Yalnız Mesajı Göster

&Quot;Öl&Quot; Dedi Öldü, &Quot;Diril&Quot; Dedi Dirildi

Eski 08-02-2012   #1
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

&Quot;Öl&Quot; Dedi Öldü, &Quot;Diril&Quot; Dedi Dirildi




"ÖL" DEDİ ÖLDÜ, "DİRİL" DEDİ DİRİLDİ

Kutbul Arifin Hace Bahauddîn Şah Nakşibend Hazretleri, sâdık müridlerinden biri olan Muhammed Zahid ile birlikte bir iş için ellerinde baltaları olduğu halde dağa çıkmışlardı Orada baltalarını bir kenara bırakarak sohbete daldılar Sohbet o kadar ilerledi ki, her şeyi unutmuşlar, zaman da hayli ilerlemişti Sonunda söz «Kulluk ve feda» (Allah'a kulluk ve yolunda kendini feda) konusuna geldi Muhammed
Zahid, Şah-ı Nakşibend Hazretlerine:
— Netice olarak feda nedir? diye sordu
Nakşibendî Hazretleri: — Eğer dervişe "öl" denirse hemen ölmesidir, buyurdular
Sonra kendisinde öyle bir hal zuhur etti ki, Muhammed Zahid'e dönerek: "Bi mîr-Öl!" buyurdu Mürid Muhammed Zahid hemen düşüp ruhunu teslim etti Ayakları kıble tarafına, sırtüstü olduğu halde güneşin o müthiş harareti altında saatlerce cansız olarak kaldı Hatta öyle oldu ki güneşin harareti yüzünü, artık karartmaya başlamıştı Şah-ı Nakşibendî Hazretleri burasını şöyle anlatmaktadır:
— O'nun ruhunu teslim etmesine epeyce üzülmüştüm Orada hayretler içinde düşünceyle oturduğum ağacın dibinden kalkarak, onun yanına vardım Hayretim daha da artmıştı Bu hayret içerisinde içime ilham geldi Üç kerre "(Ya Muhammed zinde şev) Ey Muhammed Diril!" dedim Derhal canlılık alâmetleri görülmeye, hareketlenmeye başladı Çok geçmeden de evvelki haline döndü

Alıntı Yaparak Cevapla