Prof. Dr. Sinsi
|
Nasuh Tövbesi
Bundan önce Nasuh adlı bir adam vardı Tellaklık eder, bu suretle kadınları avlardı Yüzü, kadın yüzüne benzerdi Tüyü tüsü yoktu Erkekliğini daima gizlerdi Kadınların hamamında tellaklık ederdi Kötülükte, hilede pek çevikti
Yıllarca tellaklık etti, kimse onun halinden, sırrından bir koku bile almadı Çünkü sesi de kadın sesine benziyordu, yüzü de kadın yüzüne Fakat şehvette pek yüceydi, pek uyanıktı Çarşaf giyer, başını örter, peçe takardı Fakat şehvetli ve azgın bir gençti Bu suretle padişahların kızlarını bile güzelce keseler, ovar, yıkardı Tövbe etmekte, ayak diremeye çalışmaktaydı Fakat kafir nefis, tövbesini bozdurup dururdu
0 kötü işli herif bir arifin yanına gidip “Beni duada an “ diye yalvardı O hür er onun sırrını anladı ama Allah hilmi gibi o da açığa vurmadı Dudağı kilitliydi ama gönlünde sırlar vardı Dudağını yummuştu ama gönlü sırlarla doluydu Allah şarabını içen arifler, sırları bilirler ama örterler
İşin sırlarını kime öğretirlerse ağzını mühürlerler, dikerlerdi Arif, tuhaf tuhaf güldü de dedi ki: A içi kötü adam, bildiğin, gönlünde tuttuğun şeyden Allah seni kurtarsın
O dua, yedi göğü de geçti, kabul edildi O yoksulun işi, nihayet iyileşti, düzene girdi Çünkü şeyhin o duası, her duaya benzemez Şeyh, Allahda yok olmuştur, onun sözü Hak sözüdür Allah, kendisinden bir şey isterse kendi isteğini nasıl ret eder Ululuk ıssı Allah, onu bu lanetleme işten, bu vebalden kurtarmak için bir sebep halk etti
Nasuh hamamda tası doldururken padişahın kızının bir incisi kayboldu ve bütün kadınlar, o inciyi araştırmaya koyuldular Önce herkesin eşyasını araştırmak üzere hamamın kapısını iyice kapattılar Herkesin eşyası arandı, inci bulunmadığı gibi inciyi çalan da rezil olmadı Bunun üzerine bu üstün körü işi bırakıp herkesin ağzını, kulağını vücudundaki bütün delilleri adamakıllı aramaya koyuldular
O sedefi güzel inciyi altta, üstte her yanda araştırmaya başladılar Hepiniz soyunun, ihtiyar genç herkes anadan doğma soyunsun diye bağırıldı Sultanın hizmetçileri, o değerli inciyi bulmak için bir bir herkesi aramaya başladılar Nasuh korkusundan tehna bir yere çekildi Yüzü,korkusundan sapsarı olmuştu, dudakları gövermişti Ölümünü gözünün önünde görüyor, gazel yaprağı gibi tirtir titriyordu
Dedi ki: Yarabbi, nice defalar tövbeler ettim; ahdlar ettim, sonra onları bozdum Ben, bana layık olanları yaptım Sonunda da işte bu kara sel, gelip çattı Arama nöbeti bana gelirse eyvah bana! Kim bilir neler çekecek, ne güçlüklere düşeceğim?
Ciğerime yüzlerce kor düştü Münacatımdaki ciğer kokusuna bak Böyle bir keder, böyle bir gam, kafirde bile olmasın Rahmet eteğine sarıldım medet,medet! Keşke anam beni doğurmasaydı, yahut da beni bir aslan paralasaydı Allahm sana düşeni yap Beni, her delikten bir yılan sokmada Ne de taş gibi bir canım, ne de demir gibi bir yüreğim varmış Yoksa bu dertle çoktan erir, kan kesilirdim
|