Yalnız Mesajı Göster

Müslümana &Quot;Haram&Quot; Çeşmesi!‏

Eski 08-02-2012   #2
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Müslümana &Quot;Haram&Quot; Çeşmesi!‏




Ne desem sözlerim sükut kalır, hüzünle okudum aklıma aşağıdaki kıssa geldi

Yahya Efendi'den Kanuni'ye: Neme lâzım be sultanım!


(Yahya Efendi Türbesi)

Kanuni Sultan Süleyman, en yüksek duruma getirmiş olduğu devletin akıbetini hayâl eder, günün birinde “Osmanoğulları da inişe geçer çökmeye yüz tutar mı?” diye derin derin düşünmeye başlar Bu gibi soruları çoğu zaman süt kardeşi meşhur âlim Yahyâ Efendi’ye sorduğundan bunu da sormaya niyet eder Güzel bir hatla yazdığı mektubu keşfine inandığı Yahyâ Efendi’ye gönderirSen ilahî sırlara vâkıfsın Kerem eyle de bizi aydınlat Bir devlet hangi halde çöker? Osmanoğulları’nın âkıbeti nasıl olur? Bir gün olur da izmihlâle uğrar mı?” şeklinde mektubunu gönderir

Güzel bir hatla yazılmış mektubu okuyan Yahyâ Efendi’nin cevabı bir bakıma çok kısa, bir bakıma içinden çıkılmaz bir hâl alır:

Neme lâzım be Sultânım!

Topkapı Sarayı’nda bu cevabı hayretle okuyan Sultân, bir mânâ veremez Yahyâ Efendi gibi bir zâtın böylesine basit bir cevapla işi geçiştireceğini pek düşünmez Söylenmeye başlar: “Acaba bilmediğimiz bir mânâ mı vardır bu cevapta?” Nihayet kalkar, Yahyâ Efendi’nin Beşiktaş’taki dergâhına gelir Sitem dolu sorusunu tekrar sorar:

Ağabey ne olur mektubuma cevap ver Bizi geçiştirme, soruyu ciddiye al!

Sultânım sizin sorunuzu ciddiye almamak kâbil mi? Ben sorunuzun üzerine iyice düşündüm ve kanaatimi de açıkça arz ettim

İyi ama bu cevaptan bir şey anlamadım Sadece “neme lâzım be Sultânım!” demişsiniz Sanki “Beni böyle işlere karıştırma” der gibi bir anlam çıkarıyorum

Sultânım! Bir devlette zulüm yayılsa, haksızlık şâyi olsa, işitenler de “neme lâzım” deyip uzaklaşsalar, sonra koyunları kurtlar değil de çobanlar yese, bilenler bunu söylemeyip sussa Fakirlerin, muhtaçların, yoksulların, kimsesizlerin, feryâdı göklere çıksa da bunu da taşlardan başkası işitmese, işte o zaman devletin sonu görünür Böyle durumlardan sonra devletin hazinesi boşalır, halkın itimâd ve hürmeti sarsılır Asayişe itaat hissi gider, halkta hürmet duygusu yok olur Çöküş ve izmihlâl de böylece mukadder hâle gelir

Bunları dinlerken ağlamaya başlayan koca sultan, söyleneni başını sallayarak tasdîk eder, sonra da kendisini böyle ikaz eden bir âlime memleketinin sahip olduğu için Allah’a şükreder Yahya Efendi'ye ise bu tür tenbihlerini mutlaka söylemesi gerektiğini anlatır

İlgili mektup, Topkapı Sarayı'nda sergilenmektedir

(Tarafımca derleme)

***

Osmanlı pâdişâhı, Kânûnî zamanında,
Yahyâ Efendi diye, vardı ki bir evliyâ
Sultan, Ağabey diye, ona hitab ederdi,
Büyük zât olduğunu, bilir ve çok severdi

Velî Yahyâ Efendi, hazret-i Hızır ile,
Sık sık görüşür idi, Allah'ın izni ile
Pâdişâh bu durumu, çok iyi biliyordu,
Kendisi de Hızır’la, görüşmek istiyordu

Çıktı sultan bir gece, kayıkla gezintiye,
Yanaştırıp kayığı, bir ara Ortaköy’e
Yahyâ Efendiye de, gönderdi ki bir haber;
O da gelip bulunsun, kendisiyle beraber

Yahya Efendi dahi, onun ricâsı ile,
Gelip bindi kayığa, yanında birisiyle
Sultanın parmağında kıymetli yüzük vardı
O kişi, dikkatlice o yüzüğe bakardı

İyice farkedince, bunu Sultan Süleymân,
O kıymetli yüzüğü, çıkarıp parmağından,
Dedi ki: “Siz gâliba, bunu merak ettiniz,
Alıp daha yakından, bakıp inceleyiniz

O zât aldı yüzüğü, evirip çevirerek,
Atıverdi denize, hem de gülümseyerek
Yahyâ Efendi hariç, kayıkta bulunanlar,
Çok hayret ettiler ki, acabâ bu ne yapar?

Biraz sonra o kişi inmeği arzu etti
Pâdişâh kayıkçıya; “Kıyıya yanaş” dedi
O kişi tam inerken bir avuç su alarak,
Uzattı pâdişâha, göz altından bakarak

Avcundaki o suda attığı yüzük vardı,
Pâdişah bunu görüp, hayretten dona kaldı
Tutmak istediyse de, o kişinin elinden,
Lâkin o zât bir anda, kayboldu göz önünden

Sordu Sultan Süleymân, Yahyâ Efendiye ki
“Ağabey, ne oluyor, bu olanlar nedir ki?”
“Efendim gördüğünüz, Hızır idi” deyince,
Dedi: “Bunu ne için, demedin daha önce

Buyurdu: “O kendini, tanıttı hükümdârım,
Lâkin siz tanımakta, geç kaldınız hünkârım

("Gördüğün Hızır İdi" adlı şiirden)

Alıntı Yaparak Cevapla