|  07-28-2012 | #3 | 
	| 
Prof. Dr. Sinsi
 | 
				  Kısa Öykü Örnekleri 
 
             BİR MASAL GİBİDondurucu soğukta bir an önce evime varabilmek için
 hızla yürürken, ayağımın ucunda bir cüzdan gördüm
    Hemen aldım
  Sahibini gösteren bir kimlik vardır diye acele acele açtım
   İçinde üç dolar ve sararıp kat yerleri yıpranmış eski bir zarftan başka birşey yoktu
    Sol üst köşede yalnızca gönderenin adresi, alıcı adresi
 yerinde bir posta kutusu numarası vardı
  Bir ipucu bulabilmek belki biraz da merakımı giderebilmek için
 zarfı açtım ve içindeki mektubu okumaya başladım
   Mektup, sol yanı çiçek resmiyle süslenmiş bir kağıda,
 özenli bir el yazısıyla yazılmıştı ve "Sevgili Michael"
 diye başlıyordu
   Ve "Annesi yasakladığı için onu bir daha göremeyeceğini" anlatarak
 devam ediyor
   "Ama sakın unutma, seni daima seveceğim" diye bitiyor
   İmza   Hannah!   Elimde yalnızca, mektubu yazan kişiyle, mektubun
 yazıldığı kişinin birinci adları vardı
  Eve gider gitmez hemen telefon idaresini aradım
  Görevli kisi, kendisine bildirdiğim adreste yaşayanların telefon numarasını
 vermesinin yasalara aykırı olduğunu söyledi
  Fakat ısrarım karşısında: "Belki, size yardımcı olabilirim" dedi
   "Bu adreste bulunan numaraya telefon ederim ve onlar
 Kabul ederlerse, sizi görüştürebilirim lütfen bekleyin
   " dedi
  İki üç dakika sonra görevlinin sesi geldi    "Bağlıyorum efendim
  " Telefonda, karşıdaki hanıma "Hannah diye birini tanıyıp, tanımadığını" sordum
   
 "Bu evi, 30 yıl evvel, Hannah diye kızları olan bir aileden
 aldık" dedi
  "Peki yeni adreslerini biliyor musunuz?   " "Hannah annesini bir huzurevine yatıracaktı
  Oradan takip ederseniz, belki adres bulursunuz
   " deyip bana huzurevinin adını verdi
   Hemen aradım   Yaşlı anne yıllar önce ölmüş    Ama kızına ait eski bir telefon numarası var
  Belki ordan bilirlermiş
   "Bunların hepsi aptalca aslında" dedim kendi kendime
   İçinde sadece 3 dolar ve 60 yıl önce yazılmış bir mektup bulunan cüzdanın sahibini aramak
 için bunca zahmete ne gerek var ki
   Aradım numarayı    
 Bir kadın "Şimdi Hannah'nın kendisi bir huzurevinde"
 dedi ve numarayı verdi
  Hemen orayı çevirdim   Ses; "Evet, Hannah burda yaşıyor" dedi
   Saat ona geliyordu ama hemen yola çıktım, Hannah'yı görmek için
    Devasa bir binanın üçüncü katında şirin bir oda
   Gümüş saçlı, sıcak tebessümlü bir yaşlı kadın
   Gözlerinin içi ışıl ışıl ama
   Anlattım olanları   Cüzdanı ve mektubu gösterip    Derin bir iç çekti mektuba bakarken ve "Genç adam" dedi,
 "Bu mektup, Michael ile son kontağımdı
   Onu öyle seviyorum ki
   Sean Connery gibi yakışıklıydı   Hani şu meşhur aktör
   Ama ben 16 yaşındaydım   Çok küçüğüm diye annem kesinlikle izin vermedi
   " Derin bir nefes daha    "Michael Goldstein harika bir insandı
  Eğer bulabilirseniz ona söyleyin lütfen
   Onu hep düşündüm   Hep   " Bir ufak sessizlik
   Bir derin nefes daha   "Ve onu hep sevdim   " İki damla yaş damladı elindeki mektuba, ıslanan gözlerden
    "Ve hiç evlenmedim
   Michael gibi birisini bulamadım ki   " Hannah'ya teşekkür edip odadan çıktım
   
 Binadan çıkarken danışmada beni karşılayan kız
 "Hannah Hanım yardımcı olabildi mi size" dedi
   " Hiç değilse bunun sahibinin soyadını öğrendim" dedim
    Cüzdanı elimde sallayarak
   O sırada yanımda dikilip duran hademe bağırdı
   "Hey baksana   Bu Bay Michael'ın cüzdanı
   Üzerindeki bu kırmızı şeritten onu nerde görsem tanırım
   Cüzdanını hep kaybederdi zaten    Üç kere ben buldum, koridorlarda
    
 "Michael sekizinci katta yaşıyordu
   Ok gibi fırladım tekrar asansöre
  Michael yatmamıştı  Okuma odasında kitap okuyordu
  Hemşire beni ve elimdeki cüzdanı gösterdi   Michael elini arka cebine attı, hızla
   Sonra sevinçle "Evet bu benim cüzdanım" dedi
  "Öğleden sonraki yürüyüş sırasında kaybetmiş olmalıyım
  Size teşekkür borçluyum  " "Hiçbirşey borçlu değilsiniz" dedim
  "Ama özür dilerim  İpucu bulmak için açtım ve içindeki mektubu okudum
  " "Mektubu mu okudun?" "Sadece okumakla kalmadım
  Hannah'yı da buldum
   " "Buldun mu? Nerde? İyi mi? Hala eskisi gibi güzel mi
  Söyle, lütfen söyle   " "Çok iyi
   Hem de harika" dedim, yavaşça   "Bana onun telefon numarasını ver
  Yarın onu hemen arayacağım  " Elime sımsıkı sarıldı
   "O benim tek aşkımdı   Onu öyle sevdim ki, asla evlenmedim
   Çünkü bu mektup geldiğinde hayatım, anlamsal olarak bitmişti
  " "Bay Goldstein" dedim
   "Gelin benimle   " 
 Asansörle üçüncü kata indik
   Odanın kapısı açıktı   Hannah sırtı kapıya dönük televizyon izliyordu
    Hemşire ona yaklaştı, omzuna dokundu
   "Hannah" dedi
   "Bu bay'ı tanıyor musun?" Gözlüklerini ayarladı bir an baktı, tek kelime etmeden
   "Michael" dedi, Michael, kapıda, kısık sesle
    "Hannah
   Ben Michael   Beni tanıdın mı?   " "Michael" diye yutkundu Hannah
  "İnanmıyorum   Bu sensin
  Benim Michael'ım  " Michael Hannah'ya doğru yürüdü yavaşça
  Sarıldılar   Hemşire yanıma geldiğinde onun da gözleri yaşlıydı
   "Gördün mü, bak?" dedim "Yaşamda, yaşanması
 gereken herşey, er ya da geç, birgün kesinlikle yaşanacaktır
  " ***
 Üç hafta sonra beni huzurevinden aradılar
   Pazar günü bir nikah vardı
   Gelebilir miydim? 
 Harika bir nikah töreni idi
  Hannah ve Michael beni nikah şahidi yaptılar üstelik
  Hannah açık bej elbisesi içinde çok güzeldi
   Michael de lacivert takımı içinde hala çok yakışıklı
    Bir nikah tanığı olarak söylüyorum bu gözlemlerimi…
 Aşklarını onsekiz yaşın heyecanı ve duygusuyla yaşayan
 76 yaşındaki gelin ile 79 yaşındaki damadın nikahında
 keşke siz de bulunsaydınız… Altmış yıl önce bittiği
 sanılan bir aşk öyküsünün, altmış yıl sonra, kaldığı
 yerden nasıl filizlendiğine siz de tanık olacaktınız
  Çeviren: Nuray Bartoschek
 
 | 
	|  |   |