07-30-2012
|
#3
|
Prof. Dr. Sinsi
|
Kur'an Ve Geçmiş Olayların Sırrı
FİRAVUN VE YAKIN ÇEVRESİNE GELEN BELALAR
Firavun ve yakın çevresi kendi çok tanrılı sistemlerine, putperest inanışlarına öylesine bağlılardı ki, Hz Musa'nın mucizelerle gelmesi bile onları bu batıl inançlarından döndürmemişti Üstelik bunu açıkça ifade ediyorlardı:
Onlar: "Bizi büyülemek için mucize (ayet) olarak her ne getirirsen getir, yine de biz sana inanacak değiliz " dediler (Araf Suresi, 132)
Bu tutumlarının karşılığında Allah, onlara dünyada da bir azap tattırmak için ayetin ifadesiyle "ayrı ayrı mucizeler" (Araf Suresi, 133) olarak felaketler yolladı Bunlardan ilki kuraklık ve dolayısıyla elde edilen ürünlerin azalmasıydı Konuyla ilgili Kuran ayeti şöyledir:
Andolsun, Biz de Firavun aile (çevre)sini belki öğüt alıp düşünürler diye yıllar yılı kuraklığa ve ürün kıtlığına uğrattık (Araf Suresi, 130)
Mısırlılar tarım sistemlerini Nil Nehri'ne dayandırmışlardı ve bu sayede doğal şartların değişimi onları etkilemiyordu Ancak Firavun ve yakın çevresinin Allah'a karşı büyüklenmeleri ve Allah'ın peygamberini tanımamaları sebebiyle kendilerine beklenmedik bir felaket gelmişti Fakat ayette de belirtildiği gibi "öğüt alıp düşünmeleri" gerekirken, bu olanları Hz Musa'nın ve İsrailoğulları'nın getirdiği bir uğursuzluk olarak kabul ettiler Ardından Allah, bir seri felaket gönderdi Bu felaketler Kuran'da şöyle bildirilmiştir:
Bunun üzerine, ayrı ayrı mucizeler (ayetler) olarak üzerlerine tufan, çekirge, buğday güvesi, kurbağa ve kan musallat kıldık Yine büyüklük tasladılar ve suçlu-günahkar bir kavim oldular (Araf Suresi, 133)
Kuran'da Mısır halkının başına gelen bu belalarla ilgili bildirilenler, 19 yüzyılın başında, Orta Krallık devrinden kalma bir papirüsün Mısır'da bulunmasıyla bir kez daha tasdik edilmiş oldu Bu papirüs bulunduktan sonra, 1909 yılında Leiden Hollanda Müzesi'ne götürülüp A H Gardiner tarafından çevrildi Papirüs'te Mısır'daki kıtlık, kuraklık gibi felaketler ve Mısır'dan kölelerin kaçışı anlatılmaktadır Ayrıca söz konusu papirüsün yazarı İpuwer'in de bu olayların tanığı olduğu anlaşılmaktadır

Mısır'da, 19 yüzyılın başlarında, Orta Krallık döneminin sonlarına ait bir papirüs bulundu Bulunan papirüs Hollanda'daki Leiden Müzesi'ne götürüldü ve A H Gardiner tarafından 1909'da tercüme edildi Papirüsün tamamı Admonitions of an Egyptian from a Heiratic Papyrus in Leiden (Leiden'deki Papirüste Bir Mısırlının Nasihatleri) adlı kitapta yer almaktadır Papirüste Mısır'daki büyük değişimler; açlık, kuraklık, kölelerin Mısırlıların servetleriyle kaçışı ve ülke çapındaki ölümler tarif edilmektedir Papirüs, Ipuwer adındaki bir Mısırlı tarafından yazılmıştı ve buradaki anlatımlardan bu kişinin Mısır'daki felaketlere bizzat şahit olduğu anlaşılmaktaydı 102 Bu papirüs çok anlamlı olarak felaketleri, Mısır sosyetesinin ölümünü, Firavun'un yıkımını anlatan bir el yazmasıdır
Mısır halkının başına gelen felaketler zinciri, Kuran'da anlatılan kıtlık, kanın musallat kılınması gibi belalarla son derece mutabıktır 96 Allah'ın Kuran'da bildirdiği bu felaketlerden Ipuwer papirüslerinde şöyle bahsedilmektedir:
Felaketler tüm memleketi sarmıştı Her yerde kan vardı 97
Nehir kan oldu 98
Böyle dün gördüğüm herşey helak oldu Biçilmiş gibi her toprak çırılçıplak  99
Mısır'ın aşağısı mahvoldu  Tüm saray ıssız kaldı Sahip olunan herşey: buğday ve arpa, kazlar ve balıklar  100
Gerçekten ekin her yerde mahvoldu  101
Topraklar- tüm kargaşaya ve gürültüye rağmen… Dokuz gün boyunca saraydan hiçbir çıkış yoktu ve kimse o şahsın yüzünü göremedi  Şehirler kuvvetli akıntılar tarafından yerle bir oldu  Yukarı Mısır harap olmuştu… her yerde kan vardı… ülkede salgın hastalıklar baş gösterdi… Bugün gerçekten kimse kuzeye Byblos'a gidemiyor Mumyalarımız için ne yapacağız?  Altın azalıyor…103
İnsanlar sudan korkar oldu Su içtikten sonra bile susadılar 104
İşte suyumuz! Mutluluğumuz! Yapabileceğimiz ne var? Herşey talan 105
Şehirler yıkıldı Yukarı Mısır kurudu 106
Yerleşim alanları bir dakika içinde altüst oldu 107
20 yüzyılda bilgi sahibi olduğumuz bu papirüste Firavun ve kavmine isabet eden felaketlerden Kuran'la büyük bir paralellik içinde bahsediliyor olması, Kuran'ın İlahi kaynaklı olduğunu bir kez daha ortaya koymaktadır
|
|
|