Yalnız Mesajı Göster

Hazreti Musa Ve Asası

Eski 08-02-2012   #1
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Hazreti Musa Ve Asası




HAZRETİ MUSA VE ASASI

Hazreti Yakub'un nesli olan îsrail Oğulları Yusuf aleyhisselâm Mısır'da vezir olduktan sonra buraya gelmişler ve onun yanında toplanmışlardı Zamanla çoğaldılar ve sayıları yüzbinleri aştı Mısır'da mal, mülk ve geniş arazilere sahip oldular Bunların bu derece nüfus ve mal bakımından kuvvetlenmeleri o zaman Mısır'a hükmeden Firavun Kâbus bin Mus'ab'ı kendi geleceği için endişelere sevketmişti Bu endişe ile îsrail Oğullarının bütün arazilerini ellerinden gasbedip kendilerinin karın tokluğuna çalıştırılmalarına bir nevi köleleştirilmelerine karar verdi
Firavun bu tedbirlerle uğraşırken kâhinlerden biri, kendisine şöyle bir haber verdi:
— İsrail Oğullarından bir çocuk dünyaya gelecek ve senin saltanatın ve devletin onun eliyle son bulacak!
Bunun üzerine Firavun, İsrail Oğullarından doğacak her erkek çocuğun öldürülmesine dair emir verdi ve bu iş için hususî vazifeliler tâyin etti Bu adamlar, yeni doğan erkek çocukları araştırıp bulurlar, mutlaka öldürürlerdi Bu sırada annesi, Hazreti Musa'yı dünyaya getirdi Fakat bu nurtopu gibi yavruyu Firavun'un adamlarının öldürmesinden çok endişeliydi Musa Aleyhisselâmın doğumundan sonra Hazreti Allah tarafından annesine, bu çocuğu endişe etmeden emzirmesi, eğer ilerde çocuk için bir fenalık hissederse ,onu bir sandık içerisinde Nil nehrine bırakıp mahzun ve mükedder olmaması ve çocuğu kendisine iade edilip büyüdüğünde ona peygamberlik rütbesi verileceği ilham yoluyla vahyedilmişti Bu hal içerisinde annesi Hazreti Musa'yı üç ay emzirmiş ve sonra vahiy mucibince bir sandık içerisine yerleştirerek büyük kızına verdi ve onun vasıtasıyla Nil nehrine bıraktırdı bir taraftan da ona tenbıh etmişti:
— Kardeşinin izini takip et, ne olduğundan bir haber getir!
Hazreti Musa'nın kız kardeşi de onu, Nil'in sularında uzaktan takip etti ve sandığı nehir kenarında bulunan Firavun'un sarayından aldıklarını gördü Firavun'un adamları ise bunun bu şekilde takip edilip görüldüğünden haberdar değillerdi
Fakat Hazreti Musa'nın annesi, kızı gelip kendisine durumu haber verinceye kadar ne olup bittiğinden hiç haber alamayarak hayretten ve dehşetten gönlüne hiç bir şey girmiyor, aklı sıfıra inmiş bir halde bekliyordu da, az daha bu telâş ile haber alacağım diye yaptığını sezdirecek, Hazreti Musa'nın durumunu ifşa ediverecekti
Allah (CC) Hz Musa'nın annesinin kalbine rabıta verdi Cenab-ı Hak, Zatının nurunu onun kalbine akıttı da rahatladı ve endişesi izale oldu Kızı gelip durumu kendisine haber verdi Kızı da sarayda hizmetçi olarak çalışıyordu, annesi kızına:
— Sen zaten orada çalışıyorsun Git bak, sarayda neler oluyor, sandığı ne yaptılar, öğrenip gel de bana bildir, dedi
Sarayda sandık açılmış ve içerisinde nur topu gibi bir erkek çocuk olduğu ortaya çıkmıştı Bunun üzerine Firavun'un karısı saliha ve mü'mine bir kadın olan Asiye kocasına şöyle bir teklifte bulundu:
— Bu yavrucak bana ve sana bir göz aydını olur, bunun hayatına kıymayınız Belki bize bir faydası dokunur, yahud evlâd ediniriz!
Zira kendilerinin de bir çocukları yoktu Firavun da onun bu fikrine iştirak etti Böylece Hazreti Musa'ya dokunulmadı
Hazreti Âsiye çocuğa süt verecek bir anne bulunmasını istedi Ancak çocuk, getirdikleri süt annelerinden hiç birisinin memesini ağzına almıyordu Bu sebeple Âsiye çocuğun hayatından endişe etmeye başladı O zaman Hazreti Musa'nın sarayda hizmetçilik yapan kız kardeşi ki, onlar bunu bilmiyorlardı, dedi ki:
— Size onu emzirecek bir kadın bulayım mı? Bunun üzerine:
— Acele o kadına söyle, diye emir verdiler
Kız koşup annesini saraya alıp getirdi Annesi oğlunu görünce rengi değişti, kalbi heyecandan çarpmaya başladı, ancak kimsenin farkına varmaması için kendine hakim oldu Çocuğu kucağına alıp da kendisine memesini verince, Hazreti Musa derhal emmeye başladı Böylece Allahü Teâlâ Hazreti Musa'yı annesine tekrar iade ediyordu
Allahü Teâlâ hikmeti icabı Firavun'un en büyük düşmanını ona kendi kucağında büyüttürdü ve Hazreti Musa olgunluk çağına erişti Kendisine bir hakimiyet ve ilim ihsan etti Çünkü O, muhsinlere böyle mükâfat verir
Hazreti Musa bir gün Saraydan çıkarak şehre indi Orada giderken ahalisinin bir gaflet arıma rastladı ki, iki kişi biribirleriyle kavga ediyorlardı Bunlardan birisi Hazreti Musa'nın kavmi olan İsrail Oğullarından, diğeri ise düşmanlarından yani Firavun'un itibar ettiği topluluktan idi
Bunun üzerine kavminden olan kimse, düşmanından olan kimseye karşı Hazreti Musa'dan yardım talebinde bulundu Hazreti Musa da bu istek üzerine hemşehrisinin hasmına bir yumruk indirdi ve adamın ölümüne sebep oldu
O anda Hazreti Musa bu yaptığından dolayı nedamet duydu ve Allah'a sığınarak:
— Bu olan Şeytanın işîndendir, O cidden şaşırtıcı ve açık bir düşmandır Ey Rabbim! Doğrusu ben nefsime yazık ettim, artık mağfiretinle benim kabahatimi ört Muhakkak senin lütfün daha büyüktür! diye niyazda bulundu
Allahü Teâlâ da kendisini mağfiret buyurdu Çünkü hakikaten O, öyle Gafur ve öyle Rahîm'dir
Hazreti Musa da:
— Ey Rabbim! Bana olan bu nimetlerin hakkı için artık mücrimlere, suçlulara asla yardımcı olmam, dedi
Fakat bu yaptığının bilinmesi endişesinden Saraya dönmedi ve korku içinde şehirde sabahladı Olup bitenin neticesini gözetirken bir gün önce kendisinden yardım isteyen israil Oğullarına mensub o adam yine bir başkasıyla kavga ediyor ve mağlup vaziyette yine yardım için feryad ediyor gördü
Hazreti Musa o kimseye:
— Sen besbelli bir yaramazsın, dedi ve yine kendisine hakim olamayarak, o hasmı yakalayıvermek isteyince, adam:
— Ey Musa, dün bir adamı öldürdüğün gibi beni de öldürmek mi istiyorsun, ara düzelticilerden olmak istemeyip de yer yüzünde zorba mı olmak istiyorsun? dedi
Bunun üzerine Hazreti Musa suçunun başkaları tarafından da duyulduğunu anlayarak daha fazla endişe etmeye başladığı sırada, şehrin öte başından bir adam koşarak geldi Ve:
— Ey Musa! Haberin olsun heyet, seni işlediğin suçtan dolayı öldürmek için hakkındaki emri müzakere ediyorlar, hemen çık! Ben cidden senin hakkında hayırla düşünenlerdenim, dedi
Hazreti Musa derhal oradan korku ile gözeterek ayrıldı ve:
— Ey Rabbim, kurtar beni bu zalim kavimden! diye dua etti Musa Aleyhisselâm bu hadiseden sonra Mısır'dan çıkıp doğuya çöle doğru yöneldi ve:
— Ola ki, Rabbim beni düz yola çıkarır, diye temenni etti
Bu halde bir memleketten diğer bir memlekete intikal ederken Medyen beldesine vardı
Yolculuk esnasında hayli bitkin düşmüştü Medyen suyunun başına vardığı zaman burada koyunlarını sulayan bir küme insan gördü Bunların yanı sıra koyunlarını otlatan ve bu insanların yanına yaklaşmayan iki kız kardeş buldu
Bu insanlardan sakınan genç kızlara:
— Derdiniz nedir? Niçin siz de koyunlarınızı sulamıyorsunuz? diye sordu
Onlar:
— Biz iki genç kızız, erkeklerin yanına yaklaşamıyoruz Onlar koyunlarını sulayıp çevirdikten sonra biz de koyunlarımızı sulayabiliyoruz, diye cevap verdiler
Hazreti Musa ise:
— Peki, iki genç kızsınız da neden koyun otlatmakla meşgulsünüz? diye sordu Kızlar:
— Bizim babamız ihtiyar bir kimsedir Onun için koyunları biz otlatıyoruz, dediler
Bunun üzerine Hazreti Musa kalkıp onların koyunlarını suladı Kızlar bulundukları yerde bekliyorlardı Bu alâkasından dolayı onlar memnun oldular ve kendisine teşekkür ettiler, gittiler
Hazreti Musa gölgeye çekildi ve:
— Ey Rabbim, ben cidden bana indirdiğin hayırdan dolayı bir fakirim, diye dua etti
Derken biraz sonra iki kız kardeşten biri edep ve haya içerisinde yürüyerek Musa aleyhisselâma geldi ve:
— Babam seni davet ediyor, bize su çekiverdiğin, koyunlarımızı suladığından dolayı size karşılığını ödemek için sizi istiyor, dedi Hazreti Musa kalktı ve o genç kızla beraber davet edilen yere gitti
Kızın babası, Hazreti Musa'ya kim olduğunu, ne sebeple Medyen'e kadar geldiğini sordu, o da başından geçen hadiseleri anlatınca:
— Korkma! Kurtuldun o kavimden, o zalimlerden, dedi
Bu zât Allah'ın Peygamberi Şuayb aleyhisselâm'dan başkası değildi
Kızlardan birisi babasına:
— Babacığım, onu ücretle tut! Çünkü o, tuttuğun ecirlerin en hayırlısı, kuvvetli ve güvenilir bir kimsedir, dedi Şuayb aleyhisselam da Hazreti Musa'ya:
— Haberin olsun, ben şu iki kızımın birini sana nikahlamak istiyorum Ancak sen de sekiz sene benim koyunlarımı güdersen ki, eğer bu müddeti on seneye doldurursan o da senin lütfundandır Bununla beraber seni zorlamak istemiyorum Eğer kabul edersen inşaallah beni salih kimselerden bulacaksın!, dedi
Hazreti Musa da:
— Benimle senin aramızda, iki müddetin her hangisini ödersem, demek benim aleyhime husûmet etmek yok Allah bu anlaşmamız üzerine vekilimizdir, dedi Ve genç kızlardan biriyle evlendi On sene Hazreti Şuayb'ın hizmetinde bulundu



Alıntı Yaparak Cevapla