07-30-2012
|
#2
|
Prof. Dr. Sinsi
|
Parmaksız Hatsu(Söz Verilmiş Aşklara) / Parmaksız Hatsu(Söz Verilmiş Aşklara)
Aygır, dönüp Hatsu’ya doğru baktı Hatsu’nun yavaş yavaş kendisine doğru geldiğini görünce koştu yılkıya karıştı Hatsu yılkının arasına girdi, bir kement mesafesine kadar Aygıra yaklaştı Aygır aldırmadı, Aygırın yakınındaki atlar aygırdan uzaklaşınca, aygır bir başına ortada kaldı Hatsu biraz daha yanaştı, bindiği at huysuzlaştı, Hatsu’yu üzerinden atmak istedi, Hatsu bacaklarını eyere sıkıştırarak yapıştı, düşmekten korundu, atını mahmuzladı, ileri atıldı Aygır, Hatsu’nun üzerine geldiğini görünce yelesini kabartıp kuyruğunu dikti ve yılkının su içtiği ırmağın kenarına doğru koşmaya başladı Hatsu sağ elinde kement ile bindiği atına vurdu Aygırı kovaladı Aygır az sonra durdu, döndü Hatsu ile bindiği atına baktı Aygır ile Hatsu gene göz göze geldiler

Bütün gün Hatsu Aygırı kovaladı durdu Aygır Hatsu ile oyun oynadı durdu Aygır hiçbir an Hatsu’nun bir kemet mesafesi kadar yaklaşmasına izin vermedi Kendisini de yakalatmadı, çok da uzaklaşmadı
Aygır koşmaktan yorulduğunda durup soluklanıyor, bunu fırsat bilen Hatsu yaklaştığında ise aygır bir başka yöne koşuyordu Hatsu kovalasa da aygıra yetişemiyordu Hatsu ile Aygır bütün gün bir kovalamaca oyunu oynadılar
Güneş battı , dolunay göründü Hatsu tanımadığı bilmediği bir köyün yakınına kadar gelmişti, atı da kendisi de yorulmuştu Hatsu köyü bilmiyordu fakat Aygır geldikleri yeri biliyordu, onu sahibinin köyüne getirmişti
Hatsu da Aygır da birbirinden inattı Aygır Hatsu’ya bir yakınlık duymuştu Hatsu atını durdurdu indi, sırtından eyerini yamçısını alıp yere bıraktı, yamçısını serip üstüne oturdu, yem torbasından çıkardığı ekmek ve kurutulmuş eti yedi Aygır Hatsu’dan uzaklaşmadı, durduğu yerde başını eğip otlamaya başladı arada bir başını kaldırıp Hatsu’ya doğru baktı Hatsu’yu devinimsiz görünce, geldikleri yöne doğru koştu, uzaklaştı gitti, yılkıya karıştı
Hatsu oturduğu yerde kaykılıp uyuya kaldı Uyandığında çok susadığını anladı Uzaktan köy evlerinde ışıkların yandığını gördü Köye gidip köyün çeşmesinden su içmeyi düşündü Kalktı köye doğru yürüdü Köyün içinde, çeşme aradı durdu, bulamadı Evlerde ışıkların hepsi söndü Önünden geçtiği bir evin penceresinde ışık gördü, gidip cama vurdu içeriden kim o diye bir erkek sesi geldi, Hatsu adını söyledi, İçeriden seslenen adam gelip kapıyı açtı, buyur etti
Hatsu adama “Çok susadım, bir tas su istiyorum ” Dedi Adam içeri girip elinde su dolu bir tas ile dışarı çıktı, suyu Hatsu’ya uzattı Hatsu suyu aldı, çömelip içti, Hatsu su içerken Adam Hatsu’nun yanına çömeldi
Hatsu suyu içtikten sonra “Hayırdır Hatsu, dedi, gecenin bu geç saatinde buralarda ne işin var?” Hatsu:
– Delilik işte Prens Hatıko’nun yılkıdaki tor aygırını yakamak için gün boyu kovalayıp durdum diye yanıtladı adamın sorusunu Adam:
– Anladım, dedi, gel konuk odasında kal dinlen diyeceğim ama odada konuklarım var Onları rahatsız etmeyelim bu saattte sen geç benim odaya odada hazır serili yatağıma yat dinlen Ben sabaha karşı peşinde olduğun aygırı sana getirir, camdan sana seslenirim sen de yoluna devam edersin
Hatsu’nun tanımadığı adam avlunun direğinde eyeri ile hazır bekleyen atına bindi, avludan çıktı gitti
Hatsu adamın odasına girdi Odada tahta bir iskemle, geniş bir karyola, karyolanın baş ucundaki komidinden başka bir şey yoktu Geniş karyolada genç bir kadın yatıyordu
Üstünden çıkardığı giysileri özensiz iskemleye atılmıştı Hatsu etrafına bakındı yatacak koltuk sedir ve yer yoktu İçinden dışarı çıkmayı geçirdi Yapmadı Ev sahibinin karyolasına, kadının yanına uzandı
|
|
|