Yalnız Mesajı Göster

Başörtüsünün Farziyyeti

Eski 07-28-2012   #3
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Başörtüsünün Farziyyeti



Başörtüsünün farziyyeti (3)




Bektaşi hikâyesini herkes bilir: Hocanın biri Bektaşi'ye "Niçin namaz kılmıyorsun?" der ve "Kur'an öyle emrediyor" cevabını alır "Allah Allah, nerede emrediyor?" deyince, Bektaşi pişkin pişkin cevabı yapıştırır: "Lâ takrabu's-salat" (namaza yaklaşmayın) demiyor mu?" Hoca itiraz eder: "Devamını da okusana?" Maksadı kitaba değil kitabına uydurmak olan Bektaşi kaçamak yapar: "Ben hafız değilim"

Bu fıkrada dile gelen gerçek şu: İnsanın derdi hakikate uymak değil de hakikati kendisine uydurmaksa, Kur'an'ı bile buna alet eder Bu yeni bir şey değil Bazen kasıtsız, bazen kasıtlı yapılır bu Daha sahabe döneminden bunun örneklerini biliyoruz

Hz Ömer'in hilafeti döneminde iki kafadar kafayı çekmiş, hesabını soranlara da Maide 93'ü göstermişti Yine aynı dönemde bir kadın erkek kölesiyle zina yapmış, bunu nasıl yaptığını soranlara Mearic 30'u delil göstermişti

Hariciler siyasi muhaliflerinin bebelerini öldürüyorlar, bunun delilini soranlara Kehf suresinin 74 ayetini okuyorlardı Yine aynı zümre Hz Ali'yi dinden dönmekle suçlayıp katlederken, Yusuf suresinin 40 ayetini delil getirdiler

Bir zamanlar biriyle karşılaştım Kıldığımız namazların Kur'an'ın emrettiği namaz olmadığını söylüyordu Kur'an'ın emrettiği namazın nasıl kılınacağını sordum Ayağa kalktı, kıbleye döndü, Fatiha'yı okudu, "İşte bu kadar" dedi Yine bir zamanlar da bir grup esrarkeş münakaşa etmişler Ellerine Mushaf'ı alıp "Esrar'ı haram kılan ayeti bize göster" diye yanıma gelmişlerdi

Görüyorsunuz, iş çığırından çıkınca ortalık çamurdan geçilmez oluyor

Başörtüsünün farziyyeti konusunda da mesele işte bu düzeyde ele alınıyor Dini bir meseleyi konuşmanın bir usulü, üslubu ve adabı olduğu hatırlanmıyor İnsanlar bozulan musluklarını tamir ettirmek için berbere gitmezken, iş dine gelince ilme ve ihtisasa hürmeti kimse hatırlamıyor "Bilmiyorsanız Kur'an'ı (zikr) bilenlere sorun?" diyen Kur'an değilmiş gibi davranılıyor

Kur'an'ın ortaya koyduğu bir hüküm yalnız lafızdan yola çıkılarak anlaşılamaz Ona mana ve maksadı da eklemek şarttır Maksadı öğrenmek için ise: 1) O konudaki tüm ayetleri iç ve dış bağlamlarından koparmadan tümevarım yöntemiyle okumaya tâbi tutmak; 2) Ahlakı Kur'an olan Hz Peygamber'in o Kur'anî hükmü hayata nasıl tatbik ettiğini bilmek; 3) O hükmün tatbik edildiği nüzul ortamını bilmek şarttır

Kur'an başı gökte ayakları yerde olan ilahi bir hitaptır Başı manayı, ayakları lafzı, bastığı yer dış bağlamı/olguyu, baktığı yer teşri yönünü gösterir

Geçen haddini bilmez bir tv programcısı, resmen Nur 31'den önce kadınların göğüsleri açık, hatta çıplak gezdiklerini söylüyordu Buna da delil olarak Kâbe'yi çıplak tavaf etme geleneğini gösteriyordu

Birincisi bu nadir bir haldi, yaygın bir uygulama değildi İkincisi, hiçbir Mekkeli Kâbe'yi hiçbir zaman çıplak tavaf etmedi Onlar Fil olayından sonra kendilerini "Allah'ın halkı" ilan ettiler ve "hums" adını verdiler Dışardan gelmiş insanlara "hılli" adını verdiler Bir hılli Kâbe'yi kendi elbisesiyle değil, "hums"tan birinin elbisesiyle tavaf etmeliydi Böylece bir elbise kiralama sektörü doğdu Çıplak tavaf, yalnızca elbise kiralayacak gücü olmayanlarla sınırlı nadir bir uygulamaydı Buradan örtüsüzlüğe ne çıkar? Hiç!

Nur 31'de emredilen başörtüsü değil de ğöğüs ya da omuz örtüsü diyenler, bu ayet geldiğinde mümin hanımların göğüsleri açıkta gezdiğini söylemiş oluyorlar Bu ayet zaten var olan örtünün doğru kullanılmasını emrediyor Onları yanıltan, ayet geldiğinde kadınların başörtüsünü hiç tanımadıkları ön kabulüdür

Oysa ki nüzul ortamında örtü yaygın olarak kullanılıyordu Örtü hürriyet ve saygınlık alametiydi Hz Hatice Hz Peygamber ile evlendiğinde örtülüydü Örtünün o kadar saygın bir yeri vardı ki, bir kadının başörtüsüyle kesilen savaşlardan söz eder kaynaklar Muhabbar sahibi şöyle bir olay anlatır: Ümmü Kırfe bt Rebi'a b Bedr, Malik oğullarından saygın bir kadındı Ğatafan'dan iki ordu savaş için karşı karşıya geldi Tam savaş başlayacaktı ki, bu kadın başörtüsünü iki ordu arasına astırarak savaşı önledi (be'aset hımârahâ fe'ullika beynehum fe'stalehû)

Kur'an "elbise"yi tıpkı ayet gibi Ademoğlu'na "inzal edilen" bir nimet olarak takdim eder (7:26) Giyinmekten maksadın cinselliği örtmek olduğunu, cinselliğin özel bir alan olduğunu dile getirir (7:25) Örtünmenin temelinde cinselliğin kamuya açılmaması ilkesi yatar Örtünme emri, kadın-erkek ilişkisinin cinsiyet değil şahsiyet üzerinden gerçekleşmesi içindir İlişkinin zehirlenmemesi içindir

Örtünmenin sınırlarını koyan, kadını da erkeği de yaratandır O yarattığını bilir Mesele O'na güven meselesidir Zaten imanın ahlaki tanımı "Allah'a güven" değil midir?

Bir sınır yoksa hiç sınır yoktur Peki, o sınırı kim koyacak? İslam bu soruya "Allah" diyor Müslüman, buna iman edip Allah'ın hükmüne teslim olan demektir Gerisi mi? Gerisi, Kur'an'ın (49:16) ifadesiyle "Allah'a din öğretmeye kalkmaktır" Neden kadın? Neden saç? Modern zihin nerede yanılıyor? Haftaya…


Mustafa İslamoğlu




15 Şubat 2008 Yeni Şafak

Alıntı Yaparak Cevapla