Yalnız Mesajı Göster

Tunguska'nın Sırrı / Tunguska'nın Sırrı Hakkında Biglier

Eski 07-30-2012   #1
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Tunguska'nın Sırrı / Tunguska'nın Sırrı Hakkında Biglier



30 Haziran 1908 günü sabah saat yaklaşık 7:45 sularında Sibirya'nın orta kesimlerindeki Podkamennaya Tunguska Irmağı yakınlarında oluşan büyük gök patlamasının adıdır

Gezegenimize Vuran Son Kozmik Darbe

1908 yılında Sibirya Ormanları'nda yüzlerce dönümlük bir alan gökten geldiği sanılan bir ateş topunun altında ezildi tüm ağaçlar yandı geyik sürüleri kül oldu patlamanın şiddeti binlerce megatondu Bilim bugüne kadar hala ne olduğunu kesin olarak belirleyemedi ama pes de etmedi Rus İtalyan ve Amerikan bilim adamları şimdilerde modern teknolojiyi kullanarak Tunguska gizemine ışık tutuyorlar

30 Haziran 1908'de Sibirya'da patlayan veya düşen ateş topunun gücü Hiroşima'da patlayan atom bombasından 1000 kez daha güçlüydü Ortaya çıkan ısı sonucunda ren geyiği sürüleri ve yüzlerce ağaç kül oldu binlerce kilometre karelik bir çevrede patlamanın sesi duyuldu Patlamanın ışığı binlerce km öteden görüldü göğe yayılan portakal renkli ışık Batı Avrupa'dan görüldü ışık o kadar parlaktı ki insanlar karanlıkta gazete dahi okuyabiliyorlardı Patlamanın etkisi veya şekli volkanik bir patlamaya benziyordu ama ortada patlayan bir volkan yoktu Elle tutulur tek ama olağandışı gösterge sismograflarda kaydedilen titreşimlerdi Bir Sibirya kenti olan Irkutsk'da bulunan rasathaneler sarsıntının merkezinin 18000 metre kuzeyde bulunduğunu belirlediler; bölgenin adı Tunguska'ydı







Patlamadan sonraki 19 yıl boyunca bilim adamları Tunguska'ya gelmediler; yolculuk zordu bölge uzak ve bataklık bir alandı böyle zor bir yolculuğa kimse gönüllü olmadı 19 yıl sonra Tunguska'ya ulaşan ilk ekibin karşılaştığı manzara inanılmazdı; ekip üyeleri sersemlemişlerdi karşılarında ufuk boyunca sıralanmış kavrulmuş ağaç dizileri vardı Ekibin ilk işi bir krater aramak oldu ama bulamadılar Sonra bir meteorun parçalarını aradılar (veya bir asteroitin) ama böyle bir şey de yoktu Sadece yakın köylerde yaşayan tanıklarla konuşabildiler; köylüler gökten iz bırakarak gelen ve büyük bir gürültü çıkaran dev bir ateş topunu görmüşler ve patlamanın şiddetinden yere düşmüşlerdi Açıkçası Tunguska'da benzeri olmayan bir olay yaşanmıştı geriye kalan tek elle tutulur kanıt kavrulmuş ağaçlardı 88 yıl boyunca Tunguska gizemi ile ilgili birçok çekici kuram ortaya atıldı en geçerli kuram bir meteorun düştüğü en az ilgi gören kuram ise dünya dışı bir uzay aracının patlamasıydı 1908'de kesin olarak ne olduğu ile ilgili tartışmalar sürüp giderken geçenlerde ortaya çıkan zorlayıcı bir kanıt birçok soruya cevap getirerek tartışmaların büyük bir bölümüne noktayı koydu
Araştırmacılar Tunguska ağaçlarına gömülmüş zerrecikler (partiküller) buldular ve bu partiküllerin altında dünya dışı bir imza vardı Bilgisayar animasyonları uygulanarak bir meteorun atmosferde yanmasından veya bir asteroitin parçalanmasından sonra geriye nelerin kaldığı araştırıldı Bazı uzmanlar daha fazla tartışma taraflısı değildiler patlamanın nedeni bir meteordu asıl sorun meteorun ne tür bir meteor olduğuydu Tunguska bilimciler için hala gizemlidir; çözüm sözcüğü heyecan veren bir davete benzer ama bu davetin içeriğinde laboratuarlarda harcanan uzun saatler ve günlerce süren yolculuklar sonucunda eli boş dönmek vardır Henüz çok pratik bir yöntem bulunmamıştır; kuyruklu yıldızlar veya asteroitler bilinen cisimlerdirler ve Güneş Sistemi'nin tarihinin önemli bir bölümüdürler Örneğin 1994 yılında Shoemaker-Levy kuyruklu yıldızı Jüpiter'in "kara göz" üne çarptı Patlayıcı özelliği olan büyük göktaşlarının en son 65 milyon yıl evvel dünyaya yağarak dinozorları toptan yok ettiği düşünülmektedir ve bugün de insan uygarlığı aynı bilinmeyen risk ile her an karşı karşıyadır Aslında Tunguska'da 1908 yılındaki o korkunç gün bir anlamda da bize gelecekte göklerde nelerin saklı olduğunu işaret etmektedir





Leonid Kulik



Tunguska'ya giden ilk bilim adamı olan Leonid Kulik bir Rus jeologu idi uzun yıllar boyunca Sibirya'nın birçok bölgesinde meteor parçacıklarını araştırmıştı 1927'de Tunguska panoramasını yani parçalanmış yanık ve devrilmiş sayısız ağacı ilk kez gördü Aklına hemen çok büyük bir yangının tüm bölgeyi etkilediği geldi Sonraki 14 yıl içinde Kulik Tunguska'ya dört kez daha gitti Kulik'in ekibi ezilmiş dağılmış ve bataklıklara gömülmüş ağaçların sayısız fotoğrafını çekti bıkmadan usanmadan meteor parçacıkları aradılar ama tek bir parçaya dahi rastlayamadılar

Çeşitli tanıklarla görüştüler karşılaştırmalar yaptılar abartmaları yalanları belirlediler Hemen hemen tanıkların yarısı kuzey göğünden gelen bir ateş topunu görmüşlerdi ama diğerleri kuzeybatı veya batı yönünden söz ediyorlardı Bütün araştırmaların sonucunda ortaya çıkan tek şey karışık ve önemsiz bilgilerden başka bir şey değildi Kulik hala cehenneme neden olan şeyin doğal olarak bir meteor olduğunu düşünüyordu Kulik 1942'de bir savaş mahkumu olarak öldü ve ondan sonra ellili yılların sonuna kadar hiçbir bilim ekibi bir daha Tunguska'ya gitmedi

Olayı bir kez daha dürten ilk kişi bir Sovyet ordu mühendisi olan Albay Aleksander Kazantsev'di 1946'da yazdığı kısa bir makalede Tunguska felaketine ancak nükleer bir patlamanın neden olabileceğini belirtti ama insanlar 1908 yılında insanlar böyle bir şeyi yapamazlardı yani tek neden bir uzay aracının patlaması olabilirdi Sonraki yıllarda öykü SSCB'de birçok kez gündeme geldi ve yazılar yayınlandı Bunların en popüleri ve başarılısı "Guest From Space/Uzaydan Gelen Ziyaretçi" idi Genç Sibiryalı bilimciler Kazantsev'in iddialarıyla uğraşıp durdular onun Tunguska'da hala ölçülebilir bir radyoaktivite düzeyinin bulunduğunu iddia etmesine karşı çıkıyorlardı Sibirya'daki Tomsk kentinde İyonize radyasyon uzmanı olan Victor Zhuravlyov; "Kitabın gerçek olduğunu kanıtlayan bir şey bulmayı çok istedik" diyordu Eğer böyleyse bilim adamların gerçekte ne olduğunu anlamaya niyetli oldukları pek söylenemezdi Aynı kentte bulunan Biyoloji ve Biyofizik Bilimsel Araştırmalar Enstitüsü'nün direktörü olan Gennady Plekhanov ise; "Birkaç yıl boyunca Tunguska sorunun çözülmüş olduğunu düşündük" diyordu Ama ikisi de hatalıydılar Plekhanov 1959 ve 60'da iki Tunguska seferini yönetmişti düşük düzeyde radyasyon izi ve ufalanmış patlayıcı meteor parçacıkları arıyor ve; "Gerçekten çok uzaktık her şey düşündüğümüzden daha karışıktı" diyordu





1961 baharında Plekhanov hayal kırıklığı ile dolu bir rapor yayınladı ve Rusya'nın en önemli bilimsel enstitülerinden birisi olan Moskova'daki Kurchatov Atom Enerjisi Enstitüsü'nde bu doğrultuda bir konuşma yaptı Gizemle ilgili boş bir tablo çizdi grubunun çalışma alanında çok dikkatli bir çalışma yaptığını anlattı ve anlattıkları bilim adamlarından sıcak bir ilgi gördü Rus bilim adamlarının Tunguska'ya gidişinden sonra hemen her yaz döneminde çeşitli bilgiler derleniyor ve araştırmalar sürüyordu Bunların en önemlisi yanık ağaçların bulunduğu tüm bölgeyi her ayrıntısına kadar gösterin bir haritanın yapılmış olmasıydı Bu başarının sahibi Tomsk Üniversitesi matematikçilerinden olan 60 yaşındaki Wilhelm Fast'tı; Fast 1960'da Tunguska ekibine katılmıştı ve "Yanık ağaçları ilk kez gördüğümde uyanmıştım" diyordu Fast ve yardımcıları inatçı ve ısrarlı bir çalışmanın sonunda yanık ve kırık ağaçların bulunduğu 220000 hektarlık bir alanın haritasını çıkarmayı başardılar Bu harita büyük bir özenle 35 yıl boyunca geliştirildi; başka bilim adamları ağaçların dağılımlarını ve aldıkları şekilleri uzun uzun inceleyerek bir sonuca vardılar; patlamanın rüzgarı 75 km uzunluğundaki bir alanda 10/20 megatonluk bir TNT enerjisi oluşturarak doğudan batıya doğru yayılmıştı

30 yıl boyunca Tunguska sadece Rus bilimcilerinin inceleme konusu olarak kaldı Tunguska'ya en yakın olan iki büyük kent olan Tomsk ve Krasnoyarsk askeri teknoloji merkezleriydiler ve yabancıların girmesi kesinlikle yasaktı Ancak1989'da Soğuk Savaş'ın bitiminden sonra yabancı araştırmacılar bölgeye gelip araştırmalara başlayabildiler Aralarında Bologna Üniversitesi'nden İtalyan fizikçi Menotti Galli'de vardı Galli 40 yıldan beri kozmik radyasyon üzerinde çalışıyordu ve özellikle de uzaydan gelen yüksek enerji partiküllerinin ağaçlardaki selüloz katmanlarında oluşturdukları ağır karbon izotoplarını inceliyordu Ağaçlardaki bu karbonik birikimin yıllık gelişimi ve miktarı bir kesit alındığı zaman halkalar halinde görülebiliyor ve izlenebiliyordu İşte Tunguska gizeminin cevabı burada saklıydı Galli Tunguska karanlığına 1990 yılında yapılan araştırma gezisinde daldı ve çeşitli ağaçlardan örnekler aldı; dallardan ve ağaç gövdelerinden 30 cm çapında 5-6 cm kalınlığında halka kesitler alıyordu Geçen yıllar içinde yeniden gelişmeye çalışan ölü dallarda bir enfeksiyon vardı yani deriye batan bir kıymık gibi halkalarda yoğunlaşan ve biriken kırıklar vardı Ama Galli bu durumdan hoşnuttu ve daha iyi olduğunu düşünüyordu 1908 patlamasından önce ölmüş olan dallar ve ağaçlarda sonradan sızan reçine koruyucu bir doku oluşturmuş ve enfeksiyonu engellemişti Eğer Tunguska'ya patlayıcı bir meteor patlamışsa ormana yayılan zerrecikler bu reçine tabakalarının içine hapsolmuşlar ve dokunulmamış olarak kalmışlardı

Galli patlayıcı meteor düşüncesine çeşitli yönlerden yakındı ama bu bir kuyruklu yıldızın buzdan oluşmuş parçası da olabilirdi Güneş Sistemi'nin oluştuğu çok önceki dönemlerde varolan bir kuyruklu yıldız zaman zaman Pluto'nun ötesindeki evinden gelerek dünyanın yakınından geçmiş ve geçerken de bir parçası dünyaya düşmüş olabilirdi Öte yandan çok çeşitli meteor türlerinden birisi de olabilirdi Meteoritler çoğunlukla serseri yani düzensiz dolaşan eski asteroitlerdir ve dağılmış veya parçalanmış gezegenlerin enkazıdırlar Temel olarak düzensiz mineraller içerirler bazıları zengin organik karbon (carbonaceous chondrites) yüklüdürler Bazı meteoritler zengin demir içerirler her meteoridin bir özelliği vardır ve buna göre sınıflandırılır; organik karbon yüklü meteorlar soğuk ve küçük asteroitlerin parçalarıdırlar ve Asteroit Kuşağı'nın dışında bulunurlar Güneş'e yaklaştıkça ısı yüzünden artan karbon bileşimleri asteroitlerin içinde sıkışmaya başlarlar ayrıca birçok büyük asteroitin çekirdeği demirdir

Galli'nin çalışmalarında yanında yardımcısı ve dostu Giuseppe Longo vardı Longo 36 yıllık bir nükleer fizikçiydi ve nükleer reaktörlerde oluşan atom altı parçacıklar konusunda uzmandı ve Tunguska'yı görür görmez bölgede bir öğütülmenin veya ufalanmanın oluştuğunu hesapladı Galli ile Longo 1970'lerde Amerikalı bilimcilerin geliştirdikleri bir hipotezle ilgili testi uygulamaya karar verdiler Eğer Tunguska'da bir kuyruklu yıldız patladıysa bu hipotez işe yarayacaktı çünkü kuyruklu yıldızın izleri tanımlanabilirdi Kuyruklu yıldızın içerdiği hidrojen sıkışmış ve ve atmosfere büyük bir hızla girdiğinde ısınmıştı bu helyumda fünyenin erimesi gibiydi yani hidrojen bombasını patlatan tetik gibi İşte patlamanın nedeni bu olabilirdi Patlamada ortaya çıkan yüklü nötron parçacıkları atmosferde nitrojen atomlarıyla birleşirler ve ağır karbon 14 nötronları oluştururlar Longo;"Eğer böyle bir şey olduysa ağaçlardan kestiğimiz halkalarda karbon 14 bulacağız" diyordu Ama olmadı karbon 14 yoktu böylece patlama nedenlerinin arasından kuyruklu yıldız çıkarıldı en azından suçlanma oranı azalmıştı Bu sonuca rağmen Galli ve Longo çalışmalarına ara vermediler yeterince veya doğru örnek almadıklarını düşünüyordular ve 1991 yazında Tunguska'ya yapılan yeni bir yolculuğa katılarak yeni örnekler almaya karar verdiler








Alıntı Yaparak Cevapla