07-31-2012
|
#6
|
Prof. Dr. Sinsi
|
Şanlıurfa'nın Tarihi Ve Turistik Yerleri
Şanlıurfa
Tarihi Eserler ve Turistik Yerler
Peygamberler diyarı olarak adlandırılan Şanlıurfa târih hazinesiyle dolu bir ilimizdir Târihî eserler bakımından zengin olan Şanlıurfa’da hazret-i İbrâhim, hazret-i Eyyûb ve hazret-i Şuayb’a (aleyhimüsselâm) âit izler vardır Hazret-i Âdem ile hazret-i Havva’nın bir müddet bu şehirde yaşadığı rivâyet edilir
- Halilürrahman Câmii: (Mevlid-i Halil): Selahaddîn Eyyûbî’nin yeğeni, Melik Eşref tarafından 1211’de yaptırılmıştır
Câminin yanında medrese odaları, hazire ve türbeler vardır Bu câmi, Şanlıurfa ve Güneydoğunun en büyük câmisidir 500 m2 üzerinde 2 minâreli, bir büyük ve 35 küçük kubbe üzerine kurulmuştur Selçuklu mîmârî tarzında yapılmıştır Câminin yanında 17 asırda yapılmış bir havuz vardır Bu havuz bir kanalla Ayn-i Zelihâ (Zelihâ Kaynağı) adı verilen 1500 m2 lik göle bağlanır Nemrut isimli zâlim bir kral, İbrâhim aleyhisselâmı bir tepe üzerinde kurdurduğu mancınıkla muazzam bir odun yığını hazırlatıp ateşe attırır Fakat Allahü teâlâ bu ateşi ânında berrak bir göl hâline getirir Hazret-i İbrâhim ateşe atıldığı ve ateşin onu yakmadığı Kur’ân-ı kerîm ve hadîs-i şerîflerle sâbittir Bu göl ve havuzda bulunan balıklar kutsal sayılır ve halk tarafından yenmez
- Ulu Câmi: Câmii Kebir Mahallesindedir
Yapım târihi kesin belli değildir Urfa’nın en eski câmisidir Sekiz köşeli mîmârisi ayrı bir özellik taşır Avludaki kuyunun suyuna Îsâ aleyhisselâmın mendili batırılarak hastalara su getirildiği rivâyet edilir Eski aslî ismi “Kızıl Kilise” olan bu yerde daha önceleri ay ve güneş tapınakları vardı Nemrut Sarayı diye eskiden anılırdı Taşları kızıl renktedir Câmi avlusunun doğu köşesinde Selâhaddîn Medresesi yer alır Câmi avlusunun batısındaki mezarlıkta Haçlılara karşı şehit düşen yedi kumandanın kabirleriyle Mevlânâ Halîd-iBağdâdî hazretlerinin mübârek oğullarına âit tek kubbeli türbe bulunmaktadır Minârenin genişliğiyle uzunluğu eşittir Hâlen saat kulesidir Câminin içinde, 48, dışında 15 sütun vardır
- Rizvâniye Câmii: Balıklı Gölün yanındadır
Rakka Vâlisi, Hamârizâde Ahmed Rizvare Paşa 1736’da yaptırmıştır 30 hücreli ve 2 dershâneli medresesi vardır Bağdat’tan kütüphânesine iki katır yükü yazma kitap getirilmiş olduğu söylenir
- Hasan Paşa Câmii (Tokdemir Câmii): Gölbaşı MahallesiyleAharbaşı Çarşısı arasındadır
Tek kubleli kısmını Tokdemir adlı bir Türk beyi, yanındaki ana kısmı ise 1499’da Uzun Hasan adına Şeyh Yâkup yaptırmıştır Bu câmiye sonradan üç kubbeli Hasan Paşa Câmii eklenmiştir Dikdörtgen avlunun doğusunda bulunduğu tahmin edilen medrese günümüze ulaşmamıştır Yavuz Sultan Selim Han devrinde tâmir ettirilmiştir Daha sonraki tâmirlerle de orijinalliğini kaybetmiştir
- Ak Câmi (Nîmetullah Câmii): Nîmetullah Mahallesinde olup, yapım târihi kesin olarak belli değildir
Plânı Edirne’de bulunan üç şerefeli câmiye benzemektedir Minâresi Urfa’daki minârelerin en uzunudur Avluda mesire odaları ve türbeler vardır
- Hazret-i Eyyûb Mağarası: Eyyûb aleyhisselâmın çile çektiği mağaradır
İl merkezinin 2 km güneyinde yer alır Dar ve karanlık bir mağara olup, 4 basamakla inilir
- Dergah (Nakşın) Mağarası: Urfa Kalesinin eteklerindedir
İbrâhim aleyhisselâmın doğduğu mağara olarak bilinir En çok ziyâret edilen yerlerdendir Mağaranın yanındaki kuyudan çıkan suya zemzem denilir Suyun tadı zemzeme benzemektedir Bu bölgede yedi mağara vardır Bir mağarada da İbrâhim aleyhisselâmın annesinin yattığı söylenir
- Hazret-i Şuayb Mağarası: Târihî Şuayb şehrindedir
Bu şehir kalıntısı Şanlıurfa’ya 120 km uzaklıktadır Evliyâ Çelebi Seyahatnâmesinde “Devr-i Mesih” denilen yere (kiliseye) seyâhatı esnâsında hazret-i Îsâ’nın geldiğini ifâde eder Havariler burada İncil’i hazin sesle okudukları için buraya “ruhâvî” denir
- Hayat bin Kays Harrâni Türbesi: Harran ilçesindedir
Büyük veli, âlim Hayat bin Kays el-Harrânî hazretleri medfundur Ziyâret mahallidir
- Urfa Kalesi: Şehir yakınında Dambak Tepesindedir
M Ö 2000 yılında yapıltığı tahmin edilmektedir Haçlı Seferleri sırasında önemli rol oynamıştır Osmanlılar zamânında tâmir ettirilen kale, iç ve dış olmak üzere iki bölümden meydana gelmiştir Dış kale dört kapılıdır İç kale 25 burçlu ve tek kapılıdır Kale üstünde bulunan iki taş sütunun İbrâhim aleyhisselâmın ateşe atılmasında Mancınık olarak kullanıldığı söylenir Kalenin arkasındaki mahalleye Kırk Mağara ismi verilir Her evin bir mağarası vardır Şehrin etrâfını çevreleyen surların Harran Kapısı, Bey Kapısına âit Mahmudoğlu Kulesiyle bâzı duvar ve burç kalıntıları günümüze kadar gelebilmiştir
- Birecik Kalesi: Birecik ilçesindedir
Kale 1900’de Haçlı ordusu tarafından işgal edildiyse de, şehir merkezi Türklerin elinde kaldı Kale 56 m yüksekliğindedir
- Harran Şehir Harâbeleri: Şanlıurfa’nın 44 km güneyindedir
Mezopotamya’daki çeşitli medeniyetlerin izlerini taşır Hitit, Roma ve Türk devirlerine âit çok değerli târihi eserler ve belgeler bulunmaktadır Dünyânın ilk üniversitesi kabul edilen Harran İslâm Üniversitesinin kalıntıları buradadır 75 m yükseklikte olduğu sanılan “Rasat Kulesi”nin hâlâ ayakta kalan 40 m’lik bölümü ilgi çekmektedir Harran İslâm Üniversitesi Urfa ile Akçakale arasındadır Harran Ovası milletlerarası ölçülere göre dünyânın üçüncü ve Türkiye’nin birinci ve en verimli arâzisidir Güney Anadolu Projesiyle bu ova sulu tarıma geçerek Türkiye’de tarım üretiminde büyük bir patlama olacaktır
- Târihçi Batlemyus’a göre, Harran’ı Sümerler M
Ö 6000 senesinde kurmuşlardır Harran yol mânâsına gelir 1185’te Endülüslü Muhammed el Cübeyr Harran’ı gezdiğinde 2 üniversite, 2 hastâne, düzgün, geniş caddeler, güzel evlerden bahseder Sâbit bin Kurra ile El Battânî Harran Üniversitesinden yetişmiştir M Ö 3000 senesinden M S 1260’ta Moğolların şehri yıkmasına kadar medeniyetlerin beşiği olan Harran’ın sırları hâlâ çözülememiştir İncelemeler devam etmektedir
- Târihte ilk astronomi çalışmalarının başladığı yer olduğu sanılan Harran’da, kazı çalışmalarını 1952’de İngiliz Arkeolog S
Rice başlatmıştır Bu kazılarda Bâbil Kralı Nabonid’in mezartaşı bulunmuş olup, Şanlıurfa Müzesindedir Külâh (arı kovanı) biçimli kerpiç yapı dünyâda sâdece bu bölgede bulunmaktadır Harran elips biçiminde 5 m yükseklikte ve 4 km uzunluğunda bir duvarla çevrilidir Kale duvarlarının Anadolu, Aslanlı, Bağdat, Musul, Rakka ve Halep kapıları vardır
- Selçukluların kurduğu, Moğolların yıktığı üniversiteyi Yavuz Sultan Selim Han yeniden inşâ ettirmiştir

- Sumatar: Şuayip şehrine giden yol üzerinde bulunan bu eski şehir harâbeleri Asurlulardan kalmadır
Hazret-i Şuayb’in mağarası da buradadır Fırfırlı Kilisesi; çok eski bir kilisedir Simetrik bir yapıdır
- Nemrud Tahtı: Urfa’nın güneybatısındaki dağ silsilesi içinde sarp ve yüksek bir tepenin zirvesindeki düz kayalığa bu ad verilmiştir
Düzlüğün gerisinde kayalara oyulmuş odunluklar bulunur
- Mesire Yerleri: Urfa’da tabiî bitki örtüsü zayıf olduğundan fazla mesire yeri yoktur
Başlıca mesire yerleri şunlardır:
- Aynızeliha Gölü: İl merkezinde olup, gölün etrafı kavak, söğüt, dut, nar ve incir ağaçlarıyla kaplıdır
Gölde yaşayan balıklar kutsal sayıldığından yenmez Burası Urfa’nın önemli mesire yerlerindendir
- Halilürrahman Gölü: İl merkezinde olup, gölün etrafı söğüt ve çınar ağaçlarıyla kaplıdır
Göldeki balıklar kutsal sayıldığından yenmez Turizm açısından önemli olduğundan çevresinde çeşitli tesisler yapılmıştır
- Karaköprü: İl merkezine 5 km mesâfede, Karaköprü Köyünün yamaçlarında güzel bir mesire yeridir
Çevresi söğüt, kavak, nar ve dut ağaçlarıyla kaplıdır Çok güzel soğuk su kaynağı da vardır
- Direkli: İl merkezinin kuzeybatısındaki Direkli Deresi çevresi ağaçlarla kaplı bir dinlenme yeridir
Bu bölgede ayrıca büyük bir yeraltı suyu vardır Su çok tatlı olup, şifâlı olduğu söylenir
|
|
|