Yalnız Mesajı Göster

Çağdaş Bilimsel Düşünce Nedir -Çağdaş Bilimsel Düşünce Nedir Acıklaması

Eski 07-30-2012   #2
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Çağdaş Bilimsel Düşünce Nedir -Çağdaş Bilimsel Düşünce Nedir Acıklaması



Etkileşim Yasası:

İnsanı saran iç ve dış evren arasında bir takım bağlantılar ve ilişkiler vardır Her iki evren birbirine az veya çok etkilerde bulunur Örneğin : Bir taraftan başka insanlar, başka varlıklar insan üzerine etkiler yapar Öte yandan da kişi, sözleriyle, davranış ve eylemleriyle başka insanlar, başka varlıklar üzerine etkilerde bulunur Böylece varlığın, bir etkileşim yasası ortaya çıkar Bu yasaya göre varlıkta her şey birbirlerini sürekli olarak etkilerler

Duyumlar:

Bir organizmanın, dış ve iç çevresinden gelen uyarıları, duyu organları aracılığı ile alma yeteneğine duyum denir Bu duyu organları ise, göz, kulak, burun, dil ve deridir Bunlar, dış çevre ile iç çevre arasında adeta bir köGoogle Page Rankingü görevini oluştururlar Bu köGoogle Page Rankingülerden biri yıkık veya bozuk olursa, insan dıştan gelen etkilerden bazılarını alamaz Örneğin : Anadan doğma kör olan bir kimseye, beyaz ile siyah, sağır olan bir kimseye, piyano ile keman sesi arasındaki farkı anlatmak olası değildir

Dış çevre ile iç çevre arasında köGoogle Page Rankingü görevini üstlenen duyu organlarının yaptıkları hizmet yönünden, eskiden beri insanlar tarafından bilinen beş duyudur Bunlar : Tatma, koklama, işitme, görme ve dokunma duyularıdır Bunları meydana getiren duyu organlarıdır Duyu organları ise şunlardır:

1 — Tatma : Dil aracılığı ile, yiyeceklerin tadını almak,
2 — Koklama : Burun aracılığı ile kokuları almak,
3 — İşitme : Kulak aracılığı ile sesleri işitmek,
4 — Görme: Göz aracılığı ile renkleri, biçimleri, uzakları görmek,
5 — Dokunma : Deri aracılığı ile cisimlerin sertliğini, yumuşaklığını, soğukluğunu ve sıcaklığını duymak

Duyumlar, ruhsal hayatın en basit elemanlarıdır Duyum dış çevreden gelen çeşitli etkileri duyu organlar aracılığı ile duymaktır Örneğin : Bir elmanın rengini, biçimim görürüz, lezzetini tadarız, kokusunu alırız Bunların hepsi birer duyudur Ampulün yandığını görmek, kemanın sesini işitmek, limonun ekşiliğini tatmak, gülün kokusunu almak, elimizin sert veya yumuşak bir şeye dokunduğunu duymak da birer duyumdur

Duyumlar ve Olaylar:

Bir duyumun meydana gelmesinde üç tür olay vardır Bunlar sırasıyla:

1 — Fiziksel,
2 — Fizyolojik,
3 — Psikolojik

olaylardır Bir lâmbadan çıkan ışığın gözümüze ve bir zilden çıkan sesin kulağımıza kadar gelmesi, ışığın ve sesin hava içinde nasıl yayıldığını, bize fizik bilimi açıkladığı için, bu tür olaya fiziksel olay denir

Göze kadar gelen ışık dalgalan, gözdeki sinirleri uyarır ve bu uyarı belirli yollardan beynin bir noktasına kadar ulaştırılır Kulağa gelen ses dalgaları, kulaktaki sinirleri uyandırır ve bu uyarı da belirli yollardan beynin başka bir noktasına ulaştırılır Vücuttaki sinirlerin nasıl işlediğini bize fizyoloji bilimi açıkladığı için bu tür olaya da fizyolojik olay denir Işığın gözden, sesin de kulaktan beyne gelmesi gibi

Sinirlerin getirdikleri uyarı beyine ulaşır ulaşmaz, bu uyarı bir psikolojik olaya dönüşür Yani lâmbanın ışığı görülmüş, zilin sesi işitilmiş olur işte bu tür olaylara da psikolojik ya da ruhsal olaylar denir

Duyu ve Duyum :

Duyu, duyumu gerçekleştiren psiko-fizyolojik bir işlevdir Duyum ise, duyularda araçsız olarak gerçekleştirilmiş bilinç olgusudur Yani izlenimle algı arasımda bulunan bir bilinç olgusudur Bunları birbiriyle karıştırmamak gerekir, izlenim ve duyum önce ve algı duyumdan sonra gerçekleşir Duygu ise bunlardan tamamen ayrıdır Duygu bir tasarımın, duyum bir etkinin sonucudur Örneğin : Sevinç bir duygudur, duyum bir etkinin ya da uyarıcının bir sonucudur Bu bakımdan, şiirsel tasarımlar dışında, duygunun insan bedeninde belli bir yeri yoktur, ama duyumun belli bir yeri vardır Duyumlar uyarıcıların zihinde bıraktığı izlerdir Öte yandan bir duyumun anlam kazanmasına algı denir Böylece duyum algı ile iz arasında yer almaktadır

Algı:

Duyu organlarından biri üzerine gelen herhangi bir etkiyi duyabiliriz Bu bir duyumdur Fakat dıştan gelen aynı etki, duyu organı üzerine ikinci, üçüncü kez gelecek olursa, bunun bize yabancı olmadığını ve daha önce duyulmuş olduğunu anlarız Dıştan gelen etki devam ettiği sürece, genellikle duyum da devam eder Dıştan gelen etki kesildikten biraz sonra duyum da ortadan kalkar Fakat bu arada zihinde bir «iz» bırakır Bu iz sayesindedir ki, ikinci kez ortaya çıkan duyum esnasında biz, birinciyi hatırlarız Demek ki, ikinci kez ortaya çıkan duyum, önce ortaya çıkan duyumun bıraktığı izi uyandırma, canlandırma bakımından bir anımsama görevini yerine getirmektedir


Alıntı Yaparak Cevapla