Yalnız Mesajı Göster

Antalya Alanya

Eski 07-31-2012   #1
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Antalya Alanya



Antalya Alanya, Akdeniz'in en uzun sahiline sahip olan ALANYA, dünyaca ünlü plajları ve doğal güzellikleriye 12 ay boyunca yerli ve özellikle yabancı turistlerin gözde turizm yeridir Denizi, kumu, güneşi, kalesi ve Selçuklu ve Osmanlıdan kalma tarihi eserleriyle meşhurdur Toplam nüfusu 233,919, kent merkezi nüfusu 92,223 dür

Alanya, ülke turizminde önemli paya sahiptir 1980'li yıllarda başlayan turizm atılımı sayesinde şehir, bugünkü halini almıştır İlk başlarda apart otellerin yoğun olduğu ilçede, günümüzde 1000 kişi kapasiteli tesislerden 3500 kişi kapasiteli devasa tesislere kadar pek çok çeşit ve türde turistik tesis mevcuttur

Alanya, hemen yanı başında yükselen Batı Toroslar diğer tarafta ise Akdeniz ile çevrilmiş bir yarım ada üzerindedir ve iklimi sıcakiklimdir Yaz, kış nem oranı yüksektir, kışın 14,15 derceye kadar iner yazın sıcaklır 41 dereceye kadar çıkar Toroslarda çam ve sedir ağaçları mevcuttur Bölge her mevsim yeşildir Portakal ağaçları, muz bahçelerini onlarıda Yeni Dünya bahçeleri takip eder
Kent çevresi adeta mağaralarla çevrilidir Karada Dim mağarası, damlataş mağarası; denizde de korsanlar mağarası ve fosforlu mağaralar insanı cezbeder Alanya 70 km'lik sahili boyunca denize girilebilen bir yerdir
Alanya yerlisi yazları yaylaya çıkarlar Geçmişte keçi kılından çadırlarda kalınırken günümüzde lüks komutlar yaylada yerlerini almıştır Alanya'da bir saatlik yolculuktan sonra varılan yaylada kavurucu sıcakların yerini serin ve bol oksijenli hava alır Bugün yaylalar Alanyalılar ve turistler için bir nefes alma yerleri haline gelmiştir



Keykubat Caddesi Alanya


Bazı tarihi yerleri;


ALANYA KALESİ
Denizden 250 metreye kadar yükselen yarımada üzerinde 13 yüzyılda Selçuklu Sultanı Alaaddin Keykubat tarafından yaptırılmıştır 83 kulesi ve 140 burcu bulunan kalede surların uzunluğu 65 kilometredir Tarihi dokusu korunan kale içinde yaşam, günümüzde de sürmektedir Yarımadanın zirvesindeki “İç Kale” ve kuzey yamacındaki “Orta Kale” müze konumundadır İç Kale'deki sultanın saray kalıntıları ile 6 yüzyıldan kalma yonca planlı kilise önemli tarihi eserler arasındadır Yine İç Kale'de bir uçurumun üstündeki sarnıç, Adam Atacağı olarak anılır Efsaneye göre, ölüm cezasına çarptırılanların buradan denize üç taş atmasına izin verilir, taş yamaca takılmadan denize ulaşırsa cezası affedilir, aksi halde suçlu bir çuvala konularak uçurumdan aşağıya atılır 15 metre derinlikteki sarnıcın da zindan olduğu söylenir Kalede Süleymaniye Camisi, Bedesten, Andızlı Cami, Akbeşe Sultan Mescidi, Sitti Zeynep Türbesi ve Bizans dönemi kiliseleri görülebilir Kalenin liman kısmında anıtsal yapı olarak ortaçağdan kalma Kızılkule, Tersane ve Tophane bulunur 17 yüzyıl Osmanlı gezginlerinden Evliya Çelebi, Alanya'yı kale içindeki 420 sarnıcı nedeniyle “sarnıçlar şehri” olarak nitelendirir Sarnıçların bir çoğu günümüzde de kullanılmakta ve Bedesten'de kullanılmayan büyük sarnıç ise içine inilip gezilebilmektedir

Aya Yorgi Kilisesi : İç kalede yer alan Aya Yorgi (Hagios Georgios) olarak bilinen MS6 yyda yapıldığı sanılan Bizans devrine ait küçük bir kilisedir Dini önemi artınca zaman içinde piskoposluk haline getirilmiştir Selçuklulara ait olmayan kaledeki tek eser ve Alanya'nın Türk-İslam dönemi öncesinden günümüze ulaşabilen ender bir yapıdır Ana özelliğini koruyan kilisenin içinde yer yer tahrip edilmiş veya sökülüp atılmış fresk izlerine rastlanmaktadır Kale ile birlikte bir bütün olarak koruma altına alınmıştır
Akşabe Sultan Mescidi ve Türbesi : Kale camiinin biraz ilerisinde bulunan bu mescit 1230 yılında Akşabe Sultan için yaptırılmış olup güzel bir mimarisi vardır Eskiden kalabilen kısımlarından apsisinin çinili olduğu anlaşılmaktadır Yakın zamanda onarılan mescidin dışı kesme taştan yapılmıştır İçi ve kubbesi tuğla ile örülmüştür İki odadan oluşan yapının bir odası mescit diğer odası Akşabe Sultanın mezarının bulunduğu türbedir Ayrıca türbede 3 tane mezar daha vardır Mescidin bir kaç metre ilersinde moloz taş kaideli silindirik tuğla gövdeli minaresi bulunmaktadır
Alaaddin Camii : Kale Camii, Sultan Süleyman Camii adları ile anılan eserin 1231 yılında Sultan Alaaddin tarafından yaptırıldığı, sonra harap olduğu bazı kayıtlarda geçmektedir Kanuni Sultan Süleyman tarafından 1530–1566 yılları arasında yenilenen moloz taş duvarlı, kubbe kasnağının yapısında kesme taşların kullanıldığı, iç mekânı sekizgen kubbe kasnağı üzerine oturan bir camidir Son cemaat yerini tuğladan yapılma dört sütun üstüne dayanan üç kubbe örter Ortadaki iki sütun arasına bir duvar örülmüş üstüne zambak resmiyle süslenmiş bir taş oturtulmuştur Kubbenin askılık vazifesi gören kısmına akustiği sağlamak için 15 küçük küpçük konmuştur Caminin kapı ve 14 adet pencere kapakları Osmanlı dönemi oyma işçiliğinin en güzel örneklerindendir
Emir Bedrüddin (Andızlı) Camii : Günümüzde kullanılan adını hemen yanında bulunan andız ağacından alan bu camii 1277 yılında Emir Bedrüddin tarafından yaptırılmıştır Hemen bitişiğinde kendisine has mimarisiyle yapılmış çok yüksek olmayan minaresi yer alır İlçenin Tophane Mahallesinde bulunan bu camiye Kızılkule yanından aşağı kapı yoluyla ulaşılması mümkündür Gerek tarihi değeri itibarı ile gerekse minberinin oymacılık sanatının en güzel örneği olması itibarı ile ilçede Selçuklulara ait birçok özelliği birden taşıyan en eski camilerden birisidir
Alaaddin Keykubat Sarayı : İç kalenin en yüksek yerinde kurulmuş olan sarayın sadece kalıntıları mevcuttur Bu kalıntılardan sarayın çinilerle kaplı olduğu anlaşılmaktadır Hakkında fazla bir bilgiye rastlanamamıştır Sarayın hemen yanında askerlerin kışla olarak kullandığı sanılan bir yapı belirlenmiştir
Selçuklu Hamamı : Alaaddin Keykubat tarafından yaptırıldığı sanılan, iç kalenin doğusundaki burçların yanında, kırmızı tuğla ve harçla yapılan tek kubbeli ve sekiz yüzlü bir yapıya sahip olan bir Selçuklu hamamıdır Şimdi çökmüş olan 5 metre çapındaki kubbesi ile tonozla örtülü küçük bir odası olduğu anlaşılmaktadır Külhanı iç kale tarafında yer almaktadır Suyu iç kaledeki büyük sarnıçtan künkler ile getirildiği anlaşılan hamam Selçukluların temizliğe ve sağlığa verdiği önemin bir abidesidir
Bedesten ve Arasta : Kale Caminin güneybatısında yer alan Arasta'nın han olduğuna dair iddialar vardır Arastanın hemen yanında bulunan 13 metre genişliğinde 35 metre uzunluğunda bir avluya bakan muntazam olmayan dik dörtgen bir plan üzerine oturtulmuş 26 odası ile bedesten olarak bilinen hanın ise çarşı olabileceği öne sürülmektedir Her iki eserinde 14–15 yüzyıllarda Karamanoğulları tarafından yapıldığı sanılmaktadır Bu bedestenin çarşı olabileceği gibi kalenin malzeme deposu olabileceği de ileri sürülmektedir
Sarnıçlar : Evliya Çelebi Seyahatnamesinde sarnıçlar şehri olarak adı geçen Alanya'da kale ve çevresinde yaşayan halkın su ihtiyacının karşılanması için kale içinde irili ufaklı 420 sarnıcın yaptırıldığı tespit edilmiştir Bu sarnıçlar içinde en önemlisi Akşabe Sultan Mescidi ile Bedesten arasında 22,5 metre boy ve 13 metre genişliğindeki Mecduddin Sarnıcıdır Bu Selçuklu Türklerinin mimari yanında alt yapıya verdikleri önemin en güzel örneklerinden birisidir
Deniz Feneri : 1720 yılında Nevşehirli Damat İbrahim Paşa tarafından kalenin güney ucunda, denize dik inen yamaç üzerindeki surların bulunduğu yerde yaptırılan fener bugün de hala iki binasıyla görevini yerine getirmektedir
Sitti Zeynep Türbesi : Damlataş mağarası yolundan kaleye gidilen yol üzerinde bulunan bu Türbenin ne zaman yapıldığı ve Sitti Zeynep hakkında kesin bir bilgi mevcut değildir Selçuklu döneminden kaldığı sanılmaktadır Kanuni döneminden kalma vakıf kayıtlarında adı geçmektedir Ankara’da Kuyud-u Kadime Arşivinde 172 nolu kayıtlı Kanuni Devrine ait İlyazı defterinde ve İstanbul Başbakanlık Arşivi 166 nolu vakıf İcmal Defterinde Vakf-ı Sitti Zeynep bin’t Zeynülabidin olarak geçmektedir Bir Eren olduğu sanılan Sitti Zeynep’in Türbesi Alanya ve çevreden gelen kişiler tarafından ziyaret edilmektedir
Adam Atacağı : Kalenin kuzeydoğusunda 250 metrelik uçurumun üstünde 15 metre derinlikte bir zindanın bulunduğu yerdir Bölgede anlatılan bir rivayete göre "Bizans devrinde iki suçlunun burada güreştirilip, mağlup olanın hasmı tarafından denize atıldığı, yenen suçlunun ise buradaki zindandan bir süre sonra çıkarılarak son bir şans tanındığı, eline verilen üç taştan birini denize düşürmesi halinde af edildiği, beceremez ise çuvala konup kayalıklara veya mancınık ile denize atıldığı" yerdir Atılan taşın hava akımı ve yer çekimi nedeniyle denize düşürülmesinin çok zor olduğu bir yerde, günümüzde bu rivayetten kaynaklanan dilek tutarak taş atma geleneği yabancı ve yerli turistler tarafından sürdürülmektedir



Alanya'da Bulunan Oteller


  • STELLA BEACH HOTEL RESORT
HOTEL STELLA BEACH
Stella Beach Hotel Resort-Alara-ALANYA-ANTALYA/TURKEY,ALARA RIVER TOURISM CENTER,Travel Turkey,Alanya hotels, Antalya hotels, holiday in antalya


  • ROYAL VIKINGEN RESORT OTEL
CLUB VIKINGEN
http://wwwroyalvikingencom




Daha Fazla Otel


Alanya Resimleri










Alıntı Yaparak Cevapla