Yalnız Mesajı Göster

Felsefi Düşünce Akımları - Felsefi Düşünce Akımları Hakkında...

Eski 07-30-2012   #11
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Felsefi Düşünce Akımları - Felsefi Düşünce Akımları Hakkında...



E Dinsel deneyimler

Ontolojik, kozmolojik ve teleolojik kanıtlar, dışımızdaki dünyadan hareket ederek Tanrı’nın varlığını temellendirmeye çalışmıştır Oysa bu kanıt, inanan bir varlık olan insanın deneyimlerinden hareketle, sorunu inceler Bu nedenler deyim tam yerini bulmasada bu kanıta “dini tecrübe” kanıtı da denilebilir Böyle bir tecrübe yaşamak için kişinin her şeyin başında inanması gerekmektedir Bu kanıt bir anlamda “Tanrıdan yine Tanrıya giden bir kanıt” olarak tarif edilebilir

Ünlü İslam düşünürü Gazali kendi inanç hayatında bu konuyu üç başlıkla ifade etmektedir Taklid, ilim ve zevk olarak ifade ettiği bu dini tecrübesinde önce iman olduğu gibi kabul edilir bu aşama taklid aşamasıdır Daha sonra bu imanın gerekleri üzerinde bir takım kanıtlara sahip olunur Zevk noktasında ise artık inanç açıklamasının derinine inilmektedir burada üst bir ruh haletine ulaşılır [10]

Dini tecrübe kanıtının da eleştiriye uğradığı bazı noktalar vardır Bu noktaları şöyle özetlemek mümkündür

1 Dinden dine, kıtadan kıtaya değişiklik gösterir

2 Ruhi dengesizlik ve hastalıklardan ayırmakta sorun çıkar

3 Kişiye özel niteliğinden dolayı nesnel değerlendirmeler yapılamaz

4 İnsan karakteri üzerinde olumlu etkisi olduğu söylense bile, bunu doğruluk değeriyle karıştırmamak gerekir

5 Dini tecrübeden haz duyan kimselerin onu sürekli istemeleri, doğruluk değerinin belirlenmesinde sorun çıkarır

Değerlendirme Soruları

1 Tanrı’nın varlığını kanıtlama konusunda klasik kanıtlar deyince ne anlaşılmaktadır?

2 Ontolojik kanıt nedir? Bu kanıt özellikle kim tarafından savunulmuştur?

3 Kozmolojik kanıt nedir? Kozmolojik kanıtın öncüsü kimdir?

4 Teleolojik kanıtı anlatın

5 Ahlaki kanıt neyi kapsamaktadır?

6 Dinsel deneyimler nedir? Örneklerle açıklayın

Ünite 4 Tanrının Özel Etkinlikleri

A Vahiy teorileri

Teologların geleneksel olarak iddia ettikleri Tanrı’nın kendisini bir takım özel iletişim yolu olan vahiyle insanlara takdimidir Bu bağlamda özellikle Hıristiyan ilahiyatında vahiy ikiye ayrılmaktadır Bu iki vahiy çeşidi özel ve genel başlıkları altında toplanmaktadır Yahudilikte, Hıristiyanlıkta ve İslamda vahiy önemli bir rol oynamaktadır Aslında vahiy “Dini Tecrübenin” bir uzantısıdır Tanrı’nın bir takım “Özel Etkinlikleri” inananları doğrudan kendisine bağlı kılmaktadır Bu özel etkinlikleri ayırıcı özelllikleri ile tanımanın ve bu özel etkinliklere inanmanın zorlukları üzerinde durmamız gerekmektedir Bu nedenle bu konuya çeşitli yollardan yaklaşmak mümkündür

Birincisi; gerek peygamberler aracılığı ile ya da başka bir yolla ulaştığı söylenilen vahiy aslında başlı başına bir mucize çeşitidir Vahyin kabulü mucizenin kabulüne bağlıdır Peygamberler, kutsal yazılar, bu yazılarda olup bitenler doğallık içersinde açıklanamaz

İkincisi; mucize de aynı zamanda bir özel vahiy şeklidir Mucizeler vahiy olarak değerlendirilirler

Üçüncüsü; Yahudilikte, Hıristiyanlıkta ve İslam’da vahiy olarak kabul edilen bütün metinlerin içinde mucizeler vardır

Dördüncüsü; böyle bir tecrübeyi çok az kişi yaşadığı için, kanıt ilişkisi diğer şekilde olmalıdır Mucizeler için kanıt özel vahyin tanıklığı olmalıdır

Şimdi bu genel girişten sonra vahiy teorilerine bakalım

Geleneksel bakış açısı: Hıristiyanlığa göre vahiy Tanrı’nın insanlığa yetkin hitabıdır Muhafazakar Katolik ve Hristiyan görüşü böyledir Aslında Katoliklerle Protestanların vahiy üzerine vurguları da birbirlerinden oldukça farklıdır Katolik inancında Kutsal Yazılarla birlikte geleneklerde neredeyse vahiy kapsamındadır Protestanlıkta ise yalnızca Kutsal Yazılar vahiy kapsamındadır

Geleneksel bakış açısı aslında vahyi doğrudan açıklanmış olarak görmektedir(Propositional) Tanrı’nın etkinlikleri yoluyla, tarih içine girmesi ve tarih içinde hareketi yoluyla ya da insana hitabı şeklinde vahiy yeryüzüne ulaşmaktadır ve bu vahyin hatasız olduğu kabul edilmektedir Vahyi kalemle kağıda aktaranlar insan oldukları için doğal olarak insani hatalar yapabilirler Buna karşın vahiy insan üstüdür ama insan karakterinde, kültüründe, kısır açıklamalarında ifade edilmiştir

Liberal bakış açısı: Bu görüş özellikle ondokuzuncu yüzyılda gelişen klasik liberal teolojinin görüşüdür Klasik liberal görüş onsekizinci yüzyıldaki iki gelişimin ürünüdür Bunlardan ilki, akılcı aydınlanma fikridir Bu görüş gerçeği bulmak için hep bir neden aramaktadır Bu tarz düşüncede Tanrı’nın özel etkinliklerine, mucizelere yer verilmektedir İkincisi ise; “yüksek eleştiridir” Bu eleştiri bütün herşeye karşı kullanıldığı gibi Kutsal Yazılara da kullanılmıştır

(Nonpropositional) Doğrudan olmayan bakış açısı: Bu görüş geleneksel bakış açısı ile liberal bakış açısı arasındaki görüştür Liberal görüşe karşı çıkmıştır Neo-ortodoks denen görüşle alakalıdır Bu görüşe göre Tanrı gerçekten Tarih içinde özel bir biçimde hitap etmekte ve işlemektedir Ama Liberal görüşe görede Kutsal Yazıların açıklanmasında insan kullanıldığı için Kutsal Yazılar yanılabilir de Tanrı hala aynı Tanrı olduğuna göre O’nun vahyi hali hazırda devam edebilir


Alıntı Yaparak Cevapla