Yine ailemize erzak getiririz, kardeşimiz Bünyamin'i de muhafaza eder, hem onun için de bir deve yükü fazla alırız ki bu az bir şey dediler
Yakub aleyhisselâm:
— Onu, asla sizinle beraber göndermem Tâ ki Allah'dan bana bir mîsak veresiniz, Allah'a yemîn edesiniz Onu her halû karda bana getireceksiniz Her taraftan çevrilip çaresiz kalsanız dahi, dedi
Onlar da Allah'dan mîsaklarını verip onun üzerine yemîn ettiler Hazreti Yakub:
— Allah söylediklerimize karşı vekil! dedi ve devamla, ey yavrularım! Bir kapıdan girmeyin de ayrı ayrı kapılardan girin Bununla beraber ne yapsam, sizden hiç bir şeyde Allah'ın takdir ettiğini defedemem Hüküm ancak Allah'ındır Ben O'na tevekkül ettim O'nun için bütün tevekkül sahipleri Allah'a tevekkül etmelidir, diye söyledi
Hazreti Yakub'un evlâtları babalarının emrettiği yerden Mısır'a girdiler Oradan şehre girmeleri onlardan Allah'ın takdirlerinden hiç bir şeyi defetmiyordu Ancak Hazreti Yakub'un nefsindeki bir haceti kaza etmişti Yani sadece onun düşündüğü bir tedbir yerine gelmişti Yoksa ileride onların başına gelecek olanlardan hiç birine mâni olmamıştı
Kardeşleri, Yusuf aleyhisselâmın huzuruna girdikleri zaman:
— İşte emrettiğin biraderimizi, getirdik! diye Bünyamin'i takdim ettiler O da:
— İyi ettiniz, isabet eylediniz, onu nezdimde bulacaksınız! dedi, kendilerine ikram etti
Sonra onlara bir ziyafet verdi ve ikişer ikişer sofraya oturttu Bünyamin ise tek kaldı Tek kalınca da:
— Şimdi kardeşim Yusuf sağ olsaydı o da beni beraberinde oturturdu, dedi ve ağladı
Yusuf aleyhisselâm da:
— Biraderiniz tek kaldı, dedi ve onu yanına alıp kendi sofrasına oturttu
Sonra yine her ikisine ayrı ayrı birer yatak odası tahsis etti
— Bunun ikincisi yok, binaenaleyh bu da benim yanımda olsun, diyerek kendi odasına götürdü, koklaya koklaya yanında yatırdı
Sabah oldu Yusuf aleyhisselâm Bünyamin'e evlâdı olup olmadığını sordu, o da:
— On oğlum var, hepsinin isimlerini kaybolan kardeşim Yusuf'un isminden müştak olarak koydum, diye cevap verdi Bunun üzerine Hazreti Yusuf:
— O kaybolan kardeşine karşılık olarak ben kardeşin olsam hoşuna gider mi? dedi Bünyamin de:
— Senin gibi bir kardeşi kim bulabilir? Amma ne çare ki sen Yakub ve Rahil'den doğmuş değilsin! diye içini çekti
O zaman Hazreti Yusuf ağladı, kalkıp kardeşinin boynuna sarıldı ve kendinin hakikî hüviyetini tanıttı da:
— Ben, ben cidden senin o kaybolan kardeşinim Bu itibarla artık aldırma kardeşlerinin geçmişte yaptıklarına ve bu defa da benim adamlarımın yapması kararlaştırılan muameleye gücenme, mahzun olma ve bu anlattıklarımı kimseye sezdirme, duymamış gibi ol, diye tenbih etti ve macerayı anlattı
Hazreti Yusuf daha sonra kardeşlerini bütün hazırlıkları ile donattığı vakit, su kabını kardeşi Bünyamin'in yükü içerisine koydu Sonra da adamlarından birisi bağırdı
— Ey kervan! Siz her halde hırsızlık etmişsiniz
Bunun üzerine Hazreti Yusuf'un kardeşleri bu çağıranlara dönüp:
— Ne arıyorsunuz siz? dediler
Onlar da:
— Hükümdarın su kabını, ölçeğini arıyoruz Onu getirene bir deve yükü bahşiş var ve ben onun verileceğine dair kefilim, diye biri cevap veriyor
Fakat onlar:
— Allah'a yemîn olsun ki, size muhakkak malûmdur ki biz arzda fesad çıkarmak için gelmedik, hırsız da değiliz! dediler Hazreti Yusuf'un adamları:
— Şimdi yalancı çıkarsanız cezası nedir? diye sordular Onlar da:
— Cezası, kimin yükünde çıkarsa işte, o onun cezasıdır Biz nankörlere böyle ceza veririz, dediler
Bunun üzerine Bünyamin'in yükünden önce diğer kardeşlerinin yükleri aranmaya başlandı, sonra Hazreti Yusuf o kaybı Bünyamin'in yükü içerisinden çıkardı
İşte Hazreti Allah, Yusuf aleyhisselâm için böyle bir tedbir yapmıştı Hükümdarın ceza kanununda Yusuf aleyhisselâm kardeşini ancak bu şekilde bir yolla atabilmesi mümkündü
Bünyamin'in kardeşleri, kaybın onun yükünde çıkması üzerine:
— Eğer o çalmış bulunuyorsa, bundan evvel onun kardeşi —Yusuf da çalmıştı, dediler
Bundan kastettikleri ise şu idi ki, Yusuf aleyhisselâmın anasının babası bir puta tutkunmuş, Hazreti Yusuf çocukken anasının emriyle o putu gizlice almış ve kırmış idi
|