Prof. Dr. Sinsi
|
KıRşEhir

MUSTAFA KEMAL PAŞA VE TEMSİL HEYETİ’NİN KIRŞEHİR’E GELİŞİ VE FAALİYETLERİ
1 - Mustafa Kemal Paşa'nın Kırşehir'e Gelişi Öncesinde Kırşehir ve Yöresinde Durum
Mondros Ateşkes Antlaşması'ndan sonra ülkenin genelinde olduğu gibi Kırşehir yöresinde de halkın, genel bir karamsarlığa düştüğü, böylesine ağır şartlar taşıyan ant*laşmanın gelecekte daha büyük tehlikeleri beraberinde getireceğini düşündüğü ve bu nedenle gittikçe yaklaşan kötü günleri göğüsleyebilmek için bir takım çareler, çıkış yol*ları aradığı görülmektedir Kırşehir halkı, dernek ve cemiyet çalışmalarını hızlandırarak, Milli Mücadele ve hazırlık çalışmalarına başlamış, böyle bir ortamda, İstanbul Hüküme*ti'nin teslimiyetçi anlayışına karşı çıktığı gibi, çevresinde ortaya çıkan isyancılara karşıda gereken tepkiyi göstermiştir
Kırşehir halkı, yeni Türkiye Cumhuriyeti'nin kurucusu olan M Kemal Paşa'yı, Samsun'a çıkışından itibaren, Milli Mücadele yolunda yapmış olduğu tüm faaliyetlerini, her türlü haberleşme ve ulaşım araç-gereçlerinin son derece kısıtlı olduğu bir dönemde, bütün çalışmalarını olabildiğince yakından takip ediyordu Nitekim Mustafa Kemal Paşa ve Temsil Heyeti'nin Kırşehir'e gelişleri sırasında Kırşehir halkının, göstermiş olduğu sı*cak ilgi ve bağlılıktan, ülkenin içinde bulunduğu durumu bilinçli olarak kavramış olduk*larını anlayabiliyoruz
Mustafa Kemal Paşa ve Temsil Heyeti'nin Sivas Kongresi'nden (04-11 Eylül 1919) sonra Ankara'ya varmak için izlenecek yolun planlanması, Sivas'ta Hüsrev Bey (Berlin Elçisi) tarafından önceden yapılmıştı Bu planda öngörülen konaklama yerleri, yalnız yolculuk gereği uğranılması zorunlu olan yerler olmayıp, Mustafa Kemal Paşa'nın Milli Mücadele'nin gerçekleşmesinde düşündüğü bir planın gereği idi Ankara yolculuğu için Hüsrev Bey tarafından hazırlanan genel program Mustafa Kemal Paşa'ya sunuldu*ğunda, Mucur'dan Hacıbektaş'a gitmenin de mecburi olduğunu, ancak Mucur'a varınca*ya kadar bu durumun gizli tutulması gerektiğini bildirmiştir
Zira Hacıbektaş’ta Mustafa Kemal Paşa için çok önemli bir kişi oturuyordu ve İstanbul’a da dirsek çevirmiş bulunuyordu Ankara Kalesi'nin yanı başında, kendiliğinden meydana gelen bu güç, elbette görülmeye, ilgilenilmeye değerdi Şüphesiz ki, bu plan yapılırken askeri ve siyasi ortam da dikkate alınmıştır Mustafa Kemal Paşa ve Temsil Heyeti'nin Ankara yolu üzerinde bulunmayan Hacıbektaş'a yönelmesi, Mustafa Kemal Paşa'nın siyasi ve askeri planının bir gereğidir Kayseri'den sonra doğrudan Hacıbek*taş'a gitmeyip Mucur'a kadar geldikten sonra tekrar dönmeleri ise, o tarihlerde doğru*dan Hacıbektaş'a giden otomobillerin geçebileceği bir yolun bulunmamasındandır
Bilindiği gibi, Sivas-Ankara yolunun izlenmesi bir rastlantı değildir Çünkü M Kemal Paşa, hayatı boyunca yapacağı işleri hep önceden planlamış ve amaca ulaşmak için ne gerekiyorsa yapmıştır Nitekim, bu yolu seçerken de şu hususları göz önünde tut*muş olması muhtemeldir Birincisi; Sivas-Ankara yolu, Anadolu'nun ortasında ve merke*zi konumdadır Milli Mücadele için ihtiyaç duyulabilecek kaynağı düzenli olarak üretme*ye uygun olan bu yolun işgal edilme ihtimali de coğrafi açıdan çok zordur ikinci olarak; bu bölgedeki yerleşik birimlerinde kurulan Müdafaa-i Hukuk Cemiyetleri ve dernekler çok etkin bir şekilde çalışmaktadırlar
Yukarıdaki görüşleri doğrular biçimde Ali Fuat (Cebesoy) Paşa, bu bölgedeki mil*li faaliyetler için şunları belirtmektedir: "Kayseri ve Kırşehir gibi Orta Anadolu'nun önem*li şehirleri ile civarlarındaki milli teşkilatların durumunu yerinde incelemek üzere uğra*mış, Kayseri ve Kırşehir yörelerindeki gerek teşkilatlardaki gelişmeleri ve gerekse milli heyecanı memnuniyetle görmüştüm " Türk devlet geleneğinin bir gereği olarak bu yöre halkının benliğine yerleşmiş olan padişah ve halifeye bağlılık ve sevgiyi, İstanbul Hükü*meti, Ankara Valiliği aracılığı ile kendi yararları için kullanmaya çalışmışsa da, yöre hal*kının kuvvetli önsezisi ve çok yüksek bir milli bilince sahip olması sayesinde başarıya ulaşamamıştır İstanbul Hükümeti tarafından 16 09 1335 (1919) tarihinde Konya'da bu*lunan 12 Kolordu Komutanlığı'na gönderilen yazıda; Mucur Kaymakamı ve Kırşehir Mutasarrıfı'nın Hacıbektaş'a gelerek: "  Çelebi Efendi ile tekkesinin babalarını teslih için iğfalat ve teşfikatta bulunmuşlar ise de nail-i emel olamayarak avdet ettikleri  "nin belir*tilmesi, İstanbul Hükümeti'nin bu bölgede açık bir şekilde çalışma yaptığını, ancak ba*şarılı olamadığını göstermektedir
Böylece Ali Fuat Paşa da, bu bölgede İstanbul Hükümeti'nin faaliyetlerinin oldu*ğunu şu sözleri ile doğrulamaktadır: "Birkaç ay evvel Ankara Valisi Muhittin Paşa'nın bu*rada çevirmek istediği entrikalar tamamen boşa çıkmış, Kırşehir halkı milli davaya sa*dakatini ispat etmiştir "
Özetle, Mustafa Kemal Paşa ve Temsil Heyeti üyelerine 21-26 Aralık 1919 tarih*leri arasında, Kırşehir'de geçirdikleri beş gün boyunca gösterilen ilgi ve destek, Kırşehir halkının Milli Mücadele konusundaki olumlu yaklaşımını ve duyarlılığını açıkça ortaya koymaktadır
2 - Milli Mücadele Öncesinde Kırşehir ve ilçelerinde Kurulan Milli Dernek ve Cemiyetler
Milli Mücadele yıllarında Kırşehir'de kurulan dernek ve cemiyetlerde aktif olarak çalışan Lütfi Müfit Bey, daha önce Mustafa Kemal Paşa ile Şam'da bulunmuş ve Mustafa Kemal Paşa'nın, II Abdülhamit’in baskıcı yönetimine karşı burada kurduğu "Vatan ve Hürriyet Cemiyeti"ni desteklemiştir
Lütfi Müfit Bey Şam'da, M Kemal Paşa ile son derece samimi ilişkiler içinde bu*lunmuş ve samimiyetlerini, birlikte çektirdikleri bir resim ile ebedileştirmişlerdir Bu sami*miyet uzun yıllar devam etmiş ve soyadı kanununun kabulünden sonra Lüfti Müfit Bey'e "Özdeş" soyadı M Kemal Paşa tarafından bizzat verilmiştir
Milli Mücadele'ye hazırlık döneminde Kırşehir'deki etkili kişiler arasında öğretmenlerin de önemli bir yer tuttuğunu görüyoruz Mucur'da M Kemal Paşa'nın karşılan*ması sırasında ailesi ile birlikte törene katılan öğretmen Servet Fikret Hanım, Ömer Ay*dın (Geç) Bey, Öğretmen Cevat Hakkı Tarım Bey, Habip Arıöz ve Tayyip Bey gibi öğret*menler milli birlik ve beraberliğin oluşmasında önemli roller oynayan seçkin kişiler ola*rak görülmektedirler Nitekim bu yurtsever kişiler, Kırşehir'deki dernek ve cemiyetlerin çalışmalarında da aktif görevler üstlenmişlerdir
a) Kırşehir Gençler Derneği
30 Ekim 1918'de imzalanan Mondros Ateşkes Antlaşması hükümleri gereğince terhis edilen asker ve subaylar yörelerine dönmüşler, fakat Milli Mücadele'yi bırakmaya*rak işgal bölgelerinde başlayan Kuva-i Milliye hareketine katılmışlardır Kırşehir gibi he*nüz işgalin söz konusu olmadığı yerlerdeki gençler ise, milli egemenlik ve bağımsızlık gibi duyguların etkisi ile sosyal ve siyasal çalışmalar yapmak istemişlerdir işte, terhis edilerek Kırşehir'e dönen ve yenilgiyi asla kabullenmeyen Kırşehirli gençler, 1918 yılı Şubat ayında on kişilik bir heyetle "Kırşehir Gençler Derneği" adıyla bir dernek kurarak derhal çalışmaya başlamışlardır Birinci Dünya Harbi sonrasında Kırşehir'de böyle bir derneğin kurulması ve hemen çalışmalara başlaması, Mustafa Kemal Paşa'nın Kırşe*hir'e gelişlerinde, dernek binasını ziyaretleri sırasında, dernek yöneticilerinin Mustafa Kemal Paşa tarafından övgüye değer görülerek takdir edilmelerine neden olmuştur Ni*tekim Mustafa Kemal Paşa bu takdirlerini, dernek hatıra defterini kendi el yazılarıyla im*zalayarak belgelemiştir
Kırşehir Gençler Derneği'nin yöneticileri ise, Reis Garipoğlu Reşat (Özdeş), Ge*nel Sekreter Mustafa Hilmi (Nural), Muhasip Üye Mehmet Fevzi (Saçak), Üye Cevat Hakkı Tarım, Üye Mehmet Tayyip (İhtiyaroğlu), orman memuru Katıcıoğlu Ahmet Bey, vergi dairesi veznedarı M Sıtkı (Doğu) Bey ve daha dört kişiden meydana geliyordu Bu dernek; İzmir’in Yunanlılar tarafından işgal edilmesinden (15 Mayıs 1919) itibaren baş*layan saldırı ve diğer siyasi gelişmeler konusundaki haberleri, telgraf ve gazeteleri der*nek binasına asıyor, halkı bilgilendirerek aydınlatmaya çalışıyordu Dernek üyeleri, ge*rek kendi aralarında, gerekse halka karşı düşüncelerini şöyle ifade ediyorlardı: "Bastı*ğın toprak senindir, ona sahip ol Bu toprak, bütün Anadolu ve Rumeli'deki toprakları*mızdır Düşmana boyun eğmek yok, istiklal uğruna ölmek var" Dernek, ülkenin genel durumu hakkında halkın haber almak için sık sık uğradığı bir merkez haline gelmişti Bu dernek, Kırşehir halkı üzerinde milli duyguların gelişmesinde, vatan ve bağımsızlık ko*nusunda ve Mustafa Kemal Paşa'ya gösterdikleri bağlılıkla, Kırşehir halkının Milli Müca*dele'ye destek olmasında önemli bir rol oynamıştır
b) Kırşehir Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti
Kırşehir Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti, Müftü Halil (Gürbüz) Bey başkanlığında ku*rulmuştur Reis Halil (Gürbüz) Bey başkanlığındaki bu cemiyet, ilk önce çalışmalarını Medrese binasında yürütmeye başlamış, daha sonra Kale'deki idadi (Lise) binasında sürdürmüştür Bu cemiyetin şube reisi Haydar Bey olup, cemiyet, Ömer Aydın (Genç), Mehmet Ağa, Nurullah Efendi, Hacı Nuri Efendi, Molla Mustafa (Akça) , Hacı Hidayet Efendi gibi üyelerden oluşuyordu Cemiyet, Kırşehir ve yöresinde milli mücadeleye tam destek vermiş ve kendi bölgesinde son derece etkili bir çalışma yürütmüştür Cemiyet üyeleri, Mustafa Kemal Paşa ve Temsil Heyeti'nin Kırşehir'e gelişleri sırasında her türlü çalışmayı yaparak, Milli Mücadele önderliğinin o günün şartlarına göre en uygun şekil*de ağırlanmasını sağlamışlardır Buna ek olarak, Kurtuluş Savaşı sırasında ihtiyaç du*yulan malzeme ve teçhizatın toplanmasını, devlet düzeninin olmadığı bir ortamda sivil ve askeri işlerin başarıyla yürütülmesini sağlamıştır Ayrıca, İstanbul Hükümeti yanlısı olarak görev yapan Ankara Valisi Muhittin Paşa'nın Kırşehir'e müdahale etmesini önle*mişler ve halkın milli mücadele bilincini sürekli olarak canlı tutmuşlardır
c) Mucur Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti
Mucur Kaymakamı A Cevat (Akın) Bey'in başkanlığında kurulmuş bir cemiyettir Bu cemiyet Kaymakam Cevat Bey'in başkanlığında, Belediye Reisi Derviş (Dündar) Ağa, Ağa'nın Mustafa (Aksoy Efendi, Hacı Fakı'nın Nari (Sarıoğlu) Efendi, Köse Va*izi'nin Ahmet (Canatan) Efendi, Hacı Şakir'in Süleyman Efendi tarafından kurulmuştur Bu cemiyet ilk iş olarak, İstanbul’da bulunan Damat Ferit Paşa Hükümeti'ni tanımadık*larını bildiren bir telgrafı, Ahmet Canatan imzasıyla Bab-ı Ali'ye göndermiştir Cemiyet üyeleri köylere kadar giderek, cemiyetin şubelerini açmaya ve ülkenin içinde bulunduğu durumu anlatmaya çalışmışlar, Mustafa Kemal Paşa ve Temsil Heyeti'ne içtenlikle des*tek vermişlerdir Mucur Kaymakamı ve Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti Reisi A Cevat Bey'e bu tür çalışmalarından dolayı, önce Mucur'da ve daha sonra da görev yaptığı Sungur*lu'da "Fahri Hemşehrilik" verilerek onurlandırılmıştır Ayrıca kendisine, Kurtuluş Savaşı’ndaki üstün gayret ve çalışmalarından dolayı "Kırmızı Şeritli İstiklâl Madalyası" veril*diği de ifade edilmektedir
Mucur'da Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti'nden başka, İzmir’in işgali üzerine Mu*cur'dan çekilen bir protesto telgrafında, "Mucur Cemiyet-i İslamiye Milli Heyeti" adıyla bir başka cemiyetten bahsedilmekte ise de, böyle bir cemiyetin varlığına dair başkaca bir kaynağa rastlanamamıştır
d) Kaman Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti
Bu cemiyetin başkanı, yörede Bektaş Oğlu Ali diye tanınan Hacı Ali Bektaş Ağa'dır Bu cemiyet, Mustafa Kemal Paşa ve Temsil Heyeti'nin 25 Aralık 1919'da Ka*man'da karşılanması çalışmalarını yürütmüş, Mustafa Kemal Paşa da o gece cemiyet reisi Hacı Ali Bektaş Ağa'nın evinde misafir olmuştur
Kaman Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti de Anadolu'da başlayan milli mücadeleye des*tek olmuş ve Kaman halkında milli birlik ve beraberlik duygularının gelişip pekişmesine de yardımcı olmuştur
e) Çiçekdağı ilçesinde Milli Faaliyetler
Çiçekdağı ilçesinde de bir milli örgütlenmenin olduğu ve Çiçekdağı halkının "Va*tanımızda bir fert kalıncıya kadar ve memleket harabe zar halini alıncaya kadar devam*la ve saadet-i millimiz uğruna çalışmaya azmettik" şeklinde bir ifadenin, irade-i Milliye gazetesinde yer almış olmasından anlaşılmaktadır Çiçekdağı Müftüsü Hayrullah Alp Efendi de milli mücadele yanlısı olduğundan Yozgat ve dolaylarından başlayarak, Meci*diye (Çiçekdağ) sınırına kadar yayılan Çapanoğlu isyanına karşı yörenin huzur ve gü*venliğini sağlama yolunda gösterdiği üstün gayret nedeniyle, Mustafa Kemal Paşa tara*fından gönderilen bir telgrafla tebrik edilmek suretiyle onurlandırılmıştır Bu arada T B M M Hayrullah Bey'den, asker toplayarak beldenin güvenliğini de sağlamasını iste*miş ve Mecidiye'yi kendisine emanet etmiştir Ayaklanma bölgesi Yozgat'a sınır olan Mecidiye ilçesinin Belediye Başkanı Necip Bey, 14 Haziran 1920'de isyancıların Çiçek*dağı'na yürümeleri üzerine, ilçede bulunan otuz üç jandarma ile asileri durdurmanın mümkün olmadığını, bir subay ve bir erin dışındaki jandarmaların kaçtığını, bölgeye Nevşehir jandarmasının yardıma gelmesini veya halktan milli kuvvetler kurulmasının ge*rektiğini belirten bir telgrafı Genel Kurmay Başkanlığı'na çekmiştir
Çiçekdağı Belediye Başkanı Necip Bey'in bu telgrafına karşı, TB M M Reisi Mus*tafa Kemal Paşa, Erkan-ı Harbiye-i Umumiye Reisi ismet Paşa imzası ile gönderilen 16/17 06 1336 (1920) tarihli telgrafta: "Mecidiye Belediye Reisi Necip ve Müftü Hayrul*lah Efendilere:
"Salâ bet ve metanetinize ve memleketi muhafazada gösterdiğiniz sebat ve gayre*te teşekkür ederiz Araca şayan-ı itimat kimselerden miktar-ı kafi jandarma kayd ediniz ve mesarifini mal sandığından veya bir mahalden istikraz ederek tesviye ediniz Devle*tin borcudur Hemen tesviye olunacaktır
Kaymakamlığı vekaleten biriniz deruhte eyleyiniz Yıldığınız ustanın ne kadar kat' i bir surette te'dib olunduğunu bir iki günde görülecek ve zât-i âlileri Mecidiye büyükleri gibi kemal-ı metanet ile hareket edenlerin kadr ve şerefi anlaşılacaktır Telgraf teli ile ir*tibatı muhafaza ederek her altı saatte bir vilayete ahvalden ma'lumat veriniz" emri veril*miştir
Telgraf metninden anlaşılacağı üzere, Çiçekdağı Müftüsü Hayrullah Bey'den kay*makam vekilliği görevini de yapması istenmekle, Milli Mücadele'ye Çiçekdağı beldesi adına yetkili olarak destek olması sağlanmış oluyordu
Yozgat ve yöresinde başlayan Çapanoğlu isyanının büyüklüğü ve gerekli önlem alınmadığı takdirde Çankırı ve Çorum'a kadar da yayılabileceği hususunda 16 Haziran 1920'de Genel Kurmay Başkanı Albay İsmet (İnönü) bu ayaklanmaları bastırmak için o sırada Çerkeş'te bulunan Albay Refet (Bele) Bey'e yazdığı telgrafta: "Yozgat düştükten sonra Çorum ve Çankırı'nın da tehlikeye düşmesi muhtemeldir Bunlar da düşerse kargaşalık çok genişlemiş olur Çerkeş'te toplanan kuvvetle Çankırı'ya hareket gereklidir Ne vakit hareket edeceğinizi bildiriniz Ethem kuvvetleri 18 Haziran akşamı Ankara'da top*lanabileceklerdir" diyerek isyanın boyutları hakkında aydınlatıcı bilgiler vermektedir
Yozgat'taki isyan konusunda ise Kırşehir Milletvekili Rıza Bey ve Trabzon Millet*vekili Hüsrev (Gerede) Bey 17 Haziran 1920 tarihinde TB M M 'ne gönderdikleri ortak telgrafta: "Yozgat ayaklanması Ankara Valisi Yahya Galip Bey'in idaresizliği, belki de dü*zenlediği fesat yüzünden çıkmıştır" diyerek, bu konudaki görüş ve düşüncelerini dile getirmişlerdir
Yozgat'taki Çapanoğlu isyanının bastırılması hakkında Genel Kurmay Başkanı İs*met (İnönü) Bey'in Çerkez Ethem Bey'e yazmış olduğu telgrafta: "Akdağ Madeni, Yoz*gat, Alaca isyancıların; Yenihan, Tokat, Mecitözü, Çorum, Sungurlu, Keskin ve Mecidi*ye bizim elimizdedir" demektedir Böylece Çapanoğlu Celal Bey'in başında bulunduğu isyancıların, Kırşehir'de taraftar bulamadığı ve Çiçekdağı sınırlarında durdurulmuş oldu*ğu anlaşılmaktadır Bu sırada isyan i bastırmak için bölgeye gelen Kılıç Ali Bey'e, Çapa*noğlu Celal Bey tarafından gönderilen mektupta; "Halife ordusunun maksadı Mustafa Kemal ile yedi arkadaşını yakalamaktır Kırşehir Mebusu M Rıza Bey ile temas ve mu*habere halindeyiz Kırşehir üzerinden Ankara'ya yürüyeceğiz" şeklinde bir ifade kullan*mışsa da, bu ifadenin doğruluk derecesi şüphelidir Çünkü, Kırşehir Mebusu Rıza Bey, TB M M tarafından Trabzon Milletvekili Hüsrev (Gerede) Bey ile birlikte, bu isyanın ge*nel durumu hakkında tespitlerde bulunmak üzere bölgeye gönderildiği gibi, TB M M Başkanlığı'na çekmiş oldukları telgrafta, isyanın büyümesinin sorumlusu olarak Ankara Valisi Yahya Galip Bey'i göstermişlerdir
Görüldüğü gibi Çiçekdağı halkı; Müftüsü (Kaymakam Vekili) ve Belediye Başkanı ile isyana, isyancılara karşı koymuş, TB M M 'nin yanında yer almış ve Kırşehir üzerin*den Ankara'ya yürümek isteyen Çapanoğlu'nun planlarını bozarak başarısız kalmış, böylece milli mücadelenin kazanılmasında önemli bir rol oynamıştır
3 - Mustafa Kemal Paşa ve Temsil Heyeti Kırşehir'de
Mustafa Kemal Paşa ve Temsil Heyeti siyasi olaylara daha yakın olabilmek için batıdaki bir yeri şehir merkezi yapmak istiyordu Bu nedenle konu, 16-29 Kasım tarihle*ri arasında Sivas'ta "Komutanlar Toplantısında" tartışılmış, Ankara, Konya, Eskişehir üzerinde durulmuş, sonunda İstanbul’a bir demiryolu ile bağlı bulunan ve milli teşkilatı kuvvetli olan Ankara bu husus için en uygun şehir olarak kabul olunmuştur
Mustafa Kemal Paşa ve Temsil Heyeti Sivas Kongresi'nden sonra (04-11 Eylül 1919) Sivas Lisesi önünde toplanan binlerce atlı, arabalı ve yayadan oluşan Sivas hal*kının coşkun sevgi gösterileri arasında üç otomobillik bir konvoyla 18 Aralık 1919 tari*hinde yola çıkmıştır Heyetin, Sivas'tan, merkezi Sivas'ta bulunan "Anadolu Kadınları Müdafaa-i Vatan Cemiyeti" öncülüğündeki Sivaslı kadınlar tarafından coşkuyla uğurla*nışı, Anadolu halkının bağımsız yaşama arzu ve isteğinin canlı bir göstergesidir
Yeni Türkiye Cumhuriyeti'ni kurma azim ve kararı ile yola çıkan ve Temsil Heyeti diye anılan bu çekirdek kadronun, son derece kısıtlı imkanlarla hareket ettiği görülmek*tedir Mustafa Kemal Paşa ile birlikte; Rauf Bey, misafir olan Alfred Rüstem Bey, Şeyh Fevzi Efendi, Hakkı Behiç, Yaver Muzaffer ve Cevat Abbas, Yüzbaşı Bedri Bey, Genel Katip Hüsrev Bey (Berlin Elçisi) Doktor Refik (Saydam), Mazhar Müfit (Kansu) Bey'ler*den oluşan heyet, ikisi dolma lastikli olmak üzere üç otomobil ile yola çıkmıştır Heyet üyeleri mevcut paraları ile ancak yirmi yumurta, bir okka (1283 gr ) peynir ve on ekmek alabilmişlerdir Yolculuk için gereken bin liradan daha az miktarda parayı da Osmanlı Bankası'nın Sivas şubesinden borç olarak temin etmişlerdir
Mustafa Kemal Paşa ve Temsil Heyeti Sivas-Kayseri yolunda, büyük sıkıntılar çe*kerek 19 Aralık 1919 Cuma günü akşam üzeri Kayseri'ye ulaşmıştır Kayseri'de imam zade Reşit Ağa'nın evinde iki gece misafir olan Mustafa Kemal Paşa, şehirde kaldığı sü*rece Kayseri'nin ileri gelenleri ile görüşmüş ve Kayserililer’in Kuva-i Milliyeci, fedakar ve vatansever insanlar olduklarını ve Milli Mücadele için her türlü desteğe hazır bulunduk*larını memnuniyetle görmüştür
21 Aralık Pazar sabanı 9 00 sıralarında Kayseri'den hareket eden heyet, öğle üze*ri Himmetdede Köyü'ne (şimdi ilçe) ulaşmış ve kısa bir ara verdikten sonra Mucur'a var*mak üzere hareket etmiştir

|